• Sonuç bulunamadı

Problem durumunun açıklanması sırasında Almanya‟ya yapılan Türk göçüne iliĢkin kısmi bilgi verilmiĢ, ilk göçlerden bu güne yaĢananlar, Almanya‟da oluĢan Türk nüfusu, bu ülkede yaĢayan Türklerin genel durumu ve karĢılaĢılan sorunlar kısaca özetlenmiĢtir. Daha önce de değinildiği gibi ilk göçlerden bugüne geçen yarım asırlık süreye rağmen Almanya‟da yaĢayan Türk toplumunun sorunları çözülememiĢ, kaygıları giderilememiĢtir. Böylece problemlerin daha ciddi boyutlar kazanarak bir sonraki kuĢağa devrolduğu bir manzarayla karĢı karĢıya kaldığımızı görmekteyiz.

Almanya‟da yaĢayan Türkler ve yaĢadıkları problemler uzun zamandır Türkiye‟de de gündemden düĢmemekte, yaĢanan mağduriyetlerin giderilmesi ve çözüm yollarının geliĢtirilmesi hususunda etkili stratejilerin ortaya konulması beklentisi herkesçe bilinmektedir. Üretilmesi arzu edilen çözüm yollarının belirlenebilmesi için, sorunların enine boyuna ortaya konulması, doğru ve tam tespitiyle mümkün olabileceği muhakkaktır. Bu araĢtırmanın ana amacı yurt dıĢında yaĢayan göçmen vatandaĢlarımızın yaĢadıkları dil ve eğitim sorunlarının edebiyat eserlerine nasıl yansıdığını ve bu problem alanının bu eserlerde ne Ģekilde betimlendiğini ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda aĢağıdaki sorulara cevap aranmıĢtır:

1. Söz konusu eserlere yansıyan eğitim ve dil sorunları nelerdir?

2. Ġncelenecek eserlere yansıyan eğitim ve dil sorunlarının sebepleri nelerdir?

3. Eserlerde öne çıkan dil ve eğitim sorunlarının sosyal hayata ne tür etkileri olmuĢtur? 4. Söz konusu eserlerde, karĢılaĢılan dil ve eğitim sorunlarına yönelik çözüm önerileri

sunulmakta mıdır?

AraĢtırmada ortaya konan amacı gerçekleĢtirmek için uzun süre yurt dıĢında öğretmenlik hizmetinde bulunan ve eserlerinde göçmen vatandaĢlarımızın sorunlarını iĢleyen öğretmen yazarlarımızdan Yücel Feyzioğlu‟nun Uğultu(1985) ve Anarbay(2000) adlı iki romanı, ..MA(1987), El Malı ile Nasıl? (1994) adlı öykü kitapları ve Almanya‟ya Nasıl Geldik / Mozart KarĢılaması (2004) isimli tiyatro eseri incelenmiĢtir.

1.6. AraĢtırmanın Önemi

Genel bir bakıĢ açısıyla göçmen Türklerin sorunları incelendiğinde dil, kültürel uyuĢmazlık, din, eğitim, sosyal statü, temel hak ve kurallar, sağlık, barınma ve güvenlik problemleri öne çıkmaktadır. Bu problem durumlarından ise dil ve eğitim alanlarında yaĢanan sıkıntılar, belirlediğimiz tüm sorunları doğrudan ya da dolaylı etkilemekte, hatta yaĢanan tüm problemlerin temelini teĢkil etmektedir. Örneğin, Aile ve Sosyal AraĢtırmalar Genel Müdürlüğü‟nün yaptığı Federal Almanya‟da YaĢayan Türklerin Aile Yapısı ve Sorunları AraĢtırmasında(2005), Ģimdiye kadar yaĢanmıĢ/ yaĢanmakta olan en önemli sorun alanının iĢsizlik olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte Yurt DıĢı Türkler ve Akraba Topluluklar BaĢkanlığının yaz tatili döneminde Türkiye‟ye gelen Türkler üzerine yaptığı Avrupa‟da YaĢayan Türkler (2011) adlı saha araĢtırmasında, Türklerin yaĢadığı iĢsizlik probleminin nedeninin dil ve eğitim seviyelerinin yeterli olmamasından

kaynaklandığı vurgulanmakta ve böylece göçmen vatandaĢlarımızın dil ve eğitim alanında yaĢadıkları problemin, diğer tüm problem alanlarının temelini teĢkil ettiği düĢüncesini kuvvetlendirmektedir. Bu nedenle Almanya‟da yaĢayan Türklerin genel uyum problemlerinde kilit rol oynayan dil ve eğitim sorunlarının çok iyi tespit edilmesi ve bu alanda derhal çözüm yollarının geliĢtirilmesi gerekmektedir.

