• Sonuç bulunamadı

Balistik füze ile yapılan saldırıyı ayırt edici en önemli özellik, bu silahların ateşlenmesinin ardından atmosferin en üst katmanlarına kadar yükseldikten sonra dünyanın çekim gücünü de kullanarak çok daha hızlı bir şekilde hedeflenen noktaya doğru dalışa geçmesidir 255. Konvansiyonel başlıklı balistik füzelerin en önemli askeri etkisi ise, bu füze rampalarını bularak yok etmek isteyen savunma güçlerinden saklanabilme yeteneklerinde yatmaktadır 256. Lizbon’da 2010 yılında yapılan yeni strateji deklarasyonunda konvansiyonel tehditlere bağlı riskler artık düşük olasılık olarak görülmekte ve ittifaka yönelik gerçek tehditler ana başlıklarıyla balistik füze tehdidi, enerji güvenliği, terör saldırıları ve siber saldırılar olarak ifade edilmektedir 257.

İlk dönemlerinde balistik füzeler “elit ülkeler kulübü” olarak adlandırılabilecek güçlerin elinde bulunmaktaydı. Fakat son 30 yıl içerisinde bu silahlara sahip olan ülkelerin sayısı dokuzdan yaklaşık iki düzineye ulaşmıştır 258. Kitle imha silahların yayılmasının önlenmesi ile ilgili adımlar ise 1970’lerde göreceli olarak ölçülü bir hızda seyrederken 1980’lerde hız kazanmaktadır. Fakat özellikle 1991 yılında meydana gelen Körfez Savaşı’nda Irak ordusu İsrail ve Suudi Arabistan’a yaklaşık 90 adet füze saldırısında bulunana kadar bu konuya gereken önem verilmemiştir. Burada karşılaşılan en önemli sorunlar arasında Irak ordusunun elinde bulunan kimyasal silahları da bu füzeler yoluyla kullanabileceği endişesiydi ki, çevre ülkelerde bulunan sivil yerleşim yerleri bu riske karşı sadece gaz maskeleri ve evlerin kapı ve pencerelerinin izole edilmesi gibi yetersiz unsurlarla korunmaktaydı 259.

Günümüzde küresel balistik füze tehdidinin hem nitelik hem de nicelik açısından artmakta olduğu ve bu durumun gelecekteki on yıl içinde de devam edeceği

255Sıtkı Egeli - Serhat Güvenç, “NATO’nun Füze Savunma Sistemi ve Türkiye”. Ortadoğu Analiz, Cilt: 4, Sayı: 40, 2012, s. 20.

256Dean A.Wilkening, Ballistic-Missile Defence and Strategic Stability, Routledge, New York, 2006, s. 9.

257Sait Yılmaz, "NATO Lizbon Zirvesi Sonuçları, Füze Savunma Sistemi ve Türkiye", Jeopolitik Aylık Strateji Dergisi, Yıl: 9, Sayı:77, (Aralık 2010), s. 21.

258John C. Rood, "BMD after the Bucharest NATO Summit", Military Technology, Vol. 32, No: 8, 2008, s.

14.

259Keith B. Payne, “Post-Cold War Deterrence and Missile Defense”, Orbis (Elsevier), Vol.39, Issue:2, 1995, s. 202.

72

düşünülmektedir. Bu alandaki eğilimler göstermektedir ki balistik füze sistemleri daha esnek, hareket edebilir, gizlenebilir, güvenilir ve etkin bir yapıya dönüşmekte ve aynı zamanda menzilleri de sürekli artış göstermektedir. İçlerinden bir kısmının nükleer, kimyasal ve biyolojik savaş başlıklarına sahip oldukları bilinen bazı ülkeler, balistik füzelerinin gelişmiş füze savunma sistemlerinden etkin bir şekilde gizlenebilmesi yönünde önemli programlar yürütmektedirler 260. Bu bakımdan füze savunma sistemleri silahların yayılmasının durdurulabilmesi gibi kritik bir görevde yeterli bir sonuç doğurmamaktadır.

