• Sonuç bulunamadı

Ana akım medyanın ‘tek fikirleştirme çabası, küresel medya içeriklerinin sermayenin taleplerine uygun bir biçimde sunulması, bu içeriklerin toplum nezdinde meşrulaştırılmaya çalışılması ve böylelikle neoliberal düzenin sürdürülmeye çalışılması alternatif medyaların ortaya çıkma nedenleri olarak işaret edilmektedir (Köse, 2007: 235). Özer (2012: 10) de benzer bir şekilde devlet ve sermayenin kontrolündeki ana akım medyanın, sıradan vatandaşlara kısıtlamalar getirmesinin ve vatandaşların bu medyanın haber kaynaklarından doğru bilgiye ulaşamamalarının sonucunda kendi seslerini duyurabilecekleri medyalara ihtiyaç duyduklarını belirtmiştir. Bu bağlamda alternatif medyaların, ana akım medyanın ‘yetersizliklerine ve eksikliklerine bir tepki niteliğinde’ çıktığını ifade etmiştir.

Alternatif medyanın farklı perspektifler üzerinden farklı kavramlarla tanımlandığı görülmüştür. John Downing (2001) ‘radikal medya’ ve ‘toplumsal hareket medyası’, Olga Bailey, Bart Cammaerts ve Nico Carpentier (2008) “alternatif medya’; Clemencia Rodriguez (Boler, 2008) ‘yurttaş medyası’; Noam Chomsky ve Edward Herman (2006) ‘bağımsız medya’, Mitzi Waltz (2005) “aktivist medya”, Chris Atton “alternatif medya”yı (2002) kullanmayı tercih etmiştir.

Alternatif medayaya getirilen bu farklı tanımlamalar alternatif medyanın bazı ortak özelliklerine yapılan vurgu temelinde üç gruba ayrılabilir. Bunlardan ilkinde temel vurgu alternatif medya ile ana akım medya arasındaki karşıtlığa odaklanmıştır. Bu yaklaşım çerçevesinde Yanıkkaya (2014b: 49), alternatif medyanın ‘baskın olanın düşüncelerini ve fikirlerini kendi bakışından, kendi sesinden yayma temeliyle hareket eden, ana akım medyanın dışında kalan; dışarıda bıraktıklarının, süzgeçten geçirip elediklerinin ve uygun görmediklerinin medyası olduğunu belirtmektedir. Alternatif medyanın anaakım medyayla olan karşıtlığını daha kapsamlı ele alan İnceoğlu’na (2011) göre alternatif medya, ‘anaakım medyaya muhalif, radikal, anarşist, anti-otoriter, anti- hiyerarşik, kâr amacı gütmeyen ve anaakım medyada göremediğimiz haberlerin görüldüğü, temsil edildiği bir mecradır. ‘Ekolojist Hareketler, Eşcinsel Hareketler, Anarşist Hareketler, Feminist Hareketleri’n

alternatif medyalara örnek gösterilebileceğini belirterek "Bir başka dünya mümkün" sloganı ile alternatif medyanın temelinin oluşturulduğuna dikkat çekmektedir. Çünkü alternatif medya, ana akım medyanın dayattığı, çarpık, eksik, haberler karşısında ötekilerin sesi olmaya çalışmaktadır.

İkinci grupta yer alan tanımlamaların ortak noktasını ise alternatif medyanın hegemonya mücadelesindeki rolü oluşturmaktadır. Bu kapsamda Downing (2001: 14-15) radikal medya kavramını, Gramsci’nin “karşı hegemonya” kavramı üzerinden tanımlamaktadır. Bu bağlamda, radikal medyanın rolü, ana akımdaki yalanlara karşı gerçekleri anlatmak, sessizliği bozmaya çalışmaktır.

