• Sonuç bulunamadı

Alternatif medya, egemen ideolojiye karşı kendini konumlandırarak yurttaşlara, kendi seslerini duyurabildikleri ve muhalefet edebildikleri bir iletişim ortamı sunmaktadır. Bu bağlamda alternatif medya, sermayenin gücü karşısında başka bir dünyanın mümkün olduğunu düşünen ezilen sınıfların ve grupların ideolojilerini temel alarak kar amacı gütmeyen, toplumsal hareketlerin medyası olarak ifade edilmektedir (Çoban, 2014b: 169). Benzer bir şekilde Williams (Hamilton, 2000: 362), alternatif medyanın, baskın olana karşı ve ondan farklı bir toplumsal düzenin dile getirilmesini mümkün kılacak olan alternatif iletişime olanak sağladığını belirtmiştir. Ancak bu medyaların, alternatif medya olarak değerlendirilebilmeleri için ise kendi iç dinamikleri ekseninde belirli özelliklere sahip

olmaları gerektiği belirtilmektedir. Yaygın görüş ise alternatif medyanın, ana akım medyadan ekonomik ve ideolojik anlamda farklılaşmasıdır.

Downing’e (2001: 16) göre “Radikal medyanın görevi, sadece halkın reddettiği gerçekleri sunmak değil, hegemonik perpektifi sorgulayarak geliştirecek yeni yollar keşfetmek ve yapısal değişim için halkın güven duygusunu arttırmaktır. Dolayısıyla alternatif medya, toplumdaki muhalif grupların siyasi bilinçlerini şekillendirmede önemli bir rol oynamaktadır (Atton, 2008: 217). Downing (2001), radikal medya olarak kavramsallaştırdığı alternatif medyanın on özelliğinden bahsetmektedir:

 “Birincisinde alternatif medyadan basitçe söz etmenin neredeyse tezat bir şey olduğunu düşünür. Zira her şey bir noktada başka bir şeyin alternatifidir. Bir ölçüye kadar ‘radikal’ kavramının sınırlarının belirlenmesi alternatif medya kavramını sağlamlaştırmaya/kesinleştirmeye yardımcı olur.

 İkincisi, radikal medya, gözlemcinin ya da aktivistin bakış açısına bağlı olarak yapıcı güçlerin yanı sıra radikal negatif güçleri de temsil edebilir. Köktenci, ırkçı ya da faşist medya toplumu geri götürür ama bu medyalar da ana akımın dışında kadığı için radikaldir.

 Üçüncüsü, bazı durumlarda radikal medya, etnik azınlık medyasını da içerebilir. Hatta bazı durumlarda dini medyayı da içerebilir. Ama eşit ölçüde radikal kavramı her zaman bu medyaları tanımlayan uygun bir kavram olmayabilir. Bağlam ve sonuçlar, neyin radikal alternatif medya olarak tanımlanıp tanımlanamayacağına dair birincil rehberlerimiz olmalı. Radikal alternatif medya aktivistlerinin kullandığı her teknoloji, bugün de geçmişte de daha çok ana akım amaçlar için kullanılmıştır. Bu nedenle radikal medya ve ana akım arasında sınırları belirlemek zordur.

 Dördüncüsü olarak radikal medyanın ifade gücünün etkililiği bir yana dursun- radikal medya, radikalliğin derinliklerinde bir karmaşıklıktan muzdariptir. Örneğin; Amerika’da kadınlara oy hakkı için yayınlar yapan muhalif basındaki karikatürler eninde sonunda ataerkil stereotipleri yeniden üreten yayınlardır. Zira bu karikatürlerde çoğunlukla kaçınılmaz olarak erdemli, çoğu zaman kurban olarak, çok nadiren ortorite figürleri olarak gösterilirler. Otorite figürleri olarak gösterildiğinde beyaz ve eğitimli kadın olarak gösterilirirler.

 Beşincisi, sistematik baskı ve sansür nedeniyle, özellikle otoriteryen ve militarist rejimlerde medyalar yeraltına inmeye zorlanmışlardır.

 Altıncı olarak, radikal alternatif medya aktivistleri çok çeşitli ortamlarda bulunabilir. Radikal medyaların finansal açıdan genellikle tatmin edici olmaması

nedeniyle aktivistler yaşamlarını sürdürebilmek için ana akım medyada da çalışabilirler ve bu medyada radikal üretimler sunabilirler.

 Yedincisi bütün radikal alternatif medyanın ortak tek bir özelliği vardır, o da birilerinin kurallarını yıkıyor olmalarıdır. Fakat nadiren bunların hepsi her açıdan kuralları yıkar.

