• Sonuç bulunamadı

Şimdi biraz önce Gürkan Hoca’nın söylediği önemliydi tekrar o konuya dönmek iste- mezdim ama şimdi bu çocuğun üstün yararı meselesinin hakikaten her yerde nesnel olarak aynı şekilde anlaşılabileceği kanaatinde değilim. Bunun bir örneğini vermek iste- rim interseks çocuklar üzerinden. Şimdi interseks çocukların ailelerinin ve hekimlerinin onların bedenlerine yönelik müdahaleleri acaba kültürel veya işte toplumsal cinsiyetçi ya da hani normatif münazaralarla mı ilgilidir yoksa acaba hakikaten çocuğun sağlığı ile

mi ilgilidir? Mesela bir interseks çocuğun hayatı boyunca kortizon kullanmak zorunda kalması acaba çocuğun üstün yararı ile ilgili bir şey midir onun bedenine bu derece müdahale etme. O nedenle hani mesela tıbbi ya da sağlığı ele alırken yeri geldiğinde bunun aynı zamanda onun ne tür bilgiler içerdiğini ne tür iktidar ilişkiler içerdiğini de düşünmek gerekir. O nedenle çocuğun üstün yararı ve benzeri kavramlar da değer yüklü kavramlardır zannımca.

Prof. Dr. Müjgan Alikaşifoğlu

Şimdi tabi çok farklı bir konu oldu hani çok uzmanlık alanımızda değil ama interseks konusunda yapılacak müdahalelerin giderek ileri yaşlara kaydırılması hatta bir kısmının 18 yaşına ermesinin düşünülmesi de tam da bu tartışma konusu ile ilgili bir şey. Daha erken dönemde karar verdinizde çocuğun hiçbir katılımı olmadan gereken müdahaleleri yapıyorsunuz ve onu mahkûm ediyorsunuz. Bu bir heyet tarafından verilse dahi ailenin tercihine çok bırakılmaz sonuçta bu bir heyettir çocuğun hangi yönde yetiştirileceği ya da geliştireceğine karar vermek ama o karar mümkün olduğunca ileri yaşlara erteleniyor ki çocuğun katılımı da kendi arzusu ve isteği de yer alabilsin diye.

Yrd. Doç. Dr. Sebla Gökçe

Burada bir şey eklemek istiyorum. Buradaki kararda aslında çocuğun evet bireysel öz- gürlükleri var bu bir seçim olarak değerlendirirsek cinsiyet ya da karşı cinse olan ilgiyi. Evet, orada özgürlük devreye giriyor ama bunu biyolojik bir tarafı varsa bu çocuğu bu toplumda bu önyargı ile yaşamaya mahkûm etmek hani orada onu önleyebileceksek o noktada müdahale etmemek çocuğun yararına mı? Ailenin yarına mı? Bu çok fazla mul- ti-faktöriyel bir durum ve çok farklı bir konu. Burada her zaman bütün kararlar evet çocuğun yüksek yararı hangisi bu biraz hekimin kişisel görüşlerine de giriyor. Ailenin toplumun kültürel açıdan ve hepsini beraberce değerlendirilip karar verilmesi gerekiyor hani daha tıbbi konularda öyle ama ruh sağlığı da sağlık alanı ve orada mesela bir sün- net olayına burada girebiliriz, bu nerede çocuğa sorulmalı? Ama bu toplumda bu kadar yüzde 99 oranı da %100 yakın bir oranında sünnet varsa çocuğu sünnet ettirmek kişisel özgürlük adına burada çocuğa yarar mı sağlıyor, zarar mı veriyor? Bunlar hep tartışılan konular ve bu tartışmanın bitmesi çok mümkün görünmüyor aslında.

Prof. Dr. Müjgan Alikaşifoğlu

Yani eninde sonunda çocuğun yüksek yararına karar verilmeye çalışılıyor aslında o ilke- den vazgeçmiyoruz. Anlaşmamız gereken o herhalde.

