• Sonuç bulunamadı

Berkes’in Bilim Anlayi§i

Kaynak Eserler

2. Berkes’in Bilim Anlayi§i

Berkes “M odern Tiirkiye’de Felsefenin Kisa B ir ta rih i” adli yazisinda, “felsefe”den ve ozellikle “modern felsefe”den ne anladigm i §u sozlerle belirtir :

Tiirkiyede modern felsefenin dogu§unu kisaca anlatmaya galismadan once, duslin akimlarimn bir olgegi (olgtitii-DO-) olarak “felsefe” terimini ne anlam da kullanmakta oldugumu belirtm em gerekir. Felsefe bayligi altmda, insan, toplum ve evrenle ilgili sorunlari, akil yolu ve laik dii§iin ko§ullanyla anlama amacini giiden fikir gabalarini, d in le rin ya da b ilim le rin v e rd ig i y o ru m la m a la rin du§iinii k a n ik s a tm a d ig i (doyurm adigi -DO-) a§am alarda dogan fik ir gabalari olarak anliyorum . Felsefe dii§iiniinun dogu§u igin en onemli saydigim ko§ul, aklin geleneksel ve dinsel dii§tin tiirlerinden 6zgtirle§mesidir. Ikinci bir ko§ul, bir olgiide bilimsel ilerleme a§amasma gelinmesi; insan, toplum ve evren iizerinde bilim lerin daha otesine uzanan sorunlarla kar§ila§ildigmin goriilmesidir. Felsefe, degiymez degerlere dayanan geleneksel dii§Un bigimleri kinldigi, bilimsel du§iiniin yeni ufuklar agtigi zam anlarda dogar. Bu iki ko§ulun ikisi de insam rasyonel dii§iinmeye iten giiglerdir. Felsefe diiyiinii geleneginin kurulabilm esi, bir iilkede felsefenin tarihinin ne a§amada oldugunu gosteren iigiincii etkendir...

... §u var ki Bati kaynakli bilim ve teknoloji ogrenim inin dogurdugu giiglii bir istek, akil ve onun tiriinii olan bilim in, insanligin ilerleyi§inin ba§ dondiiriicii bir etkeni oldugu gorii§unii yerle§tirmi§tir. Bu gorii§un iginde, gelecek igin iig dii§iin to h u m u y a § iy o rd u : M o d e rn b ilim le rin giiciinii a n la m a ; b ilim in , ile rle m e olanaklarinm temeli oldugu; insanligin yeni olu§umu. Bu iig tohum, ister istemez zam anla yeycrcrek felsefe duyiiniine yolu agacakti.1

Felsefe ve bilim tarihinin bize ogretmi§ oldugu onemli bir husus vardir : O da, felsefenin ve bilim in tanim lam alarinm , her donemde, yine belli bir felsefe ve bilim anlayi§i dogrultusunda yapilmi§ oldugudur. Ba§ka bir ifadeyle, felsefenin ve bilimin herhangi bir felsefe ve bilim anlayi§mdan bagim siz tanimlari yoktur.

Bu g erg ev e d en b a k ild ig in d a , B e r k e s ’in y u k a rid a k i s a tir la n n d a tam b ir Aydmlanmaci atmosfer vardir ve Berkes’in “felsefe”yi ve ozellikle “modern felsefe”yi, Aydinlanma felsefesine ozgii bir dii§iinii§ tarzi dogrultusunda tanimlami§ oldugu belirtilm elidir. B erkes’in “bilim ” tammi da onun bu Aydmlanmaci tavn i§iginda d eg erlen d irileb ilir. B erkes, “A ydinlanm a” kavram i iizerinde birgok y azisinda d u rm u § tu r.4 N e var ki o, “A ydinlanm a” k av ram in m k ap sam li b ir tan im m i ve

138 tz Birakmis Kibrisli Turkler 1. Sempozyumu:Niyazi Berkes

irdelemesini yapm aktan gok, onu belli yonleriyle ve sinirli bir jekilde karakterize etm ekle yetinir. £iinkii onun ana ilgisi aydinlanm a felsefesinin felsefe diizleminde bir analizini yapmaktan gok, Aydinlanma gaginin bazi temel dil^imcclerini bilim ve siyaset uzerine yazilarinda ve ozellikle Cumhuriyet Tiirkiyesi igin yaptigi analiz ve degerlendirm elerde kilavuz olarak kullanmaktadir.

