• Sonuç bulunamadı

BakıĢ Sistem (Aspect System) Modeli

3. PERFORMANS TABANLI BĠNA TASARIMI MODELĠ ÖRNEKLERĠ

3.6. BakıĢ Sistem (Aspect System) Modeli

Tezin üçüncü bölümündeki örnek performans tabanlı tasarım modellerinin arasında incelenen son model Augenbroe (2011) tarafından performans tabanlı tasarımda simulasyonun önemini vurguladığı çalıĢmasında üretilmiĢtir. Augenbroe bina simulasyonunu, kararları bilgilendiren performans kriterlerini ölçmek için anahtar araç olarak tanımlamıĢtır. Augenbroe’ye göre bina performans simulasyonları artık sadece bilgisayar tabanlı araçlarla sınırlandırılmamaktadır; daha erken baĢlayan ve daha geç sona eren bir süreci kapsamaktadır. Bu süreçteki temel adımlar:

1) Performans kriterleri hakkında anlaĢma,

2) Ġstenen veya yerine getirilen performans değerlerini ölçmek yerine performans kriterlerinin ölçüm yolları ile ilgili anlaĢma,

3) Ġstenen zamanda ve kısıtlı bütçeyle karĢılanması zor veya çeliĢkili performans hedefleri arasındaki trade-off’u (değiĢ-tokuĢ / bir Ģeyi elde etmek için bir baĢka Ģeyden vazgeçme) ve müĢteri önceliklerini dikkate alan rasyonel tasarım kararları verebilmek.

Augenbroe performans tabanlı tasarım için rasyonel karar verme yaklaĢımından yola çıkmıĢtır ve bunun için öncelikle bina sistemlerinin ve bina fonksiyonlarının iliĢkilerini gösterdiği Ģekil 3.15.’de görülen modeli oluĢturmuĢtur. Bu Ģekile göre bir binanın temel fonksiyonları (―barınma‖ veya ―organizasyonel süreçlere olanak

sağlaması‖ gibi) yukarıdan aĢağıya ―güvenliği sağlamak‖, ―yaĢanabilirlik‖, ―sürdürülebilirlik‖ gibi daha alt seviyedeki fonksiyonlara doğru ayrıĢmaktadır. ġeklin alt yarısı kümelenmiĢ teknik sistemlerinden; aydınlatma, yangın, HVAC (ısıtma, soğutma ve havalandırma) gibi standart bina sistemlerine ve temel elemanlara (pencere, kapı, soğutucu, bitirme malzemeleri vb.) kadar olan seviyeyi göstermektedir. Elemanların kendi aralarında ve bir sistemin elemanları arasında çok sayıda sınırlayıcı iliĢkiler bulunmaktadır. Sınırlı iliĢkilerin karmaĢıklığı ve bağımsızlığı tasarımın karmaĢık olduğunun en temel sebebidir. ġekil 3.15.’de görüldüğü gibi yukarıdan aĢağıya olan fonksiyonel ayrıĢma ve aĢağıdan yukarıya olan teknik sistemlerin kümelenmesinin buluĢtuğu tam orta noktada teknik sistemler birçok bina fonksiyonuna katkı sağlamakta ve bina fonksiyonları birçok teknik sistem tarafından desteklenmektedir. Augenbroe’ye göre Ģeklin her iki yarısı içinde uygulanabilir bir çerçeve eksikliğine rağmen bu Ģeklin performans gereksinmeleri ve tasarım önerilerinin eĢleĢmesini anlamada kullanılabileceğini ifade etmiĢtir. ġeklin ortası bina projelerinde geleneksel olarak arz ve talebin nerede kesiĢtiğini göstermektedir. Augenbroe bu nedenle Ģekil 3.15.’deki modeli bu kesiĢimdeki simulasyonun rolünü göstermek için bir altlık olarak kullanmıĢtır.

ġekil 3.15. Yukarıdan aĢağıya fonksiyonel ayrıĢma ve aĢağıdan yukarıya bina sistemlerinin toplanması (Augenbroe 2011)

Augenbroe performans yaklaĢımında yedi ana kavram olduğunu ifade etmiĢ ve bunları aĢağıdaki gibi sıralamıĢtır.

