• Sonuç bulunamadı

B MALIN CİNSİ, TÜRÜ VE SIFATININ AÇIKLANMAS

Belgede İslam Hukukunda icâre akdi (sayfa 44-47)

Nakliye şirketiyle, belli bir yere gitmek üzere akit yapıldığında, vasıtanın uçak mı, gemi mi, otobüs mü, minibüs mü olduğu, yeni mi, eski mi olduğu ve benzeri sıfatları belirtilmelidir.119 Hükmü, şartları ve rüknü tahakkuk eden akit tamamlanmış olur. Bu akdin neticesinde kiralayan için malın menfaati mülk olur. Kiraya veren kişide ücrette tasarruf hakkına sahip olur. Örneğin; arabasını kiraya veren kişi kiralayanın mülk edindiği menfaat karşılığı olarak aldığı ücretin sahibi olur. Zaman geçtikçe kiracı kiralanan malın menfaati karşılığında malı kiraya veren şahsa ücretini vermeye devam eder sözleşmede belirtilen zamanın dolmasıyla kiralanan malın mülkiyeti tam olarak sahibine geçer. Kiracının malda her hangi bir menfaat elde edememesi hükmü değiştirmez. Bu misal satılan bir malın alıcının elinde zayi olması gibidir. Ancak kiracı, kiraladığı bir malda bir müddet fayda görür. Sonra mal işe yaramaz hale gelirse tıpkı bir araba belli bir yere gitmek için kiralanır da araba oraya varmadan önce bozulursa o mesafenin ücreti araba sahibi tarafından ödenir. Araba bozulduğu yerden gideceği yere zahmetsiz gidilebiliyorsa veya arabayı kiralayan kişinin o yerde bir işi varsa arabanın hareket ettiği yerden bozulduğu yere kadar mesafe almıyorsa o ücret de önemli bir şey değilse arabanın bozulduğu yer adet olarak insanlar tarafından kasd edilen bir mevki değilse veya oradan varmak istediği yere gitmek zor ise araba sahibine her hangi bir ücret ödenmez.120 Bu misal satılan mal teslim edilmeden veya menfaatinden önce zayi olması gibidir. Zimmet ücretinin tehir edilmesinin caiz olmadığını söylemiştik. “Tıpkı

kişi daireyi bu kadar para mukabilinde bir sene kiraya verdim” veya “bu daireyi şu altın bilezik karşılığında sana kiraya verdim” dediğinde ücretini hemen vermesi vacip

olur. Zira mallar tehir edilmeyi kabul etmez. Eğer ücret zimmeti ise tıpkı; kişi “daireyi

bin TL’ye sana ücret karşılığında verdim” derse, peşin olsun vadeli olsun, bir kısmının

peşin, bir kısmının vadeli ödenmesi de, taksitle verilmesi de caizdir. Fakat akit es- nasında tehir veya tacilden söz edilmezse, o zaman ücret muaccel (peşin) olur. Kiralanan mal kiracının elinde emanettir. Kiracı onu kullanırken her hangi bir aşırılık göstermemiş veya onu muhafazada kusur etmemiş ise, kiraladığı mal için sorumlu tutulmaz. Tıpkı; mesken için kiralanan dairede yangın çıkar da daire yanarsa, yangın da evde yakılması adet olan bir ateş nedeniyle ihmal ve ayıptan dolayı çıkmamışsa kiracı o yangının zararlarından sorumlu değildir. Fakat demircilik yapmak için ateş yakmış da

119 El-Hin, El-Fıkhu’l-Menheci, c.III, s.132-133 120

yangın çıkmışsa, kiracı yangının zararını ödemek zorundadır. Zira daireyi, kiraladığı maksadın dışında kullanmıştır.121 Eğer kiracı yatarken sobayı yanık bırakmış da yangın çıkmışsa yangının zararını ödemek zorundadır. Zira Hz. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

"Uyuyacağınız vakit evlerinizde ateş bırakmayınız.”122 Bir kere Medine'de geceleyin sahibinin içinde ikamet ettiği bir ev yandı, yangın felaketine uğrayan ev halkının hali Resulullah'a haber verilince, Resulullah şöyle buyurdu:

“Şüphe yok ki bu ateş sizin için ancak bir düşmandır. Bunun için uyumak istediğiniz zaman ateşi söndürünüz.” 123

Kiracı, ateşi çocukların oynayacakları bir yerde bırakır da yangın çıkarsa yangının zararını kendisi öder. Kiracı, kötü kullandığı malın zararını da ödemek zorundadır. Örneğin; binmek için bir araba kiralayıp haddinden fazla hızlı sürse, tehlikeli yollarda kullansa bundan dolayı araba da zarar görürse, arabayı kiralayan kişi, zararı karşılamak zorundadır. Muhafazasında kusurlu davrandığı takdirde de kiraladığı mal zarar görürse yine zararı karşılamak zorundadır. Örneğin; kiraladığı arabayı yolun ortasına bırakırsa veya emin olmayan bir yere bırakırsa, orada da bekçi yoksa arabaya bir zarar geldiğinde zararın bedelini ödeyecektir. Fakat arabayı halkın park ettiği bir yere bırakır da araba orada zarara uğrarsa, kiracı bu zararı ödemek zorunda değildir. Kiralanan malın kira süresi bittikten sonra -ister kullansın ister kullanmasın- sahibine teslim etmeden önce mala bir zarar isabet ederse, kiracının zararı karşılaması lazımdır. Fakat kira müddeti biten malı sahibine teslim etme imkânı bulamazsa, malı da kullanmıyorsa, mala isabet eden zararı ödemesi lazım değildir. Şoförü olduğu arabasını kiraya veren kişi hastalanır da kiracıyı vaat ettiği yere götüremeyecek durama gelirse, icâre akdi feshedilmez. Zira başka bir şoförle de arabadan istifade edilebilir. Sefere çıkmak için bir araba kiralayan kişi, sefere çıkmazsa veya bir evi kiralar da sonra sefere çıkmak zorunda kalırsa, kira akdi fesada gitmez. Zira kendisi için akit yapılan malda bir noksanlık olmamıştır. Malı kiralayan kişi, ondan istifade etmek üzere kendisine bir vekil tutabilir. Kiracı, kira müddeti bittikten sonra malı kullanırsa, onun ücretinin mislini vermek zorundadır. Bir arazi belli bir ekin ve belli bir müddet için kiralanır da müddet bittiği halde ekin biçilecek hale gelmezse arazi sahibinin; “ekinini arazimden

121

El-Hin, El-Fıkhu’l-Menheci, c.III, s.132-133 122

Buhari, İcâre babı, hadis no: 5935

kaldıracaksın” diye kiracıyı zorlaması doğru değildir. Zira burada kiracının zararı

vardır. Kiracı, o müddet için ücret-i misil verir. Fakat arazinin sorumlusu olmaz. Çünkü araziyi kullanmada zorbalık söz konusu değildir.124

İKİNCİ BÖLÜM

Belgede İslam Hukukunda icâre akdi (sayfa 44-47)