• Sonuç bulunamadı

BEDELLERDE OLUŞAN ZARAR VE SEMENE ETKİSİ

Semenin veya mebî‘in helak olması durumunda akdin durumunun ne olacağı ve bedellerin helak olmasından kimin sorumlu olacağı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. İlk olarak mebî‘in bâyi‘in bir kusuru sebebiyle helak olması durumuna değinecek olursak, Hanefiler bu durumda akdin münfesih olacağını düşünmüşlerdir. Çünkü akid geçerlilik kazandığı şekilden farklılaşmıştır.407

Eğer semen teslim edilmemişse semeni teslim borcu müşteriden düşer. Semen teslim edilmişse bâyi‘den geri vermesi istenir. Akdi feshederse semeni vermişse geri ödenmesi istenir, vermemişse semen borcu düşer. Kıymetinin ödenmesini isterse mebî‘in ecr-i misli ne kadar tutuyorsa bâyi‘ o kıymeti verir. Üçüncü bir şahsın sebep olması ile mebî‘ helak olursa Hanefilere göre müşteri akdi feshetme veya akdi devam ettirip mebî‘in tazmin etmesi için üçüncü şahsa dönme arasında muhayyerdir. Akdi feshederse semeni ödeme borcu düşer. Semeni vermişse geri alır. Akdi devam ettirirse

404 Hafîf, İslam Hukukuna Göre Hukukî İşlemler ve Hükümleri, s.494; Mv.F, “Bey‘”, IX/30,31. 405 Hafîf, İslam Hukukuna Göre Hukukî İşlemler ve Hükümleri, s.191,192; Mv.F. “Semen”, XV/43. 406 İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, VII/523.

helak olan malın tazmini için üçüncü şahsa rücu’ eder. Mebî‘ mislî ise misli kıyemî ise kıymeti tazmin edilir.408

Mebî‘in bir kısmı doğal bir afet sebebiyle zarar görecek olursa Hanefi ve Hanbelilere göre eksilen kısmın semenden hissesi ne kadara tekabül ediyorsa o kısım düşülerek akit devam edebilirse de bu durumda bir muhayyerlikten söz edilmiştir. Teferruk-ı safka muhayyerliği gereği müşteri dilerse zarar gören kısmın hissesini semenden düşürür dilerse de akdi fesheder. Semeni vermişse geri ister. Mebî‘in bir kısmı bâyi‘ sebebiyle helak olmuşsa yine yukarıdaki hükümler uygulanır. Üçüncü bir şahsın sebep olmasıyla semenin bir kısmı telef olmuşsa ya akit feshedilir ya da telef olan kısmı tazmin etmesi için üçüncü şahsa rücu’ edilir. Fakat mebî‘in bir kısmı müşterinin elinde veya müşterinin sebep olması ile telef olacak olursa semenden hissesi düşülmez. Müşteri telef olan kısmı kabzetmiş sayılarak tazmini gerçekleşir.409

Mebî‘ müşterinin malı kabzetmesinden sonra müşterinin elinde helak olursa müşteri malın bedelini öder. Fakat bu noktada müşteri ile bâyi‘ semenin miktarında ihtilaf edecek olurlarsa Ebû Yusuf’a göre taraflar yeminleştikten sonra iki tarafta haklı olduğuna dair yemin ederse “Delil müddeîye, yemin münkire gerekir” kaidesi gereği müşterinin iddia ettiği miktar kabul edilir. İmam Muhammed’e göre ise her iki tarafın yeminleşip akdi reddetmeleri gerektiğine dair hadis bu konuda delil olup hüküm buna göre verilir. İmam Şâfiî’de bu konuda İmam Muhammed gibi düşünmektedir.410 Bununla birlikte yeminleşme esnasında Ebû Hanîfe’ye göre mal hala mevcut olmalıdır. İmam Muhammed’e göre ise mal helak olmuşsa da yeminleşme gerçekleşebilir. Müşteri malı teslim almışsa kıymetiyle tazmin eder. Bu ihtilafın temelinde mal helak olmuşsa Ebû Hanîfe’ye göre akit artık bağlayıcılık kazandığı için semenin miktarındaki ihtilaf akdin bağlayıcılığına etki edemeyeceği dolayısıyla yeminleşmenin gerçekleşmeyeceği düşüncesi yer alır. Diğer guruba göre ise mal helak olsa da akdin bağlayıcılığı düşebilir.411

408 Kâsânî, Bedâi‘u’s-Sanâi‘, VII/227-229.

409 Zerkâ, Ukûdu’l-Müsemmât, s.122,123; Mv.F, “Bey”, IX/34-36. 410 Serahsî , el-Mebsût, XIII/29,30; Çekiç, Hanefi-Şafii Farklılıkları, s.38.

