• Sonuç bulunamadı

Aldanma/Aldatılma Muhayyerliği

6. MUHAYYERLİKLERİN SEMENE ETKİSİ

6.1. Aldanma/Aldatılma Muhayyerliği

Semenin satıcıyı yanıltıcı şekilde gösterilmesi veya semen olan malı olduğundan farklı vasıflara büründürme, maliyet ve kar oranlarındaki aldatma gibi sebeplerle semende aldanma veya aldatılma söz konusu olabilmektedir. Fıkıh kaynaklarında geçen gabn, galat, tağrir gibi kelimelerin hepsini aldanma muhayyerliği altında zikretmek mümkündür. Fakat bu kavramlar arasında Hanefiler açısından muhayyerlik hakkı verip vermemesi açısından fark bulunmaktadır. Gabnın kimin etkisiyle oluştuğu ve kasıt bulunup bulunmama noktaları muhayyerliği etkilemektedir. Genel olarak kasıtla birlikte meydana gelen gabn muhayyerlik hakkı vereceği benimsenmiştir. Burada kastın bulunması tağrir kavramıyla nitelenmiştir. Bu açıdan garar tağrirli olursa muhayyerlik söz konusu olup tek başına garar her zaman muhayyerlik sebebi olmamaktadır. Galat daha çok kişinin kendi hatasını ifade ettiği

463 Meydânî, el-Lübâb, s.213.

464 Meydânî, el-Lübâb, s.213,214; Hasan Şahin, Akitlerde Muhayyerlik Teorisi (Doktora Tezi), Ondokuz

için muhayyerlik hakkı vermeyen bir davranış olduğu görülmektedir. Tedlis kavramının ıstılahi bir boyut kazanmasını sağlayan müdelles hadisinin de465 aldanma muhayyerliğinin tipik bir örneği olduğu kabul edilmiştir.466

Gabnin tağrirli olmasını şart koşan Hanefi mezhebine göre fiyatlar arasında fahiş oransızlık olsa da aldatma kastı (tağrir) olmadan akdi feshetme hakkı verilmemektedir. Hanefilerin tağrir konusundaki bu ısrarının temelinde taraflardan birinin aldatma fiilini bilerek işlemiş olmasını gerektiren kanaatin oluşmasını sağlamaktır. Bununla birlikte yetimin, akıl hastasının ve yaşlılık sebebiyle hafıza problemi yaşayanların gerçekleştirdikleri akitler ve vakıf ve devlet mallarının konu olduğu akitler bazı fakihlerce bu genel görüşten istisna edilmiştir.467

Hanefiler bu görüşlerini desteklemek üzere gabn-ı fahişin akdin unsuru veya şartı olmadığını, ticaretin kar ve zarar üzerine kurulu olması sebebiyle fiyatlara müdahale edilmeyeceğini, piyasayı araştırmadan, düşünmeden alışveriş yapıp fahiş oranla mal almanın veya satmanın sorumlusunun aldanan olacağını söylemektedir. Ayrıca tek başına fahiş oransızlık sebebiyle fesih hakkı vermenin piyasada karışıklığa sebep olup insanların maslahatına uygun olmayacağını ifade etmişlerdir.468

Hanefilerin yaptığı bu ayrımın sonucunda eğer iki tarafında bilgisi olmaksızın bir aşırı oransızlık gerçekleşmişse bu aldanma olmaktadır. İstenmeyen bir durum olsa da kasıt olmamasının rızayı doğrudan etkilememesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bunun yanında aşırılığın gerçekleştiği bir satımda kastın bulunmaması daha az karşılaşılan bir durumdur. Eğer kasıtlı bir aşırı oransızlık varsa buna aldatılma denilmektedir.469

Diğer mezheplerde genel olarak gabn-ı fahişi muhayyerlik hakkı için tek başına yeterli görmemiştir. Şafiiler ve Hanbelilere göre telakki’r-rukban, bey‘u’l-istirsal işlemlerindeki gibi bir aldatmanın da olması gerekir. Malikilere göre de piyasa

465 Buhârî, “Buyû‘”, 64; Müslim, “Buyû‘”, 7.

466 Serahsî, el-Mebsût, XIII/39; Mecelle, md. 356,357.

467 Mecelle, md.356, 441; Ali Haydar, Dürerü’l-hükkâm, I/588; Bilmen, Istılâhât-ı Fıkhiyye Kâmusu,

VI/79.