B erkes’in ‘A ydinlanm a”yi, akil ile deneyim in en uygun bile§im inin bilim de oldugunu ve dogruluga ancak bilim sel dogruluk olarak ula§ilabilecegini, insamn kendisini, toplumu ve evreni din ve gelenek yoluyla degil, ancak Aydinlanmacilarin anladigi §ekliyle “bilim ” yoluyla anlayabilecegini dii§unenlerin zihinsel tavri olarak kavradigi agiktir.5 “Aydinlanm a” sadece bir zihinsel tavir degildir; o m etafizigi, teolojiyi ve dini devre di§inda tutarak, ahlaksal ve siyasal sorunlann ancak aklm ve bilim in gosterdigi d o grultuda goziilebilecegine inanm ayi da igerir. Ve B erkes kendisini de, hem zihinsel hem pratik diizlem de, bu Aydinlanm aci tavir iginde hisseder; o pek gok yonuyle tipik bir A ydm lanm acidir. O yle ki B erkes’in bilim anlayi§im tem el h atlariy la ortaya koym a giri§im inde, onun dii§unur olarak bu Aydinlanmaci yoniinden hareket etmek bir zorunluluktur.

Berkes’e gore bilim, bir rasyonel du§tinme tarzinm iiriinudur. Ve boyle bir dunlin me tarzi aydinlanm a gagiyla birlikte bilimin temel karakteristiklerinden biri olmu§tur. Bu nedenle B erkes’in burada “bilim ” derken, aslinda bilim tarihgilerinin Aydinlanma gagmdan bu yana modern bilim terimiyle ifade ettikleri §eyi anlamis oldugu agiktir. Bilimsel dii§iinme sadece rasyonel dii§iinme ile smirli da degildir. Bilimsel du§iinmeyi onleyen, onu miimkiin kilan ba§ka ko§ullar da vardir. O rnegin deger yargilarindan

arinmi§ olmak, bilim yapm anm bir temel ko§uludur. Bu da, metafizik, teolojik, dinsel

ve ahlaksal her tiirlu deger yargisini paranteze almak anlam ina gelir. Bilim yapmak igin geleneksel gorii§lerden, geleneksel dii§iinu§ bigimlerinden de kurtulmu§ olmak gerekir. Bunun gibi, bilim yapmak igin gerekli olan rasyonel dii§unme, deger yargilari kadar duygulardan bagimsiz olmayi da gerektirir. Toparlayacak olursak, bilim yapma; rasyonel du§\inmenin, a) geleneksel du§unii§ bigimlerinden, b) metafizik, teolojik, dinsel ve ahlaksal deger yargilarindan, c) duygulardan, arm 11115 olmasini gerektirir. Bu ayni zamanda rasyonel dii§unmenin ozgiirle§mesi anlam ina gelir.

Ne var ki dzgiirle$mi§ bir rasyonel diipinm e tarzi da , tek ba§ma bilim yapmaya yeterli degildir. Bilim yapm ak igin, 6zgiirle§mi§ rasyonel du§unm enin deneyim

iqerigine uygulanmasi gerekir. Oyle ki rasyonel dujiinm enin 6zgiirle§mesi, onun deneyim igerigi kar§isinda da bagim siz olm asi anlam ina gelmez. Tersine, rasyonel dii§unm e d en ey im ig e rig iy le b a g in tili o lm ak , d e n e y im ig e rig in e d ay a n m a k zorundadir. Bir ba§ka ifadeyle, metafizik, teolojik, dinsel ve ahlaksal postiilalardan annm i'j, bu anlam da artik ozgiirle§mi§ olan rasyonel dii§iinmenin zorunlu olarak uygulanacagi tek bir alan vardir; o da deneyim diinyasi olarak olaylar ve olgular alam, fiziksel ve sosyal gergekliktir.6 Rasyonel dii§unme, K ant’m ifade ettigi gibi, basta m antik ilkeleri ve mantiksal dii§iinme formlari olm ak iizere, tiim insanlar igin

