• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.2. Kredilendirme ve KOBĠ Kredileri

2.1.3. Basel II

2.1.3.1. Basel II Ġlkeleri

2004 yılında yayınlanan Basel II ilkeleri daha önce yayınlanmıĢ olan Basel I ilkelerine bir dizi yenilik getirmiĢtir. Yukarıda da bahsedildiği gibi Yeni Sermaye UzlaĢısı üç temel yapısal blok etrafında ĢekillenmiĢtir. ġekil 2.1‟den yola çıkarak

Basel I ve Basel II iliĢkisine değinirsek, I. Yapısal Blok, Basel I temel ilkelerine yeni hesaplama yöntemleri getiren ancak Basel I asgari sermaye oranı konusunda Basel I UzlaĢısı ile kesiĢen; II. Yapısal Blok, Basel I temel ilkelerinden çok farklılaĢmamıĢ, kesiĢimi diğer bloklara göre oldukça fazla olan; III. Yapısal Blok ise yeni bir düzenleme olup Basel I ilkeleri ile çok fazla kesiĢim noktası olmayan bir küme oluĢturmaktadır.

ġekil 2.1: Basel Temel Ġlkeleri, Basel-I ve Basel-II ĠliĢkisi

Kaynak: Yayla ve Kaya 2005: 5.

Basel II ilkelerini daha iyi kavrayabilmek için Yapısal blokları daha ayrıntılı olarak ele almakta fayda vardır.

2.1.3.1.1. Birinci Yapısal Blok (Pillar I)

Asgari sermaye gereksinimi olarak belirlenen birinci bölümde, asgari sermaye yeterliliğinin hesaplanması bulunmaktadır. Hesaplama içinde kredi riski hesaplama Ģekli tamamen değiĢtirilirken, daha önce sermaye yeterlilik rasyosu hesaplama formülünde de gördüğümüz üzere operasyonel risk yeni bir risk unsuru olarak hesaplamaya dahil edilmiĢtir (BabuĢcu, 2005). Basel II ile birlikte piyasa riskinin,

kredi riskinin ve operasyonel riskin hesaplanmasına yönelik olarak bazı alternatif yöntemlerin kullanılması sağlanmıĢtır. Söz konusu yöntemler Tablo 2.4‟te görülmektedir. Kredi riskinin hesaplanması için basit, orta ve geliĢmiĢ düzeyde olmak üzere 4 farklı yaklaĢım seçenek olarak sunulmaktadır. Bunlar, BasitleĢtirilmiĢ Standart YaklaĢım (Simplified Standardised Approach-SSA), Standart YaklaĢım (Standardised Approach-SA), Temel Ġçsel Derecelendirme YaklaĢımı (Foundation Internal Ratings Based-IRB), Ġleri Düzey Ġçsel Derecelendirme YaklaĢımı (Advanced IRB)‟dir. Benzer Ģekilde, yeni eklenen operasyonel risk hesaplaması da 4 yaklaĢımı içermektedir. Operasyonel risk ölçümü, Temel Gösterge YaklaĢımı (Basic Indicator Approach- BIA), Standart YaklaĢım (SA), Alternatif Standart YaklaĢım (ASA) veya Ġleri Ölçüm YaklaĢımları (Advanced Measurement Approach-AMA) ile yapılabilecektir (Yayla ve Kaya 2005: 6). Piyasa riskinin ölçülmesinde ise orta ve ileri geliĢmiĢlik düzeyinde Standart YaklaĢım ve Riske Maruz Değer YaklaĢımı olmak üzere 2 tür yaklaĢım mevcuttur. Kredi riskinin hesaplanması konusunda bahsedilen yaklaĢımlar daha ayrıntılı olarak incelenecektir.

Tablo 2.4: Farklı Risk Kategorilerine Göre Risk Ölçüm Yöntemleri

GELĠġMĠġLĠK

DÜZEYĠ PĠYASA RĠSKĠ KREDĠ RĠSKĠ OPERASYONEL RĠSK

BASĠT BasitleĢtirilmiĢ

Standart YaklaĢım

Temel Gösterge YaklaĢımı

ORTA Standart YaklaĢım Standart YaklaĢım

Alternatif Standart YaklaĢım Standart YaklaĢım ĠLERĠ Riske Maruz Değer (Var) YaklaĢımı Temel Ġçsel Derecelendirme YaklaĢımı Ġleri Ölçüm YaklaĢımı GeliĢmiĢ Ġçsel Derecelendirme YaklaĢımı Kaynak: BDDK, 2007a: 6.

