• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

3.2. ARAŞTIRMAYA İLİŞKİN YAZIN(LİTERATÜR) TARAMASI

Uygulamaya konulduğu tarihlerden itibaren yoğun olarak akademik çalışmalara konu olan Basel Uzlaşıları, anılan çalışmaların sağladığı katkılarla zaman içinde önemli değişimlere uğramıştır. Risk ölçümünde matematiksel işlemlerin yoğun olarak kullanıldığı içsel ölçüm yaklaşımlarının Uzlaşı kapsamına alınması sonrasında daha da yoğunlaşan akademik çalışmalar, Basel-II’nin uygulanma aşamasında olduğu bu dönemde, artarak devam etmektedir.

3.2.1. Basel-II Uzlaşısının Sermaye Gereksinimine Olası Etkileri

Yapılan birçok çalışmada, Basel-II Uzlaşısı’nın sağlayacağı yararların ülkelerin gelişmişlik düzeyine ve bankaların ölçeklerine göre değişeceği öne sürülmektedir. Uzlaşı’nın esas olarak Komite üyesi (gelişmiş) ülkeler için hazırlanmış olması nedeniyle, söz konusu eleştirilerin gerçeklik payı yüksektir. Ancak uygulamada sağlanan esnekliklerin doğru değerlendirilmesi durumunda, Uzlaşı’nın gelişmekte olan ülke bankaları için de etkin sonuçlar üretmesinin olanaklı olduğu kabul edilmektedir.

S. Griffith-Jones ile S. Spratt tarafından gerçekleştirilen ve Basel-II Uzlaşısı’nın gelişmekte olan ülkelerdeki sermaye gereksinimine olası etkilerinin sorgulandığı çalışmada, Uzlaşı’nın gelişmiş (risk düzeyi düşük) ülkelerdeki güçlü ve büyük ölçekli bankalara daha büyük yararlar sağlamasının beklendiği belirtilmektedir. İleri ölçüm yaklaşımlarının yüksek maliyetli ve oldukça karmaşık süreçler içerdiğine ve bu nedenle kullanım zorluklarına değinilen çalışmada, gelişmekte olan ülke bankalarına, içsel ölçüm yaklaşımlarının uygulama sonuçları bütünüyle ortaya çıkana kadar standart yaklaşımı kullanmaları önerilmektedir273.

Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu uzmanları tarafından gerçekleştirilen ve yeni Basel Uzlaşısı’ndan yararlanma olanaklarının araştırıldığı

273 S. Griffith-Jones, S. Spratt; ‘Will The Proposed New Basel Capital Accord Have A Net Negative Effect On Developing Countries?’, Institute Of Development Studies, University Of Sussex, Brighton, 2001. (http://www.gapresearch.org/finance/FinalBasel.pdf, 25.05.2006)

çalışmada, Uzlaşı’nın yararlarının istenen düzeylere ulaşabilmesi açısından bazı temel koşulların sağlanması gerektiği belirtilmektedir. Makroekonomik istikrarın sağlanması, iyi hazırlanmış bir yasal çerçevenin varlığı, pazar disiplinin oluşturulması, denetleyici kurumunun bağımsız bir anlayışla çalışması ve banka varlıklarının iyi yönetilmesi gibi koşulların, Uzlaşı’nın yararlı sonuçlar üretebilmesi açısından gerekli olduğu belirtilmektedir274.

Basel Komitesi bünyesindeki uzmanlar tarafından yapılan ve Basel Uzlaşısı’nın etkilerini sorgulayan kapsamlı çalışmada, söz konusu etkiler çeşitli açılardan ortaya konulmaktadır. Çalışmada, sermaye yeterliliğinin sağlanmasına yönelik düzenlemelerin başlangıçta bankalarca verilen toplam kredi tutarını azaltabileceği ve sonuçta ekonomiyi olumsuz etkileyebileceği öne sürülmektedir. Öte taraftan, söz konusu düzenlemelerin finansal istikrarın sağlanmasına ve sürdürülmesine katkıda bulunarak ekonominin uzun vadedeki büyümesini olumlu etkileyeceği de belirtilmektedir. Çalışmada Uzlaşı’nın bankaların rekabet gücü ve kârlılığına ilişkin olası etkileri olumlu ve olumsuz yönleriyle ortaya konulmakta, ancak bu konuda tüm bankalar için geçerli olacak genel bir yargıya ulaşmanın, uygulamaya geçilmeden önce olanaklı olamayacağı ifade edilmektedir275.

