• Sonuç bulunamadı

Satım sözleşmesinin tamam olabilmesi için malla veya hakla paranın değiştirileceği hususunda anlaşmaları gerekir. Bu anlaşmayla birlikte, sözleşme

552 TANDOĞAN, s. 84 ; ZEVKLİLER/HAVUTÇU, s. 49-50 ; KELLER/SIEHR, s. 10. 553 YAVUZ, s. 48 ; ZEVKLİLER/HAVUTÇU, s. 52.

554 KELLER/SIEHR, s. 10-11. Bkz. BGE 84 II 266, 274 ; BGE 84 II 13. Karş. BGE 85 II 402. 555 TANDOĞAN, s. 90-92 ; ZEVKLİLER/HAVUTÇU, s. 52 ; KELLER/SIEHR, s. 11. Borçlar

Kanunu Tasarısının 238. maddesine göre, “ Alıcı, satış bedelini belirtmeksizin, malı alacağını kesin olarak bildirmişse, satış ifa yeri ve zamanındaki ortalama piyasa fiyatı üzerinden yapılmış sayılır.”

556 TANDOĞAN, s. 91.

kurulur ve tarafların birbirlerinden malı ve parayı isteme konusunda şahsî hakları doğar. Ancak bir taraf kendi borcunu yerine getirmedikçe veya getirmeyi teklif etmedikçe, muhatabın kendi borcunu yerine getirmediği def”i ile karşılaşır. BK m. 182/2’ye göre, “ Hilâfına âdet veya mukavele mevcut değil ise satıcı ile alıcı borçları aynı anda ifa etmekle mükelleftirler”558.

Buraya kadar açıklanmaya çalışılan üç unsurun varlığı satım sözleşmesinin kurulması için yeterlidir. Bundan başka, malın türü, kalitesi, edimlerin nerede, ne zaman, nasıl ifa edileceği gibi hususlar belirlenmemiş de olsa, sözleşme kurulmuştur, belirlenmeyen konularda Borçlar Kanununun tamamlayıcı hükümlerine göre çözüm bulunur559.

III. SATIM SÖZLEŞMESİNİN ÇEŞİTLERİ VE HÜKÜMLERİ

Borçlar Kanunumuzda satıma ilişkin hükümler çerçevesinde öngörülen başlıca satım türleri şunlardır: Taşınır satımı (BK m. 184-212) ; Taşınmaz satımı (BK m. 213-217) ; Numune üzerine satım (BK m. 218) ; Tecrübe ve muayene şartıyla satım (BK m. 219-221) ; Taksitle satım (BK m. 222-224) ; Artırma ile satım (BK m. 225-231). Bunların dışında da satım türleri, ard arda teslimli satım, mülkiyeti muhafaza kaydıyla satım gibi türler olduğu gibi, TKHK’da da düzenlenmiş bulunan kapıdan satış, kampanyalı satış, mesafeli satış gibi satım sözleşmeleri de mevcuttur. Biz bunlara sadece yollama yapmakla yetiniyoruz. Ancak TKHK’da düzenlenmiş satım sözleşmelerine – sözleşme öncesi aydınlatma yükümü içerdikleri ölçüde – ileride yer vereceğiz.

Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde satıcının borçları ; satılanı teslim ve mülkiyetini geçirme, zapta karşı tekeffül, ayıba karşı tekeffül ve yan borçlar (satılanı saklama, koruma, gönderme gibi), alıcının borçları ise ; satım parasını ödeme, satılanı teslim alma ve yan borçlardır (faiz ödeme, teslim masraflarını ödeme gibi).

558

TANDOĞAN, s. 93-94 ; ZEVKLİLER/HAVUTÇU, s. 53 ; YAVUZ, s. 49-50 ; GIGER, Ber.Kom., Art. 184, s. 69, N. 183. Ayrıca bkz. ve karş. GIGER, Ber.Kom., Art. 213, s. 650-651, N. 4-6 ; TANDOĞAN, s. 98-99.

İnceleme konumuz tüketici satımları çerçevesinde de bu temel borçlar mevcuttur. Biz, bu ve diğer yükümleri inceleme konumuz bağlamında, müteakip bölümde ortaya koymaya çalışacağız.

