• Sonuç bulunamadı

Çalışma, yaşlı nüfus oranlarındaki artış oranları dikkate alınarak, tüm sosyal ve fiziki çevrelerin düzenlenmesi gereği düşünüldüğünden ele alınmıştır. Dünya kentleri bu anlamda büyük çalışmalarla revize edilerek yeniden planlanırken; bu çalışmalar için gereken hukuksal, ekonomik, sosyal ve mekânsal tüm dönüşümleri uygulamaya geçirmektedirler. Her yaş grubuna uygun planlamalar yapabilmek için yaşlı konusunun incelenmesine, dünyadaki uygulamalarla karşılaştırılmasına gerek duyulmuştur. Yaşlının değişen aile yapısı içindeki konumu, sosyal hayat ve kent yaşamı içindeki pozisyonu nedenleri ve gerçekleşen gelişim süreçleriyle ele alınmıştır. Yaşlının ekonomik, psikolojik ve sosyal durumunu güçlendirmek; toplumsal hayata katılımını, sosyal iletişim ve ilişkilerini güçlendirebilmenin yanı sıra bu ortamlara zemin sağlayacak mekânsal ve çevresel planlamaları gerçekleştirmek de temel hedeflerdendir.

Tezin ikinci bölümünde, mekân -mikro ve makro- dizaynında neye odaklanılması gerektiğinin anlaşılması için yapılan görüşmelerden ortaya çıkan temalarla, mekân üzerine hassasiyetle üzerinde durması gereken kavram haritası oluşturulmuştur. İnsan ve mekân ilişkisinin sorgulanabilmesi için yapılan literatür çalışmaları ve saha araştırma sonucunda öne çıkan başlıklardan; mekân, göç, kent, kentleşme, kentin tasarım aktörleri, yaş dostu, yaşlılık ve erişilebilirlik kavramlarının incelenme ihtiyacı doğmuştur.

Tezin üçüncü bölümünde, bireylerin hem birbirleriyle olan ilişkileri ile oluşturdukları topluluklar, hem de bireysel ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılamak üzere bulundukları mekâna dair kullanım kararları; günümüze kadar felsefe, sosyoloji, psikolojinin yanı sıra tarihinin ve mimarlığın da inceleme konusu olmuştur. Bazı dönemlerde bu incelemelerin sonuçları, insanlık tarihinin en büyük bilinmeyenlerini sergilemiştir.

16

Dünya üzerinde farklı coğrafya, tarih, medeniyet ve kültür yapısı içinde sürekli bir gelişim içinde bulunan insanoğlu, varlığını dünya üzerinde zor doğa şartlarında koruyabilmek üzere; aklını ve mantığını kullanarak, toplulukların dayanışma ruhuyla doğada bir arada, uyumlu olarak var olma çabasını hep geliştirerek kendi tarihini oluşturmuştur. Dünya üzerinde farklı bölgelerde yaşayan insanlar; bulundukları ortam, iklim, topografik yapı, ekoloji ve bitki örtüsü gibi farklılıklara bağlı olarak, barınma gereksinimlerini farklı şekillerde çözmüşlerdir. İnsan topluluklarının birbirinden farklı yaşam biçimleri, mekânsal çözüm tercihleriyle birlikte beslenme alışkanlıkları, gündelik sosyal ve toplumsal etkinlikleri de şekillenirmiş, böylece dünya üzerinde çok farklı sosyal ve kültürel özellikler gösterebilen topluluklar meydana gelmiştir. Bu nedenlerle modern mekân ve şehir gelişiminin tarihsel süreci incelenirken, insanların ilk oluşturdukları toplum ve kent yapılayla birlikte, mekân tasarım süreçleriyle geliştirmiş oldukları kent anlayışları incelenmiştir.

Ayrıca Batı ve Doğu toplumlarında değişen demografik ve sosyal yapıları içinde mekânın birey ve toplumla olan ilişkileri, kent yapıları ve planlama kararları da incelenmiştir. Aynı bölüm içinde, ülkemizdeki sosyal ve mekânsal yapı; Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet sonrası dönem olarak ele alınarak incelenmiştir.

