• Sonuç bulunamadı

Anayasa Mahkemesi Kararının Beklenmesi

Belgede Bekletici sorun (sayfa 64-71)

B) Zorunlu Bekletici Sorun

I- Anayasa Mahkemesi Kararının Beklenmesi

Anayasa Mahkemesi’nin oluşumu ve görevleri, Anayasa’nın 146’ıncı maddesi ve devamı hükümlerinde düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Tüzüğü’nün Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetlemekle, Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından incelemekle görevlendirilmiştir. Bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin Anayasa’ya aykırılığı, iptal davası ve itiraz yolu olmak üzere iki şekilde ileri sürülebilir. Cumhurbaşkanı, iktidar ve ana muhalefet partisi Meclis grupları ile TBMM üye tam sayısının en az beşte biri tutarındaki üyeler tarafından kanun veya kanun hükmünde kararnamenin Anayasa’ya aykırılığı

133 Yargıtay 3. HD, 05.02.1979, 574/752 (YKD 1980/8 s. 1078). 134 Kuru, Usul, C. VI, s. 3282.

iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açılabilir (Anayasa m. 150). Bir mahkeme, bakmakta olduğu dava sırasında tarafların talebi doğrultusunda veya re’sen kanun veya kanun hükmünde kararnamenin Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia ederek Anayasa Mahkemesi’nde itiraz yoluna başvurabilir (Anayasa m. 152).

5982 sayılı Kanunla Anayasa’da yapılan değişiklik neticesinde henüz uygulamaya geçilmemekle birlikte, kişilerin Anayasa Mahkemesine bireysel olarak başvurmasına olanak tanınmıştır. Bu nedenle kanun ve kanun hükmünde kararnamelerin Anayasa’ya aykırılığının ileri sürülmesi hâlleri, iptal davası (soyut norm denetimi), itiraz yolu (somut norm denetimi) ve bireysel başvuru hakkı olmak üzere üçe çıkarılmıştır. 5982 sayılı Kanunla değişik Anayasa m. 148/III uyarınca bireysel başvuru yoluna tüm kanun yolları tüketildikten sonra başvurulabildiğinden ve ortada hâlihazırda görülmekte olan bir dava da bulunmadığından, bireysel başvurunun söz konusu olduğu hallerde, bekletici sorunun söz konusu olmayacağı söylenebilir.

Anayasa’ya aykırılığın ileri sürülmesinde itiraz yolu Anayasa'nın 152'inci maddesi ile düzenlenmiştir. İtiraz yoluna somut norm denetimi de denilmektedir. Buna göre somut norm denetimi “bir mahkemede görülmekte olan bir davanın karara bağlanmasının, o davada kullanılacak hukuk normunun anayasaya uygun olup olmamasına bağlı olması hâlinde yapılan denetim”135

şeklinde tanımlanmıştır. Somut norm denetiminin düzenlendiği Anayasa’nın 152’inci maddesi, somut norm denetiminin söz konusu olduğu hallerde Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararın bekletici sorun yapılması gerektiğini düzenlemiştir. Somut norm denetimine ve somut norm denetimi sırasında söz konusu olan bekletici soruna, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un (AMK) 40'ıncı ve 41/II’inci maddelerinde de yer verilmiştir. Somut norm denetiminin usulü ve görülmekte olan davaya etkisi tespit edilirken tüm bu hükümlerin bir arada değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anayasa m. 152'ye göre: “Bir davaya bakmakta olan mahkeme,

uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.

Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu iddia temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.

Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.

Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmi Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.”

AMK m. 40'a göre: “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri

sürülmesi

(1) Bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu davada uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa;

a) İptali istenen kuralların Anayasanın hangi maddelerine aykırı olduklarını açıklayan gerekçeli başvuru kararının aslını,

c) Dava dilekçesi, iddianame veya davayı açan belgeler ile dosyanın ilgili bölümlerinin onaylı örneklerini, dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine gönderir.

(2) Taraflarca ileri sürülen Anayasaya aykırılık iddiası davaya bakan mahkemece ciddi görülmezse bu konudaki talep, gerekçeleri de gösterilmek suretiyle reddedilir. Bu husus esas hükümle birlikte temyiz konusu yapılabilir.

(3) Genel Sekreterlik gelen evrakı kaleme havale eder ve keyfiyeti başvuran mahkemeye bir yazı ile bildirir.

(4) Evrakın kayda girişinden itibaren on gün içinde başvurunun yöntemine uygun olup olmadığı incelenir. Açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvuruları, Mahkeme tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedilir.

(5) Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse ilgili mahkeme davayı yürürlükteki hükümlere göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse mahkeme buna uymak zorundadır.”