Bu amaca ulaşabilmek, çok daha geniş bir şekilde silah kontrolü ve silahsızlandırma bağlamında yürütülmesi gereken çabaları gerektirmektedir 261. Böylesi bir kapasiteye sahip olunmaması için yapılacak çalışmaların barış döneminde hızlandırılması amacıyla yapılacak önleyici girişimler bütünü, çatışma koşullarında küresel anlamda bir felaketin önlenmesi açısından önem arz etmektedir.

Silahların yayılmasının önlenmesi konusunda ortaya çıkan ilk temel sorun, kullanılan silah teknolojilerinin transferini önleyici çalışmaların zorluğunda yatmaktadır.

İkincisi ise, eğer bu otonom teknolojilerin yayılmasını önleme amacıyla yapılan kontroller ve bu teknolojinin izlerini sürmek için kullanılabilecek belirli pratiklerin geliştirilmesi sağlanmaz ise yayılımın sonuçları mutlaka büyük bir yıkıma yol açacak derecededir 262.

Balistik füzeler, füzenin motorlarının sağladığı güç ve taşıdığı savaş başlığının ağırlığıyla değişkenlik gösterebilen maksimum menzillerine göre sınıflandırılmaktadırlar.

Bu açıdan dört temel balistik füze grubundan bahsedilebilmektedir. Bunlar 263: - 1000 km’den daha az menzile sahip olan kısa menzilli balistik füzeler, - 1000 ile 3.000 km arasında menzili bulunan orta menzilli balistik füzeler, - 3.000 ile 5.000 km arasında menzili bulunan uzun menzilli balistik füzeler ve

- 5.000 km’den daha uzun menzile sahip olan kıtalar arası balistik füzelerdir.

260Department of Defense (DoD), Ballistic Missile Defense Review Report 2010, http://www.defense.gov/bmdr/docs/BMDR%20as%20of%2026JAN10%200630_for%20web.pdf

(11.09.2014).

261Jaap de Hoop Scheffer, "European and American Missile Defence Perspectives", Military Technology, Vol. 32, No: 8, 2008, s. 13.

262Christian Reus-Smith - Nicholas J. Wheeler, Justifying Ballistic Missile Defence, Cambridge University Press, Cambridge, 2010, ss. 225.

263Richard Dean Burns, The Missile Defense Systems of George W. Bush, Praeger, Santa Barbara, 2010, s.

9.

73

Kısa ve orta menzilli füzeler askeri literatürde “theater” olarak, uzun menzilli balistik füzeler ise “stratejik” balistik füzeler olarak adlandırılmaktadır. ABM Antlaşması ulusal savunma amacıyla stratejik füzelerin geliştirilmesini yasaklamakta ancak orta ve kısa menzilli (theater) füze savunma sistemlerinin geliştirilmesine izin vermektedir 264.

Füze savunması her şeyden önce caydırıcılığı güçlendirici bir unsur olarak görülmektedir. Bu tür bir füze savunma sistemine sahip olunması, düşmanların her an saldırı için bir hazırlık yürütmelerinin önüne geçmektedir 265. Düşmanların saldırıda kullanılacak füzenin büyük oranda imha edileceği ve beklenen zararı vermeyeceğini buna karşılık NATO ve müttefiklerinin çok güçlü bir karşı saldırı geleceğini düşünmeleri, caydırıcılığın temelini oluşturmaktadır.

