Sasaniler döneminin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen
Ardâvîrâf/znâme, Ardâvîrâf’ın yüce âleme yaptığı yedi günlük bireysel yolculuğu ve bu
ruhsal yolculuğu sırasında cennet, berzâh (hemistekân) ve cehennemde karşılaştığı hadiseleri konu edinmektedir.671 Eser, miraçnâme ve ruhsal yolculuk türünün en eski örneklerinden biri kabul edilir.672
Ardâvîrâfnâme’nin ortaya çıkış serüveniyle ilgili olarak şu bilgiler verilmektedir:
İskender’in İran’a saldırısı sonrasında Zerdüştîlik inancının zarar görmesi ve inanırlarının da şüphelere kapılmasından dolayı, II. Şapûr dönemi baş mûbedi Âzerbâd-ı Mihrespendân bazı gayretler gösterir. Bu gayretlerin parçası olarak mûbedler, Fars’ta
Fernebiğ Ateşkedesi’nde bir araya gelmiş, kendi aralarından Ardâvîrâf (Ardâvîrâz)
adında temiz ve iyi bir kimseyi, öteler âlemine gidip haberler getirmesi için seçerler. Bîhşâne yiyen bu kişi, öteler âlemine seyahat eder. Yedi günden sonra uyanır (ruhu tenine geri döner) ve öteler âleminden ve gerçeklerden haberler verir. Bu eserin biri Pâzend ve ikisi nazım nesir karışık üç nüshası bulunmaktadır.673
Böyle bir eserin ortaya çıkarılması fikri, katı kuralları nedeniyle insanlar arasında zayıflayan Zerdüşt inancına tekrar ilgi uyandırmak şeklinde izah edilmektedir. Esere hem içerik, hem de üslup olarak bakıldığında, burada amacın dünya hayatı sonrasında insanların ebedî kalacakları cennet, araf ve cehennemde nasıl bir karşılık göreceklerini merak uyandırıcı, heyacan verici ve etkileyici bir anlatımla ortaya koyarak, insanların ahlâkî değerleri sahiplenmesini temin etmek olduğu daha net anlaşılmaktadır. Çeşitli
669 Tefezzulî, Târîh-i Edebiyât-ı Îrân Pîş Ez İslâm, s. 210. 670
Tefezzulî, Târîh-i Edebiyât-ı Îrân Pîş Ez İslâm, s. 210-211.
671 Dûsthâh, Avesta II/906; Zerşinâs, Zebân ve Edebiyyât-i Îrân-i Bâstân, s. 59. 672 Yâhakkî, s. 92.
mesleklere mensup insanların cennet, araf ve cehennemde tasvir edildiği bölümlerde, yapılan tasvirlerden amaç, dünyadaki insanları uyarmaktır. Amaç tasvir yapmak değil, bir mesleğin icrasında nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıklamaktır.674
Yazılış tarihi tam belli olmayan eserin, Sasaniler dönemine ait olma ihtimali güçlüdür. Dinlerde yükseliş motifi675
kapsamında da değerlendirilebilecek olan eserde cennet, araf ve cehennemdeki insanların halleri, buraya hangi amelleri işlemenin sonucunda gittikleri gibi konular anlatılmaktadır. IX. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen eserin en eski yazma nüshası X. yüzyıla aittir. XIII. yüzyıl şairlerinden Behrâm Pedjû tarafından Farsçaya manzum olarak aktarılan eser, 1816 yılında J. A. Pope tarafından İngilizceye, 1887 yılında ise M. A. Bartholomae tarafından Fransızcaya çevrilmiştir. 1902 yılında Bombay’da Dastour K. J. J. Asa tarafından Arda Viraf Nameh adıyla da yayınlanmıştır. Farsçaya aktarmaları arasında Rahîm Afîfî, Reşîd-i Yâsemî ve Mihrdâd Bahâr676 tarafından yapılan yayınları mevcuttur. Türkçeye de Nimet Yıldırım tarafından677
asıl metnin yanı sıra geniş bir tanıtım ve açıklayıcı notlarla aktarılan
Ardâvîrafnâme’nin, Dante’nin İlahi Komedya eserine kaynaklık ettiği yönünde bilimsel