AMK m. 41/II'ye göre: “İtiraz yoluna başvuran mahkemede

itiraz konusu kuralın uygulanacağı başka dava dosyalarının bulunması hâlinde, yapılmış olan itiraz başvurusu bu dosyalar için de bekletici mesele sayılır.”

Bu madde metinlerinden de anlaşılacağı üzere bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi kararını bekletici sorun yapabilmesinin bazı şartları vardır. Öncelikle ya

taraflardan birinin görülmekte olan dava sırasında uygulanacak hükmün Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia etmesi ya da mahkemenin re’sen uygulanacak hükmün Anayasa'ya aykırı olduğuna kanaat getirmesi gerekmektedir. Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülen kanun veya kanun hükmünde kararnamenin görülmekte olan davada uygulanacak olması şarttır. Bununla birlikte davayı görmekte olan mahkemenin Anayasa’ya aykırılık iddiasını ciddi görmesi gerekmektedir (AMK m. 40/I). Tüm bu şartların gerçekleşmesi hâlinde mahkeme, Anayasa’ya aykırılık iddiasını ciddi gördüğünü ve bekletici sorun yapma kararı aldığını açıklayarak dosyayı tüm ekleriyle birlikte Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na göndermelidir. İlk derece mahkemesi Anayasa'ya aykırılık iddiasını ciddi görmez ve kanun metnini Anayasa Mahkemesi önüne taşımazsa ilk derece mahkemesinin bu konuda vereceği ret kararı bir ara karar olduğundan hükümle birlikte temyiz edilebilir. Temyiz mercii Yargıtay, iddianın ciddi olduğu sonucuna ulaşırsa ve diğer şartlar da mevcutsa Anayasa’ya aykırılık iddiasını Anayasa Mahkemesi'ne taşır ve kendi vereceği karar açısından Anayasa Mahkemesi'nin kararını bekler136. Ancak asıl davayı görmekte olan ilk derece mahkemesi veya temyiz incelemesi yapmakta olan Yargıtay, Anayasa Mahkemesi kararını en fazla beş ay bekleyebilir (Anayasa m. 152/III c. 2; AMK m. 40/V). Dosyanın Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na noksansız olarak gelişinden itibaren beş ay içerisinde Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülen kanun açısından herhangi bir karar verilmemesi durumunda, mahkeme veya Yargıtay, bekleme kararını kaldırarak asıl davayı mevcut hükümlere göre çözmeye devam eder (Anayasa m. 152/III c. 2; AMK m. 40/V). Ancak mahkeme, verdiği karar kesinleşmeden Anayasa Mahkemesi tarafından bir karar verilirse bu karara uygun hüküm vermek zorundadır (Anayasa m. 152/III c. 3; AMK m. 40/V).

Anayasa Mahkemesi’ne başvuran mahkemede Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülen hükmün uygulanmasının söz konusu olduğu başka davalar bulunuyorsa bu davalar açısından da Anayasa Mahkemesi kararı bekletici sorun yapılır (AMK m. 41/II).

136 Kanadoğlu, O. K., Anayasa Mahkemesi, İstanbul 2004, s. 184; Özbudun, E., Türk Anayasa

Anayasa Mahkemesi kararının bekletici sorun yapılmasında kanun koyucunun da düzenlemediği ve tartışılmakta olan bazı hususlar bulunmaktadır. Anayasa m. 152/III’e göre Anayasa Mahkemesi, işin kendisine eksiksiz olarak gelmesinden itibaren beş ay içerisinde karar vermezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracaktır. Ancak Anayasa Mahkemesi kararı esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse mahkeme bu karara uymak zorunda kalacaktır. Kanun hükmünün üçüncü fıkrasında yer alan ikinci cümledeki “karar verilmezse” ve üçüncü cümledeki “karar … gelirse” ibarelerinden kararın hangi hâlinin anlaşılması gerektiği hususu açık değildir. Anayasa Mahkemesi’nin işin kendisine gelmesinden itibaren beş ay içerisinde kararını vermiş olması ancak gerekçeli kararını henüz Resmi Gazete’de yayımlamamış olması halinde bekletici sorun yapma kararı alan mahkemenin, Anayasa Mahkemesi kararını, görmekte olduğu dava dosyası açısından dikkate alıp alamayacağı hususu tartışmalıdır. Anayasa Mahkemesi kararlarının gerekçelerinin çok uzun sürelerde hazırlanması ve bu nedenle kararların gerekçeleriyle birlikte Resmi Gazete’de yayımlanmasının gecikmesi olağandır. Bununla birlikte Anayasa m. 153/III uyarınca istisnai hallerde, iptal kararlarının yürürlüğünün Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren bir yıla kadar ertelenebilme imkânı da bulunmaktadır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, mahkeme henüz yayımlanmamış bir Anayasa Mahkemesi kararını önündeki davaya uyguladığı takdirde, henüz yürürlüğe dahi girmemiş bir Anayasa Mahkemesi kararını esas almış olacaktır. Mahkemenin Anayasa Mahkemesinin kararını önündeki davaya uygulayabilmesi için kararın gerekçeli olarak Resmi Gazetede yayımlanmasını ve hatta yürürlüğe girmiş olmasını beklemesi gerekmektedir. Bu nedenle Anayasa m. 152/III c. 2’de yer alan “karar vermezse” ibaresinin yürürlüğe girmezse şeklinde, m. 152/III c. 3’de yer alan “karar … gelirse” ibaresinin ise yürürlüğe girerse şeklinde anlaşılması gerektiği düşünülmektedir137. Böylece Anayasa Mahkemesi kararını bekletici sorun yapan mahkemenin, işin Anayasa Mahkemesi’ne ulaşmasından itibaren beş ay içerisinde Anayasa Mahkemesi’nin kararı yürürlüğe girmezse görmekte olduğu davayı mevcut hükümlere göre sonuçlandırmalıdır. Mahkemenin verdiği karar kesinleşmeden