Varlık dergisi Ekim 2011 sayısında Almanya‟ya Türk göçü ve göçmen Türkler konusunu değerlendiren Yüksel Pazarkaya ilk göçlerden günümüze kadar geçen 50 yıllık süreyi 5 evreye ayırarak inceler. Yüksel Pazarkaya‟nın süreci değerlendirmek için kendi gözlem ve yaĢantılarından yola çıkarak oluĢturduğu bu evrelerde uyum sözcüğü önemli yer tutar. Türk toplumunun Almanya‟ya uyumunun gerçekleĢebilmesinin öncelikle toplum hayatında iki önemli unsur olan dil ve eğitim sorunlarının giderilmesiyle mümkün olacağı muhakkaktır. “Dil” olgusunun toplum hayatındaki önemi inkâr edilemez. Bununla birlikte önemli bir konu da Ģu ki, eğitim meselesi de dil meselesinden etkilenir ve onu etkiler. Dolayısıyla sosyal hayatı ilgilendiren bu iki olguyu birbirinden ayırmak, ayrı ayrı düĢünmek eksik araĢtırma ve yetersiz bilgi edinimine neden olacaktır. Bu nedenle yurt dıĢındaki Türklerin dil sorunları ile eğitim sorunları karĢılaĢtırmalı olarak ve birbiri arasındaki iliĢkileri derinlemesine ele alınarak incelenmelidir. Bu inceleme sırasında bilimsel araĢtırmalarla elde edilen veri kaynaklarının yanı sıra, toplumsal ve tarihsel olaylardan derin bir Ģekilde etkilenen, baĢta edebiyat yapıtları olmak üzere diğer sanatsal eserlerden de yararlanmak önemlidir.

Edebiyat dünyasında yaygın bir görüĢ vardır: “Edebiyat, topluma tutulan bir aynadır.” Bununla birlikte yüzyıllardır birçok yazar ve Ģairin “sanat toplum içindir” ilkesini benimseyip bu doğrultuda eserler vermesi edebiyatın toplumsal olaylardan derin bir Ģekilde etkilendiği ve sosyal olayların, tarihsel durumların edebiyat yapıtlarında yer bulduğu, hatta edebî eserlerin bir ayna gibi bu olayları yansıttığı gerçeğini ortaya koymaktadır. Almanya‟ya Türk göçü de önemli bir tarihî ve sosyal bir olay olarak birçok eserde yer almıĢ, yazarlarımız tarafından iĢlenmiĢtir. Üstelik bu göç hareketini eserlerinde konu edinen yazarlarımız, Ģairlerimiz arasında bizzat bu göçü ve göçmen hayatını yaĢayan isimler de mevcuttur. Dolayısıyla bu eserlerin incelenmesi, yurt dıĢına Türk göçü ve göçmen Türkler gerçeğinin ortaya çıkarılması, betimlenmesi adına büyük önem taĢımaktadır.

1.7. Sayıltılar

AraĢtırmamızın temelini oluĢturan birtakım sayıltılar mevcuttur. Problem durumu, amaç ve araĢtırmamızdan beklenen sonuçlar bu varsayımlar üzerine kurulmuĢ olup, söz konusu varsayım ifadeleri de yayımlanmıĢ edebî eser, tez, makale gibi yazılı kaynaklara dayanan bilimsel ve mantıksal temelleri olan nesnel yargılardır.

