• Sonuç bulunamadı

1.3. Eğitim, Ġki Dillilik ve Dil Politikaları Bağlamında Yurt DıĢındak

1.3.3. Almanya’daki Türk Toplumu

Almanya, 1960‟lı yıllarda iĢ gücüne ihtiyaç duyması sonucu önce Ġtalya‟dan baĢlamak üzere Ġspanya, Portekiz ve Yunanistan‟dan göç almıĢ, daha sonra yapılan anlaĢmalarla Türk iĢçilerinin de Almanya‟ya göç etmelerine olanak sağlamıĢtır. Türk iĢçilerine Almanya kapılarını açan 31 Ekim 1961 tarihli Ankara SözleĢmesi‟nin üzerinden yaklaĢık 50 yıllık bir süre geçmiĢ ve bu süre zarfında Almanya‟da yaĢayan Türk toplumunun nüfusu milyonlarla ifade edilen bir rakama ulaĢmıĢtır. Almanya‟nın 1973‟te göçmenlere kapısını kapatmasına rağmen Türk göçü son bulmamıĢ, tam aksine geçici konuk iĢçi olarak giden iĢçilerin birçoğu ailelerini de çağırarak buraya yerleĢmiĢtir. Ailelerin göçünün ardından dil sorunu özellikle de çocukların eğitim-öğretim hayatında kendisini daha iyi hissettirmeye baĢlamıĢ ve bu durum birçok araĢtırmaya da konu olmuĢtur.

Reich (2000), Almanya‟da yaĢayan yabancı göçmen çocuklarının ana dili dersleriyle ilgili olarak paralel üç ayrı yapı tipinin bulunduğunu ifade etmiĢtir:

1- Alman okul idaresi tarafından finanse edilen ve içerik bakımından kontrol edilen ana dili dersi,

2- Akdeniz ülkelerinin temsilcilikleri tarafından yürütülen ve onların sorumluluğunda sunulan ana dili dersi,

3- Devletin yaptığı anlaĢmalara dâhil olmayan ve özel olarak sunulan ana dili dersleri (Aktaran, Yıldız, 2012).

Yabancı çocukların eğitimi ile ilgili anlaĢmalarda UNESCO, daha önceki bir tarihte (1954) bir çocuğun ana dili öğrenme ve mükemmelleĢtirme zorunluluğunu ileri sürmüĢtür. 14/05/1964 tarihinde toplanan Federal Almanya Eğitim Bakanları Konferansı‟nda, göçmen iĢçi çocukları için okul programlarına ana dil dersleri konulması kararı alınmıĢtır. Federal Almanya Eyalet Eğitim Bakanları Daimi Konferansı 14-15 Mayıs 1969 ve 3 Aralık 1971 tarihli kararla eyaletlerin eğitim yöneticilerine, yabancı çocukların öğretimine iliĢkin uygun

önlemlerin alınmasını tavsiye etmiĢtir. Aynı kurul 8 Nisan 1976 tarihinde aldığı kararla eyaletlerin eğitim yöneticilerine, yabancı çocukların Alman okul sistemine tam uyumlarının sağlanmasına ve aynı zamanda onların ülkeleriyle olan dil, kültür ve tarih bağlarının korunup beslenmesini tavsiye etmiĢ ve Türk dilinin öğretim programları içinde yer almasına karar verilmiĢtir. Hâlen tüm Almanya‟da uygulanan Türkçe ana dili derslerinin asıl yasal gerekçesini Avrupa Birliği Komisyonu‟nun 25 Haziran 1977 tarih ve 486 sayılı yönergesi (77/486 EWG) oluĢturmaktadır (Yıldız, 2012, s.14-15)

Son yıllarda MEB‟in yurt dıĢındaki Türk çocuklarının eğitimi konusunda yapmıĢ olduğu çalıĢma ve uygulamaların olumlu yönde ilerlediği görülmektedir. Ancak MEB‟in yurt dıĢındaki Türk çocukları için yürüttüğü en somut çalıĢma olan “Uzaktaki Yakınlarımız” projesinin öğretim programında (temel alınan yaklaĢım, içerik, amaçlar, öğrenme-öğretme süreci, ölçme ve değerlendirme) ve ders kitaplarında (dil-anlatım, ölçme, değerlendirme) birtakım eksiklikler tespit edilmiĢtir. Ayrıca Millî Eğitim ġûra Kararları incelendiğinde, 17 Millî Eğitim ġûrasının hiçbirinde yurt dıĢındaki çocukların eğitimine yönelik olarak gündem maddesi yer almadığı, ancak dört Ģûrada bu konulara yer verildiği dikkat çekmektedir (ġen, 2010).

