• Sonuç bulunamadı

BALDUR OYĠANĠAN ÂDEM ROMANI VE ÖZETİ

2. BALDUR OYĠANĠAN ÂDEM ROMANININ İNCELEMESİ

2.1. BALDUR OYĠANĠAN ÂDEM ROMANI VE ÖZETİ

Hévir Tömür tarafından Mart 1983'te Urumçi'de yazılan roman, 1987 yılının Ağustos ayında Şincañ Gençler Neşriyatı tarafından yayımlanmıştır. (Tanrıdağlı, 1996: 161) Eser 375 sayfa olup 30 bölüm ve bir hatime olmak üzere toplam 31

46

bölümden meydana gelmektedir. Yazar eserini 1933 yılının Mart ayında idam edilen şair Abduhaluk Uygur’un şahadetinin 50 yıl dönümünde tamamlamış ve ona armağan etmiştir. Ancak şartlar gereği eserin yazıldıktan 4 yıl sonra yayımlanabildiği anlaşılmaktadır.

Roman milli mücadele kahramanlarından, vatanperver şair Abduhaluk Uygur'un hayatı ve onun mücadelesini konu edinmiştir. Bunun yanı sıra olayların merkezinde Abduhaluk Uygur olmak üzere 1933 yılında Çin yönetimine karşı Hocaniyaz Hacı öncülüğünde başlatılan ve tarihte Kumul Çiftçiler Ayaklanması olarak geçen milli mücadele dönemi de detaylı ve canlı bir şekilde romanda yer almıştır. Romanda yer alan kişiler tarihte yaşamış gerçek kişilerdir. Yazar kimi zaman bu kişiler ve olaylar hakkında dipnotlarla açıklamalar yapmıştır.

Baldur Oyġanġan Âdem Romanının 2009 yılında yapılan baskısının kapak resmi.

47

Romanın künyesinin yer aldığı son sayfası.

2.1.2. Romanın Özeti

Abduhaluk Uygur; varlıklı bir ailenin iyi eğitim almış, zeki ve vatanperver çocuğudur. O halkı yattığı derin uykudan uyandırmak, saplandığı cehalet batağından kurtarmak için sosyal temalı şiirler yazmakta, yenilikçi okullar açarak Uygur çocuklarını eğitmeyi düşünmektedir. Ama babası, meslek olarak onun hükümette memurluk, tercümanlık yapmasını veyahut da ticarete atılmasını istemektedir. Ancak oğlunun şiirdeki yetkinliği, derin fikirleri ve fikirlerindeki kararlılık karşısında babası da onun istediği işi yapması konusunda ikna olur. Artık baba, oğlunun rahat çalışabilmesi için rahat bir ortam sağlamasını aile içinde kararlaştır. Ertesi günden itibaren şairin yemeği sevgili eşi Ayimhan tarafından çalışma odasına kadar getirilir. Şair eşini görünce onu ilk hayallere dalarak onu ilk gördü güne gider. Abduhaluk Uygur ve Ayimhan el ele vererek tamamen kendi imkânlarıyla bir okul açmak için kolları sıvarlar. Uzun zamandır kullanılmayan depoyu temizleyip, okul için gerekli eşyalar temin edilir. 3’ü kız olmak üzere toplam 13 öğrenci ve Ayimhan okulun ilk öğrencileri olarak ders başı yapar. Kız çocukları Ayimhan’ın etrafında erkeklerden

48

ayrı olarak otururlar. Ancak hükümetin meseleden haberdar olmasıyla okul kapatılır, okulun eşyaları yağmalanır. Çocuklar evlerine gönderilir. Abduhaluk ve ailesi perişan olur. Babası hükümete çağırılarak tehdit edilir. Ancak bu okulun tek düşmanı hükümet değildir. Yerli kara mollalar da okulun kapatılmasını, bu ceditçi okulda kâfirlik öğretildiğini iddia ederler. Daha önce de Doğu Türkistan'ın büyük şehirlerinde cedit okulları açılmış ancak cahil mollalar buna karşı çıkarak bu okulları hükümete şikâyet etmişlerdir. Bu şikâyetler halkın uyanmasını istemeyen ve bu okulları kapatmak için fırsat kollayan Çin hükümetinin emeline uygun olduğu için hemen gereği yapılmış, okullar kapatılmış, öğretmenler sürgün edilmiştir. Ancak bu olanlar şairi yıldırmaz. Uygur okul için izin alabilmek maksadıyla Turfan’dan Urumçi’ye gitmeye karar verir. Yol boyunca Arabacı Salih’le geçmiş hakkında keyifli sohbetler eden Uygur yolun nasıl bittiğini anlamaz. Şair Urumçi’ye varınca zengin tüccarlardan bu konuda yardım ister. Ancak onlar yardımcı olmak bir yana halkın cahil kalmasının kendi lehlerine olduğunu söylerler. Bunu gören şair hükümet yetkilileriyle doğrudan görüşmek ister. Yaptığı görüşmelerde Fen Yavnen isimli hükümet görevlisinin açık fikirli ve eğitime önem veren birisi olduğunu öğrenen şair onunla görüşmenin yollarını arar. Fen Yavnen’i görebilmek üzere hükümet binasının yakınlarında bulunan Uygur önce korumalarıyla birinin hükümet binasına geldiğini görür ve bunun Cin Şuren olduğunu öğrenir. O gün Çinli Genel Vali Yan Zenşin’in kurduğu Siyaset ve Hukuk Okulu ilk mezunlarını vermekte ve bir eğlence tertip edilmektedir. Yan Zenşin’le beraber Fen Yavnen de orada bulunmaktadır. Az bir zaman sonra silah sesleri duyulur ve yaralı birkaç askerin hükümet binasına koştuğu görülür. Fen Yavnen Yan Zenşin’i devirerek Doğu Türkistan’ı yönetmek için bir darbe planlamış ve bu plan ilk aşamada başarıyla gerçekleşmiştir. Ancak afyon tutkusu sebebiyle eğlenceden erken ayrılan ve hükümet binasına gelen Cin Şuren bu planı bozmuş, darbeyi püskürterek Fen Yavnen ve beraberindekileri ortadan kaldırmış ve iktidarı ele geçirmiştir.

