• Sonuç bulunamadı

Bahar Noktası W Shakespeare (1993)

1. BÖLÜM

2.1. Ödenekli Tiyatrolarda Sahnelediği Oyunlar

2.1.1. Ankara D.T.'de Sahnelediği Oyunlar

2.1.1.10. Bahar Noktası W Shakespeare (1993)

Shakespeare'in Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası adıyla bilinen oyunu, Can Yücel'in çevirisi (Can Yücel, kendisini Tükçe'ye çeviren değil, Türkçe söyleyen olarak tanımlamaktadır) ile Bahar Noktası adını almıştır. Shakespeare'in çok sevilen ve Türkiye'de de çok defa sahnelen bu oyunu ilk kez Ankara D.T.'de 1951 yılında Carl Ebert tarafından sahnelenir. Can Yücel'in çevirisi ise 1980 yılında Başar Sabuncu tarafından Şehir Tiyatrosu'nda sahnelenir ve oldukça beğeni toplar. Bu çeviriyi uyarlama olarak kabul edenler de vardır. Zira Can Yücel oldukça özgür bir biçimde çeviriyi gerçekleştirmiştir. Zaman ve mekanda kaydırmalar yaparak Atina'da geçen oyunu Osmanlı dönemi İstanbul'una taşır. Yücel Erten ise bu kaydırmaları konsepsiyonunda biraz daha geliştirir. Olayların geçtiği yer bu defa Ege adalarından birine dönüşür. Oyun kişileri Rum ve Türk ada halkından oluşur, isimler bu doğrultuda değiştirilir. Oyundaki masalsı karakterler de bundan nasibi alır; Oberon, Babaron'a, periler ecesi Titania, Müzeyyen'e; Puck da Bican'a dönüşür. Oyunun en sevilen bölümlerinden birini oluşturan oyuncular topluluğu da, adalı azınlık halklarıyla müslüman Türkler oluverir. Zaman ve mekanda yapılan kaydırmalar ve karakterlerin yakın coğrafyadan tanıdık, bilidik kişiler haline gelmesi oyuna büyük bir sıcaklık katar. Oyunun temasında bir değişikliğe yol açmadan, seyircinin yakınlık kurmasına imkan tanıyan bu uyarlama genellikle olumlu tepki alır.

Bütün bu kaymalar ve kaydırmaların oyunda bir anakronizme yol açtığı kuşkusuz. Ama Can Yücel de, Yücel Erten de kendilerine göre haklı. Shakespeare, tiyatro uğruna anakronizmden korkmayan bir yaratıcıdır. Hıristiyanlar için gün dönümü şenlikleri putperestlik döneminden kalma bir gelenektir de bizim için benzer gelenekler yok mudur? Yücel Erten'in deyimiyle, Can Yücel'in bu çabası ''oyunun kültürel coğrafyasına yeni bir boyut vermiştir. Oyunu bir başka kültür ortamına doğru bükmüş; kanırtmadan, kırmadan eğmeyi başarmıştır. Shakespeare'i yüzyıllar öncesinden ahbapça koluna girerek yakınımıza getirmiştir.''100

Yücel Erten oyunu daha önce 1991'de Adana D.T.'de sahneye koymuştur. Üçlü bir kurmacanın sarmal bir biçimde ilerlediği oyun, Shakespeare'in en yetkin komedilerinden kabul edilir. Cinler şahı Oberon, elinden bir gözdesini aldığı için 100Atila Sav, ''Şekspiryen Bir Güldürü'', Milliyet Sanat D., Sayı: 311/661, 01 Mayıs 1993, 42 s.