1. Kullanım (amaç) genelde kullanıcı veya tüketicinin ihtiyaçlarını gösteren niteliksel ifadedir ve istenen performans seviyesini belirler.

2. Kullanıcıların tesislerden memnun olmasını sağlamak için fonksiyonel gereksinmeler karĢılanması gereken zorunlu gereksinmelerdir.

3. Performans gereksinmeleri bir ürünün performansı açısından ifade edilen kullanıcı gereksinmeleridir. Performans gereksinmeleri, performans göstergeleri (performance indicators-PI) ile ölçülmektedir.

4. Performans göstergeleri belli bir performans gereksinmesini yeterli düzeyde ifade eden veya temsil eden ölçülebilir göstergelerdir.

5. Doğrulama metotları performans gereksinmelerinin karĢılanıp karĢılanmadığını değerlendirmek için kullanılmaktadır. Bu metotlar, deneyler (testler), hesaplamalar veya her ikisinin birleĢimi Ģeklinde olabilmektedir. Her performans göstergesinin kendi ölçme metodu bulunmaktadır. Aynı performans kriteri için alternatif performans göstergeleri bulunabilmektedir.

6. Fonksiyonel (―bakıĢ―) sistemler bir fonksiyonu yerine getiren bir binanın parçalarıdır. 7. Etmenler, fonksiyonel gereksinmelerin karĢılanması için fonksiyonel elemanların yetilerini değiĢtirmektedirler.

ġekil 3.16.’da bu yedi kavramın birbiriyle nasıl bağlantılı olduğu görülmektedir. Bağlantıları gösteren çizgilerin ucundaki küçük dolu yuvarlaklar iliĢkilerin önemini belirtmektedir. Performans yaklaĢımındaki kavramları gösteren bu Ģekle göre kullanım amacı/amaçları fonksiyonel gereksinimleri etkilemektedir. Fonksiyonel gereksinmeler fonksiyonel sistemler tarafından temsil edilmektedir. Etmenler, fonksiyonel sistemleri etkilemektedir. Performans gereksinmeleri kullanım amacına uygun olarak yönetilmektedir. Bu gereksinmeler fonksiyonel sistemlerin uygunluğunu değerlendirmektedir. Performans göstergeleri performans gereksinmelerinin ölçülebilmesi için gereklidir. Doğrulama metotları performans göstergelerinin hesaplanmasını sağlarken aynı zamanda fonksiyonel sistemlerin uygunluğu da test edilmiĢ olmaktadır.

ġekil 3.16. Performans yaklaĢımında kavramlar arasındaki iliĢki (Augenbroe 2011)

ġekil 3.16.’da görülen iliĢkiler birebir olabileceği gibi birden birçok noktaya da olabilmektedir. Örneğin bir performans gereksinimi birçok performans göstergesi tarafından ölçülebilirken, her performans göstergesi hesaplanabilmesi için bir tane doğrulama metodu’yla iliĢkilidir.

Augenbroe (2005-b) performans tabanlı tasarımı, bina performans analizleri gereksinimlerine ve bunların sonuçlarını ifade etmek için kesin olarak tanımlanmıĢ değerler oluĢturan bir takım standartlaĢmıĢ performans göstergelerine dayandırmaktadır. Tasarım süreci sırasında alanın uzmanı kiĢi, farklı tasarımları önceden belirlenmiĢ olan bu performans göstergelerine karĢı analiz eder ve değerlendirir. Pati ve ark. (2009) ise performans göstergelerini performansın sayısallaĢmıĢ ifadeleri olarak tanımlamaktadır. Performans göstergelerini iki tür olarak sınıflamıĢlardır. Ġlk tür göstergeler, normatif olarak belirlenen ve ―sert‖ olarak adlandırdıkları göstergelerdir. Bu tür göstergeler örneğin bina performansında enerji, aydınlatma, termal konfor gibi performans değerlerini değerlendirmek için kullanılan göstergelerdir. Ġkinci tür göstergeler ise çevresel ve davranıĢla ilgili ―yumuĢak‖ göstergelerdir. Bu tür göstergeler ilk göstergelere göre daha az objektiftir. Bina ve kullanıcı etkileĢiminden ortaya çıkan göstergelerdir ve kullanım sürecinde değerlendirme yöntemiyle elde edilmiĢlerdir.

