• Sonuç bulunamadı

3.3. Soğuk Savaş Sonrası Füze Savunma Yaklaşımları

3.3.1. ABD’nin Ulusal Füze Savunma (NMD) Politikası

Ulusal Füze Savunma (NMD) sistemleri diplomatik yollar ile uzun menzilli balistik füzelerin yayılmasının engellenemediği, caydırıcılığın sağlanamadığı ve beklenen sonucu vermediği durumlarda ve etkin olmayan karşı saldırılar ertesinde bir sigorta işlevi görmektedir 296.

Ortaya konulduğu ilk haliyle Ulusal Füze Savunması üç aşamadan meydana gelmektedir. İlk aşama, Alaska’da 20 adet karadan havaya avcı füzenin konuşlandırılmasını; ikinci aşama, 2007 yılına kadar bu adedin 100’e çıkarılmasını ve son aşama ise çok daha geniş kapsamlı ve bir yaklaşımla birçok farklı savaş başlığına karşı etkili olabilen 125 adet füze savunma unsurunun Alaska ve Kuzey Dakota’da konuşlandırılmasını içermektedir. Ronald Reagan’ın Yıldız Savaşları projesinin bir devamı olarak da görülmekte olan ve C3 olarak adlandırılan bu üçüncü aşamanın 2015 yılında tamamlanması beklenmekteydi297.

Projenin uygulamaya konulduğu dönemde görevde bulunan ilk Bush yönetimi, projenin getirdiği yüksek mali ve teknik yükümlülükleri karşılamış ve üzerine projenin ilk aşama kapsamını genişleterek sadece ABD’yi kapsayan bir füze savunması değil, küresel anlamda etkinlik gösterebilecek Sınırlı Saldırılara Karşı Küresel Korunma (Global Protection Against Limited Strikes) adlı füze savunma projesini başlatmıştır. Bu yeni füze savunma projesi, Rusya’dan gelebilecek uzun menzilli balistik füze tehdidinin stratejik olasılığını düşürerek bunun yerine, ABD’yi ya da müttefiklerini belirli düşman ülkeler tarafından yapılabilecek daha dar kapsamlı balistik füze saldırılarından korumayı amaçlamaktadır 298.

295James M. Lindsay - Michael E. O’Hanlon, Defending America : The Case For Limited National Missile Defense, The Brookings Institution, Washington, D.C., 2001, ss. 26 – 27.

296Dean A.Wilkening, Ballistic-Missile Defence and Strategic Stability, Routledge, New York, 2006, s. 30.

297Shirley Williams, “Missile Defense Will Split NATO”, Prospect, June 2000, s. 43.

298Steven A. Hildreth - Carl Ek, “Missile Defense and NATO’s Lisbon Summit”, Congressional Research Service Report for Congress, December 28, 2010, s. 4.

81

ABD’nin Ulusal Füze Savunması’nın bir parçası olarak 1995 yılında yayınlanan Füze Savunma Yasası’nda aşağıdaki politikalar tespit edilmiştir 299:

- En kısa sürede uygulanabilir ve operasyonsal açıdan etkin bir “aktif katmanlı kısa ve orta menzilli” (theater) füze savunması geliştirilmesi,

- Ülke içinde birden çok yerde konuşlandırılabilecek, sınırlı, kazara ya da kaynağı bilinmeyen balistik füze saldırılarına karşı etkin operasyon kabiliyeti olan ve tehditlerin değiştirilmesi durumunda hedef füze katmanı esnek biçimde ayarlanabilecek bir sistem geliştirilmesi,

- Rusya ile geliştirilen ulusal savunma sistemi ile ilgili istişarelerin hızlandırılması ve

- Bu müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda ABM Anlaşması’ndan çekilme hakkının saklı tutulması.

ABD’nin geliştirdiği ve NATO kuvvetlerinde de kullanılmakta olan, farklı menziller ve etkinlik koşullarıyla donatılmış karadan ve denizden yönlendirilebilen birçok füze savunma sistemi ve bunların hedeflerini etkin bir şekilde bulmasını sağlayan kara, deniz ve uzayda konuşlandırılmış radar sistemleri bulunmaktadır 300. Karadan havaya hareketli füze avcı sistemleri olan Patriot ve THAAD ve denizden havaya kullanılan AEGIS sistemleri kısa ve orta menzilli savunma görevi sağlamaktadır. ABD’nin uzun menzilli balistik füzelere karşı geliştirdiği kalkan ise bu sistemlerden farklı olarak küresel ölçekte uzun menzilli füzeleri atmosfer üzerindeki uçuşu sırasında imha ederek engelleyebilecek tek füze savunma sistemidir. Bu avcı savunma sistemlerinin bir diğer önemli özelliği ise patlayıcı bir savaş başlığı taşımadan, sadece çarpışmada yaratılan kinetik enerji vasıtasıyla imha edebilmeleridir 301.