1. YaklaĢık üç milyonu Almanya‟da olmak üzere yurt dıĢında beĢ milyonu aĢkın Türk‟ün yaĢadığı varsayılmaktadır.

31 Ekim 2012 tarihinde internet haber adlı bir internet sitesinin yayımladığı habere göre, merkezi Almanya‟nın Wiesbaden kentinde bulunan Federal Ġstatistik Dairesi Almanya‟da yaĢayan yabancıların geçen yıl ilk kez on altı milyonu aĢtığını ve ülkede yaklaĢık üç milyon Türk yaĢadığını, yabancı kökenlilerin Alman halkına göre daha genç olduklarını ve yabancı kökenliler arasında iĢsizliğin Almanlara göre iki kat fazla olduğunu açıklamıĢtır.

2. AraĢtırma tezimizin konusunu oluĢturan ve uzun süre yurt dıĢında öğretmenlik hizmetinde bulunan Yücel Feyzioğlu, yurt dıĢındaki Türk toplumunu yakından tanımakta ve buradaki vatandaĢlarımızın yaĢadıkları sorunları kendi gözlem ve deneyimlerinden yararlanarak eserlerinde iĢlemektedir.

3. Almanya‟da yaĢayan Türkler dil ve eğitim konularında ciddi problemler yaĢamaktadır. Bu konuda yaĢadıkları sorunlar iĢsizlik, sosyal statü, kültürel uyuĢmazlık, sağlık, barınma ve güvenlik gibi daha birçok problem alanını da doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir.

Daha önce de değinildiği gibi Aile ve Sosyal AraĢtırmalar Genel Müdürlüğünün gerçekleĢtirdiği Federal Almanya‟da YaĢayan Türklerin Aile Yapısı ve Sorunları AraĢtırması‟nda, yapılan bu araĢtırmanın direkt konusu olmadığı hâlde yurt dıĢında yaĢayan Türklerin dil ve eğitim alanlarında ciddi sorunlar yaĢadığı gözlemlenmiĢ ve araĢtırma metninin değiĢik yerlerinde sıkça vurgulanmıĢtır. Bu araĢtırmadan elde edilen verilerin de iĢaret ettiği gibi Almanya‟da yaĢayan Türkler dil ve eğitim konularında ciddi problemlerle karĢı karĢıyadırlar. Bunun gibi daha birçok araĢtırma raporları, tezler ve makaleler söz konusu bu varsayımı doğrulamaktadır.

1.8. Sınırlılıklar

Bu araĢtırma yurt dıĢındaki öğretmen yazarlarımızdan Yücel Feyzioğlu‟nun Uğultu(1985) ve Anarbay(2000) adlı iki romanı, ..Ma (1987), El Malı Ġle Nasıl? (1994) adlı öykü kitapları ve Almanya‟ya Nasıl Geldik/Mozart KarĢılaması (2004) adlı tiyatro eserleri ile sınırlandırılmıĢtır.

AraĢtırmada veri toplama tekniği içerik analizi ile sınırlandırılmıĢtır.

Bu araĢtırma kapsamında ele alınacak eserler, yurt dıĢındaki Türk toplumunun yaĢadıkları dil ve eğitim sorunlarının tespiti ve bu sorunların sosyal hayata etkileri yönüyle incelenmiĢtir. Bu da araĢtırmamızın bir baĢka sınırlılığını ifade etmektedir.

1.9. Tanımlar

Azınlık: 1. Bir toplulukta herhangi bir özellik bakımından ayrı ve ötekilerden sayıca az olanlar, ekalliyet, çoğunluk karĢıtı. 2. Bir ülkede egemen ulusa göre ayrı soydan ve sayıca az olan topluluk, ekalliyet (TDK, 2005, s. 167).

Dil: Ġnsanların düĢündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya iĢaretlerle yaptıkları anlaĢma, lisan, zeban (TDK, 2005, s. 526).

Edebi eser: DeğiĢik edebiyat türlerinde kaleme alınmıĢ sanat değeri taĢıyan eserlerin her biri (TDK, 2005, s. 599).

Eğitim: 1. Belli bir bilim dalı veya sanat kolunda yetiĢtirme, geliĢtirme ve eğitme iĢi. 2. Çocukların ve gençlerin toplum yaĢayıĢında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri

ve anlayıĢları elde etmelerine, kiĢiliklerini geliĢtirmelerine yardım etme, terbiye (TDK, 2005, s. 605-606)

Göçmen: Kendi ülkesinden ayrılarak yerleĢmek için baĢka ülkeye giden (kimse, aile veya topluluk), muhacir (TDK, 2005, s. 707).