ortak, bu dem ektir ki oznelerarasi gegcrlilige sahip olmak anlam m da evrensel bir zihinsel faaliyettir.7 Ba§ka bir ifadeyle, insan aklinin tiim insanlar igin ortak olan bir i§leyi§ tarzi vardir. Ne var ki bilim sel bilginin elde edilebilecegi tek alan olan deneyim diinyasi, yani olaylar ve olgular alani, bir degi§me, donii^rne, hareket ve gokluk gosterir. Her§eyin degi§ip doniigtxigu bir alandan ise mutlak, ezeli-ebedi, degi§mez dogrular elde edilem ez. Bilim sel dogrular, m etafiziklerin, teolojilerin, dinlerin, ahlaklann aradigi tiirden m utlak dogrular olaraazlar. Deneyimden baska bayvuru ve denetlem e yeri kabul etmeyen bilim igin “mutlak dogru]uk" fikri bir fiksiyondur.' O halde bilimin ve bilimsel bilginin nitelikleri nelerdir ? Tekrarlamak gerekir ki, Berkes, sik sik ozgiirleymis rasyonel dtiyunmenin bilim igin onemine vurgu yapm akla birlikte, en az bunun kadar, bilimde deneyimin onemini de vurgular. Rasyonel diisunme. tek ba§ina, yani deneyim den ve dolayisiyla olgulardan bagimsiz bir halde bilim sel bilgi iiretemez. Bilim sel bilgi, zorunlu olarak, ancak ve sadece deneyimden gikabilir ve olgulardan hareket edilerek elde edilebilir. Bilim i, bilim olm ayan faaliyetlerden, m etafizikten, teolojiden, dinden, ahlaksal ve ideolojik du§iinii§ bigimlerinden ayiran tem el yon, bilim sel bilginin deneyim selligi ve olgusalligidir. B ununla birlikte, bilimsel faaliyette rasyonel dii§iinmenin mi yoksa deneyim selligin ve olgusalligin mi agirbastiginin dabelirlenm esi gerekir. Soru yovle de sorulabilir : Bilimde rasyonel dii§vinme faaliyeti mi, yoksa olgulara yonelik araytirma. inceleme, gozlem ve deney faaliyeti mi daha oncelikli ve onem lidir?9

Yiizyilimizin ilk yarisinda Anglosakson felsefe ve bilim diinyasinda yayginlik ka/anm is bir bilim felsefesi tipi igerisinde kendisine yam t aranan en onemli soru bu olmu§tur. Oyle ki, bilim de rasyonel yoniin agir bastigini ileri siiren ve kendilerine “ele§tirel rasyonalist”, “konstriiktivist” denen Popper, Kuhn, Planck, Duhem, Poincare gibi bilim insanlari ve filozoflar ile bilimi bilim yapan yoniin olgusallik oldugunu ileri siiren ve kendilerine “fizikalist” ve “neopozitivist” denen Schlick, N eurath, M orris, Carnap, Mach, Reichenbach gibi bilim insanlari ve filozoflar arasm daki tarti§malar, cepheleymclere ve hatta felsefe okullarm in dogm asina yol agmi§tir. Bu yogun tartiymalar. bugiin “kuram -olgu i 1 iskisi sorunu” adi altm da am lirlar.10

Bu genel gergeveden bakildiginda, B erkes’in bilimde rasyonel dii§iinmeye daha fazla onem atfettigini belirtm ek hatali olmaz. Bu yonden onun P opper’in temsil ettigi “eleytirel rasyonalizm ” e yakm durdugunu belirtm ek de aynca hatali olmaz. B erkes’in kuram -olgu iligkisi konusundaki gorii§leri ozellikle dikkate degerdir. Berkes, bilimsel faaliyetin yalnizca gozlemlerden genellem elere ula§maktan ibaret olm adigini belirtm ektedir.11 Gegen yiizyilin pozitivizm i veya bugiin ona verilen adla “eski pozitivizm ”, ozellikle A. C om te’un etkisiyle, bilimi gozlem lerden yasalara ula§an bir bilgi faaliyeti olarak tanim lam i§ti. Bu anlayi§ta deneyim in rasyonel dusunmeye, olgunun kuram a gore onceligi ve iistiinliigii oldugu, rasyonel duyiinmc ve kuram salligm ikincil kilindigi ve hatta degersizle§tirildigi saptanabilir.12 Buna k arjilik yiizyilim izin “konstriiktivist” ve “ele§tirel rasyonalist” diye anilan bilim

