• Sonuç bulunamadı

AVRUPA KOMŞULUK POLİTİKASI: AMAÇ, ARAÇ VE YÖNTEM

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN BİR DIŞ POLİTİKA ENSTRÜMANI OLARAK AVRUPA KOMŞULUK POLİTİKASI

2. AVRUPA KOMŞULUK POLİTİKASI: AMAÇ, ARAÇ VE YÖNTEM

Avrupa Komşuluk Politikasının amaçlarına bakıldığında, Avrupalı değerlerden ekonomiye, güvenlikten enerjiye değin çok boyutlu bir kapsamla karşılaşılmaktadır. Balkır ve Soyaltın’a göre (2018: 92-93); “Avrupa Komşuluk Politikası en basit ifadesiyle Birliğin komşularıyla ticaret ve yatırım ilişkilerini güçlendirmeyi, Avrupa’da yeni bölünmelerin yaşanmasının önüne geçmeyi, ortak çıkarlar sayesinde sınır aşan konularda birlikte çalışmayı ve Birliğin sınırları ötesinde istikrar ve refah ortamı sağlamayı amaçlamaktadır.”

Öncelikle belirtilmelidir ki, Avrupa komşuluk politikası ile Avrupalılaşma tartışmaları arasında doğrudan bir bağ ve bağlantı söz konusudur (bkz. Pristaş, 2019; Canan ve Soyaltın, 2018; Gawrich vd., 2009). Lakin bu hususun müstakil farklı bir çalışmanın odak noktası olabileceği düşünülmektedir. Nitekim Avrupa Komşuluk Politikası’nın ortak değerler çerçevesinde komşu ülkelerin modernleşme ve gelişim süreçlerine katkı sağlama yönü göz ardı edilmemekle birlikte, bu politikanın esasında “pragmatik bir dış politika aracı” olarak, Birliğin dönem dönem karşı karşıya kaldığı bazı önemli sorunları çözmek ve global stratejilerine yardımcı olmak amaçlarıyla hayata geçirilmiş bir proje olduğu ifade edilmektedir (Samur, 2009: 32). Dolayısıyla bu dış politika aracının sadece “AB değerlerine” değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal alanda AB standart ve hukukuna dayanması hedeflenmiştir. Bu sayede komşuluk ilişkilerinde refah düzeyinin ve güvenliğin artırılması dikkate alınmıştır (Ünal, 2017: 159).

Komşu ülkelerle, Avrupa Komşuluk Politikası açısından refah düzeyi konusunun doğrudan ve dolaylı etkilerinden söz etmek mümkündür. Doğrudan bakıldığında, ekonomik alanda yapılacak reformlar sayesinde komşu bölgelerin refah düzeylerinin yükselmesi söz konusu olacak ve bu bölgelerdeki ülkelerin AB ile ekonomik ve ticari ilişkileri artacaktır. Dolaylı açıdan bakıldığında ise refah düzeyinin artması ile AB ülkelerine doğu ve güneyden yapılan illegal göç hareketleri azalacaktır (Sönmez, 2010: 121).

Bu hususların yanı sıra, Alper de (2011: 1-2), Avrupa Komşuluk Politikası’nın amaçlarını ele alırken iki konuya dikkat çekmektedir. Bunlardan birincisi, bu politika ile komşu ülkeler için tam üyeliğe alternatif olacak bir politika geliştirilmektedir. İkincisi ise siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması için destek verilerek Birliğe yönelik tehditler önlemektedir. Dolayısıyla şu ana değin ifade edilen faktörler kapsamında, Avrupa Komşuluk Politikası’nın değerler ve ekonomi alanındaki boyutunun yanı sıra güvenlik boyutu da önem arz etmektedir. Öyle ki deyim yerindeyse güvenlik konusu ve bu eksendeki çıkarlar Komşuluk Politikası’nın kalbi olarak değerlendirilmektedir (Aydın, 2012: 243).