Ġki dillilik: 1. Ġki ayrı dile sahip olma veya iki ayrı dili okuyup yazma gücünde ve becerisinde olma. 2. Ġki dilin bir arada konuĢulduğu bölge veya ülke (TDK, 2005, s. 947). VatandaĢ: YurttaĢ (TDK, 2005, s.2082).

1.10. Ġlgili AraĢtırmalar

AraĢtırma tezimiz konusuyla doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili, yapılmıĢ birtakım çalıĢmalar mevcuttur. Bunlardan bazıları yurt dıĢında yaĢayan vatandaĢlarımız üzerine çeĢitli kurum ve kuruluĢların yaptığı araĢtırma ve incelemeleri, bazıları da akademik çevrelerce hazırlanmıĢ konuyla ilgili makaleler, yüksek lisans ve doktora tezlerini içermektedir.

Özcan (1991), Einevergleichendestudie der ausgewaehltenoriginalTürkischen “keloğlan masalları” von T. Alangu mit der neuendeutschenversionen “keloğlan in der Bundesrepublik” und “keloğlan ile silvia” von Y. Feyzioğlu, adlı yüksek lisans tezinde T. Alangu tarafından derlenen geleneksel keloğlan masalları ile Y. Feyzioğlu tarafından yazılan keloğlan masallarını karĢılaĢtırmalı olarak incelemiĢtir. Söz konusu masalların yeni versiyonunda daha belirli yer ve zaman kavramlarının kullanıldığı, eğitsel amaç taĢıdığı, korku unsuru ile olağanüstü varlık ve olayların bulunmadığı sonucuna varılmıĢtır.

ġen (2011), Belçika‟da YaĢayan Türk Çocuklarının Türkçeye Yönelik Tutumları ve Yazma Becerileri adlı doktora tezinde, Belçika‟da yaĢayan Türk çocuklarının Türkçeye yönelik tutumlarını ortaya koymayı ve ana dilde oluĢturdukları yazılı anlatımlarını değerlendirmeyi amaçlamıĢtır. Bu doğrultuda Belçika‟da yaĢayan 11-15 yaĢ aralığındaki 198 Türk çocuğu örneklem olarak belirlenmiĢ, bu çocukların ana dillerine yönelik tutumlarını değerlendirebilmek için tutum ölçekleri kullanılmıĢ, yazılı anlatım becerilerine iliĢkin veriler için ise öğrencilerin kompozisyon çalıĢmalarından faydalanılmıĢtır. Bu araĢtırma tezinde Belçika‟da yaĢayan Türk çocuklarının Türkçeye yönelik tutumlarının olumlu düzeyde olduğu görülmüĢ, ancak söz konusu öğrencilerin Türkçe yazılı anlatımlarında baĢarılı olamadıkları kanaatine varılmıĢtır. AraĢtırmaya dâhil olan öğrenciler yazılı anlatımlarında kompozisyon dıĢ yapı özelliklerine uymamakla birlikte, diller arası kelime ve kavram aktarımı, noktalama iĢaretlerinin yanlıĢ ve eksik kullanımı, yazım yanlıĢları, ses ve ses uyumları ile ilgili yanlıĢlar, ifade yanlıĢları, konuĢma dili ve ağız özelliklerinin yazılı anlatımlara aktarılması gibi hatalara sıklıkla düĢmüĢlerdir.

ġen (2010), yurt dıĢındaki Türk çocuklarına yönelik Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde yapılan çalıĢmaları ve Millî Eğitim ġûra Kararlarını incelemiĢtir. Bu çalıĢmanın sonucunda son yıllarda MEB‟in yurt dıĢındaki Türk çocuklarının eğitimi konusunda yapmıĢ olduğu çalıĢma ve uygulamaların olumlu yönde ilerlediğini ifade etmiĢtir. Ancak MEB‟in yurt dıĢındaki Türk çocukları için yürüttüğü en somut çalıĢma olan “Uzaktaki Yakınlarımız”

projesinin öğretim programında (temel alınan yaklaĢım, içerik, amaçlar, öğrenme-öğretme süreci, ölçme ve değerlendirme) ve ders kitaplarında (dil-anlatım, ölçme, değerlendirme) birtakım eksiklikler tespit etmiĢtir. Ayrıca Millî Eğitim ġûra Kararlarını inceleyen ġen (2010), 17 Millî Eğitim ġûrasının hiçbirinde yurt dıĢındaki çocukların eğitimine yönelik olarak gündem maddesi yer almadığını, ancak dört Ģurada bu konulara yer verildiğini ifade etmiĢtir.