140 Iz Birakmis Kibrisli Turkler I. Sempozyumu:Niyazi Berkes

felsefesi tiplerinde, B erkes’in bu konudaki tav n n a uygun olarak, deneyim in ve olgunun, rasyonel dii§iinmeye ve kuram salliga gore ikincil kilindigi goriilur.13

i§te B erkes’in bilim anlayi§i, temel hatlari itibariyle pozitivist bilim felsefesi gelenegi igerisinde yer alm akla birlikte, Poincare’den Popper’e kadar yiizyihm m n bir dizi filo/ofu tarafindan temsil edilmi§ olan konstriiktivist ve ele§tirel rasyonalist bilim felsefesi gelenegi igerisinde degerlendirilmesi gereken yonler de igerir. Ozellikle ikinci bilim felsefesi gelenegi igerisinde sik sik vurgulanan hususlardan birisi, kuram siz ara§tirmanm pusulasiz bir gemiye benzedigidir. Berkes de, kuram ile olgu arasmdaki iligkiye sik sik dikkat cekmi^tir. Berkes’in yine sik sik i§aret ettigi hususlar, rasyonel du§iinm eye ve kuram la§tirm aya ba§vurm adan higbir kavram la§tirm a faaliyetinin, nesneleri cins ve tiirlere ayirmanm (sm iflandirm anin) ve en onemlisi olgular h akkinda y asalar elde etm enin miimkiin o lam ay acag id ir.14 O lgulardan tiimevanmsal yoldan genellemelere ula§mak, bilimin deneyim agirlikli yiiziidiir. Fakat bilim, ulajjilan genellem eleri daha list diizeydeki yasalann igermeleri (subaltern) olarak ifade edebildigi oranda bilim adina layik olabilir. Ornegin diisme yasasina dii§me olgularindan tiim evanm sal yoldan bir genellem e halinde ula§ilir. Fakat olgularm gozlenm esinden elde edilen boyle bir yasa, cisim lerin neden du§tiigunu bize agiklamaz. C isim lerin neden diijtiigunu, ancak, dii§me olgularini gozeterek fakat rasyonel dii§iinmeye ba§vurarak bulabiliriz. Gergekten de cisim lerin neden dii§tiigiinu agiklayan yergekim i yasasi, b ir rasyonel dii§unm e faaliyeti olarak kuramsalla§tirma yoluyla bulunmu§tur. O, deneyim le ve sadece olgulardan hareketle elde edilebilen bir yasa olsaydi, insanlik bunun igin N ew ton’a kadar beklem ezdi. O halde, deneyim den kopuk, olgulardan bagim siz bir bilim sel faaliyet olamaz; bununla birlikte bilimi bilim kilan en onemli yon, onun rasyonel dusiinme ve kuram sallik yoluyla evrensel agiklamalarda bulunabilmesidir.

Berkes, kuram -olgu ili§kisinin dinam ik bir ili§ki oldugunu da belirtir. Kuram olguyu etkiledigi gibi, olgu da kurami etkiler. Kuram, bilim insam na hangi olgulara yonelecegini dikte eder. Ve bilim insam ke§ifte bulunabilm ek igin kuramm ona agtigi ufka muhtagtir. Fakat ara§tirmalar ilerledikge, kuram da olgulara uym ayan yonler ortaya gikabilir ve bu durum da kuram da iyile§tirmelere, diizeltmelere ba§vurmak ve hatta belki yeni bir kuram geli§tirmek gerekli hale gelir. D olayisiyla kuram ile olgu arasmdaki ili§ki tek yanli bir etkileme iligkisi degil, bir kar§ilikli etkile§im iligkisidir.15

