• Sonuç bulunamadı

3.2. SANAYİ SEKTÖRÜ GELİŞİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

3.2.2. Konya’da Sanayi Sektörünün Gelişimi

3.2.2.4. Konya’da Öncü Sanayi Sektörlerinin Gelişimi

3.2.2.4.4. Ayakkabı ve Deri Sektörü Gelişimi

Özellikle 1970’li yıllardan itibaren dünya ekonomisi açısından Türk deri sektörünün önemi giderek artmaya başlamıştır. Bu ilgiyi karşılamak adına son yıllarda sektörde hızlı bir ilerleme sağlanmıştır. Yurtiçinde bulunan hammadde kaynaklarıyla beraber, önemli ölçüde ithal hammadde kaynakları da kullanılarak toplam üretim miktarının arttırılması bu yolla da deri ürünlerine ait ihracatın arttırarak ülke bazında sektörün global piyasadaki yerinin korunması amaçlanmıştır (T.C. Ekonomi Bakanlığı, agis, 2018).

“Deri ve deriden elde edilen ürünlerin imalatına yönelik sektörde, ayakkabı, giyimde kullanılan deri kıyafetler, mobilya üretimi gibi oldukça geniş bir üretim yelpazsinde faaliyet sürdürülmektedir. Deri ve deriden elde edilen ürünler imalatı sektörü büyük oranda el işçiliğine dayalı olmasının yanısıra aynı zamanda yüksek tecrübe ve bilgi gerektiren bir sanayi koludur.’’ Diğer yandan deri imalat sektöründe kaliteli hammaddenin temin edilebilmesi büyük önem arzetmektedir. Deri sektörü kendine özgü özellikleri ile ülke ekonomisinde büyük katkılar sağlamaktadır. Bu özellikler sektörün temel hammaddesi niteliğinde olan derinin kendine özgü dokusu ve bu yapıyı üretim sürecinin başından sonuna kadar korumasına bağlıdır. Üretim süreci sonunda elde edilen ayakkabı, elbise veya deriden yapılan herhangi bir ürün bu sebeble kendine has olma özelliğini korumaktadır. Bu durum sektörün kendi dinamikleri içinde kârlılığını belirleyen ana sebeptir (Konya Ticaret Odası, 2018: 101-116).

Mevcutta insanoğlunun temel ihtiyaçları arasında yer alan ayakkabının geçmişi ilk kıyafet örneklerine Mısır ve Eski Yunan dönemlerine dayanmaktadır. Sektörün küresel krizlerden en az etkilenen sektör olmasının ana sebebi sektörü ana mamülü olan ayakkabı ve diğer deri tekstil ürünlerinin modern dünya açısından vazgeçilmez ürünler olmasından kaynaklanmaktadır. Sektör bu sebeple istikrarlı bir büyüme grafiği göstermektedir.

Deri ve ayakkabıcılık sektörün faaliyetleri sonucu 1990’lı yıllardan başlayarak derinin ham halinden üretim aşamasına kadar geçen süre ve daha sonra devam eden derinin işleme çabaları çevre kirliliği sebebiyle az gelişmiş ülkelere doğru kaymaya başlamıştır. Sözü edilen değişim ve kaymalar beraberinde yeni oluşumları da tetiklemiştir. Bu süreçte Pakistan, Çin ve Hindistan geleneksel

üreticilerin yanında rekabeti arttıran yeni aktörler haline almıştır. Özellikle Asya ve Orta Doğu pazarında dar gelirli kesime yönelik üretim yapmaya başlamıştır. Artak bu üretim mikranın bir getirisi olarak Çin ve Hindistan’da üretim maliyetleri artmış, bu durum sayesinde ülkeler kapasite artırmak yerine teknoloji ve arge yatırımlarına yönelmiştir. Gelişmiş ülkelerde ise kalitesi yüksek, çevreye duyarlı koşullarda üretilen, marka değeri olan ve kar marjı yüksek ürünlere yönelim devam etmektedir (Konya Ticaret Odası, 2018: 101-116).

Sektör genelinde kişi başına düşen ayakkabı tüketimi incelendiğinde, gelişmiş ülkelerde oranın azgelişmiş ülkelere göre çok yüksek olduğu görülür. Ayakkabı tüketimi açısından kişi başına yıllık ortamala İngiltere’de 81 adet, Amerika’da 7 adet, İspanya’da 6 adet, ülkemizde ise 2 adet seviyelerinde gerçekleşmektedir. Sektör ülkemizde yakın geçmişe kadar usta çırak ilişkisi ile yürütülmekte iken, 1950’li yıllardan sonra küçük işletmeler bazında üretim rastlanmaya başlanmıştır. Gerçek anlamda sanayileşme ise 1970’li yıllardan sonra görülmeye başlamıştır 1980’li yılların ortalarındaysa ithalata sağlanan serbestliklerin de etkisi ile ayakkabı sektörü makineleşme safhasına geçmiş bu durum da sektöredeki ilerleme açısından faydalı olmuştur. Söz konusu ithalat serbestliği aynı zamanda sektördeki firmaların hammaddeye ulaşmakta zorlandığı bazı yarı mamüllerin de kolay bir şekilde temininine olanak sağlamıştır (Genç, 2013: 5).