Augenbroe Ģekil 3.15.’de görülen modelde simulasyonun rolünün iyi tanımlanmadığını ifade etmiĢtir. Performans gereksinmeleri ve teknik sistemler arasındaki birçok iliĢkiyi barındıran arakesit uygun sanal deneyi tanımlamak için çok

belirsiz bir alandır. Augenbroe bu belirsizliğe görsel konfor örneğiyle açıklık kazandırmıĢtır.

Problemi fiziksel olarak anlayabilmek için istenen görsel konfor seviyesini üretirken, rolü olan teknik sistemleri aĢağıdaki gibi sıralamıĢtır. Parantez içinde yazılanlar bu teknik sistemlerin içinde olan ve görsel konforun gerçekleĢmesine etki eden en önemli elemanlar ve parametrelerdir.

DıĢ kaplama sistemi (cephe: pencerelerin tipi, boyutu ve yeri, gölgeleme araçları, gölge kontrolü)

KomĢuluk sistemi (yakın binalar, bitkiler)

Elektrik aydınlatma sistemi (armatürlerin tipi, yeri ve kontrolü) Ġç kaplamalar (yüzey bitirme elemanları (renk ve yansıtabilirlik))

Organizasyon sistemi (çalıĢma alanı yeri ve yönlendirmesi, iç bölücülerin yüksekliği ve boyası

Bu sistemlerden görülmektedir ki, farklı teknik sistemlerin elemanları ve elemanların parametrelerinin bütünü görsel konfordan sorumludur. Bu sistemler birlikte, farklı teknik (alt)sistemlerin elemanlarının toplanması olarak tanımlanabilen bir fonksiyonel sistem oluĢturmaktadır. Bu elemanların seçimi belli bir fonksiyonla iliĢkili bina davranıĢına katkı yapıp yapmadığı kontrol edilerek belirlenmektedir. Bu fonksiyonel sistemi Augenbroe ―BakıĢ Sistem‖ (Aspect System) olarak ifade etmektedir. Bir performans gereksinmesi için gerekli sayısallaĢtırma metodu (genellikle simulasyon) görsel konfor örneğindeki gibi oluĢturulan bir BakıĢ Sistem üzerinde iĢlemektedir. ġekil 3.17.’de görüldüğü gibi her fonksiyonel gereksinme tam olarak bir ―BakıĢ Sistem‖ e bağlıdır. Bir fonksiyonel gereksinme ve ―BakıĢ Sistem‖ arasındaki iliĢki performans göstergesi Ģeklinde somutlaĢtırılmıĢtır.

ġekil 3.17. BakıĢ sistemler (teknik sistemler üzerindeki özel performans kriterleri toplanmıĢ sistemlerdir) (Augenbroe 2011)

Augenbroe ―BakıĢ Sistem‖ adını verdiği modelini üç farklı örnek üzerinde somutlaĢtırmıĢtır. Bu örneklerden bir tanesi iki farklı tasarım seçeneği arasında rasyonel karar vermek için yapılan granit kaplama ve alüminyum kaplama arasındaki seçimdir.

Örnek 1: Granit ve alüminyum kaplama arasında seçim

Bir ofis binasının bir dizi tasarım seçimlerinin bir kısmını oluĢturan bir örnektir. Bina yüksek hava kirliliğinin olduğu bir Ģehir merkezinde yer almakta ve iklim olarak da sert kıĢlar ve sıcak yazlar yaĢanılan bir bölgedir. MüĢteri binanın enerji etkin olarak tasarlanmasını istemiĢ ve cephe kaplamasını dayanıklı ve az bakım gerektiren olarak yapılmasını istemiĢtir. MüĢterinin istekleri malzemenin dayanıklılığı üzerine yoğunlaĢmıĢtır. Örneğin; cephe kaplamasının hava kirliliğine dayanması, rengi, dokusu ve gerilme özelliklerini en azından 50 yıl koruması beklenmektedir.