Tezin dördüncü bölümünde, „mekân‟ ve bu terimin toplumda hayat bulduğu „yaşam alanları ve alışkanlıklarının‟ incelenmesi için tasarımcılar, sosyal disiplin uzmanları ve yaşlılarla görüşmeler gerçekleştirilmiştir. „Yaş dostu mekân‟ dizaynları üç grubun birlikte stratejik planlama kararları almasıyla mümkün olacağından -henüz işbirliği içinde olmayan- bu farklı gruplara, kendi bakış açılarından mekânsal ve toplumsal hayata dair planlama talepleri ölçülmeye çalışılmıştır. Kent içinde mikro ve makro planlama kararlarıyla; hem dolaylı olarak insan yaşam alışkanlıklarını etkilediğini, hem de yaşlanan nüfusla birlikte fiziksel, kültürel ve ekonomik olarak gündelik hayat seviyelerini de etkilediği belirlenmiştir. Toplumun yaşam alışkanlıklarına ve toplumsal yapısına yön veren tasarım aktörlerinin, sadece mekânsal tasarımcılar değil; toplumsal hayatı inşa eden birey ve sosyal disiplin uzmanlarının da olması gerektiği verilerle ortaya konmuştur. Araştırma konusuna yönelik sosyal ve mekânsal kriterleri içeren sorularla birlikte, derinlemesine görüşmelerle konu analiz edilmiştir. Ortaya çıkan temalar 65 kişiyle gerçekleştirilen derinlemesine görüşmeler ışığında analiz edilmiştir.

17

Tezin beşinci bölümünde, yaşlı nüfusunun genel nüfus içindeki değişen yapısı, yaş ilerledikçe fiziksel, sosyal, psikolojik, kültürel, ekonomik ve sağlık sorunları gibi pek çok konuda mahrumiyetler ve kısıtlamalarla karşı karşıya kalan yaşlı bireyler için toplumsal ve mekânsal çözümlere ihtiyaç duyulduğu ortaya konmuştur. Yaşları ilerleyen bireylerin, hayatlarının artık genç yaşlara göre farklılaştığı, gündelik rutinlerinin yavaşladığı ve sosyal katılımlarının sınırlandığı, kabiliyetlerinin azalarak yavaşladığı düşünülerek sosyal ve fiziki çevrenin onları da kuşatarak planlanması gerektiği açıklanmıştır. Yaşanan bu değişimlerle sosyal ve mekânsal yaşam düzlemlerine katılımlarında; mağduriyetlerin giderildiği, yaşam kalitelerinin artırılarak, aktif yaşlanmalarının desteklendiği planlama kararları ele alınmıştır. Bu nedenle, konunun sağlık-biyo-psiko-sosyal ve mekânsal boyutlarını içeren bütüncül politikalar gerektiren bir bakış açısıyla incelenerek, çözümler bulunması gerekmektedir. Bu bakış açısıyla yapılması gereken koruyucu ve önleyici politikalar, mekânsal ve sosyal hayata dair başlıklarla ele alınmıştır. Sosyal hayata dair; yaşlıların yaşam kalitelerinin artırılarak, sosyo-ekonomik olarak güçlendirilmesi için alınması gereken tedbirlerin yanında toplumsal duyarlılık ve bilinçlenme başlıklarıyla konu ele alınmıştır. Yaş dostu mekânlar için; mekânsal çözümler mikro ve makro başlıkları altında toplanmış, konut, ulaşım, imar, kamusal alan, sağlık hizmetleri, ortak kullanım alanları ve kentsel çevreyle birlikte ele alınarak çözüm ve öneriler geliştirilmiştir. Aile yanında ve kurum bakımında yaşamını sürdüren yaşlılarımızın daha aktif yaşlanmasını destekleyecek mekânsal önerilerle birlikte, konu incelenerek çözüm önerileri sunulmuştur.

Tez çalışması, yaşlanan nüfusla birlikte dikkatleri çeken yaşlılık konusuna katkı verirken, kentlerin aktif yaşlanmayı destekleyerek planlanması ve yaş dostu mekânların tasarlanmasının gereğini ortaya koymayı hedeflemiştir. Yaş dostu mekânların tasarımının yaygınlaştırılması; toplum refahını yükselten, tüm yaş gruplarını kuşatarak hizmetlere ulaşım açısından fırsat eşitliğini destekleyen bir sosyal projedir. Sosyal hayatın inşası için bir araç olan mekânsal planlama kararları vasıtasıyla; yaş almakta olan tüm bireylerin gündelik sosyal hayata katılım düzeylerinim artırılması, yaşlıların sosyal ilişkilerinin desteklenmesi için mekânsal yaşam düzlemlerine eşit katılımcı fırsatlarının sağlanmasının yanı sıra, sosyal ve mekânsal çevrelerin aktif yaşlanmayı destekleyerek yapılandırılması için ele alınmıştır. Konu farkındalık, empatik yaklaşımla duyarlılık ve bilinçlendirme de başlatacağı için, toplumsal hassasiyeti artırmayı da hedeflemiştir.

19 BÖLÜM 2

TANIM, KAVRAM VE KURAMLAR

“Sosyologlar yaşam seyrini anahtar bir kavram olarak sıklıkla ele alır ve görünüşe bakılır ise çocukluk, gençlik, orta yaş gibi doğal „yaşam döngüsü‟ safhaları,

kültürel değişkenler olmakla birlikte toplumlar içerisinde de zamanla değişen kavramlardır.”

Giddens ve Sutton, 2010, Sociology; Introductory Readings.