Genç (2004), Almanya‟da Çok Kültürlülük, Kültürlerarası Eğitim ve Türk Öğrencilerin Durumu (Hessenörneği) adlı tez çalıĢmasında Almanya‟da çokkültürlü ve kültürlerarası eğitime verilen önem ve Türk çocuklarının eğitim öğretim aĢamasındaki problemlerini ortaya koymayı amaçlamıĢtır. Almanya‟nın Hessen eyaletinde gerçekleĢtirilen bu çalıĢmada anket tekniğiyle veri elde edilmiĢ, zaman zaman mülakatlar da yapılmıĢtır. Bu araĢtırmayla Almanya‟da yetiĢen 3. KuĢak Türk çocuklarının kendi millî, dinî ve kültürel değerlerinden habersiz yetiĢtiği sonucuna varılmıĢ ve bu gençlerin içinde yaĢadıkları toplumun değerleriyle de tamamen barıĢık olmayıp, bir ikilem içerisinde kaldıkları vurgulanmıĢtır.

Kazan (2006), Yurt DıĢında YaĢayan Türk Kökenli Çocukların Ġki dillilik Kaynaklı Dilsel Sorunları, adlı tez çalıĢmasında Ġsviçre‟de yaĢayan Türk çocuklarının iki dillilikten kaynaklanan dilsel sorunlarını ortaya çıkarmayı amaçlamıĢtır. Bu doğrultuda Ġsviçre Rheintal bölgesindeki Türk okullarına devam eden Türk çocukları örneklem olarak belirlenmiĢtir. Bu araĢtırmayla yurt dıĢındaki Türk çocuklarının yazıda ve sesletimde Almanca ve Türkçe sesleri harmanlayarak kullandıkları, konuĢmalarının kimi yerinde Almanca sözcükler getirdikleri, yazıda Türkçe sesler yerine bazen Almanca sesler kullandıkları ve böylece kullandıkları Türkçenin bir karma dil özelliği gösterdiği sonucuna varılmıĢtır.

GölbaĢı (2010), Türk Edebiyatında DıĢ Göç ve Gülten Dayıoğlu, adlı tez çalıĢmasında Gülten Dayıoğlu‟nun “Ben Büyüyünce”, “Yurdumu Özledim”, “Geride Kalanlar” ve “Geriye Dönenler” adlı eserlerini yurt dıĢına göç eden göçmen vatandaĢlarımız ve ailelerinin sorunları bakımından incelemiĢtir. Bu inceleme sırasında göçmenlerin yurt dıĢında yaĢadıkları sorunlar, geriye dönenler ve geride kalanların sorunları ile çocukların ve yetiĢkinlerin yaĢadıkları sorunlar tek tek ele alınarak incelenmiĢtir.

Deveci (2010), Danimarka‟da (Odense‟de) YaĢayan Türklerin Ġlköğretimde YaĢadıkları Eğitsel ve Yönetsel Sorunlar adlı tez çalıĢmasında Danimarka‟nın Odense Ģehrinde

yaĢayan Türk ailelerinin ilköğretim okullarına devam eden çocuklarının yaĢadığı eğitsel ve yönetsel sorunları ortaya çıkarmak amaçlanmıĢtır. Bu amaç doğrultusunda öğrenci, aile, öğretmen ve okul yöneticileriyle görüĢmeler yapılmıĢtır. GörüĢmelerde yarı yapılandırılmıĢ görüĢme formları uygulanmıĢ ve elde edilen bulgular içerik analizine tabi tutularak yorumlanmıĢtır. AraĢtırmanın sonunda öğrenciden, veliden ve sistemden kaynaklı sorunlar tek tek ele alınarak incelenmiĢtir.