Bu örnek için çizelge 3.7.’de kriterler, performans göstergeleri ve ölçme metotları gösterilmektedir.

Çizelge 3.7. Kriterler ve performans göstergeleri (Augenbroe 2011) Performans

Kriterleri

PG# PG Adı/Tanımı Ölçme Metodu

Dayanıklılık 1 Ġklim ve kirlilikten

kaynaklanan tahribat

Endüstri ve üreticilerin ortalamasına dayalı değerlendirme (dayanıklılık deneylerine dayalı)

2 Ürün servis ömrü Endüstri ve üreticilerin verilerine dayalı

değerlendirme, servis ömrü tahmini Enerji

Performansı

3 Isıtma ve soğutma için

gerekli enerji

Bina performans normatif aracı: doğru karĢılaĢtırmalı enerji tüketim sonuçları üretir

ĠnĢa Edilebilirlik 4 Geri dönüĢüm

kapasitesi

ATHENA enstitüsü Eco-Impact hesabı

5 Atık üretimi Endüstri verilerine dayalı değerlendirme

(normatif)

Bakım 6 Kaplamayı

yerleĢtirmek için geçen süre

Duvar kaplamasını monte etmek için M² baĢına gerekli iĢçi ve zaman hesabı (müteahhit firmanın anketine dayalı)

7 DeğiĢtirme Markov Zinciri bakım müdahale matrisi

kullanımı

Bu çizelgedeki seçilmiĢ kriterler müĢteri tarafından baĢlangıçta önerilmiĢ uzun bir listenin kısaltılmıĢ halidir. Bu kısaltma müĢteri ve tasarımcı arasındaki iki farklı malzeme arasındaki seçimle en iliĢkili olarak varsayılan kriterlerin belirlendiği bir diyalog sonucu ortaya çıkmıĢtır. Uygun performans göstergelerinin ve ölçme metotlarının seçimi mimar-mühendise bırakılmıĢtır. Bu örnekte simulasyon kullanılmamıĢtır. Enerji performans hesaplamaları ve diğer performans göstergesi hesaplamaları da normatiftir. Bu kriterler ve performans göstergeleri doğrultusunda hazırlanan bakıĢ sistem Ģekil 3.18.’de görülmektedir. Koyu renkdeki kutular iki rakip sistemin makro elemanlarını göstermektedir. Üç farklı çizgi stili hangi elemanın hangi BakıĢ Sistem’in parçası olduğunu veya baĢka bir deyiĢle hangi performans göstergesiyle iliĢkili olduğunu göstermek için kullanılmıĢtır. Bu bakıĢ sistemde yer alan performans göstergelerinin her iki alternatif (granit kaplama ve aluminyum kaplama) içinde hangi değerlerde olduğu ölçüm metotları ile belirlenmiĢtir. Bu ölçüm metotlarının sonuçları doğrultusunda tasarım alternatiflerinin her performans göstergesi için aldığı değer Ģekil 3.19.’da görülen radar grafiğine aktarılmıĢtır.

ġekil 3.18. BakıĢ Sistemler – granit ve alüminyum dıĢ cephe kaplaması için (Augenbroe 2011)

Bu radar grafiğine göre granit kaplama; servis ömrü, ısıtma/soğutma için gerekli enerji, geri dönüĢebilme yeteneği performans göstergelerine göre alüminyum kaplamadan üstün çıkmıĢtır. Alüminyum kaplama ise inĢa sırasında üretilen atık, yerleĢtirme süresi ve boya/cila/dolgu bakım gereksinimleri performans göstergelerine göre granit kaplamadan üstün çıkmıĢtır. Augenbroe radar grafikte görülen birimlenmiĢ sonuçlara göre alüminyum kaplamanın daha iyi bir tasarım seçeneği olduğunu söylemiĢtir. 0 2 4 6 8 10

PG 1

PG 2

PG 3

PG 4

PG 5

PG 6

PG 7

PG 8

PG 9

Granit

Alüminyum

Augenbroe çalıĢmasının sonunda bakıĢ sistem modelinin kullanılarak A ve B iki farklı tasarım seçeneği arasında rasyonel karar vererek performans tabanlı tasarım için izlenmesi gereken adımları aĢağıdaki gibi sıralamıĢtır.