periler ecesi Titania'dan intikam almak ister. Bunun için görevlendirdiği Puck işleri karıştırır. Yanlışlıkla büyülediği kişiler, evlenmek için ailelerinden izin alamayarak çareyi kaçmakta bulan genç çift Lysandros ve Hermia ile onları ormanda takip ederken kaybolan Dimitri ve Helena'dır. oyundaki ikinci katman bu genç aşıklar arasındaki çatışmadır. Lysandros ve Hermia evlenmek için kaçarken, Hermia'nın taliplisi Dimitri onları takip eder. Bu üçlüye Dimitri'ye aşık Helena'da katılınca bir birini ormanda arayan gençler kaybolup geceyi ormanda geçirirler. O, perilerin ve cinlerin ortaya çıktığı yaz dönümü gecesinde, Puck aşıkları büyüler. Uyandıklarında aşıklar birbirlerini sevmez olmuş, kovalananlar kovalayan hale gelmiştir. Bu karmaşa ancak oyun sonunda Oberon'un müdahale etmesiyle çözülene kadar sürer. Oyunun en eğlenceli katmanlarından birini oluşturan üçüncü öykü, Dük'ün evlenme töreninde sergilemek üzere oyun hazırlayan esnaflardan kurulu amatör tiyatro gurubunun başına gelenlerdir. Bu üç hikaye birlikte ilerlerken zaman zaman temas etmekte olduça iyi kurulu bir oyun oluşmaktadır.

Erten, oyunu Ege adasına taşırken konseptinde çevre düzenine de büyük önem vermiştir. Sahnedeki küçük bir havuz denizi, onun hemen yanındaki minderler kumsalı temsil ederken, küçük bir iskele seyiciye doğru uzanır. Bu arada periler ecesi Müzeyyen'de karaya oturmuş bir tekneye yerleşmiştir. Erten'in bu sevilen yorumu daha sonra İzmit BBŞT'deki sahnelenişi ile de büyük beğeni toplar.

(...)Bahar Noktası bu dönem sahnelen en şenlikli Devlet Tiyatroları yapımı. Yorumunu Shakespeare'den çok Can Yücel'e dayandıran Erten, oyunu bir yüzyıl öncesinin Ege adalarından birine Rum'larla Müslümanlar'ın iç içe yaşadığı bir Akdeniz ortamına taşımış. Shakespeare'in gizemli düş mekanı ormanın yerine ise ay ışığında inlerle cinlerin (gerçekten de) top oynadığı bir ada limanı almış. Erten'in görselliği ön düzeye çıkardığı yapımda su öğesini, pek çok çalışmasında olduğu gibi, hareket düzeninin vaz geçilmez bir parçası yapıyor.101

5. İstanbul Tiyatro Festivali'ne katılan yapım, festivalin en ilgi çeken oyunlarından biri olur. Zeynep Oral, Festivale konuk olarak katılan yabancı eleştirmenlerin yorumunu şöyle aktarıyor:

101 Ayşegül Yüksel, ''Festivalde 5 Ankara Yapımı'', Milliyet Sanat D., Sayı: 312/662, 15 Mayıs 1993 13 s.

Tiyatro Festivalinin bir bölüm'ünü, Kültür Bakanlığı'nın davetlisi olarak çeşitli ülkelerden gelmiş 14 yabancı tiyatro eleştirmeni de izledi. Bahar Noktası'nın sonunda şaşkınlıklarını ve keyiflerini şöyle dile getiriyorlardı. ''Evet, Shakespeare'in Bir Yaz Gecesi Rüyası bir komedidir ama, ilk kez bu oyunun böyle kahkahalarla izlendiğine tanık oluyoruz.102

Bu yorumun beğeni kazanmasındaki önemli nedenlarden biri, çatışmanın olayın taşındığı coğrafyada da karşılık bulabilmesinin yanısıra, yerelleştirilen karakterlerin sıcaklığı ve yakınlığıdır.

Oyun, gerçekten de hıristiyan ve müslümanlar dostça bir arada yaşadıkları, Yunanca-Türkçe ezgilerin iç içe geçtiği, sıcak, hareketli bir atmosfer yakalıyor. Metindeki dilin kıvraklı ve çarpıcılığının yanısıra sahnede renkli, hareketli bir bedensel dilin varlığı dikkati çekerek izleyiciyi kavrıyor.103