AB’nin komşularıyla ilişkilerinde güvenlik konusu şüphesiz enerji güvenliği ile de ilgili ve ilişkilidir. Enerji güvenliği konusu AB için hayati bir önem arz etmektedir. Zira zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarıyla (Rusya, Hazar Havzası, Ortadoğu ve Kuzey Afrika) çevrelenmiş olan AB, dünyanın en büyük enerji ithalatçısı konumundadır (Ballı ve Pehlivan, 2013: 519). Dolayısıyla Komşuluk Politikası’nın öngördüğü istikrar, refah ve güvenlik bu açıdan da

değerlendirilmelidir. Şu ana değin açıklanan hususlarla birlikte maddeler halinde amaçlar ele alınacak olursa, Avrupa Komşuluk Politikası’nın amaçlarından şu şekilde de söz etmek olasıdır (Alper, 2011: 32):

• Ortak değerler ve çıkarlar çerçevesinde siyasi işbirliğini geliştirerek özgürlük ve demokrasinin yayılması,

• Önemli boyutta ekonomik bütünleşme sağlamak ve ekonomik reform süreçlerini desteklemek yoluyla komşu ülkelerde refah düzeyini arttırmak,

• Avrupa Güvenlik Stratejisi’yle de paralel olarak komşu ülkelerde kalkınma, çevre, silahsızlanma ve terörizm konularında ortak çalışmalar yürüterek, istikrar ve güvenliğin arttırılması.

Amaçların yanı sıra Kutlu (2015: 29-36) da Avrupa komşuluk politikasının temel ilkeleri olarak şu başlıkları ifade etmektedir:

• Koşulluluk (Daha Fazla Reforma Karşılık Daha Fazla Destek), • Politik farklılaştırma,

• Ortak sahiplenme, • Sivil toplum ortaklığı, • Karşılıklı hesap verebilirlik.

Amaç ve ilkelerin ardından Avrupa Komşuluk Politikası’nın uygulama noktasındaki araçları ise şunlardır:

• Ülke raporları, • Eylem Planları, • İlerleme Raporları, • Finansal Araçlar.

Araçlar açısından Ülke Raporları, ilişkilerin nasıl ve ne yönde yürütüleceğine ve ilerletileceğine dair bir yol haritası ortaya koymaktadır ki bu raporlar ilişkilerin başlangıç aşaması olarak kabul edilebilir. Eylem Planları ile ilgili olarak, söz konusu ülkelerle Ortaklık Antlaşmaları imzalanmakta, daha sonra da bu antlaşma çerçevesinde Eylem Planları hazırlanmaktadır. Eylem Planları’nın temel unsurları; ortak değerlere bağlılık, daha etkili siyasi diyalog, ekonomik ve sosyal kalkınma politikası, ticaret ve iç pazar, enerji ve ulaşımdır (Ballı ve Pehlivan, 2013: 518; ayrıca bkz. Akdemir, 2014: 68). İlerleme Raporları ise aday ülkelere benzer bir biçimde sürecin ne aşamada olduğuna dair ilgili ülkenin genel bir fotoğrafını ortaya koymaktadır.

Bu kapsamda son olarak Finansal Araçlar’dan söz edilecek olur ise, şu hususlara dikkat çekmek mümkündür: Avrupa Komşuluk Politikası’na AB tarafından hatırı sayılır ölçüde özel bir bütçe sağlanmaktadır. 1 Ocak 2007 tarihine kadar farklı mali programlar (TACIS, MEDA vs.) aracılığıyla Komşuluk Politikası finanse edilmiştir. Bu tarihten itibaren tüm programlar devreye sokulan “Avrupa Komşuluk ve Ortaklık Aracı” –European Neighbourhood and Partnership Instrument (ENPI) denilen bir enstrüman bünyesinde toplanmıştır (Özgündüz, 2012: 42). Daha sonra 2014 yılında “Avrupa Komşuluk Aracı”na –European Neighbourhood Instrument (ENI) dönüşen bu enstrüman kapsamında 2014-2020 dönemi için belirlenen bütçe 15,4 milyar avro olmuştur (ec.europa.eu, 2019). Dolayısıyla özellikle finansal destek aracılığıyla, yukarıda zikredilen amaçlara ne şekilde ulaşılacağı sorusunun yanıtlarından bir kısmına ulaşmak mümkün olmaktadır.