AĢama 1: bağlam

Sorunun bağlamını ve seçenekleri tanımlamak.

Orijinal kararları tanımlamak; neden bu karar alındı; hangi temel üzerine alındı? Dikkate alınacak iki rakip seçeneği tanımlamak.

Hangi paydaĢlar karar verme sürecine dahil olacak? Orijinal karar vermede risk analizi kullanıldı mı?

AĢama 2: rasyonalizasyon

Hangi fonksiyonel gereksinmeler kararı yönlendiriyor? Ġhtiyaç olursa gereksinmelerin ayrıĢmasını bir performans göstergesiyle beraber ölçüm yapmaya uygun olacak taneliğe ulaĢıncaya kadar kullan.

Her fonksiyonel gereksinmeyi bir performans bakıĢıyla eĢleĢtir.

Her performans bakıĢı için kullanılacak performans göstergelerini seç ve açıkla.

AĢama 3: metodoloji

Her fonksiyonel gereksinmenin bir bakıĢ sistemi ile eĢleĢmesi bağlamında karar problemini tanımla (bir sistem diyagramı içinde göster).

Her bakıĢ sistemi bileĢenlerin kümelenmesi ve teknik sistemlerin özellikleri açısından tanımla (sistem diyagramında göster).

BakıĢ sistemlere fonksiyonel gereksinmeler arasındaki bağlantıyı açıkla ve bu bağlantılara performans göstergelerini yerleĢtir.

AĢama 4: yöntem

Performans göstergelerini ve onların ölçme metotlarını geliĢtir (en az beĢ tane) ve en azından üç bina simulasyon aracı kullanarak eksiksiz ölçümler yap.

AĢama 5: karar verme sürecini bilgilendirme

A ve B seçenekleri için radar grafikleri çıkart.

AĢama 6: değerlendirme

YaklaĢımın karar verme sürecini nasıl etkileyecek; muhtemelen orijinal karara kıyasla daha farklı bir ürün ortaya çıkacaktır.

Belirsizlikleri tanımak analizini nasıl etkileyecek (Augenbroe 2011).

Augenbroe’nin ―bakıĢ sistem‖ adını verdiği model, tasarımın herhangi bir evresinde uygulanan farklı tasarım alternatifleri arasından rasyonel karar vermeye

yönelik bir modeldir. Bu modelde hedeflenen performansa yönelik performans gereksinmeleri belirlenmekte, belirlenen bu gereksinmeler ölçülebilir performans göstergelerine dönüĢtürülmekte ve bu tasarım alternatiflerinin performaslarının değerleri bu göstergelere göre ölçülerek belirlenmektedir. Bunların sonucunda performans tabanlı tasarıma yönelik en uygun olan alternatif seçilmektedir. Augenbroe’nin oluĢturduğu bakıĢ sisteme göre binayı oluĢturan birden çok farklı teknik alt(sistemler) binadan veya binanın herhangi bir elemanından beklenen performansla iliĢkilidir. Bu farklı teknik (alt) sistemlerin hedeflenen performansa yönelik iliĢkisini Augenbroe ―bakıĢ sistem‖ olarak tanımlamıĢtır. Ancak performans tabanlı tasarıma yönelik üretilmiĢ olan bu sistem tasarımı bütüncül olarak ele almak yerine sadece tasarımın herhangi bir evresindeki hedeflenen performansa uygun tasarım için rasyonel karar vermeyi sağlamaktadır. Performans gereksinmeleri belirlenirken tasarım ekibi ve müĢteri diyalogları performans tabanlı tasarımda olduğu gibi vurgulanmıĢtır. Ancak, performans tabanlı tasarmın geniĢ katılımlı paydaĢları süreç içerisinde yer almamaktadır.