Ülkemizde köklü bir geçmişe sahip olan ayakkabıcılık ve deri sektörü, geçmişten günümüze gelen bilginin kullanılması tecrübenin oluşması ile hali hazırda varolan mevcut üretim gücü ve yetişmiş insan kaynağı ile rekabet açsından pek çok artıya sahiptir. Bunun yansıra son zamanlarda ülke açısından sektörde tasarım, moda ve marka anlamında da ciddi gelişmeler yaşanmaktadır. Türkiye’de ciddi manada geniş kurulu kapasiteye sahip olan deri sektörü önemli bir dönüşüm süreci içine girmiştir. Bu dönüşüm süreci içerisinde sermaye yapısı yetersiz, üretim ölçeği konusunda sorun yaşayan, kalite ve fiyat dengesini sağlamakta zorlanan üreticiler sektörden yavaş yavaş çekilirken, yüksek kar marjı ve kaliteliye önem veren, üretim ve teslimatı doğru planlayarak zamanında aksiyon alabilen, tasarım kapasitesini ilerletmeye, markalaşmaya ve değişen moda koşullarına uygun ürünler yaratmaya yönelen firmalar sektörde öncü rol oyanayacaktır.

Ülkemizde ayakkabıcılık sektöründe yaklaşık olarak 300.000 kişinin çalıştığı, bu kişilerden 20.000’inin sanayileşmiş tesis geriye kalan 280.000 kişinin ise geri

kalmış gelişememiş firmalarda istihdam edilmektedir. Sektörde mevcuttaki işletmelerin yaklaşık olarak %50’si İstanbul’da faaliyetlerini sürdürürken, diğer işletmelerin çoğunluğu İstanbul ve İzmir’de faaliyetlerine devam ertmektedir. Malatya, Gaziantep, Ankara, Manisa, Konya, Bursa ve Adana ayakkabı üretiminin yapıldığı diğer önemli şehirlerarasındadır. Türkiye’de 500 milyon çiftlik üretim kapasitesine sahip olan ayakkabı sektöründe bu kapasitenin sadece yarısı kullanılmaktadır. Resmi kayıtlarda ise üretim miktarı daha az olarak görülmektedir (Konya İmalat Sanayi, 2017: 11).

2015 yılında Türkiye’de ayakkabı ihracatı 675 milyon USD’ye yaklaşırken bu rakamla deri ve deri ürünleri sektörü içerisinde en yüksek payı oluşturmuştur. 2016 yılının Ocak ayında da yine en yüksek ihracat yapılan ürün kalemi ayakkabı olmuştur. Ayakkabı ihracatı, 2016 yılı Ocak ayında %15’lik düşüşle birlikte 57 milyon USD’den 48 milyon USD’ye gerilemiş olup sektör içerisinde ayakkabı ihracatı %54,3’lük bir orana sahip olmuştur. Ocak 2016 da; ayakkabı ihracatını en yüksek gerçekleştiren ülkeler içerisinde ilk sırada 5.2 milyon USD rakamı ile Irak yer alırken Rusya 4.1 milyon USD’lik ihracat rakamı ile ikinci sırada yer almıştır.

Ayakkabıcılık sektöründe ülke bazında üretim kapasitesine bakıldığında Konya’nın toplam %15’lik pazar payı ile sektörde metropol iller İzmir ve İstanbul’dan sonra 3. sırada yer aldığı gözükmektedir. Bölgede bu sektörde yaklaşık olarak 10 bin kişinin istihdam edildiği bilinmektedir. Ayakkabıcılık sektöründe, doğru, güvenilir ve kapsamlı verilere ulaşmak oldukça zordur. Bilgiye ulaşamada yaşanılan sorunların temel sebebi sektörün daha çok vasıfsız işgücüne dayalı, ufak firmalardan meydana gelmesi ve üretim miktarının yüksek ama kapasite kullanım oranın çok düşük kalmasıdır.

Sektörde mesleğe dayalı eğitim oldukça önemlidir. Buna karşın mevcut eğitim sistemi ile yeterli miktarda alanında eğitilmiş personel ihtiyacınının karşılanamamakta olduğu görülmektedir. Bölgenin ayakkabıcılık sektöründe yer alan işgücünün eğitim seviyesine bakıldığında istihdam edilen kişilerin çoğunluklu olarak ilkokul mezunu, orta seviyede ortaokul mezunu, düşük seviyede lise ve dengi okul mezunu, çok az miktarda ise üniversite ve yüksekokul mezunu olduğu görülmektedir.