Üçüncü grupta yer alan tanımlarda ise alternatif medya, demokrasi ve katılımcılık, çoğulculuk gibi ilişkili kavramları bağlamında tanımlanmıştır. Örneğin Sullivan, alternatif medyayı, demokratik, paylaşımcı üretim ve yeni içeriklerin keşfi olarak tanımlarken kurumsal politikaları reddeden eleştirel yapıya sahip olduğunu vurgulamaktadır. Traber’de benzer düşünce ile eşit, sosyal ve kültürel değişime aracılık eden alternatif medyayı ‘taraftar ve taban medyası’ olarak nitelendirirken taraftar medyasının alternatif sosyal aktörler tarafından ana akımdan farklı konuları işlediğini, taban medyasının ise sıradan insanların katılımıyla kendi haberlerini oluşturan bir medya olduğuna dikkat çekmektedir. Dargon’da (2004) gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki iletişim eşitsizliklerine istinaden alternatif medyayı üçüncü bir medya olarak konumlandırarak üçüncü medyanın politik partilerle ilişkili olmadığını ancak toplumsal hareketlerle organik bir ilişkisi olduğunu savunmaktadır (Sullivan, Traber ve Dargon’dan akt. Atton, 2002: 10-14). Törenli’ye (2011: 190-191) göre ise alternatif medya, ‘İnternet’in sunduğu olanakları kullanarak yeni ve çok kişiye yönelik demokratik bir iletişim modelidir. Bu medya, insan öğesini dışlayan, kimliksizleştirici kültürel ve toplumsal koşulların geri dönülemez bir biçimde kök salmasını önlemek için tekelleşmiş haber ve eğlence içerikleri pazarının karşısına yeni bir anlayışla’ çıkabilen bir medyadır (Törenli, 2005: 226).

Clemencia Rodriguez (Ceyhan, 2008: 73) spesifik medya türlerinin sadece ana akım medya ile ilişkili olarak değil, amaçları, etkileri ve süreçleri çerçevesinde tanımlanması gerektiğini ileri sürerek ‘yurttaş medyası’ kavramını öne sürmüştür. ‘Yurttaş medyası’ kavramının, açık erişim ve gönüllülük ile nitelendirilen üretim yollarını, toplumsal değişiklik içeren amaçları ve kar amacı gütmeyen bir eğilimi kapsayan medyayı tanımlamada daha uygun bir terim olduğunu savunmaktadır. Bu tür medya ürünlerinin ise hangi tanımla olursa olsun, hem alternatif hem aktivist olacağını belirtmektedir. Çünkü yurttaş medyasının ilk olarak kurumsallaşmış medya ortamının dönüşümü için aktif bir düzeltme isteğiyle kollektivite tarafından harekete geçirildiğini, ikinci olarak sosyal kodlara, meşru kimliklere,

kurumsallaşmış sosyal ilişkilere karşı koyduğunu, üçüncü olarak bu iletişim pratiklerinin topluluğun yetkilendirilmesini içerdiğini ve bu noktanın dönüşümü ve değişimi yarattığını” ifade eden bir kavram olduğunu ileri sürmüştür.

Alankuş (Özer, 2012: 10-11), alternatif medyayı ‘başka medya’ olarak kavramsallaştırmıştır. Başka medyanın sadece ana akımın karşısında yer alan medya olarak ifade edilemeyeceğine dikkat çekerek bu medyaların çeşitlilikler üzerinden de kurulabildiğini belirtmiştir. Bu nedenle kavramın daha esnek yaklaşımlarla tanımlanması gerektiğini ileri sürerek alternatif medyayı, yurttaş gazeteciliği, barış gazeteciliği ve hak odaklı habercilik olarak ayrı ayrı değerlendirmiştir (Bilik Yıldırım, 2012: 65). Atabek (2015) benzer bir şekilde egemen ve alternatif medya kavramlarının siyasi bir anlam içerdiğini, hem ana akım medyanın hem de alternatif medyanın birden çok odağının olması gerektiğinin altını çizerek bu odaklar arasındaki geçişlerin varlığının önemli olduğuna dikkat çekmiştir. Çünkü Atabek’e (2015) göre alternatif medyalar, siyasal anlamda literatürde ‘extra politik’ bağlamda kullanılarak birbirine karşıt konumda olan medya kurum ve içeriklerinin tek bir kavram (alternatif) içerisinde eritilmesidir.

Alternatif medya, farklı kavramlarla dile getirilip farklı boyutlarıyla ele alınsa da genel olarak bakıldığında yapılan değerlendirmeler bazı ortak noktalarda kesişmektedir; örgütlenme yapıları, ekonomik yapıları ve içerik. Ana akım medyanın hiyerarşik ve dikey örgütlenme yapısına karşı alternatif medyalar, kolektif üretimi temel alarak yatay bir örgütlenme yapısına sahiptir. Katılımcılığa ve demokratik ilişkilere açık bir biçimde muhalefet etmektedir. Çünkü sosyal değişimden yana ve ezilen grupların sesi olarak bu medya, alternatif bir kamusal alan oluşturmaktadır. Dolayısıyla alternatif medya, ‘yeni toplumsal hareketler, radikal demokrasi, hegemonya, sivil toplum kavramlarıyla’ bütünleştirilmektedir (akt: Ceyhan, 2008: 75).