 Sekizincisi radikal medya, genellikle küçük ölçekli, fon desteği olmayan, finansal desteği az, bazen geniş ölçüde gözardı edilen kamunun öfkesine, korkusuna ya da aşağılamalarının hedefinde olan medyalardır. Bazen kısa ömürlü hatta epifenomenaldir bazen de onyıllar boyunca varlık gösterebilirler. Bazen kendine hayran bırakan bazen ise sıkıcı ve jargon yüklüdürler.

 Dokuzuncusuna göre radikal alternatif medya genellikle iki ağır basan amaca hizmet eder. (a) madun kesimlerin muhalefetini dikey olarak doğrudan iktidar yapısına ve iktidarın uygulamalarına yöneltmelerine (b) politikalara ya da iktidar yapısının devamlılığına karşı dayanışma ve örgütlenmenin yatay olarak oluşturulmasına. Ama bu ister dikey olsun ister yatay olsun bu amaçlar iç içedir.

 Onuncu olarak radikal medyanın iç örgütlenmeleri konvansiyonel ana akım medyadan çok daha demokratik, eğilimler gösterirler.” (Downing, 2001: ix-xi).

Tim O’Sullivan, ‘alternatif’ olabilmek için, bir medya kaynağının, radikal toplumsal değişimi savunması gerektiğini iddia etmektedir. Aynı zamanda bu ürünlerin ‘demokratik/kolektivist bir üretim süreci’ kullanmaları ve kullandıkları içerik ve/veya tasarım ve dağıtım mekanizmaları için yeni istikametler peşinde koşmaları gerektiğini önermektedir (Waltz, 2005: 4). Rodríguez ise ‘yurttaş medya’ tanımında ‘progresif’ hareketlerle ilişkili olmayan ya da çeşitliliğe saygı göstermeyen ürünleri açıkça reddederek bu kavramın içine ırkçı ve aşırı sağcı medyayı dahil etmemektedir. Waltz da benzer bir biçimde genellikle aktivist medyaların alternatif olarak tanımlanabileceğini savunarak sol görüşü ve anarşist siyaseti benimseyen bu medyaların toplumsal değişikliği hedef alarak kar amacı gütmeyen ve eğitimli seçkinler yerine ortalama insanın katılımına ağırlık verdikleri için alternatif olarak tanımlandığını belirtmektedir (Waltz, 2005: 4). Atton da ( 2014a: 29) benzer bir biçimde alternatif medyanın, aktivist felsefeye bağlı üretim ve dağıtım yöntemlerini uygulayan bir özellikte olduğunu belirterek ilgilendikleri alanın yeni ortaya çıkan meseleler olduğunu ifade etmiştir. Ona göre bu meselelerle ilgilenmek “eylem için enformasyon”u zamanlıca ve hızlıca yaratmaya dayanan, alternatif medyanın doğasında vardır. Couldry ise alternatif medya pratiklerini ana akım medyanın rekabetçi yapısının baskınlığı, sembolik sınırları ve hiyerarşileri bağlamında ele alarak alternatif medyayı, ana akım medyanın gücünün işleyişine

meydan okuyan ve özünü sorgulayan özellikte olduğunu ileri sürmüştür (akt. Vatikiotis, 2014a: 89).

Alternatif medya ile ilgili önemli kaynaklardan biri olan Altematives in Print’in editörleri, bir yayıncının belirttikleri üç kriterden en az birini taşımaları sonucunda alternatif olabileceklerini iddia etmişlerdir. Bu kriterler;

 Yayıncı gayri ticari olmalı, “yayının temel hareket noktasının kâr derdi değil fikir derdi olduğu”nu göstermeli;

 Yayınlarının konusu “toplumsal sorumluluk ya da yaratıcı ifade ya da genellikle ikisinin bir bileşimi”ne odaklanmak;

 Son olarak, yayıncıların kendilerini alternatif yaymalar olarak tanımlamaları yeterlidir (Alternatives in Print’den akt. Atton, 2014a: 31-32).