Anayasa Mahkemesi kararı yürürlüğe girerse mahkeme, Anayasa Mahkemesi kararına yine uymak zorundadır.

Anayasa Mahkemesi kararının bekletici sorun yapılmasında çözümlenmesi gereken diğer bir sorun da Anayasa’ya aykırılığı ileri süren mahkeme dışındaki mahkemelerin, Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülen kanun hükmünü önündeki uyuşmazlığa uygulaması gerektiği takdirde Anayasa Mahkemesi kararını bekletici sorun yapıp yapmayacağıdır. AMK m. 41/II’de Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunan mahkemede aynı hükmün uygulanacağı diğer dosyalar açısından da Anayasa Mahkemesi kararının bekletici sorun yapılacağı hükme bağlanmışsa da aynı hükmü uygulamakla karşı karşıya kalan diğer mahkemelerin bekletici sorun yapması gerektiğine ilişkin herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Anayasa’ya aykırılık iddiasının ciddi bir iddia olduğu ve Anayasa Mahkemesi’nin hükmün Anayasa’ya aykırı olduğuna karar vermesi neticesinde hükmün uygulanırlığının dahi ortadan kaldırılabileceği düşünüldüğünde, diğer mahkemelerin de Anayasa Mahkemesi kararını ihtiyari bekletici sorun yapmasının uygun olacağı görüşü ileri sürülmüştür138

. Diğer mahkemeler de Anayasa’ya aykırılığı ileri süren mahkeme açısından bekleme süresi sona erene kadar, yani Anayasa’ya aykırılık iddiasının Anayasa Mahkemesi’ne eksiksiz bir şekilde ulaşmasından itibaren en fazla beş ay kadar bir süreyle Anayasa Mahkemesi kararını ihtiyari olarak bekleyebilirler. Beş aylık süre sonunda Anayasa Mahkemesi henüz kararını vermemiş ve Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar henüz yürürlüğe girmemişse bekletici sorun yapma kararı veren mahkemenin, görmekte olduğu davayı mevcut hükümlere göre çözmesi gerekir139.

Anayasa Mahkemesi kararlarının bekletici sorun yapılması hususunda değinilmesi gereken diğer bir sorun da Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açılması halinde, iptali istenen hükmün yürürlüğe girmesinin ardından bu kısa süre içerisinde hükmü uygulama olanağı bulan mahkeme tarafından, Anayasa Mahkemesi kararının bekletici sorun yapılıp yapılmayacağıdır. Anayasa m. 151 uyarınca iptal davası açma

138 Sinan, s. 47-48. 139 Sinan, s. 48-49.

hakkı, kanun ve kanun hükmünde kararnamenin Resmi Gazete’de yayımı tarihinden itibaren 60 gün sonra düşer. Yayımı tarihinde yürürlüğe giren bir kanun veya kanun hükmünde kararname açısından yetkisi olan kişiler tarafından iptal davası açılmışsa ve bu sırada hukuk mahkemelerinden birinin bu madde hükmünü uygulama imkânı doğmuşsa hukuk mahkemesinin Anayasa Mahkemesi’nde görülen iptal davasını yine hükmün iptal edilebilmesi ihtimaline karşı bekletici sorun yapmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Ancak mahkeme Anayasa Mahkemesi kararını yine en fazla beş ay beklemelidir. İptal davasının Anayasa Mahkemesi’nde açılmasından itibaren beş ay içerisinde karar verilip bu karar yürürlüğe girmemişse mahkeme davayı mevcut hükümlere göre çözecektir.

Belgede Bekletici sorun (sayfa 64-71)