Dr. Av. Yakup Gökhan Doğramacı

Hekim hukuku ve sağlık hukuku bilimi uzmanıyım. İzmir’den geliyorum. Şimdi bir katkı yapmak istedim gerçekten belki en başta söylenecek şeylerden birisiydi ama şimdi fırsatı oldu. Öncelikle reşit, 18 yaş, ergin, bunlar hep hukuki kavramlar tamamen tıbbi kavram- lar değil. Hukuk bunu zaten hukuki işlemler açısından bu şekilde değerlendiriyor hak ehliyeti, fiil ehliyeti açısından, özellikle fiili ehliyeti açısından vesaire. Tamamen tıbbi

kavramlar değil hatta hukuk doktrini hocam da söyledi zaten ayırt etme gücünü esas alıyor tıbbi müdahale rıza konusunda diyor ki hukuk doktrini kişinin, çocuğun ayırt etme gücü varsa benim için yeterlidir diyor hukuk doktrini. Aynı şekilde yargı da yaşa bakmaksızın ayırt etme gücü yeterli ise benim için sorun yok diyor. Ama bu nasıl bir ironiyse tıp bilimi bu hukuk terminolojisi ne bakarak o kadar benimsemiş ki sanki tıbbın bir terminolojisiymiş, tıbbın bir deyimi haline getiriyor bunu ve hukukçular karşı olma- sına rağmen tıpçılar, biz hekimler bunu sanki 18 yaş sınırı deyip kesip atıyoruz. Kesip atma eğilimi içerisindeyiz ne yazık ki diyorum aslında 18 yaş tıbbi bir sınır mı hocam siz söyleyin? 18 yaşta tıbbi bir sınır mıdır?

Yrd. Doç. Dr. Sebla Gökçe

Şimdi burada karar verme yetişmesinden bahsedilebilir. Evet çok bireysel farklılıkları var. İşte ergenlik dönemi 11 yaşında da başlayabiliyor, bazen 10 yaşında 13 yaşında da başlayabiliyor. Ergenlik döneminde beynin ön bölgesinin karar verme mekanizmala- rından sorumlu frontal lobun prefrontal kortexin gelişiminin en yoğun olduğu dönem ergenlik dönemi ama bu dönemin de zaten kaç yaşında bittiği ile ilgili bir veri yok. İşte 24’lere kadar uzadığını söyleyen veriler var. İşte burada yine kişisel olarak değerlendir- mek ama bir karar vermek adına bir bütünsel bakış açısı gerekiyor. Bu çocukta ergenlik öncesinde hiç mümkün değil ergenlikte de bu kadar risk alıcı meyil varken bu kadar he- yecan yenilik arayışı varken yine orada bir karar vermenin ergene bırakılması da sağlıklı değil. Ama bu süreç ne zaman bitiyor, net bir çizginiz yok maalesef. Bunu da belki hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

Dr. Av. Yakup Gökhan Doğramacı

Zaten hukuk böyle net bir sınır olmasına da karşı. Bunu zaten tasvip etmiyor hukuken en baştan. Zaten ayırt etme gücü somut olaylara göre belirlenir diyor. Yani belli bir yaş sınırı öngörmüyor. Hatta benim de kabul ettiğim görüşe göre hukuk öğretisindeki yargıçlar da dahil buna. 15’i yaş ayırt etme gücü için önemli olarak kabul ediyor. 15 yaşını doldur- duysa kişi tıbbi o müdahaleye kendi başına rıza gösterebilir deniyor. Bu kabul edilmiş bir şey ama biz hekimler ne yazık ki hukukun bu tanımlanmasına hayır bizim için 18 yaş. Neye göre 18 yaş? Fiili ehliyeti açısından. Fiili ehliyetinin tıbbi açıdan girişimlerle hiçbir ilişkisi yok ki, bağlantısı yok. Ha bu bir husus. Aşı konusunda aslında Anayasa Mahkemesi teknik açıdan doğru bir karar verdi, buna katılıyorum Gürkan Hocanın da işaret ettiği gibi. Ama dip noktalarında olması gerekenin ne olduğuna dair de ipuçlarını verdi. Anlayana dedi. Ha teknik açıdan doğru muydu bu Anayasa Mahkemesi’nin kara- rı? Ne yazık ki diyorum doğru. Ama uygulanması gereken yolu da söylüyorum biz İzmir Tabip Odası olarak aşı kararı ile ilgili bir panel de düzenledik bir kitapçık da çıkardık. Çünkü bir yasal düzenleme yapıldı yapılacak neyse. Bu konu da yasal düzenleme yapıl- sa da Anayasa Mahkemesi’nin önüne gidecek. Esas orada işte Anayasa Mahkemesi ne diyecek? Tabii bizim çalışmamız buna yönelikti en azından bu konuyu Anayasa Mahke- mesine tekrar gittiğinde proaktif bir politikayla ne yapılması gerektiğini tırnak içerisinde biz söylemeye çalışıyoruz. Etkilerimizle, çalışmamızda. Teşekkür ederim. Dediğim gibi