468 Kumaş, Gabn, s.135,136.

şartlarını bilmemek suretiyle aldatılmış olmak gerekir. Yoksa piyasayı bilen bir kimse gabn-ı fahişle aldanırsa bilerek kabul etmiş sayılır.470

Aldatılmış olma durumunda muhayyerlik hakkı doğması için İmam Muhammed ve Nusayr b. Yahya bazı oranlar vererek gabn-ı fahişin sınırlarını belirlemeye çalışmıştır. “Hanefî fakihleri “bilirkişilerin tespit ettikleri değerlerin sınırları dışında kalan bedel” ve “normal şartlar altında, insanların kendisi ile aldanmayacağı bedel” olmak üzere iki farklı tanım yapmışlardır.”471 Bu tanımlara göre insanların kendisiyle aldanmayacağı bedel İmam Muhammed’e göre bir malın piyasa değerinin 1/20’sidir. Eğer bu orandan az olursa gabn-ı yesir sayılmalıdır. Nusayr b. Yahya ise taşınabilir mallarda 1/20, hayvanlarda 1/10, taşınamaz mallarda 1/5 şeklinde üçlü bir ayrım yapmıştır. Oranların birbirinden değişik olmasını ise hukuki işlem yoğunluğunun farklı olması ile açıklamıştır. Mecelle’de de bu oranlar kabul edilmiştir.472 Ayrıca Ali Haydar Efendi’de sarf akdi için aldatılma oranının 1/40 olduğunu ifade etmektedir.473 Bu şekilde oranlar belirleyerek gabn-ı fahişin sınırının tespit edilmeye çalışılması Hanefilerin fahiş-yesir ayrımını önemsediklerini göstermektedir.

Emanet akitlerinde ifade ettiğimiz üzere maliyetin ve karın net olduğu akitlerde aldanma ihtimalinden çok aldatılma söz konusu olduğu için Hanefiler çoğunlukla muhayyerlik hakkını vermişlerdir. Çünkü oluşacak bir aldatmanın tağrir içermemesi söz konusu değildir. Söz yoluyla meydana gelen aldatmaların daha çok tağrir kavramı ile karşılanması da emanet akitlerinde gerçekleşen aldatmanın tağrirli olduğunu göstermektedir. Fiille gerçekleşen aldatmalar ise daha çok tedlis kavramı ile ifade edilmiştir.474

Hanefilerin bey‘u’l-istirsâl gibi akitlerin cevazına yakın olması esasında tağrirsiz gabnın sınırlarının çok az olduğuna dair ipuçları vermektedir. Zira taraflardan biri piyasayı bilmediği durumlarda aldanmaya maruz kalabilmekteyken fiyat

470 Ebû İshâk İbrahim b. Ali b. Yusuf el-Firuzâbâdi eş-Şirâzî, el-Mühezzeb fî fıkhi'l-İmam eş-Şafiî,

Matbaatü Mustafâ el-Bâbî el-Halebî, Kahire t.y., I/292; Bilmen, Istılâhât-ı Fıkhiyye Kâmusu, VI/80; Kumaş, Gabn, 132,133.

471 Kumaş, Gabn, s.179.

472 Mecelle, md. 165; Bardakoğlu, “Gabn”, DİA, XIII/270. 473 Ali Haydar, Dürerü’l-Hükkâm, I/247.

belirlemeyi karşı tarafa bıraktığında bu durumda doğacak bir aldatılma halinde muhayyerlik hakkına sahip olmaktadır. Bu sebeple aldanmamak için bu gibi tedbirleri alma neticesinde geriye kalan acelecilik, araştırma yapmama gibi durumlarda Hanefilerin fesh hakkını vermemesi anlaşılır bir boyuta gelmektedir.475

Muhayyerliğin süresi Ebû Hanîfe ve Hanbelilere göre üç gündür. İmameyn’e göre süre belli olmamakla birlikte hakkı kullanmaya uygun bir süre verilmesi gerekirken Malikilere göre bir yıla kadar geçerliliğini korumaktadır. Eğer muhayyerliğin söz konusu olduğu malda herhangi bir değişim veya tüketim meydana gelirse muhayyerlik hakkı sona erer.476