Gergekten de Berkes, kuram ile olgu arasmdaki kar§ilikli etkile§im dolayisiyla kuram larin degijebilm esini, bilimsel faaliyetin en onemli yonlerinden birisi sayar. Kuram ile olgu arasm daki bu dinam ik ili§ki, bilimsel bilginin her zaman degi§ebilir ve yerine yenisinin konulabilir bir bilgi oldugunu bize gosterir. Aksi halde, bilimsel faaliyet, B erkes’in kullandigi terim le bir “skolastik”e d6nii§iir. Berkes “skolastik” terimiyle, hem ortagag felsefesinin bir donemine gonderme yapar, hem ayni terimi hemen her gagda gozlenebilir olan bir zihinsel durumu ifade etm ek igin kullanir. Her iki kullanim im da dikkate aldigimizda, “skolastik”in, m etafizikte, teolojide, dinde

rastlanan bir zihinsel faaliyet tarzi oldugu, bu tarz igerisinde, mutlak bilgilerin, kesinliginden asla §uphe edilmeyen dogm alann m evcudiyetine inanildigi, bilgide degi§m enin reddedildigi saptanabilir. l§te Berkes, bilim sel faaliyette esas olamn bilimsel bilgide degi§ebilirligin kabul edilmesi oldugunu, bunun aksinin bilimi bir skolastikfaaliyete d6nii§turmekle esanlamli olacagini vurgular.16 Skolastikte bilginin deneysel yoldan, olgulara gidilerek denetlenmesi mumkiin degildir. Oysa bilim sel bilgi deneyim e ba§vurularak, olgulara gidilerek her zam an denetlenebilir olan bilgidir. Tam da bu nedenle, bilimde, skolastigin tersine, her§eyi tek bir dogmadan, bir mutlak hakikatten hareketle aciklamak soz konusu olamaz. Bilimde, tam tersine, aym olgu veya olgular toplulugu igin geli§tirilmi§ bir kuram lar gokluguyla kar§ila§ilir. Gergi kuram, olgularin tiimunii agiklasin diye geli§tirilir; ne var ki higbir kuram olgulari tiimiiyle agiklayamaz. Kurama aykiri olgular her zaman kar§imiza gikabilir ve bunlarin sayisi gogaldikga, yukarida da deginildigi gibi, hatta kurami degi§tirmek yoluna gidilebilir. Bu nedenle bilim de tek bir kuramla degil, bir kuram lar goklugu ile kar§ila§ihr. Bir kuramm agikladiklan yanm da agiklayam adiklan da vardir. Ve bilimde bir kuramm agiklayam adiklanni ba§ka bir kuram in agiklayabildigi halier de hig az degildir. Oyle ki, bazi bilim filozoflanna gore, bilim tarihi, olgusal bilgilerdeki degisikliklerle kuram lar arasmdaki karsilikh iliykilerin tarihidir. Ve bilimsel bilgi, bu karyilikli iliski tem elinde birikimsel olarak artar, bu da bilgide ilerleme den ba§ka bir yey degildir.17

B erkes’in bilim anlayi§ini buraya kadar ana hatlariyla betim lem eye gah^tim. Bir sosyal bilimci olarak B erkes’in, sosyal bilimleri de, doga bilimleri ile birlikte, bu genel bilim anlayi§i igerisinde degerlendirdigini goriiyoruz. B erkes’e gore bilimsel faaliyet ve bilimsel yontem, konu ister doga ister toplum olsun, bir ve aynidir. Ba§ka bir ifadeyle bilim sel faaliyette dogaya ve topluma iliykin olarak gok sayida kuram geli§tirilmi§ olsa bile, gali§ma tarzi ve yontem tektir ve evrenseldir. Bilim sel yontem, gozlem, hipotez, denetlem e ve genelleme a§amalarini izler ve bu a§amalardan sonra elde edilmiy olan verileri bir kuram in lsiginda anlamlandirir. Doga bilim leri ile sosyal bilim ler arasinda yontem bakim indan bir ayrim, bu agidan da yoktur. Sosyal bilim ler igerisinde ozellikle m erkezdeki bilim konum unda olan sosyoloji, B erkes’e gore, daha gegen yiizyilda A. C om te’un kullandigi terim le bir “sosyal fizik”ten ibarettir. Sosyal bilimler, yine Berkes’e gore, birer “mekanik bilim i” gibi galijmalidirlar. Sosyal bilim ler, tipki doga bilim leri gibi, konularim betim leyip olgulari nedenleriyle agiklamak gabasinda olan bilim lerdir.18 Berkes, doga bilim leri ile sosyal bilim ler arasinda yontem bakimindan bir ayrim yapm am ij olmakla birlikte, sosyal bilimlerin doga bilim lerinden bazi hususlarda fark h lik lari oldugunu da belirtm ekten geri kalmamiytir. Bu farkliliklann ba§mda, sosyal bilim lere ideolojilerin ve iitopyalann, sosyal bilim ci farkinda olmasa da, zaman zaman sizabilmesi ve hatta ara§tirmaya yon v erebilm esi gelir. B e rk e s’e gore id eo lo jilerin ve iitopyalann kendileri, sosyal bilimlerin birer ara§tirma konusudur ve sosyal bilim ler bunlari nesnel bir §ekilde ele

