• Sonuç bulunamadı

1.2. Türkiye’de Madde Bağımlılığı Politikası ve Alanında Yürütülen Çalışmalar

1.2.2. Müdahale Çalışmaları

1.2.2.2. AMATEMLER

Türkiye’de madde bağımlılığı tedavisinin merkezini, Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezleri yani AMATEM’ler oluşturmaktadır. Kamu hastanelerinin genellikle psikiyatri servislerine bağlı olarak çalışan bu klinikler, alkol ve uyuşturucu madde tedavilerini yürütmektedir. Birçok uyuşturucu maddenin, detoksifikasyon sürecinde, yoksunluk belirtilerini azaltmak amacıyla verilen ilaçlar Türkiye’de AMATEM ruhsatına sahip klinikler tarafından yazılabilmektedir.

Kişinin tedaviye başvurusu ile müdahale süreci başlar.28866 sayılı Madde Bağımlılığı Tedavi merkezleri Yönetmeliği’nde belirtildiği üzere müracaatçı ile ilk görüşmeyi, sosyal hizmet uzmanı yapmaktadır. Müracaatçının, madde öyküsünün sağlıklı bir biçimde alınması, sorun ve ihtiyaçlarının saptanması, güçlü yönlerinin belirlenmesi, tedavinin ilerleyen süreçleri için önem arz etmektedir. Yapılan ilk görüşmenin ardından, kişi yatılı tedavi programına katılacak ise, detoksifikasyon süreci başlar. Bu süreç en basit tabiri ile kanın zehirli maddeden ayrılması sürecidir. Kişinin madde kullanmayı bırakması ile birlikte, görülmeye başlanan fiziksel ve psikolojik değişimlere yoksunluk belirtileri denmektedir. Müracaatçıya bu dönemde gerekli farmakolojik destek sağlanarak, yoksunluk belirtileri minimuma indirgenir. Özellikle opiyat türü uyuşturucu maddelerin, yoksunluk dönemleri sancılı geçmektedir. Bu süreçte kişinin tedaviyi bırakmaması için gerekli ilaç desteğinin sağlanması son derece önemlidir. Detoksifikasyon süreci hastanelerde ortalama yedi gün sürmektedir. Kişinin madde öyküsü bu nokta da belirleyici olmaktadır. Bağımlılığın şiddetine göre detoksifikasyon süreci

22

uzayabilmektedir. Yedi günlük detoksifikasyon sürecinin ardından, kişi psikososyal destek programlarına alınmaktadır. Tedavi ekibinde yer alan, sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar tarafından, bireysel görüşmeler ve grup terapileri düzenlenmektedir. Rehabilitasyon döneminde hastaya taburculuk sonrası için disiplinler arası destek sağlanır. Kişinin tedavi sonrası istihdam, barınma vb. ihtiyaçları için çalışmalar sürdürülür. Taburculuk sonrası müracaatçının destek sistemleri, kişiyi güçlendirmek suretiyle harekete geçirilir. Bu süreç tedavi ekibinin insiyatifinde olmak üzere uzayabilmek ile beraber ortalama 21 gün sonunda hastaların çoğu taburcu edilmektedir. Özellikle psikososyal müdahale süreci kişinin taburculuk sonrası, korunaksız ortamda madde kullanmama davranışını sürdürmesini sağlamak adına çok önemlidir. AMATEM’den taburcu olan kişilerin, ilaç desteği yine kurum tarafından sürdürülmek suretiyle kişinin takibi yapılmaktır. Kişinin taburculuğun ardından, ayaktan tedavisine devam etmesi, temiz kalma süresine katkıda bulunmaktadır.

Türkiye’de her yıl, artmakla birlikte binlerce kişi madde kullanımı ve ilişkili bozukluklarının tedavisi için çeşitli merkezlere başvurmaktadır. Bunun yanı sıra mahkemeler yoluyla çok sayıda kişi gönderilmektedir ve bu sayı her geçen gün artmaktadır (Karataşoğlu2009).

Tablo 4:Ayaktan ve Yatılı Tedavi Merkezi Sayıları ve Yatak Kapasiteleri

Yıl Ayaktan Tedavi Merkezleri Yatılı Tedavi Merkezi Sayısı ve Yatak Kapasitesi

AMATEM ÇEMATEM AMATEM Yatak

Kapasitesi ÇEMATEM Yatak Kapasitesi 2014 2 1 24 664 3 48 2015 9 5 28 719 4 64 2016 33 10 35 877 5 80 2017 40 10 37 914 7 105 Kaynak:(http://www.thsk.gov.tr/dosya/dokumanlar/tutun/20142017_UYUSTURUCU_ILE_ MUCADELE_FAALIYET_RAPORU.pdf)

Günümüzde ise AMATEM’e yapılan başvuruların çok olması sebebiyle Birçok kamu hastanesine bağlı AMATEM Kliniğinde sıra uygulamasına geçilmiştir. AMATEM’lerin açıldığı tarihten bu yana madde bağımlılığı tedavisine başvuran kişi sayısında gözle görülür bir artış mevcuttur. Madde bağımlılığı, günümüzde zamanla ciddiyeti ve boyutu artan bir sosyal sorun olarak görülmektedir. Bu nedenle AMATEM kliniklerinde çalışan sosyal hizmet

23

uzmanlarının gerçekleştirdikleri mesleki uygulamaların daha etkili olması bir gereklilik durumundadır(Erükçü 2016).