3.7. Bölüm Değerlendirmesi

Croce ve ark. (1996) performansa yönelik bir sistematik içinde devam eden belli evrelere ayrılmıĢ bir model önermiĢtir. Mallory-Hill (2004)’in modeli önerilen diğer modellerden tasarım süreciyle iliĢkili olmaması ve var olan binaların performansını değerlendirmeye yönelik bir modeli olması nedeniyle ayrıĢmaktadır. Ancak Mallory- Hill, önerdiği modelin simulasyon araçları yardımıyla tasarım sürecinde de kullanılabileceğini ifade ettiği için bu modele de bu tez çalıĢması kapsamında yer verilmiĢtir. Mallory-Hill’in modelinde zaman boyutundan bağımsız bir Ģekilde oluĢturulan performans matrisinde, matrisin bileĢenleri bir hiyerarĢi içinde sunulmuĢtur. Matrisin bileĢenlerinden bina, farklı elemanların oluĢturduğu alt sistemlere ayrılmıĢtır. Diğer bileĢen ise binayı oluĢturan elemanlardan farklı olarak bina ve bina çevresi mekanlar olarak bir hiyerarĢide ifade edilmiĢtir. Matrisin son bileĢeni ise performansdan etkilenen kiĢiler ve durumlardır. Bu bileĢenin içeriğindekiler birey düzeyinden küresel düzeye bir hiyerarĢi içinde verilmiĢtir. Becker (2008) ise genel bir çerçeve oluĢturduğu modelinde on aĢamalı bir süreci tanımlamıĢtır. Ġkinci bölümde de ifade edildiği gibi Becker’in modeli genel bir çerçeve çizen kavramsal bir modeldir ve takip edilmesi

gereken adımların verilmesi dıĢında bir hiyerarĢi barındırmamaktadır. Magent (2005)’in oluĢturduğu üç modelden bir tanesi olan yüksek performanslı binalar için tasarım süreci modeli bir hiyerarĢi sistematiğine dayanan IDEF modelinden oluĢturulmuĢtur. Bu model dili hiyerarĢi diyagramlarından oluĢan bir model olduğundan, bu hiyerarĢi sistematiğinde ilerlemektedir.

Augenbroe (2011)’nin modeli ve Bittermann (2009)’ın biliĢsel modeli içindeki bulanık sinir ağaçları da bir hiyerarĢi kurulması yöntemine dayanmaktadır. ġöyle ki; Augenbroe’nin oluĢturduğu örnek ―bakıĢ sistem‖ modelinin kurgusu aslında AHY yönteminde oluĢturulan hiyerarĢinin birebir aynısıdır. AHY’de oluĢturulan hiyerarĢide de temel amaç ve alt amaçlar belirlenmekte, daha sonra bu amaçlara yönelik kriterler ve alt kriterler saptanmaktadır. HiyerarĢinin en alt seviyesinde ise karar alternatifleri bulunmaktadır. Augenbroe’nin örnek bakıĢ sisteminde temel amaç ―kabuk sağlama‖dır. Bu amacın alt amaçları ―duvarı koruma‖ ve ―çevreyi koruma‖ dır. Duvarı koruma alt amacının performans kriterleri ise dayanıklılık, inĢa edilebilirlik ve bakımdır. Bu performans kriterlerinin performans göstergeleri ise AHY’deki alt kriterlere denk düĢen servis ömrü, iklim ve kirliliğe bağlı tahribat, yerleĢtirme süresi, değiĢtirme kolaylılığı, boya, cila, dolgu gereksinimi ve kendini temizleme yeteneğidir. BakıĢ sistemin en alt seviyesinde yer alan alucobond duvar sistemi ve granit duvar sistemi AHY’deki hiyerarĢide yer alan alternatiflere denk düĢmektedir. Bittermann’ın bulanık sinir ağacı da bu hiyerarĢinin benzeridir. Bittermann’ın bulanık sinir ağacında hiyerarĢinin en üst seviyesinde kök boğum noktası adı verilen noktada tasarım performansı yer almaktadır. Bu AHY’deki temel amaca denk gelmektedir. Bir alt seviyedeki iç boğum noktalarında ise görsel algı performansı ve bahçe performansı gibi performans yönleri bulunmaktadır. Bu noktaların AHY’deki denkliği kriterler, bakıĢ sistemdeki denkliği ise performans kriterleridir. Ġç boğum noktalarının alt seviyesinde ise alt performans yönleri yer almaktadır. Bu noktalar AHY’de alt kriterler, bakıĢ sistemde ise performans göstergeleridir. Bittermann’ın bulanık sinir ağacındaki terminal boğum noktasında yer alanlar ise AHY hiyerarĢisinden ve bakıĢ sistemden biraz farklılaĢmaktadır. Terminal boğum noktasında yer alan ve tasarım değiĢkenleri olarak adlandırılanlar, örnekte yapı adasındaki tasarımda bulunan ve o tasarımı oluĢturan yapılardır. Bu tasarım değiĢkenlerinin yerine AHY’de ve bakıĢ sistemde tasarım alternatifleri gelmiĢtir. Bu farklılığın sebebi ise AHY’de ve bakıĢ sistem de sınırlı olan iki veya üç tasarım