tespitler de yapılmıştır. Bu tarza ait eserler içerisinde İslâm dünyasında Ebu’l-Âlâ Maarrî’nin Risâletu’l-Gufrân’ı, Senâî’nin Seyru’l-ibâd ile’l Meâd’ı, Attâr’ın Mantıku’t-
Tayr’ı, Evhâduddîn-i Kirmânî’nin Misbâhu’l-Ervâh’ı ve İkbâl-i Lâhorî’nin Câvîdnâme’si de sayılabilir.678
Ardâvîrâf, mûbedlerin ifadelerine göre hayatı boyunca “tek bir günah bile işlememiş” olan bir kişiliktir. Hatta faziletinin göstergelerinden biri de, eski İran inanışında sevap olarak kabul edilen mahremlerle evlenme konusunda yedi kız kardeşiyle evlenmiş olmasından dolayı “en ileri örnek”tir.679
Ardâvîrâf’ın öteler âlemine gidişinin belirlenmesi “ok çekme kurası”yla yapılmıştır. Öteler âlemine yolculuk, Zerdüşt inancına mensup kişilerce büyük önem
674
Yıldırım, “Ardâvîrâf ve Eseri Hakkında”, Ardâvîrâfnâme, s. 28.
675
Bkz. Şinasi Gündüz, Yavuz Ünal, Ekrem Sarıkçıoğlu, Dinlerde Yükseliş Motifleri, Vadi Yay., Ankara 1996.
676 Bahâr, Pejûhişî Der Esâtîr-i Îrân, s. 300-334.
677 Ardâvîrâf, Ardâvîrâfnâme, (Çev.: Nimet Yıldırım), Pinhan Yay., İstanbul 2011. 678
Rypka, s. 88-89; Yıldırım, İran Edebiyatı, s. 408-410; Âmûzgâr, “Edebiyyât-i Zerduştî Be Zebân-i Fârsî”, s. 177. Öteler âlemine yolculuk düşüncesini barındıran eserlerle ilgili geniş bilgi için bkz. Kiyâyî Nejâd, s. 170-185.
verilen üç büyük tapınaktan biri olan Âzerfernebiğ Ateşkedesi’nde başlamış ve yine burada son bulmuştur. Yolculuğun öncesinde Ardavîrâf yıkanıp temizlenmiş, yeni elbiseler giymiş, vasiyetini yapmış, din önderlerince verilen üç kadeh meng’i içip baj680 okuduktan sonra uykuya dalmış ve yedi gün yedi gece süren öteler âlemi yolculuğuna başlamıştır. Surûş681
(haber meleği) ve tanrı Âzer682 adlı iki yol arkadaşının eşliğinde gerçekleşen bu yolculuğu boyunca, iyi amel sahipleriyle kötü amel sahiplerinin ahiret hayatındaki hallerine tanıklık etmiş ve daldığı uykudan uyandıktan sonra gördüklerini bilge bir kâtibe yazdırmıştır.683
Ardâvîrâf’ın yaşadığı çağ olarak, kaynaklarda yer alan bilgilere göre IV. yüzyıl sonlarından VII. yüzyılın ortalarına kadar olan zaman diliminin herhangi bir dönemi gösterilmektedir. Bu geniş zaman dilimi içerisinde de, büyük olasılıkla Ardâvîrâf’ın, Sasani devletinin kurucusu Erdeşîr-i Bâbekân döneminde yaşadığı düşünülmektedir.E. W. West, Haug ve Christensen gibi araştırmacılar Ardâvîrâf’ın yaşadığı çağ ne zaman olursa olsun, eserin içerik bakımından Sasaniler dönemine ait olduğu inancındadır.684
Eserin son kısmında, beden olarak görünmeyen fakat sesi duyulan Ahura Mazda’nın,685 yolculuğunu tamamlayan Ardâvîrâf’tan şunları istediği aktarılmaktadır: “Dünyalılara duyduklarını ve gördüklerini olduğu gibi anlat. Unutma ki, ben Ahura
680 Meng: Bir tür uyuşturucu/sarhoşluk veren yeşil bitki. Vendîdâd’da hamile bırakmada tesirli dört
bitkiden biri olarak da kabul edilir. Yâhakkî, s. 771. Goştâsp’ın hikâyesinde de meng’den söz edilmiş ve Zerdüşt’ün elinden meng ile karıştırılmış meyi içen Goştâsp’ın, bundan böyle dinin hakikatini kavradığı aktarılmıştır. Bâj: Zerdüştîlerin, Tanrıya verdiği nimetler için şükretmek amacıyla alçak sesle okudukları dualar. Mihrdâd Bahâr, Pejûhişî Der Esâtîr-i Îrân, s. 329; Afîfî, Esâtîr ve Ferheng-i Îrânî Der Niviştehâ-yi Pehlevî, s. 622. Baj okumak konusu “Yemek Yerken Konuşmamak” başlığı altında da işlenmiştir.