AMATEM’lerde tıbbi tedavi ve psikososyal destek olmak üzere iki temel odakta hizmet sunulmaktadır.

1.2.2.2.1. Tıbbi Tedavi

Madde bağımlılığında tıbbi tedavi süreci, detoksifikasyon ile başlar. Terim olarak, maddeyi (toksin) vücuttan uzaklaştırma girişimine detoksifikasyon adı verilmektedir. Detoksifikasyon işlemi madde bağımlılığı tedavisine başvuran herkese uygulanmak durumunda değildir. Tedaviye başlamadan günler veya haftalar önce madde kullanımını kesen kişiler direk olarak tıbbi (ilaç destekli) tedaviye alınabilmektedir. Bu süreçte sağlanan ilaç desteği ile kişinin yoksunluk krizlerinin önüne geçilmeye çalışılır. Fakat tıbbi tedavi detoksifikasyondan ibaret değildir.

Kişinin rehabilitasyon sürecinde ve taburculuk sonrası süreçte de tedavi ekibinin uygun gördüğü takdirde tıbbi tedavi devam etmektedir.

İlaç destekli tedavi, tıbbi tedavinin bir parçasıdır. Özellikle ayaktan tedavilerde olumlu sonuçlar alınan tedavi yöntemidir.

İlaçla tedavi yönteminde üç temel yaklaşım bulunmaktadır;

Antagonizm: Bu yöntemde, kötüye kullanılan maddenin etkilerini bloke etmek üzere, maddenin “antagonisti” verilir. Maddenin beyinde bağlandığı reseptöre maddeden önce bağlanarak bu işlemi gerçekleştirir.

Yerine Koyma (Substitution): Madde ile benzer etki gösteren bir ilacın, uzman denetiminde kullanılmasıdır. Nikotin yerine koyma tedavisi (nikotin bantları, sakızı vb.) Ancak, bu tedavi yönteminde hedef alınan esas grup genellikle opiyat bağımlılarıdır. Opiyat yerine koyma tedavisinde en çok tercih edilen ilaçlar, “metadon” ve “buprenorfin” dir. Son yıllarda, metadonun olumsuz etkileri nedeniyle, buprenorfin üzerinde daha çok durulmaktadır.

Antabuse tedavisi: İlacın etki mekanizması, bireyin alkol aldığında rahatsızlanmasına neden olarak, alkol almamaya zorlamaktadır. Ağırlıklı olarak alkol bağımlılarının tedavisinde kullanılmaktadır (Ray ve Ksir, 1996).

1.2.2.2.2. Psikososyal Tedavi ve Sosyal Rehabilitasyon

Detoksifikasyon tedavisinin tamamlanması ile birlikte özellikle fiziksel yoksunluk belirtileri büyük ölçüde azalır. Kişi, madde kullanım öyküsü ve içinde bulundukları koşullar

24

değerlendirilerek bireysel ya da grup tedavi programlarına katılmaktadır. Psikososyal destek programlarının asıl amacı bireyin madde kullanım zamanlarından kalan tutum ve davranışlarının değiştirmesini sağlamaktır. Kişinin kendisini tanıması, asıl amaçtır. Bireyin kendini tanıması, güçlerini ve zayıf yönlerini keşfetmesi yolu ile madde kullanmaya başlama nedenlerinin kökenlerini fark edebilmektedir. Bu faktörler, klinikte ve sosyal hayatta devam eden süreçte ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Bireyin yeniden madde kullanmaya başlamasını engellemek amacıyla gerekli bilinçlendirme ve taburculuk sonrası için hazırlıkta bu programlarda gerçekleştirilmektedir. Özetle, bu programlar ayaktan ya da yatarak madde bağımlılığı tedavisi almış bireylerin ayık kalabilmesi için kendini ve yaşam biçimini değiştirmesini ve hastalığın relaps risklerinin üstesinde gelebilmeleri için stratejiler geliştirmesini sağlamaktadır(Ertoğlu 2013).

AMATEM kliniklerine gelen yoğun yatılı tedavi talebi nedeniyle, hastaların taburculuk süreleri olabildiğince kısa tutulmaktadır. Detoksifikasyon süreci kamu hastanelerinde ortalama yedi gün sürmektedir. Kronik madde kullanımı olan bireylerde bu süreç uzayabilmektedir. Detoksifikasyon sürecinin ardından kişi 10 ila 15 gün arasında değişen bir programa dâhil olmaktadır. Bu süre terapi süreci açısından değerlendirildiğinde çok yetersizdir. Bu sebeple psikoterapi süreçlerinde kullanılan teknikler yerine kısa sürede davranış değişikliğini sağlayabilecek teknikler alana daha elverişli görülmektedir(Ögel 2010). Sosyal rehabilitasyon, özellikle kişinin korunaklı ortamdan taburcu olduktan sonrasını ele alır. Kişiye iş ve meslek kazandırılması, kendisinin madde kullanmadan uzak tutacak çevre alışkanlıklar edinmesi sağlanır. Yatarak tedavide tedavinin ilk günleri klinikte geçmektedir. Fakat tedavinin hasta açısından zor kısmı dışarıda başlar. Bu sebeple hastayı bu sürece hazırlamak, sosyal çevresi ve etkenler içinde değerlendirmek gerektirmedir. Bu yönü ile değerlendirildiğinde özellikle sosyal rehabilitasyon süreci, sosyal hizmet disiplini ile paralellik göstermektedir.