Ülke nüfusu içerisinde önemli oranda göçmen bulunduran Almanya, yeni kuĢaklara Almanca öğretme konusunda ısrarlı olduğunu son dönemlerde hayata geçirilen birtakım uygulamalarla daha iyi hissettirmektedir. Alman hükümetinin dil geliĢimi için baĢlatmıĢ olduğu yeni geliĢmelerden biri de 2007 yılından itibaren Yeni Okul Yasası(2006) ile uygulamaya koyduğu “Dil GeliĢimi Önlem Programı”dır. Buna göre Almanya, göçmenlerin 4 yaĢındaki çocuklarının dil seviyelerini tespit edip, okula baĢlamadan 2 yıl öncesinden ikinci dile hazırlamayı hedeflemektedir (Alabay, 2008). AĢağıdaki tablo Almanya‟da uygulamaya konan dil geliĢimi önlem programı hakkında bilgi vermesi yönünden önemlidir:

Tablo 20. Almanya‟da Dil GeliĢim Önlem Programı GeliĢtirme

önlemleri

Hedef gruplar Öğrenci

sayısı Saat / süre içerik Okul türü GeliĢim sınıfı Almanca bilgisi

olmayıp sonradan baĢlayanlar 10 – 16 16 (1-4. sınıf) 22 (5-10. sınıf) Ġkinci ve hedef dil olarak Almanca, diğer branĢlar Ġlköğretim Basamağı Ortaöğretim I. Basamak Bütün Okul Türleri GeliĢim kursu Normal sınıflarda

az Almanca bilgisine sahip öğrenciler/ az sayıda sonradan baĢlayanlar 4‟ten itibaren 6 (1-4. sınıf) 8 (5-10. sınıf) Ġkinci ve hedef dil olarak Almanca, GeliĢim sınıfları

GeliĢim dersi Normal sınıflarda ikinci dil

Almancada özel destek kurslarına ihtiyacı olan öğrenciler

Max. 8 5 (birinci yılda) 4‟e kadar (2. yıldan itibaren) Almanca, Yabancı Dil Hepsi (Ortaöğretim II. basamak dâhil) Özel geliĢim taslağı

Toplu nüfus olan bölgedeki okullar Esnek Ayrılan kontenjana göre Almanca okuma- yazma yardımları, çok kültürlü çalıĢma grupları, paralel dersler Ġlköğretim I. basamak ve ortaöğretim I. basamak

Alabay (2008), Almanya‟da yaĢayan Türk ailelerinin okul öncesi dönem çocuklarında dil geliĢimi ve Alman hükümetinin göçmen çocukları için düzenlediği dil geliĢim programları

Yukarıda örneği paylaĢılan dil geliĢim programı ile Almanya, kendisi için önemli bir faktör olan göçmenlerin ikinci dilde yaĢadıkları sorunları önlemeye çalıĢmakta ve böylece göçmenlerin uyum problemlerinin çözümüne yönelik daha planlı adımlar atmaktadır. Almanya, nüfusunun %10‟una yakın göçmen bulundurmaktadır ve bu göçmen nüfusun büyük çoğunluğu Türklerden oluĢmaktadır. YaklaĢık olarak 3 milyon Türk kökenli göçmen bulunduran Almanya, Avrupa Birliği dıĢından gelen en büyük göçmen grubunu oluĢturmaktadır (Alabay, 2008). Bu durum dikkate alındığında sözü edilen göçmen grubun eğitim sorunlarının tartıĢılması sırasında bu gruba ait öğrenim gören çocukların sayısı ve bu rakamın devam edilen okullara göre dağılımının bilinmesi önemlidir. Bu konuda ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Yurt DıĢı ĠĢçi Raporunda yayımladığı sayısal veriler oldukça aydınlatıcıdır:

Tablo 21. Almanya‟da Okula Devam Eden Türk Çocuklarının Sayısı ve Devam Ettikleri Okullara Göre Dağılımı