681 Surûş: Avesta’da Tanrının buyruklarına itaat etme, işitme anlamında geçmektedir. Avesta’da itaatkâr,
dindar, temiz, iyi, kutlu, güçlü ve cesur gibi birçok sıfatla anılan bir varlıktır. Yaratıcıyı ilk öven ve ibadet edendir. Ebû Reyhân Bîrûnî de Surûş’un, insanları Tanrıyı övmeye çağıran ilk kimse olduğunu yazmıştır. Fars ve İslâm kaynaklarında Cebrâil olarak geçer. Surûş da tıpkı yaratıcı gibi daima uyanıktır. Dûsthâh, Avesta II/1007-1008. Geniş bilgi için bkz. Yıldırım, Fars Mitolojisi Sözlüğü, s. 642-644.
682
Âzer: Ateşi korumakla görevli meleğin/ateş tanrısının adıdır. Hintlilerde ateş tanrısının adı da Âgni’dir. Oşîderî, Dânişnâme-yi Mezdiyesnâ, s. 66.
683 Yıldırım, “Ardâvîrâf ve Eseri Hakkında”, Ardâvîrâfnâme, s. 19-20. 684
Yıldırım, “Ardâvîrâf ve Eseri Hakkında”, Ardâvîrâfnâme, s. 24, 27.
685
Ahura Mazda: Zerdüşt’ün Avesta’daki Tanrısı. Ahura: Efendi, önder, anlamına gelmektedir. Avesta’da da büyük ve önder karşılığındadır. Mazda: Bilge manasındadır. Böylece tanrılarının adı “Bilge Önder” anlamına gelmiş olur. Gatalar’da doğrudan tanrı kelimesi geçmemektedir. Bunun yerine “Ahura: Rab, Mazda: Her şeyi bilen, hâkim” anlamındaki bileşik isim geçmektedir. İranlıların Ahura’sı eski Hintte Asura olarak yer alır. Dûsthâh, Avesta II/936; Yâhakkî, s. 179; Bahâr, Costâri Çend Der Ferheng-i Îrân, s. 21; Ahura Mazda hakkında geniş bilgi için bkz. Oşîderî, Dânişnâme-yi Mezdiyesnâ, s. 19-28; Yıldırım, Fars Mitolojisi Sözlüğü, s. 59-60; A. H. Vidyarthi – U. Ali, Zerdüşt, Hindu, Budist Doğu Kutsal Metinlerinde Hz. Muhammed, s. 10; Sarıkçıoğlu, Dinler Tarihi, s. 107.
Mazda, hep seninleyim. Âlim kişilere, doğru söyleyen ve yalandan uzak duranı tanıdığımı ve bildiğimi söyle. Mezdiyesnâ inanırlarına kötülüklerden sakınma yolunu seçmelerini söyle. Ne huzur, refah ve bolluk içerisinde bulunduğunuzda, ne de sıkıntılar ve darlık zamanlarınızda bu yoldan hiçbir şekilde ayrılmayın.”686