§ 2. Tüketici Satımı Kavramı

I. GENEL OLARAK

İnceleme konumuzla ilgili olarak, öncelikle yukarıda satım sözleşmesinin ana hatlarıyla açıklamaya çalıştık. Tüketici satımı, Borçlar Kanununda düzenlenen satım sözleşmesinden farklı olarak, taraflardan birinin TKHK anlamında satıcı, diğerinin aynı kanun anlamında tüketici ve konusunun da bu kanun anlamında mal olduğu tüketici işlemidir. Tüketici işlemi, tüketici satımını da içine alan daha geniş bir kavramdır. Bir başka deyişle, tüketici işlemi tüketici satımından ibaret değildir. Biz, bu bölümde tüketici işlemini değerlendirdikten sonra, tüketici satımının ne olduğunu açıklamaya çalışacağız.

Bundan başka, TKHK, Borçlar Kanununa göre özel nitelikte bir kanundur. Borçlar Kanunu, genel hükümler bağlamında TKHK’da düzenlenen sözleşmeler için de geçerlidir. Müteakiben TKHK’nun uygulama alanını değerlendireceğiz.

II. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUNUN

UYGULAMA ALANI

TKHK m. 30 “ Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır” şeklindedir. Buna göre tüketici sözleşmelerinden doğan sorunlara kural olarak Tüketici Mahkemelerinde bakılacak ve bu uyuşmazlıklara öncelikle TKHK hükümleri uygulanacaktır. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde de genel hükümler uygulanacaktır. Genel hükümlerden amaç, Borçlar Kanunu, Medeni Kanun ve ticari satımlar yönünden de Ticaret Kanunu hükümleridir560.

560 ZEVKLİLER/AYDOĞDU, s. 493.

Bu bağlamda, örneğin ayıplı mal satımı ile ilgili olarak TKHK’da hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanununun 194-207. maddeleri uygulama alanı bulacaktır. Bundan başka, TKHK’da hiç hüküm bulunmayan, eylem ehliyeti ile ilgili hususlara MK m. 9-16 ; sözleşmenin geçerlik koşulları hakkında BK m. 19-20 ; irade sakatlıklarına BK m. 23-31 ; keza tarafların borçlarını ifa etmemesi durumuna ilişkin olarak BK m. 96-108 hükümleri uygulanacaktır. Öte yandan, mal satımının her çeşidine ilişkin olarak genel hüküm niteliğinde olan BK m. 182-193 ; BK m. 208-212 hükümleri de keza uygulanmak durumundadır561.

Son olarak, TKHK kapsamındaki bir tüketici sözleşmesine, bu Kanun’da uygulanacak hiçbir hüküm bulunmasa, örneğin satıcı edimini ifa etmeyip temerrüde düşmüş olsa ve tabiatıyla Borçlar Kanununun ilgili hükümlerinin uygulama kapsamı içinde olsa bile, usul hukuku kuralları bakımından TKHK hükümleri uygulanacaktır. Dolayısıyla, Tüketici Sorunları Hakem Heyetine ve daha sonra Tüketici Mahkemesine başvurulmasıyla ilgili kurallar geçerli olacaktır562. Örneğin, tüketicinin satın aldığı mobilyaların teslim edilmemesi halinde, davanın Tüketici Mahkemesinde açılması gereklidir, ancak Tüketici Mahkemesi konuya ilişkin olarak BK m. 96 vd. hükümlerini uygulamak durumundadır. Esasen bu hususta TKHK’da da bir hüküm yoktur563.

561 ZEVKLİLER/AYDOĞDU, s. 493 ; ASLAN, s. 3.

562 Tüketici Sorunları Hakem Heyeti (TKHK m. 22) ve Tüketici Mahkemeleri (TKHK m. 23)

hakkında geniş bilgi için bkz. ZEVKLİLER/AYDOĞDU, s. 424 vd. ; ASLAN, s. 626 vd. İçtihat için bkz. KADIOĞLU, K., Gerekçeli – Açıklamalı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Ankara, 2005, s. 588 vd. ; İLHAN, C., Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Şerh, Ankara, 2006, s. 295 vd.

563 ZEVKLİLER/AYDOĞDU, s. 78. Karş. ASLAN, s. 19. Bu yöndeki Yargıtay kararı için bkz. 13.

HD, 8817 E., 10264 K., 12.11.2001 T. Bkz. ZEVKLİLER/AYDOĞDU, s. 986. Ayrıca bkz. Tüketici

tarafından satın alınan ürün bedeli nedeniyle açılan menfi tespit davasında tüketici mahkemesinin görevli olduğu yönünde 13. HD, 4208-11882, 14.09.2004 T., KADIOĞLU, s. 613-614 ; Kullanılan telefon ücretinin ödenmediği iddiası ile telefon idaresi tarafından açılan davanın tüketici mahkemesinde görüleceğine ilişkin 13. HD, 3680-10098, 28.06.2004 T., KADIOĞLU, s. 616. Aksi

yönde bkz. 3. HD, 1998/11141 E., 1998/12254 K., 15.11.1998 T. Bu konuda ayrıca bkz. YAVUZ, N., Öğretinin ve Uygulamanın Işığında Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Şerhi, Ankara, 2007,s. 34.