Çocuk sayıları 2003/2004 öğretim

yılı

Bir önceki öğretim yılı

Okul tipi Yabancı Türk Türk

Ön sınıflar 4.631 1.804 1.999

Okul kreĢleri 8.196 4.171 4.267

Ġlkokullar 369.417 165.562 170.236

Temel eğitim (5 ve 9. sınıflar) 235.531 111.583 111.237

10 sınıflı ortaokullar 91.107 41.168 38.787

Liseler 92.752 23.574 22.792

Genel eğitim veren okullar 82.905 38.702 37.457

AkĢam okulları ve kolejler 9.633 3.203 3.132

Öğrenme engelliler okulu 68.663 28.298 28.211

Meslek okulları 192.808 77.145 78.051

Toplam 1.155.643 495.210 496.169

T.C. ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, (2007)

Bu tablodaki veriler incelendiğinde Almanya‟daki Türk öğrencilerin sayısının Almanya‟daki yabancı öğrencilerin toplamının neredeyse yarısını oluĢturduğu dikkat çekmektedir. Bu durumda Türk öğrencilerin Alman toplumu açısından ne kadar büyük değer taĢıdığı ve bu çocukların eğitim sorunlarının çözüme kavuĢturulmasının Almanya için önemi daha iyi anlaĢılmaktadır.

Göçmenlerin yaĢadıkları ülkeye tam uyumlarını gerçekleĢtirmek isteyen Alman hükümetinin öncelikle bünyesindeki göçmen toplulukların dil ve eğitim sorunlarını çözüme kavuĢturması gerekmektedir. Zira yurt dıĢındaki Türk toplumu hakkında uzun süredir tartıĢılan uyum (entegrasyon) sorunlarının temelinde dil ve eğitim alanında yaĢanan problemlerin olduğu muhakkaktır. Aile ve Sosyal AraĢtırmalar Genel Müdürlüğünün (2005) yaptığı Federal Almanya‟da YaĢayan Türklerin Aile Yapısı ve Sorunları AraĢtırması bu düĢünceyi ispatlayan veriler içermesi bakımından önemlidir (Bkz. Tablo 1).

Bu tabloda açıkça görüldüğü gibi vatandaĢlarımız birçok konuda uyum sorunu yaĢadıklarını belirtseler de %66.4 gibi önemli bir oran dil konusunda uyum problemi yaĢadığını ifade etmiĢtir. Daha önce de belirtildiği gibi dilin mahiyeti ve iĢlevi dikkate

alındığında uyum problemi yaĢanan diğer tüm konuların da dil alanında yaĢanan sorunlardan kaynaklanabileceği anlaĢılmaktadır.

Yıldız (2012)‟ın, yurt dıĢındaki Türk çocuklarına Türkçe öğretimine yönelik yaptığı araĢtırmada elde ettiği bulgular Almanya‟daki Türk toplumunun dil ve eğitim durumlarına iliĢkin önemli ipuçları vermektedir. Örneğin aĢağıdaki tabloda, Almanya‟da yaĢayan Türk çocuklarından oluĢan örneklem grubuna “Türkçemin iyi olması diğer derslerdeki baĢarımı artırır.” ifadesi yöneltilmiĢ ve bu çocukların çok büyük bir oranda bu ifadeye katıldıkları görülmüĢtür. Dolayısıyla yurt dıĢındaki Türk çocuklarının yaĢadıkları eğitim sorunlarının, dil sorunundan kaynaklandığının ve özellikle de ana dili eğitimlerinin yetersizliği sonucu meydana geldiğinin bilincinde olunduğu görülmektedir.