Zalim Zenşin’in zulümlerinden bıkan halk bu durumu sevinçle karşılar ve bunun sonucunu, işlerin düzelip düzelmeyeceğini merakla beklemeye başlar. Cin Şuren’in idareyi ele almasıyla bir değişim bekleyen halk yanıldığını anlamak için çok beklemeyecektir. Şair bu durumda istediğini elde edemeyeceğini anlayarak Turfan'a geri döner. Yurda döner dönmez yeni okul açmak için kolları sıvayan şair şehir büyüklerinin de yardımıyla daha büyük bir okul açar. Bu kez din derslerini de müfredata koyarak mollaların çenesini kapatır. Bu okulda gündüz çocuklara, gece de

49

büyüklere okuma yazma öğretilir. Okulda tiyatro, konser gibi çeşitli etkinlikler düzenlenir. Düzenlenen bu etkinlikler halk tarafından coşkuyla karşılanır, sahiplenilir. Şair toksun tarafına Moğolların Bahar bayramı etkinliklerine katılmak için davet edilir. Moğolca öğrenmek isteyen şair bunu memnuniyetle kabul eder. Şair evinden uzaktayken çocuğu olmayan Ayimhan tedavi olmak için hurafecilere başvurur. Ancak uygulanan yanlış tedavi yüzünden hastalanan Ayimhan günden güne erir, solar. Bir sonbahar günü evine dönen şair eşini hasta yatağında görür. Başucundan hiç ayrılmaz. Ancak Ayimhan daha fazla yaşamaz ve bir gece gözlerini kapatır. Cehalete eşini kurban veren şair yine mücadelesine yılmadan devam eder. Bu esnada Kumul İhtilali’nin başladığı haberi Turfan’a ulaşır. Hükümet bu haberi her ne kadar gizlemeye çalışsa da isyan haberi bütün yurda yayılır. Şairin sözlerini yazdığı “Açıl” şarkısı adeta bir ihtilal marşına dönüşerek bütün yurda yayılır. Genç yaşlı herkesin dilinde “Açıl” vardır. Bunu gören hükümet bu şarkıyı söylemeyi yasaklar.

İsyan ateşi bütün yurda yayılır, bütün şehirler teşkilatlanarak isyana katılır. Şair ve arkadaşları da isyanın öncüsü Hocaniyaz Hacı’yı Turfan’a davet ederler. İsyan aylarca sürer idare sürekli el değiştirir. Kimi zaman isyancılar kimi zaman Çin hükümeti galip gelmektedir.

Bu sırada Abduhaluk Uygur, Şın Şı Sey tarafından tutuklanır. Şı Sey kendisine “Açıl” şiirini kendisinin yazıp yazmadığını sorar. Şair kendisinin yazdığını söyler. Son sözünü soran Şı Sey’e şair kendisi için bir şey istemediğini, ancak halka zulüm yapılmamasını, masumların canına kıyılmamasını ister. Abduhaluk Uygur 13 Mart 1933 tarihinde, 17 arkadaşıyla birlikte kılıçla başı kesilerek öldürülür ve vatan, millet için şehit olur. Şairin son sözü yine “Gül açıl” olur.

50

Baldur Oyġanġan Âdem romanının başkahramanı şair Abduhaluk Uygur 1901 -1933.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Abdulhal%C3%BBk_Uygur (02.08.2018)

1932 yılı 12. Ayın 27. Gününden 1933 yılı 3. Ayın sonlarına kadar kısaca üç ay devam eden Turfan, Piçan, Toksun gibi yerlerdeki halk isyanları bir başlayıp, bir bastırılır. Bu isyanda Abduhaluk Uygur’dan tutup Mehsut Muhiti’ye kadar, Hamdulla Elemahunum’dan tutup Tohti Ali’ye kadar binlerce insan canından olur, 1933 yılının şanlı tarihinde sonsuza kadar kapanmayacak kanlı bir sayfa olarak yer aldı.

Benzer Belgeler