III. TÜKETİCİ İŞLEMİNİN TANIMI

TKHK m. 2’ye göre, “Bu Kanun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar”. Yollama yapılan birinci madde kanunun amacını düzenlemektedir. Yasa koyucunun ifade etmek istediği ise, satıcı-sağlayıcı ile tüketici arasındaki işlemlerin kanun kapsamında olduğudur564. Bundan başka, tüketici işlemi, m.3, b. h’de tanımlanmıştır. Buna göre, “Mal ve hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı- sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlem” tüketici işlemidir.

Yasa koyucu, tüketici kavramında “subjektif sistemi” esas almıştır. Bu sistem çerçevesinde, temel kavram tüketicidir ve tüketicinin yaptığı işlemler tüketici hukukunun konusunu oluşturmaktadır. Buna karşılık objektif sistemde, işlem, daha doğru bir ifadeyle tüketici sözleşmesi temel kavramdır ve bazı sözleşmeler – tarafların ne amaçla hareket edildiklerine bakılmaksızın – tüketici sözleşmesi sayılırlar565.

Yasa maddeleri çerçevesinde, bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için üç unsurun gerçekleşmelidir. Buna göre, taraflardan birinin TKHK anlamında tüketici, diğerinin TKHK anlamında satıcı veya sağlayıcı ve bu taraflar arasındaki sözleşmenin de mal ve hizmet arzını amaçlayan bir sözleşme olması gereklidir. Yasa her türlü tüketici işleminden söz ettiği için, sözleşmenin türü ve niteliği önemli değildir. Bundan başka, yasada işlem ifadesi kullanılsa da, işlem tek taraflı da olabileceğinden, sözleşme demek daha yerinde olurdu566. Nitekim Alman ve İsviçre

564 ZEVKLİLER/AYDOĞDU, s. 72.

565 ZEVKLİLER/AYDOĞDU, s. 73 ; ASLAN, s. 68 vd ; AYDOĞDU, M., 4077 Sayılı Tüketicinin

Korunması Hakkında Kanuna Göre Kapıdan Satışlar (Kapıdan Satışlar), İstanbul, 1998, s. 75-76, dipnot 158 ; POROY, R., Tüketicinin Korunmasına İlişkin Özel Hukuk Sorunları, Halil ARSLANLI’nın Anısına Armağan, İstanbul, 1978, s. 520 vd. Ayrıca bkz. OZANOĞLU, H. S., Mukayeseli Hukuk ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Açısından Tüketiciyi Koruyan Düzenlemelerin Kişi Bakımından Uygulanma Alanı, Prof. Dr. M. Kemal OĞUZMAN’ın Anısına Armağan, İstanbul, 2000, s. 663 vd.

566 ZEVKLİLER/AYDOĞDU, S. 72-78 ; ASLAN, s. 9 vd. Bu konuda ayrıca bkz. ÖZEL, Ç.,

Mukayeseli Hukuk Işığında Tüketiciyi Koruyan Geri Alma Hakkı, Ankara, 1998, s. 32-33 ; OZANOĞLU, H., S., Tüketici Sözleşmeleri Kavramı(Tüketici), AÜHFD, C. 50, S. 1, 2001, s. 55 vd.

öğretisinde tüketici sözleşmeleri (Verbraucherverträge – Konsumentenverträge) terimi kullanılmaktadır567.

IV. TÜKETİCİ İŞLEMİNİN UNSURLARI

Tüketici işlemi, yukarıdaki tanımlamalardan da anlaşılacağı üzere, tüketici satımını da içine alan bir kavramdır. Tüketici satımının, klasik satım sözleşmesinden farkı ise, alıcının TKHK anlamında tüketici, satıcının TKHK anlamında satıcı ve satım konusu malın da TKHK anlamında mal olmasıdır. Biz bu çerçevede, öncelikle tüketici, satıcı – sağlayıcı ve mal ve hizmet arzını amaçlayan sözleşmeyi değerlendireceğiz.