Tablo 22. Yurt DıĢındaki Türk Çocukları Arasında “Türkçemin Ġyi Olması Diğer Derslerdeki BaĢarımı da Artırır” Ġfadesine Yönelik Cevaplar

Gruplar F % Geç. % Yığ. %

Katılmıyorum 139 24,0 24,0 24,0

Kısmen katılıyorum 189 32,6 32,6 56,6

Katılıyorum 252 43,4 43,4 100,0

Toplam 580 100,0 100,0

Yıldız. (2012). Yurt DıĢında YaĢayan Türk Çocuklarına Türkçe Öğretimi (Almanya örneği )

Bu araĢtırma bulgularından biri de Almanya‟da yaĢayan Türk çocuklarının, Türkçenin Almanya‟daki varlığı konusunda umutsuz olduklarını göstermektedir:

Tablo 23. Almanya‟da YaĢayan Türk Çocuklarının, “Almanya‟da Türkçe Ġlerde Kaybolacak” Ġfadesine Yönelik Verdiği Cevaplar

Gruplar F % Geç. % Yığ. %

Katılmıyorum 100 17,2 17,2 17,2

Kısmen katılıyorum 187 32,2 32,2 49,5

Katılıyorum 293 50,5 50,5 100,0

Toplam 580 100,0 100,0

Yıldız. (2012). Yurt DıĢında YaĢayan Türk Çocuklarına Türkçe Öğretimi (Almanya örneği )

Bu tablodakine benzer bir gerçeği de Yurt DıĢı Türkler Ve Akraba Topluluklar BaĢkanlığının (2011) araĢtırmasında görmekteyiz. Almanya‟da yaĢayan Türk çocuklarının

eğitiminde karĢılaĢılan sorunlara iliĢkin verilerin paylaĢıldığı bu araĢtırmada göçmen vatandaĢlarımızın çocuklarının eğitim hayatında karĢılaĢtıkları sorunların temelinde ana dili derslerinin yeterli olmayıĢı ve iki dilli eğitim eksikliğinin bulunduğu görülmektedir (Bkz. Tablo 6).

Tablo incelendiğinde araĢtırmaya dâhil olan vatandaĢlarımızın yaĢadıkları ülkede (Almanya) eğitim konusunda birçok sorunlara sahip olduğu anlaĢılmakta, bununla birlikte eğitim konusunda yaĢanan problemlerin içerisinde dil alanında yaĢanan sıkıntıların ağırlıklı olduğu dikkati çekmektedir. Bu durum dil ve eğitim problem alanlarının ortaklaĢa değerlendirilip çözüme kavuĢturulması gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Yukarıdaki tabloda dikkat çeken diğer bir konu eğitimde yaĢanan sorunlar sıralamasında “Türkçe ve Türk kültürü eğitiminin olmayıĢı” ifadesinin baĢı çekiyor olmasıdır. ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının (2007) raporuna baktığımızda, burada yayımlanan verilerin, yukarıdaki tabloda ortaya konan gerçeği desteklediği görülmektedir:

Tablo 24. Son On Yıl Ġçerisinde Türk Dili ve Kültürü Sınıflarına Devam Eden Çocukların Sayısı

Öğretim yılı Sayı Öğretim yılı Sayı

1994/ 1995 -- 1999/ 2000 186.256

1995/ 1996 177.637 2000/ 2001 172.017

1996/ 1997 189.883 2001/ 2002 174.102

1997/ 1998 186.291 2002/ 2003 182.146

1998/ 1999 -- 2003/ 2004 187.403

ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, (2007)

Yukarıdaki tabloda açıkça görüldüğü gibi 1994‟ten 2004‟e on yıllık bir süre içerisinde Türkçe ve Türk kültürü dersleri alan öğrenci sayılarında istikrarlı bir durum, önemli bir ilerleme gözlenemediği gibi bazı yıllarda öğrenci sayılarında düĢüĢler yaĢandığı gözlenmektedir. Bu durumda yurt dıĢındaki Türk çocuklarına Türkçe öğretimi konusunda kapsamlı bir araĢtırma ortaya koyan Yıldız (2012)‟ın araĢtırma bulguları, tespit ettiği problemler ve bunların çözümüne yönelik öneriler büyük önem kazanmaktadır. Söz konusu araĢtırmada yurt dıĢındaki Türk çocuklarına Türkçe öğretimi ile yurt dıĢındaki vatandaĢlarımızın dil ve eğitim durumlarına yönelik öğretmen görüĢlerine de baĢvurulmuĢtur. AraĢtırmaya dâhil olan öğretmenler Almanya‟daki Türk çocuklarına

Türkçe öğretiminde karĢılaĢılan genel sorunları aĢağıdaki tabloda belirtmiĢlerdir (Bkz. Tablo 10).