Yeni Basel II düzenlemeleri, “farklı ülkelerde faaliyet gösteren farklı türdeki bankaların, hesaplamalarda çok farklı konumlarda bulunmalarını dikkate alarak, hesaplamaya dahil edilen her risk türünde, farklı Ģekillerde hesaplama yöntemleri” getirmiĢtir (BabuĢcu, 2005).

2.1.3.1.2. Ġkinci Yapısal Blok (Pillar II)

Denetim otoritesinin gözden geçirmesi olarak belirlenen ikinci bölümde, bankanın risk yönetimi yaklaĢımının ve uygulamalarının incelenmesi konusu ve inceleme süreci üzerinde durulmuĢtur.

Bu bölümde denetim sürecinin ana hatları, risk yönetim rehberi, denetimde Ģeffaflık ve bankacılık risklerine iliĢkin komitenin sorumlulukları üzerinde durulmuĢtur. Bunun yanında faiz oranı riskleri düzenlemesi, kredi riski ( stres testleri, beklenen değer tanımları, net pozisyon riski, kredilerde yoğunlaĢma riski) operasyonel risk, menkul kıymetleĢtirme, geliĢtirilmiĢ sınır ötesi iletiĢim ve koordinasyon gibi diğer konularda da yol gösterici düzenlemeler ele alınmıĢtır. Basel Komitesi söz konusu denetim otoritesinin kontrol süreci ile ilgili 4 ana prensip belirlemiĢtir. Bunlar (BCBS, 2005: 162-170):

Bankalar, risk profillerine ve sermaye oranını korumak için geliĢtirdikleri stratejilerine uygun, sermaye yeterliliklerini değerlendirebilecekleri bir sürece sahip olmalıdır.

Denetim otoritesi bankaların içsel sermaye yeterliliklerinin değerlendirmesi ve stratejilerinin denetlenmesi yanında, düzenleyici sermaye oranına uyumlarının da sağlanmıĢ olup olmadığını gözden geçirip değerlendirme yapabilir.

Denetim otoritesi bankalardan asgari düzenleyici sermaye oranının sağlanması yanında asgari oranın üzerinde sermaye bulundurmalarını da talep edebilir.

Denetim otoritesi her bankanın kendine özel risk karakteristiğine bağlı olarak belirlenen asgari sermaye yükümlülüğünün altına düĢülmesini önlemek amacı ile önceden müdahalede bulunabilir. Ayrıca gerekli sermayenin korunamadığı ya da tutulamadığı dönemlerde acil eylem planı oluĢturulup, bu planın uygulanmasını gerekli görebilir.

Yukarıdaki ilkeleri dikkate alırsak, Basel I‟den farklı olarak her bankanın farklı risk profiline sahip olabileceği ve bu farklı risk profillerine uygun denetimin ve yaptırımın uygulanabileceği üzerinde durulmuĢtur.

2.1.3.1.3. Üçüncü Yapısal Blok ( Pillar III)

Bu bölümde ana hedef piyasa disiplininin sağlanmasıdır. Bankaların sahip oldukları sermaye ile sermaye yeterliliği ve risk değerlendirme yöntemleri dahil olmak üzere önem arz eden konularda kamuya açıklama yapma gerekliliği ortaya koyulmuĢtur. ġeffaflığın ve kurumsal yönetimin sağlanmasına katkıda bulunan bu blok, kamuya sunulan bilgiler aracılığıyla bankalar arasında karĢılaĢtırma yapılabilmesi olanağını da sunmaktadır. Ancak yine her Ģeyden önce birincil amaç birinci ve ikinci bloklardaki hedeflere ulaĢılmıĢ olmasıdır. Üçüncü Yapısal Blok bu iki bloğun tamamlayıcısı niteliğinde olup, hedeflere ulaĢılma konusunda bankanın yeterliliğinin görülebilmesi için ise belirli konularda bankaların bilgi verme yükümlülüğünü ifade etmektedir. Bu noktada bankalar uygulamanın kapsamı sermaye durumları, riske maruz kalma dereceleri, risk değerlendirme süreçleri ve sermaye yeterlilikleri gibi konularda piyasadaki diğer katılımcılara açıklama yapmaktadırlar. Bu açıklamaların zamanında ve doğru Ģekilde yapılması da oldukça önemlidir. (Yayla ve Kaya 2005: 12; Goff, 2003: 1). Düzenli Ģekilde yapılan açıklamalar piyasada Ģeffaflık sağlarken, katılımcılara bankaların sermaye yeterliliklerinin değerlendirilmesi olanağını da sağlamalıdır.