alternatifine karĢılık, Bittermann’ın fazla sayıdaki tasarım değiĢkenleriyle oluĢturduğu ve genetik algoritmalar tarafından üretilen çok fazla sayıdaki tasarım alternatifleridir.

Mallory Hill (2004)’in Bina Değerlendirme Alan Model’i ve Becker (2005)’ın Çerçeve Modeli ve Augenbroe (2005)’nin BakıĢ Sistem Modelleri performans tabanlı tasarımı, tasarım sürecinde bağımsız olarak oluĢturmuĢlardır. Bina Değerlendirme Alan Modeli yeni tasarımların değerlendirilmesine yönelik olmayıp var olan binaların performans değerlendirmesine yönelik üretilmiĢ bir modeldir. Çerçeve Modeli on aĢamalı algoritmayı içeren bir Ģema düzeyindedir. BakıĢ Sistem Modeli ise performans tabanlı tasarımı, tasarımın performansını istenen düzeyde olması için rasyonel bir karar verme adımına indirgemiĢtir.

Ġncelenen diğer modellerden Croce ve ark. (1996)’nın Atiuno modeli, Magent (2005)’in Yüksek Performanslı Binalar için Tasarım Süreci Modeli ve Bittermann (2009)’ın BiliĢsel Modeli performans tabanlı tasarımı bütün bir süreç olarak grafikleĢtirmiĢlerdir. Atiuno modeli; lineer, geri beslemeleri içermeyen, performans kontrollerini tasarımın belli aĢamalarında sabitleyen ve gereksinmelerin belirlenmesinde paydaĢların katılımını sürece dahil etmeyen bir modeldir. Magent (2005) çalıĢmasında geliĢtirdiği Tasarım Karar Ağ Modeli ve Yüksek Performanslı Binalar için Tasarım Süreci Modellerinin birleĢiminden oluĢtuğunu söylediği Yüksek Performanslı Binalar için Tasarım Süreci Değerlendirme Modeli’nin açıklamasında binanın istenen fonksiyonunu oluĢturan bir ekipten bahsetse de bu model uygulmaya konulmamıĢ ve kavramsal düzeyde kalmıĢtır. BiliĢsel model pratik mimarlık çalıĢmalarında uygulanması oldukça zor olan genetik algoritmalar, pareto dağılımı, bulanık sinir ağaçları gibi karmaĢık birçok metodu kapsamaktadır ve performans tabanlı tasarımın önemli bir bileĢeni olan paydaĢlara modelde yer verilmemiĢtir.

Performans tabanlı bina tasarımının pratik mimarlık çalıĢmalarında uygulanabilirliğinin artırılması için tasarım sürecindeki bileĢenleri açıkça tanımlayan ve tasarımın değerlendirilmesine olanak sağlayan adımların belirlendiği, kullanımı kolay ve konuyu teknik bir konudan ziyade mesleki bir konuya dönüĢtürebilecek bir yaklaĢım eksikliği vardır. Bu tez çalıĢması kapsamında önerilen modelin bu boĢluğu doldurması beklenmektedir.