Ġnce (2011), Yurt DıĢındaki Türk Çocuklarının Ana Dilleri Türkçede YaĢadıkları Anlatım Sorunları: Fransa Örneği adlı tez çalıĢmasında Fransa‟da yaĢayan ve Türkçe dersine devam eden 4. , 5. ve 6. sınıf öğrencilerin yazılı ve sözlü dilsel becerilerde, yaĢa ve sınıf seviyesine bağlı bir geliĢim çizgisini yakalayıp yakalamadıklarını ortaya çıkarmayı, bununla birlikte öğrencilerin, ürettikleri yazılı ve sözlü metinlerde, sesbilimsel, biçimbilimsel, sözdizimsel ve anlambilimsel hangi yanlıĢları yaptıklarını ve yapılan yanlıĢların niteliksel-niceliksel olarak nasıl bir dağılım gösterdiklerini ortaya koymayı amaçlamıĢtır. Bu amaç doğrultusunda 59 öğrenciden oluĢan örneklem grubu dilsel eğilimlerini gösteren bir anket doldurmuĢ ve izledikleri bir video filmi ile ilgili yazılı ve sözlü metinler üretmiĢtir. Elde edilen verilerin değerlendirilmesi sonucu, yurt dıĢında Türkçe ve Türk kültürü dersine giren öğrencilerin yazılı ve sözlü dil anlatım becerilerinde önemli sorunlar yaĢamakta oldukları, sınıf ve yaĢ seviyesine göre ciddi bir geliĢim çizgisi yakalayamadıkları, ürettikleri sözlü-yazılı metinlerde çok sayıda biçibirim, sözdizim, sesbirim ve anlambirim yanlıĢı yaptıkları tespit edilmiĢtir.

Gelekçi (2010), Belçika‟daki Türk Çocuklarının Eğitim Öğretim YaĢantılarında KarĢılaĢtıkları Sorunlar ve Ayrımcılığa Yönelik GörüĢleri, adlı çalıĢmasında Belçika‟da yaĢayan Türk çocuklarının ve gençlerinin eğitim öğretim yaĢantılarında baĢarılarını olumsuz etkileyen unsurların neler olduğu, yüksek öğrenime yönelmelerini etkileyen faktörler ve eğitim yaĢamlarında yabancı olmalarından dolayı ayrımcılıkla karĢılaĢıp karĢılaĢmadıkları 2007-2008 yıllarında Belçika‟da yaĢayan Türk gençleri üzerine gerçekleĢtirilen alan araĢtırmasının verilerinden hareketle ortaya konulmuĢtur. Belçikanın idari, siyasi yapısı ve eğitim sistemi hakkında bilgi verilmiĢ, Türklerin bu sistem içerisindeki durumuna değinilmiĢtir. Türk öğrencilerin eğitim sorunları ve Türk toplumunun öğrenim düzeyinin düĢük olmasında aileden kaynaklı sorunların baĢı çektiği tespit edilmiĢtir. Bu araĢtırmanın bulgularına göre aileler çocuklarını meslek liselerine yönlendirmekte, çocukların gideceği okulların kalitesine dikkat etmemektedir. Bununla birlikte çocukların dil problemleri eğitim sorunları yaĢamalarında da etkili olmaktadır.

Ġleri (1998), Avrupa Topluluğunun Dil Politikası ve Almanya‟da Okula Giden Türk Asıllı Öğrencilerin Dil ve Eğitim Sorunları adlı çalıĢmasında öncelikle Avrupa topluluğunun dil politikası ve dil öğretimiyle ilgili olarak gerçekleĢtirilen etkinlikler ile bunların amaç ve iĢlevlerinden bahsedilmiĢtir. Federal Almanya Cumhuriyeti‟nin dil ve yabancı dil politikalarına açıklık getirilmeye çalıĢılmıĢ, Almanya‟da yabancı dil öğretiminin alman eğitim sistemi içerisindeki yeri, amaçları ve iĢlevleri incelenmiĢtir. Anadil dersleriyle ilgili müfredat karĢılaĢtırmalı olarak incelenmiĢ ve Almanya‟da Türkçeyle Avrupa dilleri arasında ayrım yapıldığı sonucuna varılmıĢtır. Almanya‟daki Türk çocuklarının eğitim sorunları incelenirken Türk ailelerinin anadil bilincine sahip olmadıkları ve bu durumun da söz konusu sorunların sebepleri arasında yer aldığı belirtilmektedir.