aslında çocuğum 15 yaşını ya da ayırt etme gücünü, 15 yaşını da geçtim ayırt etme gü- cünü kabul ederse tıp bilimi de bundan sonra zaten bu tarz etik problemleri dahi gerek kalmayacak. Zaten etik problemleri baktığımızda hekim ve çocuklar arasında bir araya veli vasi giriyor. Veli vasiyi zaten dışarıda bıraktığımızda zaten yeni etik problemleri tar- tışmayacağız bu oturum bile anlamsız kalıyor.

Prof. Dr. Müjgan Alikaşifoğlu

BİLDİRİLER (II)

Oturum Başkanı: Dr. Ümit Şen

İstanbul Tabip Odası

Etik Açıdan Kişisel Sağlık Verileri Ve Korunması Gamze Şenyürek

Acıbadem Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Biyoetik Tezli Yüksek Lisans Programı Öğrencisi

Yatan Hastaların Kişisel Ve Hastalık Bilgilerinin Gizliliği Hakkındaki Görüşlerinin Değerlendirilmesi Yrd. Doç. Dr. Leman Kutlu / Haliç Ünv. Sağlık Bilimleri Yüksekokulu

Uzm. Dilek Baykal / Haliç Ünv. Sağlık Bilimleri Yüksekokulu

Uzm. Hülya Urfa / Haliç Ünv. Sağlık Bilimleri Yüksekokulu

Yrd. Doç. Dr. Gülbahar Keskin / Haliç Ünv. Sağlık Bilimleri Yüksekokulu

Uzm. Yasemin Güçlüel / İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fak.

Bilgisayar Mühendisliği Öğrencileri Perspektifinde Kişisel Sağlık Verilerinin Değerlendirilmesi

Esra Sevimli / Marmara Ünv. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sağlık Yönetimi AD Yüksek Lisans Öğrencisi

Elif Naz Altıngöz / Marmara Ünv. Sağlık Bilimleri Fak. Sağlık Yönetimi Bölümü Lisans Öğrencisi

Melek Sarsılmaz / Marmara Ünv. Sağlık Bilimleri Fak. Sağlık Yönetimi Bölümü Lisans Öğrencisi

Yrd. Doç. Dr. Nur Şişman Kitapçı, Dr. Okan Cem Kitapçı, Prof. Dr. Gonca Mumcu

Marmara Ünv. Sağlık Bilimleri Fak. Sağlık Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi

Yrd. Doç. Dr. Leyla Köksal

Bu oturumumuz sözel bildirilerden oluşuyor. Çok değerli üç genç arkadaşımız sunumla- rını gerçekleştirecekler. Birinci konuşma etik açıdan kişisel sağlık verileri ve korunması konusunda. Bu önceki oturumlarda da sık sık dile getirildiği gibi hasta mahremiyetinin korunması, kişisel sağlık verilerinin korunması veya bunların nasıl kullanılacağı konu- sunda etik giderek önem kazanmakta, bu açıdan önemli. İkinci konuşma yatan hasta- ların kişisel ve hastalık bilgilerinin gizliliği hakkındaki görüşlerinin değerlendirilmesi. Bu çalışmada da aslında hani hassas veriler olarak kabul ettiğimiz hassas verilerin daha hassas kısmı. Yani en çok en mağdur olacak hasta popülasyonunun bu konudaki du- rumunun değerlendirmesi. Üçüncü konuşmada da bilgisayar mühendisliği öğrencileri perspektifinde kişisel sağlık verilerinin değerlendirilmesi konusu. Bu çalışma da gerek işte bilişim gerekse sağlık alanında çalışacak olan gençlerin eğitimleri sırasında bu konu- daki görüşlerinin değerlendirilmesi açısından önem taşıyor. Konuşmasını yapmak üzere Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Biyoetik Tezli Yüksek Lisans Programı öğrencisi sayın Gamze Şenyürek’i davet ediyorum.

Dr. Ümit Şen

Oturum Başkanı