Saldırıda bulunan bir füzenin gelişi esnasında üç ayrı yörünge aşamasından söz edilebilmektedir: yükselme aşaması, ortanca faz ve terminal aşaması. Yükselme ve ortanca aşamaları, saldırgan unsurun bir füze sistemi ile imha edilmesi açısından henüz denenmemiş bir teknoloji gerektirmekte, gerçekte de başarılması çok zor olan görevleri içermektedir. Günümüzde kullanılan anti balistik füzeler ve ABM’ler balistik füze savunmasını (BMD) sadece terminal aşamada gerçekleştirebilmektedirler 266. Bu aşamada yapılacak savunmanın etkin olabilmesi amacıyla BMD sistemleri için önemli yatırımlar yapılmaktadır. Çünkü balistik füzelerin manevra kabiliyetleri sürekli geliştirilmekte ve bu aşamada karşılaşılacak hataların telafisi bulunmamaktadır 267.

Kitle İmha Silahlarının (KİS) ve balistik füzelerin caydırılması, imha edilmesi ya da silahların yayılmasının önlenmesi süreçleri açısından incelendiğinde, füze savunması öncelikli olarak diplomatik ve politik girişimlerin yanı sıra kullanılabilecek önemli bir enstrümandır. İkinci olarak, NATO ve müttefiklerine balistik füze kullanma riski doğuran krizleri ve çatışmaları yönetebilme bakımından önemli bir alan yaratmaktadır. Üçüncü olarak, füze savunması, saldırganın başarılı ve hedefi imha edebilecek bir saldırı yapma ihtimalini önemli ölçüde azalttığı için caydırıcılık potansiyeli taşımaktadır. Son olarak ve

264Richard Dean Burns, The Missile Defense Systems of George W. Bush, Praeger, Santa Barbara, 2010, s.

10.

265John C. Rood, "BMD after the Bucharest NATO Summit", Military Technology, Vol. 32, No: 8, 2008, s.

17.

266Barry Buzan - Lene Hansen, International Security Volume I: The Cold War and Nuclear Deterrence.

SAGE Publications Ltd., London, 2007, s. 321.

267Selin Bölme, “NATO Zirvesi ve Füze Kalkanı Projesi”, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı Dergisi, Aralık 2010, 1-20.

74

en önemlisi de füze savunması, düşman tarafından hedef alınan toplumu ve yaşam alanlarını koruma işlevi sağlamaktadır 268.

Diğer taraftan, NATO’nun ve ABD’nin müttefik ve dost ülkeleri olarak belirlediği birçok farklı coğrafyada düşman ülkelerle çevrelenmiş durumda bulunan ülkelere yapılacak saldırının caydırılması, ortaya çıkabilecek bir çatışma durumunda sürekli farklı coğrafyalarda askeri operasyon yapılmasının doğuracağı yıpratıcı etkiyi ortadan kaldırmayı öncelikli olarak hedeflemektedir 269. Örneğin Güneydoğu Asya’da eşgüdümlü bir ortaklık çerçevesinde hareket edilen dost ülkelerden birisine Kuzey Kore tarafından yapılabilecek muhtemel bir füze saldırısı, sonuçları itibariyle tüm dünyada önemli politik ve askeri bir hareketlilik ve tıkanma yaratabilecektir. Bu durumda, füze kalkanının yaratacağı caydırıcılım ve önleyeceği sivil kayıpları bir anlamda yapılan hatanın geri dönülmez sonuçlarını da azaltıcı bir etki oluşturmaktadır 270.

Füze savunma sisteminin işlevleri ve sağladığı caydırıcılık ile karşılaştırıldığında füze savunma sistemlerinin NATO bünyesinde ortaya çıkaracağı maliyetlerin belirlenmesi neredeyse imkânsızdır. Füze savunma sistemleri ile ilgili yaklaşımlar henüz tartışma aşamasındayken gündeme sıkça gelen yüksek maliyet konusunda alternatif yaratmak amacıyla ortaya sürülen farklı savunma sistemleri, örneğin hedef saptırıcı füzeler düşük etkinlikleri ya da fayda maliyet etkinsizlikleri sebebiyle kabul edilmemiştir 271. Mevcut füze savunma sistemi fayda maliyet yönüyle de tatmin edici bir sonuç ortaya koyması sebebiyle tercih edilmiş olan bir sistemdir.