4.1. Devlet başkanında aranan ahlâki özellikler
4.1.4. Devletler veya topluluklar arası ilişkiler
4.1.4.2. Antlaşmalara sadakat
Bireysel ya da toplumsal boyutta yapılan ahitlere sadakat göstermek gerekmektedir. Nitekim Hz. Peygamber(s.a.s.)’in “Verdiği sözünde durmayıp cayan her gaddar kişi için ahde vefasızlığı sebebiyle kıyamet gününde (bir alâmet) bir bayrak dikilir” buyruğu bizler ve yöneticiler için önemli bir uyarıcıdır.
Yüce Allah kutsal kitabında söz verdiğimiz/ahidleştiğimizde bunun yerine getirilmesi gerektiğini ifade etmiştir582. Kendisine verdiğimiz ahdi yerine getirdiğimiz de kendiside bize ahdettiklerini yerine getireceğinin müjdesini
579 Buhari, Kitabu’l-Cizye ve’l-Muvadea, 58. 580 Buhari, Kitabu’l-Megâzî, 42.
581 Ebu Davud, Harac, 30.
vermektedir.583Yerine yetirilmeyen ahitlerden de hesap sorulacağı584 kaçınılması mümkün olmayan bir gerçektir.
Bir lider ve yönetici olarak Hz. Peygamber(s.a.s.)’in yaptığı antlaşmalara sadakati hususunda hudeybiye antlaşmasının sonunda yaşanan olay örnektir. Hudeybiye Antlaşması Hicretin 6. yılında (M.S.628) Hz. Peygamber ve Ashabının umre yapmak amacıyla Medine'den hareket ederek Hudeybiye mevkiine gelmesi ve buna karşın Kureyşlilerin Müslümanları Mekke ve civarına almama kararı üzerine akdedilen ve zahiren Müslümanların aleyhine hükümler içeren hukuki-siyasi olaydır. Hudeybiye barış antlaşması Müslümanlar açısından çok ağır maddeler içeren bir antlaşmadır. Maddeleri şunlardır:
· Müslümanlar o yıl Mekke'ye girmeden Hudeybiye'den geri dönecekler, umre için ertesi yıl gelecek ve şehirde ancak üç gün kalacaklardır.
· Mekkeli bir kimse Hz. Muhammed'in yanına kaçarsa velisinin isteği üzerine geri verilecek, fakat bir Müslüman kaçarak Mekke'ye sığınırsa iade edilmeyecektir.
· Barış 10 yıl sürecek; taraflardan biri bu antlaşmaya dahil olmayan herhangi bir kabile ile savaşa girerse diğeri pasif kalacaktır. İki taraf, kendi hâkimiyetleri altındaki toprakları kervanların geçişi, hac ve umre için emniyet altında tutacaktır.
· Diğer Arap kabileleri taraflardan istedikleriyle ittifak yapabileceklerdir.585
583 Bakara 2/40. 584 Ahzap 33/15.
585 Muhammed Hamidullah, el-Vesaiku's-siyasiyye-(Hz. Peygamber Döneminin Siyasi-İdari
Mü’minler imzalanmasına şiddetle karşı çıkmalarına rağmen, Hz.Peygamber antlaşmayı imzalamıştır. Ama Hudeybiye antlaşma maddeleri görüşüldükten sonra Kureyş heyetinin başkanı Süheyl b. Amr’ın oğlu Ebu Cendel, Müslüman olduğu için atıldığı hapisten kaçarak, Müslümanlara sığınır. Ama Hz. Peygamber antlaşmaya sadakat göstererek onu babasına iade eder.586 Zaten bu antlaşmanın Hz.Peygamber için siyasi bir zafer olduğu Kur’an’da da vurgulanmıştır. Hudeybiyeyi Hayber ve Mekke’nin fethi gibi siyasi başarılar izlemiştir.
“Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin.”587
Aşağıdaki Ziyad b. Hudeyr’den gelen rivayete göre Hz.Ali Beni Tağlib Hıristiyanlarının eli kılınç tutanlarını öldürüp, çocuklarını esir edeceğini bildirmiştir. Bunun nedeni o kabilenin anlaşmalarını bozmalarından kaynaklanmaktadır. Çünkü bu kabilenin halkı Müslüman olmuş, Müslüman olmayanlarla bir antlaşma yapılmıştı. Bu antlaşmaya göre Müslüman olmayan halk bundan böyle çocuklarını Hıristiyanlaştırmayacaktı. Onların sözlerinde durmamaları üzerine Hz. Ali bu şekilde hiddetlenip, bu sözü sarfetmiştir.
Ziyâd b. Hudeyr(r.a.)’den gelen bir rivayette, Hz. Ali (r.a.) buyurdu ki: "Eğer sağ kalırsam, Benî Tağlib Hıristiyanlarının eli kılınç tutanlarını öldürüp,
çocuklarını esir edeceğim. Çünkü Rasulûllah (s.a.s.)'ın onlarla yaptığı antlaşmayı elimle bizzat yazdım: "Çocuklarını Hıristiyanlaştırmayacakları" şartı vardı. " 588
Ebu Bekir (r.a.) anlatıyor: "Rasulûllah (s.a.s.)'ın şöyle söylediğini işittim:
"Kim (kendisine emân verilerek) antlaşma yapılan bir kimseyi vakti dışında öldürürse, Allah ona cenneti haram eder." 589
586 Sarıçam, a.g.e., s.167-168 587 Fetih, 48/1-2.
588 Ebu Dâvud, Harac, 30, 40.
İbnu Abbâs (r.a.) demiştir ki: "Ahdine kim vefasızlık edip bozarsa, Allah
mutlaka ona bir düşman musallat eder."590
Abdullah b. Amr (r.a)’den rivayet edildiğine göre; Rasulûllah (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Dört huy vardır ki, bunlar her kimde topluca bulunursa o kişi hâlis
münafık olur: Söz söylediğinde yalan söyleyen; va'd ettiği zaman va'dinden dönen; ahd ettiğinde ahdini bozan; davâ ve muhakeme zamanında haktan ayrılan kişi. Herhangi bir kişide bu huylardan birisi bulunursa o (kötü) huyu bırakıncaya kadar kendisinde münafıklıktan bir huy bulunur"591
Hz. Alî (r.a) şöyle demiştir: “Bizler Peygamber(s.a.s)'den Kur'ân'dan başka
bir şey yazmadık; bir de şu sahifenin içindeki şeyleri yazdık: Peygamber (s.a.s) şöyle buyurdu: "Medine şuraya kadar Âir Dağı arası haremdir. Kim Medine'nin bu haremi içinde Kitâb ve sünnete aykırı bir iş işlerse yâhud bir bid'atçıyı barındırır, yardım ederse Allah 'in, meleklerin ve toptan bütün İnsanların la'neti onun üzerine olsun. Ondan hiçbir adalet ve hiçbir harcama kabul olunmaz. Müslümanların emânı (ahdi) birdir. Müslümanların sayıca en azı da bu emânı yürütür. Kim bir Müslümannın verdiği ahdi bozarsa Allah'ın, meleklerin ve toptan bütün insanların la'neti onun üzerine olsun. Ondan ne nafile, ne farz hiçbir ibâdet kabul olunmaz. Her kim de kendi efendilerinin izni olmaksızın başka bir kavmi velî ve efendi edinirse Allah 'in, meleklerin ve toptan bütün insanların la'neti onun üzerine de olsun ve ondan hiçbir harcama ve hiçbir adi kabul olunmasın"592
Bize Şu'be, Süleyman el-A'meş'ten; o da Ebû Vâil'den; o da Abdullah b. Mes'ûd'dan; keza Sâbit'ten ve Enes'ten tahdîs etti ki, Peygamber(s.a.s): "Ahdini
bozan her kişi için kıyamet gününde bir bayrak vardır" buyurmuştur.593
590 Muvatta, Cihâd, 12, 26.
591 Buhari, Kitabu’l-Cizye ve’l-Muvadea, 58. 592 Buhari, Kitabu’l-Cizye ve’l-Muvadea, 58. 593 Buhari, Kitabu’l-Cizye ve’l-Muvadea, 58.