142 Iz Birakmis Kibnsli Turkleri. S e m p o zy u m u :N iy azi Berkes

alip inceleyebilir, bunlarla toplum lar olgular arasmdaki nedensellik bagintisim ortaya koyabilir. Bunun tersine, sosyal bilim cinin arastirm asina bir ideoloji veya iitopya yon veriyorsa, elde edilecek sonuglarin bilim selligi §iipheli hale gelir. B erkes’e gore ideolojiler, dinsel, ahlaksal deger yargilan, siyasal inanglar, vd. birer toplumsal iirun olarak goriilebilmeli ve bunlarin ortaya cikis nedenleri kadar yol agtiklan sonuglar da, nesnel bir §ekilde ara§tirilmalidir. Bilim sellik ancak bu yolla saglanir. Bilim ile ideoloji farkli §eylerdir. Ideolojiye siginan bilim, bilim olm aktan gikar. Ideoloji, kuram la olgu arasm daki uyumsuzlugu gizlem eye de yaradigindan, gergegin ortaya gikarilmasim engelleyici bir i§leve de sahiptir. ideoloji, ki§inin veya sosyal gruplarm sosyal olaylara baki§ini yansitir. Sosyal bilim ci olmanin ilk ko§ulu, ideolojilerden, deger yargilanndan arm abilm ektir. Bu agidan bakildiginda, sosyal bilim cinin i§i doga bilimciye gore daha zordur. Doga bilimcinin, konusu olan dogaya bir ideolojiden hareketle ve deger yargilarina ba§vurarak yonelmesi gerekmez; giinkii dogamn kendisi deger yiiklii bir alan degildir. Oysa sosyal bilim cinin konusu olan sosyal diinya, biiyiik olgiide, ahlaksal, dinsel, siyasal degerlerin giidumiinde olan bir alandir. Kendisi de bir sosyal varlik olarak sosyal bilim cinin bazi degerleri ve ideolojik bir tavri olmasi kaginilmazdir. Fakat sosyal bilimcinin, inceledigi sosyal diinya karjisinda, bazi degerler ve ideolojilere siginmayi reddeden bir tavirla, bir ahlaksal sorumlulukla hareket etm esi, sosyal bilim yapm anm bir ko§uludur. Sosyal bilim ci, dinsel ve m etafizik onyargilardan, degerlerden annm ayi ba§armak zorundadir. Aksi halde onun icra ettigi §ey sosyal bilim olm az. 19

Berkes doga bilimlerinin mekanizmine ko§ut olarak, sosyal bilimlerin organizmaci ve i§levselcibir tutum lakonulanni i§lemeleri gerektigini belirtir. Berkes’in “toplum ”u bir organizma, kendi igerisinde i§levsel butunliigii olan ve bu haliyle araytirmacimn online koyup inceleyebilecegi bir “nesne” olarak gordiigii bellidir. Ozellikle, sosyal bilim ler igerisinde m erkezdeki bilim konum unda goriilen sosyolojinin amaci sosyal rollerin ve statiilerin incelenm esi, toplum sal iligki ttirlerinin sosyal birliklerin ve b irlik tip le rin in b e lirle n m e si, k u ru m lar arasm daki i§levsel b a g in tilarin agiga gikarilmasi ve rol, statu, iliski tipleri ve sosyal birliklerin, hepsi bir arada, bir organik biitiinun pargalan oldugunun ortaya konulm asidir.20

3. Berkes’in Bilim Anlayi§ma Farkli Bir Bilim