• Sonuç bulunamadı

3.2. İlk İslam Devlet’inde Müesseseler

3.2.4. Askeriye

Hz. Peygamber insanlara Allah tarafından güzel ahlakı tamamlamak için gönderildi. Şüphesiz savaşmak için gönderilmedi. Ama dönemin şartları,

324 Sarıçam, İbrahim, Hz.Muhammed ve Evrensel Mesajı, Ankara, 2001, s. 264. 325 Kâsâni, VII, 13-14.

ümmetin menfaatlerini gözetmek zorunda olması ve davasında kararlı olması gibi nedenler onu düşmanlarla savaşma noktasına getirmiştir. Zaten kendisi savaşı kaçınılmaz olduğu durumlarda düşünmüş, hiçbir zaman savaşı peşinden koşulan bir şey olarak görmemiştir. Şu hadiste O, bunu ashabına da söyleyerek onlarında bu konuda hevesli olmaktan kaçınmalarını istemiştir.

“Düşmanla karşı karşıya gelmeyi pek istemeyin. Allah’tan barış isteyin. Bununla beraber düşmanla karşı karşıya gelirseniz sonuna kadar dayanın ve sabredin ve cennetin, kılıçların gölgesinde olduğunu bilin”327.

Zaten Kur’an’da da ifade edildiği üzere328 düşmanları ile ilk olarak savaşa başlayan O olmamıştır. Tebliğine düşmanca karşı konulması üzerine kendisi davasını ve ümmetini korumaya ve davetini kabul edecek kimselerin baskı altında kalmasını önlemeye çalışmış, askeri operasyonlara olabilecek en asgari düzeyde başvurmuş ve can kaybını en alt seviyede tutmaya çalışmıştır329. Hamidullah, Kur’an’da konu ile ilgili geçen ayetlerden330 yola çıkarak meşru savaşlarda aşağıdaki şartlar dâhilinde hareket etmenin gerekliliğini maddeler halinde sıralar:

· Savaşların Allah rızası ve Allah yolunda olması, · Müdafaa için olması,

· Savaşta en ufak bir tecavüzün olmaması,

· Düşmanca davranma hakkının; düşman nerede bulunursa bulunsun öldürülmesi ve zorla işgal ettiği yerlerden çekilinceye kadar olanları içermesi,

· Nefsi müdafaa dışında Harem-i Şerifte kan dökülmemesi,

· Gayr-i Müslimlerle ilgili anlaşma ve karşı sorumlulukların titizlikle uygulanması için olması,

327 Buhari, Cihad, 112; Müslim, Cihad, 143; Ebu Davud, Cihad, 98. 328 Tevbe, 9/13.

329 Özel, a.g.e. s.49. 330 Bakara 2/190,195,255.

· Para hırsı için olursa bu bir intihar olur, intiharın ise yasak olduğunun bilinmesi gerekir331.

Hamidullah’a göre meşru savaşlar; · Var olan savaşın devamı, · Savunma savaşı,

· Duygu temelli savaş, · Cezalandırıcı savaş, · İdeolojik savaştır332.

Hz. Peygamber’in döneminde, ilk İslam devletinin düzenli ve muvazzaf bir ordusu yoktu. İç güvenliği sağlamak için bir polis teşkilatı da yoktu. Eli silah tutan her Müslüman Hz. Peygamber’in emrinde askerlik görevi ile mükellefti. Hz. Peygamber tespit edilen günde oraya gelen askerleri, teftiş ederdi. Kendi imkânlarıyla kendini teçhiz edemeyenleri devlet bütçesinden donatırdı. Asker toplama işi ise kabile başkanları vasıtasıyla yapılırdı. Hemen her seferde, gideceği bölgeye orduyu en kısa ve emniyetli yoldan ulaştıracak bir kılavuz araştırır, uygun kişiyi bulduğunda onun rehberliğinde hareket ederdi333.

Hz.Peygamber yaptığı bütün savaşları aşağıdaki prensipleri gözeterek gerçekleşmiştir:

Vaatlerin yerine getirilmesi

Yüce Allah Kuran’da menfaatleri için insanlarla anlaşmaya giren fakat menfaatleri bitince ahitlerini bozan kişilere dikkat çekmiş, Allah’ın insanları bu şekilde denediğini belirtmiştir.

331 Hamidullah, İslam’da Devlet İdaresi, s. 206. 332 Hamidullah, İslam’da Devlet İdaresi, s. 207-215. 333 Sarıçam , a.g.e., s. 265.

“Ahidleştiğiniz zaman, Allah'ın ahdini yerine getirin, pekiştirdikten sonra

yeminleri bozmayın; çünkü Allah'ı üzerinize kefil kılmışsınızdır. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı bilir.”334

“Bir ümmet diğer bir ümmetten (sayıca ve malca) daha gelişkindir diye, yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru yaparak, ipini kuvvetle eğirdikten sonra bozup-çözen (kadın) gibi olmayın. Şüphesiz Allah, sizi bununla imtihan

etmektedir. Kıyamet günü hakkında ihtilafa düştüğünüz şeyi size muhakkak açıklayacaktır.”335

Hz. Peygamber ilgili ayetlerde belirtildiği gibi, diğer insanlarla olan tüm anlaşmalara bunlardan gelmesi muhtemel kayıp veya kazanca bakmaksızın sadık kalırdı336.

Sivillerin korunması

İslam savaşan her iki tarafa katılmayan tarafsız grupta olanların haklarına riayet eder.