Tabloda görüldüğü gibi yurt dıĢında görev yapan Türkçe öğretmenleri, eğitim-öğretim sürecinde karĢılaĢılan sorunları belirtirken genel olarak ailelerin ve öğrencilerin Türkçe derslerine önem vermemelerinden yakınmıĢlardır. YaĢanan sorunların çözümüne yönelik olarak sıraladıkları çözüm önerilerinde de yine büyük oranda ailelerin Türkçe derslerine gereken önemi vermeleri gerektiğini yinelemiĢlerdir.

Tablo 25. Yurt DıĢındaki Türk Çocuklarına Türkçe Öğretiminde KarĢılaĢılan Sorunların Çözümüne Yönelik Öneriler

Ġfadeler f Yüzde

Ders kitapları geliĢtirilmeli 3 3,3

Ġki dilli okulların yaygınlaĢması 6 6,5

Ailelerin ana dile önem vermeleri 22 23,9

Türkçe konuĢulmalı 15 16,3

Türkçe eğitimi erken yaĢta baĢlamalı 4 4,3

Öğretmenler iki dile hakim olmalı 3 3,3

Alman öğretmenler destek olmalı 3 3,3

Sosyal faaliyetler çoğalmalı 8 8,7

Bilgilendirme amaçlı seminerler düzenlenmeli 9 9,8

Ders notu sınıf geçmeyi etkilemeli 16 17,4

Ders kitapları seviyeye uygun olmalı, geliĢtirilmeli 11 12,0

Ders saati artırılmalı 9 9,8

Türkiye‟ye gezi düzenlenmeli 4 4,3

Türkçe kitap, gazete, dergi okunulmalı 12 13,0

Türkçe dersi müfredata dahil olmalı 6 6,5

Türk TV‟de eğitici filmler olmalı 6 6,5

MeslektaĢlar arası iletiĢim sağlanmalı 1 1,1

Öğretmenler motive edilmeli 9 9,8

Yıldız. (2012). Yurt DıĢında YaĢayan Türk Çocuklarına Türkçe Öğretimi (Almanya örneği )

Yurt DıĢı Türkler ve Akraba Topluluklar BaĢkanlığının Avrupa‟da YaĢayan Türkler- Yaz Tatili Döneminde Türkiye‟ye Gelen Türkler Örneği (2011) adlı saha araĢtırmasında da yurt

dıĢında yaĢayan vatandaĢlarımızın karĢı karĢıya olduğu eğitim problemleri dikkat çekmektedir. Yukarıda çeĢitli araĢtırma raporlarından elde edilen verilerde de açıkça görüldüğü gibi bu problemlerin baĢında ana dil eğitiminde karĢılaĢılan sorunlar gelmektedir. Öte yandan söz konusu saha araĢtırmasının bir diğer bulgusu yurt dıĢındaki vatandaĢlarımızın dil ve eğitim alanında yaĢadıkları sıkıntıların tüm hayatlarını etkiliyor olduğu fikrini ispatlamaktadır. AĢağıdaki tabloda da görüldüğü gibi araĢtırmaya dâhil olan vatandaĢlarımız, yaĢadıkları iĢsizlik probleminin nedeni olarak dil ve eğitim alanında yaĢanan sorunları iĢaret etmiĢlerdir (Bkz. Tablo 5).

Bunların dıĢında Aksoy (2010), Almanya‟da yaĢayan üçüncü kuĢak Türk öğrencilerin kimlik algılamaları ve buna bağlı olarak karĢılaĢtıkları ayrımcılık sorunlarını incelemiĢtir. AraĢtırma bulguları değerlendirildiğinde bu çalıĢmaya katılan gençlerin millî kimlik algısına sahip olduğu söylenebilir. Katılımcıların % 71,4‟ü kendisini Türk olarak tanımlamaktadır. Bununla birlikte %60,4‟lük kesim kendisine en yakın ülke olarak Türkiye‟yi görmektedir. Katılımcıların %48,6‟sı her iki dili de iyi bir biçimde bildiğini ifade etmiĢtir. %91,9‟luk kesim kendisini Müslüman olarak tanımlamaktadır. AraĢtırma sonuçlarında dikkat çeken diğer bir konu da, gençlerin kendi kimliklerini nasıl tanımladıkları ile ne sıklıkla farklı uygulama gördüklerini ifade etme arasında anlamlı bir iliĢki olmasıdır.