411 Kâsânî, Bedâi’u’s-Sanâi‘, VII/233; Hadi Ensar Ceylan, İslam Borçlar Hukukunda Akdin

Müşteri iflas edecek olursa çoğunluğa göre bâyi‘in akdi feshetme hakkı doğacağı ifade edilirken, Hanefilere göre akit bâyi‘ için bağlayıcılığını yitirmediği için feshetme hakkı doğmamaktadır. Mâlikîler de bu görüştedir. İmam Muhammed’e göre akit ancak mebî‘ teslim edilmemişse feshedilebilir. Çoğunluğa göre “müşteri, alım-

satım akdinin ardından akde konu olan malı teslim alıp, mal bedelini ödeyemeden iflas ederse bâyi‘in, malını geri alma hakkı bulunmaktadır.”412 hadisi bâyi‘e fesih hakkı verir. 413Cessâs bu hadiste bahsedilen bey‘ değil vedia veya mudarebe gibi bir akdidir demektedir. Çünkü bu akitlerde kendi malı söz konusu iken bey‘de başka bir şahsın hakkı bulunmaktadır. Bu sebeple Cessâs’a göre bu hadisten bey‘ akdini anlamamak gerekir.414

Taraflardan birinin birden fazla sorumluluk yüklenmesine sebep olan akitler tefrik-i safka anlayışı ile ilişkili olarak ele alınarak hükme bağlanmıştır. Selem akdinde daha çok gündeme gelen bu tür anlaşmalarda Ebû Hanîfe’ye göre akdin bölünmez olduğu kabul edilmektedir. Bu sebeple herhangi bir kusur ortaya çıkacak olursa akit tamamen fasit olurken İmameyn’e göre akit bölünebilir olduğu için misal olarak birden fazla bedel varsa bu bedellerden eşit oranlarda kusur miktarı düşülerek kalan kısımla akit devam edebilir. Fakat burada bedellerin semenden hissesi başta belirtilir demeleri sebebiyle İmameyn’de Ebû Hanîfe’nin görüşüne yaklaşmış sayılır.415

Teferruk-ı safka muhayyerliğinin temeli, yapılmış bir akdin herhangi bir sebeple değişime uğraması ve parçalanması sebebiyle yeni bir durumun ortaya çıkmasına dayanmaktadır. Bu muhayyerlik türü, toptan satılan veya birim miktarı belirlenmiş bir şeyin söylenen miktardan az çıkması sonucu, satılan bir malın aslında bâyi‘e ait olmadığının akid tamamlandıktan sonra ortaya çıkması sonucu ve yukarıda geçen mebî‘in bir kısmının telef olması sonucu gündeme gelir. Her üç çeşidinde de müşteri dilerse akdi fesheder dilerse devam ettirir. Devam edilecek olursa eksilmelerin hissesi semenden düşülür.416

412 Buhârî, “İstikrâz”,14; Müslim, “Müsâkât”, 5. 413 Aybakan, İslam Hukukunda Borçların Îfâsı, s.182.

414 Ebû Bekr Ahmed b. Ali Râzî Cessâs, Şerhu Muhtasari’t-Tahâvî fi’l-Fıkhi’l-Hanefi (thk. İsmetullah

İnayetullah Muhammed), Dârü’l-Beşâiri’l-İslâmiyye (2.baskı), Beyrut 2010, III/166.

415 Samar, Safkateyn, s.169. 416 Çeker, Fıkıh Dersleri 1, s.88.

Semen helak olacak olursa akit genellikle feshedilmeden devam ettirilir. Çünkü genellikle semenin misli verilebilecek durumda olduğu için helak olanın yerine misli verilerek akit devam eder.417 Burada semenin tazmini noktasında yukarıdaki esaslar geçerli olacaktır. Helak eden taraf tazmin etmek zorunda olmakla birlikte kabzdan önce satıcının sebep olmasıyla helak olursa telef edilen kısmı satıcı kabzetmiş sayılacaktır. Üçüncü şahıslara rücu’ etme noktasında da yine mebî‘deki şartlar çoğunlukla geçerlidir. Semenin mislî bir mal olması durumunda mislinin tazmin edilemeyecek durumda olması yani piyasadan çekilmesi veya misli piyasada bulunamaması gibi hallerde akit Ebû Hanîfe’ye göre feshedilmesi gerekirken İmameyn’e göre kıymeti verilerek tazmin edilir ve akit devam eder. Bu anlayış eimme- i selâsenin kesad anlayışlarının devamı konumundadır.418 Bu noktada Hanefilerin kesad anlayışına ayrıntılı değinmek yerinde olacaktır.