Andrew Powell tarafından kaleme alınan Basel-II’nin gelişmekte olan ülkelerde uygulanma olanaklarına dönük çalışmada ise, öncelikle Basel-II’nin özellikleri ayrıntılı bir biçimde ele alınmakta, ardından bunların gelişmekte olan ülkelerde uygulanabilirliği sorgulanmaktadır. Bu kapsamda, Basel-II’nin asıl olarak (komite üyesi) gelişmiş ülke bankalarına dönük olarak hazırlandığı vurgulanmakta, gerek ekonomik gerekse yasal çerçeve açısından buna hazır olmayan ülkelere ise Basel-I ve Basel-II arasında kalan bazı orta modeller önerilmektedir276.

274 Internatıonal Monetary Fund And World Bank, ‘Implementation of the Basel Core Principles For Effective Banking Supervision, Experiences, Influences And Perspectives’, 2002. (www1.worldbank.org/finance/assets/images/Effective_Banking_Supervision.pdf, 25.05.2006)

275 Patricia Jackson, ‘Capital Requirements And Bank Behaviour: The Impact Of The Basle Accord’, BCBS Working Papers, No:1, April 1999.

276 Andrew Powell, ‘Basel II and Developing Countries: Sailing Through the Sea of Standards’,

World Bank Policy Research Working Paper: 3387, 2004.

3.2.2. Risk ölçümünde VaR Yaklaşımlarının Kullanımı

90’lı yıllardan itibaren finansal piyasalardaki dalgalanmaların hızla artması, araştırmacı, uygulamacı ve düzenleyicileri daha karmaşık ve kapsamlı risk yönetim araçları geliştirmeye yöneltmiştir277. Başlangıçta yalnızca piyasa risklerinin ölçümünde kullanılan içsel ölçüm(VaR) yaklaşımları, ilerleyen yıllarda kredi riski ve operasyonel risk unsurlarının ölçümünde de kullanılmaya başlanmıştır. Risk ölçümündeki sorunlara tutarlı çözümler getirme niteliğinin yanı sıra kullanım alanlarının da hızla genişlemesi, gerek finans yazınında gerekse uygulamada VaR modellerinin önemini gün geçtikçe arttırmaktadır.

Yukarıda da değinildiği gibi bu konudaki ilk uygulamalı çalışmalar piyasa risklerinin ölçümüne dönük olarak yapılmıştır. Örneğin Linsmeier ve Pearson tarafından hazırlanan uygulamalı çalışmada, her üç VaR modeli karşılaştırılmalı olarak ele alınmakta, özellikle opsiyon içeren portföylerin VaR hesaplaması üzerinde durulmakta ve sonuçta söz konusu modellerin üstün ve zayıf yönleri ortaya konmaktadır278.

Parametrik ve parametrik olmayan(simülasyon temelli) VaR yaklaşımları arasında uygulamalı bir karşılaştırmayı içeren, Jackson, Perraudin ve Maude tarafından gerçekleştirilen çalışmada, parametrik yöntemlerin doğrusal getirili portföylerde daha başarılı sonuçlar verdiği görülmektedir. Parametrik olmayan yöntemlerin ise, getirisi doğrusal olmayan finansal araçlar(opsiyon) içeren portföylerde daha etkin olduğu sonucuna ulaşılmaktadır279. Yine bu konuda Britten- Jones ve Schaefer tarafından kaleme alınan bir başka çalışmada, doğrusal olmayan finansal araçlar içeren portföylerin VaR değerinin hesaplaması, simülasyon yöntemleri dışında bir başka yöntemle, varlık değerleri ile risk faktörleri arasındaki ilişkiyi quadratik olarak ele alan ‘delta-gamma yöntemi’yle gerçekleştirilmektedir. Söz konusu yaklaşımın, doğrusal araçlardan oluşan portföylerin riskini ölçen

277 Simone Manganellı, Robert F.Engle; ‘Value At Risk Models In Finance’, European Central

Bank, Working Paper No: 75, Frankfurt, 2001.