Hamilton’da benzer bir biçimde alternatif medyayı ana akım medyadan ayırmak için alternatif medyanın ‘gayri-profesyonelleşmesi, gayri-sermayeleşmesi ve gayri-kurumsallaşması’ gerektiğini savunmaktadır (Atton, 2014a:50). Mouffe’nin ‘politik olan’ı belirli bir alana ya da sisteme sınırlandırmayan kavramsallaştırmasından hareketle Bailey vd.’ (2008: 5) bütün bir toplumu politik demokratik eylemler için geçerli alanlarla eşit ölçüde birbirinden farklı açılardan da (okul, aile, işyeri, cemaat, alternatif medya) görür. Politik olan’ı oluşturan şeylerin genişletilmesi cinsellik, toplumsal cinsiyet, kültürel kimlik, mücadeleler vb.’ne demokratik proje içinde imkan tanır. Navaro da benzer bir düşünce ile alternatif medyada ana akım medyanın tersine toplumu sorgulayıcı haberlere yer verildiğini belirterek, alternatif medyanın ana akım medyaların görmezden geldiği kişilerin sesi olduğuna dikkat çekmektedir. Kısacası alternatif medya, Navaro’ya göre yok sayılanları görünür kılmaktadır (Karlı ve Budak, 2012: 254).

Alternatif medyanın özelliklerine değinen Albert ise (1997), alternatifliğin kurumun örgütlenme ve işleyiş yapısıyla da ilişkili olduğunu ifade ederek alternatif olarak değerlendirilecek bir kurumun şu özelliklere sahip olması gerektiğinin altına çizer:

“Alternatif bir kurum olmanın, kurumun örgütleniş ve işleyişiyle de ilgisinin olması gerekir. Bu anlamda alternatif olmanın pratik koşulları şunlardır: Alternatif medya çalışanları arasındaki gelir farklılıkları azaltılmalı; çalışan kişiler açısından çalışma koşulları arasında ciddi farklılıklar olmamalı; tipik güç ve kararları etkileme hiyerarşileri azaltılmak ve olanaklar elverdiği ölçüde tamamen kaldırılmalı; aşılması güç engeller karşısında bile, iş bölümünün toplumsal cinsiyet ve ırka göre tanımlanması azaltılmalı; izleyiciler/okuyucularla ilişkiler, kuramlarda uyulmaya çalışılan değer ve normlara uygun olmalı, onları geliştirmelidir, özellikle açıklık, diyalog ve eksiksiz bir iletişim değer ve normlarına uygun olmalı; başka alternatif medya projeleriyle ilişkiler destekleyici nitelikte olmalıdır” (Albert’ten akt. Balcı, 2012: 281).

Genel olarak alternatif medyanın özelliklerine bakıldığında, kar amacı gütmeyen kurumsal ve ekonomik anlamda bağımsızlığı temel alan yapılardır. Ana akımda yer verilmeyen konuları ele almak için yani belirli bir amaç uğruna var olur ve mücadele eder. ‘Yer altı, alt kültür, Do it Yourself- Kendin Yap (DIY) bu medya türünü ifade eden sözcüklerdir. Alternatif medya; yoksulların, işsizlerin, marjinal siyasi partilerin, feministlerin ve diğer konformist olmayan insanlara hizmet eden yapılardır (Karlı ve Budak, 2012: 252). Yani alternatif medya, haklın sesidir ve halkın gözüyle olayları aktarmaktadır. ‘Web sitesi, radyo, tv, gazete’ olarak alternatif medyalar, sivil toplumun, sendikaların, işçilerin, köylülerin vb. sorunlarını, haberlerini konu almaktadırlar (Maazou’dan akt., Köse, 2007: 251). Çünkü alternatif medya, toplumsal yararı göz önünde bulundurmaktadır.

Alternatif medyanın kaynağı halktır ve haberlerin arka planını sorgulayarak halka ulaştırmayı amaç edinmektedir (Bilik Yıldırım, 2012: 66). Atton (2014a: 28), ana akım medyadaki habercilik anlayışının değiştiğini, bu bağlamda araştırmacı haberciliğin giderek zayıfladığını ileri sürmüştür. Ona göre bu ortamda alternatif gazetecilik, bizlere, gizlenen gerçekleri sunarak kar amacı gütmeksizin fikirlerin serbestçe dolaşımına hizmet etmektedir. Alternatif medya anaakım medya ile bir rekabetin çok ötesinde, kendi yenilikçi dağıtım biçimlerini geliştirecek ölçüde ileriye giderek aktif olarak anaakımın ekonomik şartlarını reddeder (Atton, 2002: 50).

Ayrıca alternatif medyanın her bir alanında (tarzlarda, katkılarda, bakış açılarında) halihazırda olabildiğince çokkültürlülük bulunmaktadır (Atton, 2014a: 23). Ana akım medya, kaynak olarak, seçkin grupların üyelerinden geniş ölçüde yararlanırken, alternatif medya, çok daha geniş bir ses çeşitliliği sunmaktadır. Bunlar arasında genellikle yerel topluluklar, protestocular ve aktivistler yer alır: seçkinlerin ayrıcalıklı seslerine kıyasla sıradan seslerdir (Atton, 2008: 220). Böylelikle alternatif medyanın özellikle sıradan insanları haber kaynağı olarak öne çıkararak, geleneksel uzmanlık ve otorite kavramlarına meydan okuduğu söylenebilir (Atton, 2008: 214).