2008 yılının sonunda Barrack Obama’nın seçimleri kazanmasıyla Amerika’nın savunma politikasında önemli değişiklikler olacağı öngörülmekteydi. Çünkü Obama’nın söylemi, ABD’nin tek taraflı politikalar yerine dünya üzerindeki sorunları daha çok işbirliğine yönelik yaklaşımlarla ele alacağı yönündeydi. Bu durumun ABD’nin ulusal savunma politikalarına yansıması ise, herhangi bir geliştirme olmadan mevcut politika ile

299A.g.e. s. 5.

300Peppino A. De Biaso, "Missile Defense and NATO Security", JFQ, Issue: 51, (4th Quarter 2008), ss. 49.

301Ian Davis, “Missile Defence:The Alliance Perspective”, Military Technology, Vol. 32, No: 8, 2008, s. 19.

82

devam edilmesi şeklinde oldu. Çünkü bu sistemler barışçıl caydırıcılığın bir parçası olarak tanımlanmaktaydı 302.

Ulusal Füze Savunması’nın geliştirilmesi yönünde görüş bildiren gruplara göre, ABD’nin ve dolayısıyla NATO ülkelerinin potansiyel bir uzun menzilli füze saldırısı tehdidine karşı hala önemli kırılganlıkları bulunmaktadır. Çünkü projenin ilk iki aşamasında ağırlık kısa ve orta menzilli balistik füze saldırısına verilmiştir. Orta Doğu ve Kuzey Kore kaynaklı kıtalar arası balistik füze saldırısı tehdidinin en aza indirilmesi ve Avrupa’nın da savunulabilmesi amacıyla Polonya’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne konuşlandırılacak füze savunma sistemleri projenin üçüncü ve son aşamasında ortaya konulan küresel savunma anlayışının bir parçası olarak düşünülmektedir 303.

3.3.2. 1999 NATO Stratejik Konsepti ve Füze Savunması

1999 Stratejik Konsepti, NATO’ya yetkilerin planlanması ve sorumlulukların yapılandırılması açısından daha geniş bir askeri yetki vermektedir. Daha geniş anlamda, isim belirtilmeyen potansiyel nükleer tehditlere karşı caydırıcılığın güçlendirilmesi temel hedef olarak belirlenmektedir. Buna ek olarak, NATO’nun askeri yetkilileri, NBC (nükleer, biyolojik ve kimyasal) silahların caydırılması ve karşı savunması alanında füze savunmasının geliştirilmesi ve sadece NATO alanında konuşlanmış askerlerinin değil bu alan dışında görev yapmakta olan askerlerin de etkin bir biçimde savaşmasını sağlayacak bir savunma sistemi oluşturulması yönünde bilgilendirilmişlerdir 304.

Aynı zamanda, NATO kitle imha silahlarının ve benzer tehditleri yaratabilecek füzelerin yeniden tanımlanması sürecini başlatarak buna yönelik stratejiler ve beceriler geliştirmeye karar vermiştir. Buna yönelik genişletilmiş hava savunma kapasitesinin ne kadar olması gerektiği belirlenmiş ve bu kapasitelerin oluşturulabilmesi için yaklaşık olarak 8-10 milyar USD tutarında bir kaynak ayrılmıştır 305. NATO’nun 1999 Konsepti’nde yer alan maddeler füze savunmasının yeni jeopolitik ve stratejik gelişmelere uygun bir şekilde inşa edilmesi ve tanımlanması açısından önem taşımaktadır.

302Nicholas Khooa - Reuben Steff, “This program will not be a threat to them: Ballistic Missile Defense and US relations with Russia and China", Defense & Security Analysis, Vol. 30, No. 1, 2014, s. 17.

303Ian Davis, “Missile Defence:The Alliance Perspective”, Military Technology, Vol. 32, No: 8, 2008, s. 19.

304Brian J. Collins, NATO: A Guide to the Issues, Praeger, Santa Barbara, 2011, s. 99.

305Jeremy Stocker, Britain and Ballistic Missile Defence: 1942–2002, Taylor & Francis Group, New York, 2005, s. 185.

83