(http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=356220, 10.05.2006)

278 Thomas J. Lınsmeıer, Neil D. Pearson; ‘Risk Measurement: An Introduction To Value At Risk’, University Of Illinois at Urbana Campaign, Working Paper Series: 96-04, July 1996. (http://www.ace.uiuc.edu/ofor/wp0496ab.htm, 10.05.2006)

279 Patricia Jackson, David J. Maude, William Perraudin; Bank Capital And Value At Risk, Bank Of

yaklaşımlardan daha etkin olduğu ve uygulanmasının da simülasyon yöntemlerine göre daha kolay olduğu ortaya konmaya çalışılmaktadır280.

Ho, Abrahamson ve Abbott tarafından yapılan bir başka çalışmada, VaR sonuçlarının sağlıklı ve kullanılabilir olup olmadığı sorularına yanıt aranmakta ve bu doğrultuda, varsayımsal bir banka bilançosu çerçevesinde faiz oranlarına ilişkin risk ‘delta-normal yaklaşımı’ kullanılarak ölçülmeye çalışılmaktadır. Çalışmada, modellerin sunduğu sonuçların yararlı olabilmesi için bankanın tüm faaliyetlerini içine alan kapsamlı ve yaygın bir risk yönetim sistemi kurulması önerilmektedir. çalışmada ayrıca, binalar ve şerefiye gibi bazı duran varlık kalemleri dışındaki tüm bilanço kalemlerinin VaR’ının ölçülebileceği belirtilmektedir281.

Bhroll ve Wahl tarafından yapılan ve çeşitli risk kaynakları altındaki bankaların sermaye gereksinimlerinin belirlenmesinde VaR’ın etkisinin araştırıldığı çalışmada ise, optimum sermaye tutarının yönetsel etkenler ve pazar etkenlerine bağlı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır282.

Operasyonel risk ve kredi riskine dönük VaR uygulamaları 90’lı yılların sonundan itibaren yoğunluk kazanmaya başlamıştır. Örneğin Ebnoether, Vanini, McNeil ve Antolinez-Fehr tarafından, operasyonel riskin ölçümünde VaR yönteminin kullanılmasına dönük olarak gerçekleştirilen çalışmada, süreçlerin tahmininde yapılan hataların VaR sonuçlarını ne ölçüde etkilediği gözlemlenmekte ve operasyonel riskin sayısal olarak ifade edilebilmesinin, süreçlerin çok iyi tanımlanmasına bağlı olduğu bulgusuna ulaşılmaktadır283. O’connor, Golden ve Reck tarafından gerçekleştirilen ve bir bankanın kredi portföyü üzerine yapılan çalışmada ise, VaR yaklaşımının geleneksel yaklaşımlara oranla riskleri daha erken saptayabildiği sonucuna ulaşılmaktadır. Ancak bankaları benzer koşullarda aynı

280 Mark Britten-Jones, Stephen M. Schaefer; ‘Non-Lineer VaR’, European Financial Review 2: 161-

187, 1999.

281 Thomas S.Y. Ho, Allen Abrahamson, Mark C. Abbott, ‘Value at Risk of a Bank’s Balance Sheet’, International Journal of Theoretical and Applied Finance, Vol:2, No:1, January 1999 ss.43-58. 282 Udo Broll, Jack Whall; ‘Optimum Bank Equity Capital And Value At Risk’, Strategic

Management: An European Approach, Ed.: Scholz, C.; Zentes, J.-Wiesbaden: Gabler, 2002, ss.69-82.

283 Silvan Ebnoether, Paulo Vanini, Alexander Mcneil, Pierre Antolinez-Fehr; ‘Modelling

Operational Risk’, Social Science Research Network, December 2001,

yönde tutum sergilemeye özendirmesi nedeniyle, VaR yönteminin sistemik riski arttırma olasılığının da söz konusu olduğu belirtilmektedir284.

Bu yöndeki eleştirilerin oldukça yaygın hale gelmesi sonrası Jorion tarafından gerçekleştirilen uygulamalı çalışmada285, VaR yaklaşımlarının -bankaları aynı yönde pozisyon almaya yönlendirerek- piyasadaki volatiliteyi arttırdığı ve sistemik riske neden olduğu savları doğrulanmamakta, söz konusu etkinin oldukça zayıf olduğu ortaya konmaktadır.