Aksoy (2010), Almanya‟da YaĢayan Üçüncü KuĢak Türk Öğrencilerin Kimlik Algılamaları ve Buna Bağlı Olarak KarĢılaĢtıkları Ayrımcılık Sorunları adlı çalıĢmasında Almanya‟da yaĢayan Türk vatandaĢlarımızın kültür ve kimlik sorunları her kuĢak için ayrı ayrı değerlendirilerek incelenmiĢtir. Bunun dıĢında Türk toplumunun yaĢadığı dil ve eğitim sorunları ile Almanya‟da karĢılaĢılan ırkçılık ve benzeri tepkiler de araĢtırma bulgularının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulmuĢtur. AraĢtırmanın evrenini Almanya‟nın Hamburg ilinde ortaöğretim ve lise düzeyindeki okullarında okuyan Türk öğrencileri oluĢturmaktadır. AraĢtırma bulguları değerlendirildiğinde bu çalıĢmaya katılan gençlerin milli kimlik algısına sahip olduğu sonucuna varılmıĢtır.

Topçu (2009), Avrupa‟da ve Amerika‟daki Türk Edebiyatı adlı makalesinde yurt dıĢında geliĢen Türk edebiyatını, yazarlar ve eserleri hakkında bilgiler vererek incelemiĢtir. Bu çalıĢmada ele alınan yazarlar bulundukları ülkelere göre sınıflandırılmıĢ, kısaca yaĢam öyküleri belirtilmiĢ, eserleriyle birlikte ilgili yazarların yurt dıĢında bulunma sebepleri de bildirilmiĢtir.

Oymak (2005), Almanya‟daki Türk Edebiyatı/ Ġlk KuĢak Yazarları ve Eserlerinin Ġncelenmesi adlı yüksek lisans tezinde Almanya‟daki ilk kuĢak Türk yazarlar ve eserlerini içerikleri bakımından incelemiĢtir. Bu çalıĢma sonunda ilk kuĢak Türk yazarların eserlerinde yabancılaĢma, siyasi açılımlar, ailevi sorunlar, iĢçi sorunları, Almanlarla Türklerin birbirlerine önyargılı yaklaĢımları gibi genel sorunların ele alındığı tespit edilmiĢtir.

Yalçın (2011), Renan Demirkan‟ın “Üç ġekerli Demli Çay” Romanında Kültürlerarasılık adlı tez çalıĢmasında yazarın söz konusu eserini kültürlerarasılık yönünden incelemiĢ,

eserde geçen kültürlerarası ögeleri tespit edip, her iki kültürün ortak ve farklı yönlerini ortaya çıkarmaya çalıĢmıĢtır. Ayrıca bu çalıĢmada göçmen Türk toplumuna ait özellikler ile yurt dıĢında geliĢen Türk edebiyatı hakkında bilgiler verilmiĢtir. Özellikle de yurt dıĢındaki 1. , 2. Ve 3. KuĢak Türk yazarların sınıflandırılmasının yapılması önemlidir.

Aile ve Sosyal AraĢtırmalar Genel Müdürlüğü‟nün (2005), Federal Almanya‟da YaĢayan Türklerin Aile Yapısı ve Sorunları AraĢtırması, Almanya‟da yaĢayan vatandaĢlarımızın ailevi sorunlarının yanı sıra sosyal, kültürel, ekonomik, din, dil ve eğitim alanlarında da karĢılaĢtıkları sorunlara iliĢkin veriler elde etmek için önemlidir.

Yurt DıĢı Türkler ve Akraba Topluluklar BaĢkanlığı‟nın (2011), Avrupa‟da YaĢayan Türkler-Yaz Tatili Döneminde Türkiye‟ye Gelen Türkler Örneği adlı saha araĢtırmasında, yurt dıĢındaki vatandaĢlarımızın birey ve aile bazında, sorun ve beklentilerini tespit etmek ve bunlara iliĢkin çözüm önerileri geliĢtirmek amaçlanmıĢtır. Söz konusu araĢtırma