Bunun yanında Atton (2014a: 120), ‘toplumsal sorunlara duyarlı, anaakım medyada yer almak istemeyen ya da görüşleri nedeniyle kendisine yer bulamayan, politik birikimi ve ilgisi yüksek, sosyal medyayı iyi kullanan bir alternatif haberci grubunun’ da ortaya çıktığını belirtmektedir. Yeni iletişim teknolojileri sayesinde okuyucular da hem tüketici hem üretici olarak konumlanabilmektedir (Lievrouw, 1994: 354). Yani okuyucular, alternatif medyanın haber üretim sürecine dahil edilerek pasif konumdan aktif bir konuma geçirilmektedirler. Benzer bir şekilde Nick Couldry (2000), alternatif medyanın, “sıradan insanlara” medya yapımcıları olma fırsatı tanıdığını savunmaktadır. Çünkü bu ortamda katılımcılardan profesyonel olmalarının beklenmediğini, ön eğitim ya da staj talep edilmediğini ileri

sürmektedir (Atton, 2008: 216). Couldry’a göre örneğin Seattle olaylarında hareketin medyası olarak bilinen Indymedia, uzmanların elinde değildi. Indymedia’nın dünya genelindeki haber ve yorumları, doğrudan deneyimlerinden aktarılmaktaydı. Irkçılık ya da polis şiddeti ile ilgili aktarılan haberler bu duruma örnek verilebilmektedir. Couldry’ın bir diğer örneği ise Wikipedia katılımcılarıdır. Yalnızca üniversitelere ve diğer araştırma kurumlarına bağlı akademisyenlerden faydalanan geleneksel ansiklopedilerin aksine, çok daha geniş bir “uzman” havuzundan bilgilerin geldiğini belirtmektedir. Bu örneklerden yola çıkarak Couldry, alternatif medyanın, amatörleri cesaretlendirip, bilgi ve uzmanlıklarının farkına varmalarında etken olduğunu vurgulayarak bu şekilde ana akım medyanın sembolik biçimler üretme tekellerine karşı koymakta olduklarını ve ana akıma karşı gerçeklik üretiklerini ifade etmektedir (akt. Atton, 2008: 215-216).

Bu gerçeklikle alternatif medyada sıradan insanların temsili, onları kahramanlar ya da kurbanlar olarak ayrı bir tarafa koymaz, seçkin grupların sesiyle eşit derecede duyulma hakları olduğunu ortaya koymaktadır (Atton, 2008: 221). Dolayısıyla alternatif medyalar, çalışan insanlar, cinsel azınlıklar, işçi sendikaları, protesto grupları, sahipler, yöneticiler ve üst düzey profesyonellerden oluşan elit grupla olan ilişkilerinde aşağı statülere sahip insanları cesaretlendiren ve kendi haberlerini yapmaya teşvik eden bir medya olarak vurgulanmaktadır (Çoban, 2014b: 135). Downing (2014b: 41-42), göçmen işçilerin ve siyasi mültecilerin, yerleşik etnik azınlıkların ve yerli toplulukların, kadın hareketinin, eşcinsel ve emek medyalarını bu duruma örnek vermektedir. Hatta aşırı sağcı ve faşist medya, yerel sorunlar medyası, etnik azınlık medyası, dindar medya ve hobi medyasını da içerikleri farklı olsa da alternatif medyaya örnek teşkil ettiğini söyleyerek internetin etkileşim potansiyeli sayesinde “alternatif’liğin giderek yükseldiğini ifade etmiştir.

Alternatif medyaların interneti kullanarak sayıca fazlalaşması ve konularına göre farklılık göstermesi, bu alanda yapılan çalışmaların da artmasını beraberinde getirmiştir. Bailey, Cammerts ve Carpentier, (2008) alana ilişkin kuramsal çalışmaları analiz etmişlerdir. Alternatif medya yaklaşımlarını; topluluk medyası, sivil toplum medyası, ana akıma karşı alternatif medya ve rizomatik medya olarak sınıflandırarak açıklamaya çalışmışlardır. Çalışmanın bundan sonraki bölümünde belirtilen kuramsal yaklaşımlar tek tek ele alınarak incelenecektir.