“Ancak müşriklerden kendileriyle antlaşma imzaladıklarınızdan (antlaşmadan)

bir şeyi eksiltmeyenler ve size karşı hiç kimseye yardım etmeyenler başka; artık antlaşmalarını, süresi bitene kadar tamamlayın. Şüphesiz, Allah muttaki olanları sever.”337

Hatta İslam devleti ile bir anlaşması bulunan bir ülkede yaşayan Müslümanlar zulme uğrasalar bile, İslam devleti konu ile ilgili Kur’an‘da geçen ayete binaen onlara yardım etmemek zorundadır.

“Gerçek şu ki, iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve

canlarıyla cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte

334 Nahl, 16/91. 335 Nahl, 16/92.

336 Buhari, Kitabu’l-Cizye ve’l-Muvadea, 58. 337 Tevbe, 9/4.

birbirlerinin velisi olanlar bunlardır. İman edip hicret etmeyenler, onlar hicret edinceye kadar, sizin onlara hiçbir şeyle velayetiniz yoktur. Ama din konusunda sizden yardım isterlerse, yardım üzerinizde bir yükümlülüktür. Ancak, sizlerle onlar arasında anlaşma bulunan bir topluluğun aleyhinde değil. Allah, yaptıklarınızı görendir.”338

Hz.Peygamber de katıldığı savaşlarda sivillerin korunmasına azami ölçüde titizlik göstermiştir339.

Savaş ilanı

İslamda savaşmadan önce karşı taraftan, savaş sebebi her ne ise bu sebebi ortadan kaldırmaları istenir. Eğer bu isteği yerine getirmezler veya düşmanca tavırlarına devam ederlerse İslam devleti savaş ilan etme hakkına sahiptir340.

Eğer bir kavmin ihanet edeceğinden kesin olarak korkarsan, sen de açık ve adil bir tutumla (onlarla olan anlaşma metnini ve diplomatik ilişkiyi) at. Gerçekten Allah, ihanet edenleri sevmez.

Hz.Peygamber Mekke’nin fethinden önce Kureyş müşriklerine mektup göndererek şartlarını, bu şartlara uymazlarsa savaş ilanını onlara belirtmiştir341.

Savaş esirlerine güzel muamele etmek

İslâmiyet esirlere işkenceyi yasakladı;

“Hiçbir peygambere, yeryüzünde kesin bir zafer kazanıncaya kadar esir alması yakışmaz. Siz dünyanın geçici yararını istiyorsunuz. Oysa Allah (size) ahireti istemektedir. Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.”342

Onlara şefkat ve merhametle muamele yapılmasını emretti;

338 Enfal, 8/72. 339 Müslim, Cihad, 8. 340 Enfal, 8/58.

341 İbn Hacer, Metâlibu'l-âliye, IV, s. 243. 342 Enfal 8/67.

“Ey peygamber, ellerinizdeki esirlere de ki: "Eğer Allah, sizin kalplerinizde bir hayır olduğunu bilirse (görürse) size sizden alınandan daha hayırlısını verir ve sizi bağışlar. Allah bağışlayandır, esirgeyendir."343

Bu arada esirlerden köle ve câriye edinilenlerin her fırsatta hürriyetlerine kavuşturulmasını büyük bir tâat saydı.

“Öyleyse, inkar edenlerle (savaş sırasında) karşı karşıya geldiğiniz zaman, hemen boyunlarını vurun; sonunda onları 'iyice bozguna uğratıp zafer kazanınca da' artık (esirler için) bağı sımsıkı tutun. Bundan sonra ya bir lütuf olarak (onları bırakın) veya bir fidye (karşılığı salıverin). Öyle ki savaş ağırlıklarını bıraksın (sona ersin). İşte böyle; eğer Allah dilemiş olsaydı, elbette onlardan intikam alırdı. Ancak (savaş,) sizleri birbirinizle denemesi içindir. Allah yolunda öldürülenlerin ise; kesin olarak (Allah,) amellerini giderip-boşa çıkarmaz.”344

Kur’an’a göre esirin yiyeceğini vermek ve onu doyurmak Müslüman bir devletin sorumluluğudur.

“Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire

yedirirler”345. Esirlere karşı yumuşak hoşgörülü ve cömert davranan Hz. Peygamber’in söz, fiil ve takrirlerinden anlamaktayız ki346; ideal bir devlet başkanı esirlere Kur’an’da ki ölçüler çerçevesinde muamele etmelidir.

Barış

Düşmanı barışa razı etmeyi başardıkları her an Hz. Peygamber savaşı bitirip karşı taraf ile barışmaya hazırdı. Zaten O’nun savaşmak gibi bir isteği yokken, düşmanları tarafından zorlanmaktaydı. O’nun savaştaki asıl amacı

343 Enfal 8/70.

344 Muhammed, 47/4. 345 İnsan, 76/8.

kendini ve ümmetini savunmak, zulmü ortadan kaldırmak ve toplumsal barışı sağlamaktır347.Kur’an da ayetlerde bu gerçeğe işaret etmektedir.

“Eğer onlar barışa eğilim gösterirlerse, sen de ona eğilim göster ve Allah'a tevekkül et. Çünkü O, işitendir, bilendir.”348

Mağluplara Yapılan Muamele

Hz. Peygamber savaşlarda mağlup olanlara merhamet şefkat ve cömertlikle muamele etmiştir. Hatta esirlerin birçoğu kendilerine İslam anlatılmadan, Hz. Peygamber’in ve ashabının kendilerine muamele tarzından etkilenerek, Müslüman olmuştur349.