• Sonuç bulunamadı

ALACAKLARIN TEMİNAT ALTINA ALINMASI

HAKEMSİZ YAZILAR OPINION PAPERS

TİCARET ŞİRKETLERİNİN BİRLEŞMESİNDE TEMİNAT VE DENKLEŞTİRMELER

4. ALACAKLARIN TEMİNAT ALTINA ALINMASI

Birleşen şirketlerden biri veya bazıları zararda, hatta borca batık ise, finan-sal durumu güçlü olan şirket zararları kapatıyor demektir. Durum, bu şirketin alacaklıları yönünden önem taşıyabilir.

6102 sayılı Kanuna göre, birleşmeye katılan şirketlerin alacaklıları birleş-menin hukuken geçerlilik kazanmasından itibaren üç ay içinde istemde bu-lunurlarsa, devralan şirket bunların alacaklarını teminat altına alırlar (6102, m.157/1). Alacaklıların korunması birleşmenin hukukî geçerlik kazanmasın-dan sonra ortaya çıkar. Bu sebeple, alacaklılara geçerlilikten itibaren üç ay içinde, alacaklarının güvence altına alınmasını isteme hakkı tanınmıştır. Söz konusu olan, birleşmeden önce doğmuş alacaklardır.

23 Kesin hüküm

MADDE 303- (1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. (2) Bir hüküm, davada veya karşılık da-vada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder. (3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir. (4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, Türk Medenî Kanununun iyiniyetli mal edinmeye ait hükümleri saklıdır. (5) Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan

1

1

Birleşmeye katılan şirketler; alacaklılarına, Türkiye Ticaret Sicili Gaze-tesinde, yedişer gün aralıklarla üç defa yapacakları ilanla ve ayrıca internet sitelerine konulacak ilanla haklarını bildirirler (6102, m.157/2). Böylelikle alacaklıların, bu haklarından Türkiye Ticaret Sicili›nde yapılacak ilânlarla ha-berdar edilmeleri sağlanmış olur.

Anonim şirketler bakımından da madde 451’e göre devralan şirketin yö-netim kurulu üyeleri, alacaklılara karşı, infisah eden şirket malvarlığının ayrı yönetileceği hususunda şahsen ve müteselsilen sorumludurlar. Yeni ticaret ka-nununda ise birleşmeye katılan ortaklıkların alacaklıları birleşmenin hukuken geçerlilik kazanmasından itibaren 3 ay içinde talepte bulunurlarsa devralan ortaklığın bunların alacaklarını güvence altına alacağı hüküm altına alınmıştır.

Ancak güvencenin niteliğine ilişkin bir açıklama yer almamaktadır. Dolayı-sıyla yeni düzenleme ile alacaklılara sadece teminat talep etme hakkı veril-mekte mevcut düzenlemede olduğu gibi birleşmeye itiraz hakkı verilmemiştir.

Birleşmeye katılan şirketler, bu konuda yapılacak ilanlarla alacaklılarını bilgi-lendirmekle yükümlüdür.(Ağaoğlu, 2012 : 228)

Bununla beraber, diğer alacaklıların zarara uğramayacaklarının anlaşılma-sı hâlinde, yükümlü şirket teminat göstermek yerine borcu ödeyebilir.

Öte yandan, sermaye şirketine devrolunan şahıs şirketlerinde, şirket borç-larından ikinci derecede kişisel sorumlu olan ve birleşme sonucunda devralan şirkette, sorumluluk rejimi değişen ortaklar bulunabilir. Meselâ, bir kollektif şirket bir anonim şirketle devredilme yoluyla birleştiğinde kollektif ortakların ve bir komandit şirketin bir limited şirkete devrinde komandite ortağın/ortak-ların sorumluluğu bakımından olduğu gibi. Sorumluluk rejimindeki bu deği-şiklik, kişisel sorumluluğun son mu bulduğu, yoksa devam mı ettiği, devam ediyorsa bunun herhangi bir şarta bağlı olup olmadığı, rejim değişikliğinin başlangıcı ve sorumluluğun devamı süresinin ne olduğu gibi sorunların doğ-masına sebep olur. Bu sorunların kanun tarafından kesin kurallarla çözülmesi (hukuk güvenliğinin sağlanması için) gereklidir.

Buna göre, devrolunan şirketin borçlarından birleşmeden önce sorumlu olan ortakların sorumlulukları birleşmeden sonra da devam eder. Şu şartla ki, bu borçlar birleşme kararının ilanından önce doğmuş olmalı veya borç-ları doğuran sebepler bu tarihten önce oluşmuş bulunmalıdır. Bu durum, ki-şisel olarak sorumlu bulunan ortakların bağlı oldukları sorumluluk rejimin-den kaynaklanan sorumluluklarının, kanunda öngörülen şartların varlığında birleşmeden sonra da devam edeceği ilkesini ortaya koymaktadır. İlke, bir

taraftan birleşmenin, mevcut sorumluluğun sona ermesine neden olamayaca-ğı, diğer taraftan da birleşmenin kimseye, bu arada doğal olarak alacaklılara zarar vermemesi, hiç kimsenin birleşmeden, bizatihi birleşmeden başka yarar sağlamaması, aksi halde bunun haksız olacağı şeklindeki, özü adalet olan dü-şünceye dayanır. Eski sorumluluk rejiminden doğan sorumluluğun kanunen belirlenmiş belli bir süre sonra sona ermesi, yani bu sorumluluğun özel bir zamanaşımına tâbi olması da gene aynı adalet düşüncesinin gereğidir.

Esasında sorumluluğun devam edebilmesi şarta bağlanmıştır. Devrolunan şirketteki borcun ya birleşme kararının ilânından önce doğmuş olması ya da borcu/borçları doğuran sebeplerin bu tarihten önce oluşmuş bulunması gere-kir. Birleşmenin ilânından sonra doğan veya sebebi oluşan borçlarda kişisel sorumlu ortağı sorumlu tutmakta devam etmek ne şirketler ne de sicil huku-kuna uyar, üstelik adil de değildir.

Sorumluluğu devam ettiren ikinci şart, yani borcun sebebinin birleşme ka-rarının oluşmasından önce doğması şartı, hem sözleşmeden, sebepsiz zengin-leşmeden ve vekâletsiz işgörmeden, hem de haksız fiillerden doğan borçlar yönünden geçerlidir. Gerek sözleşme ihlâllerinde gerek haksız fiillerde zararı doğuran fiilin birleşme kararının ilânı tarihinden önce gerçekleşmiş olması yeterlidir; yoksa zararın da bu tarihten önce ortaya çıkması şart değildir.

Bununla birlikte, devrolunan şirketin borçlarından doğan, ortakların kişisel sorumluluğuna ilişkin istemler, birleşme kararının ilanı tarihinden itibaren üç yıl geçince zamanaşımına uğrar. Alacak ilan tarihinden sonra muaccel olur-sa, zamanaşımı süresi muacceliyet tarihinden başlar. Bu sınırlama, devralan şirketin borçları dolayısıyla şahsen sorumlu olan ortakların sorumluluklarına uygulanmaz. Burada yukarıda belirtilen sorumluluk için özel bir zamanaşımı öngörülmektedir; yoksa bir hak düşürücü süre söz konusu değildir. Anılan zamanaşımı kuralı, hiçbir şekilde daha önce zamanaşımına uğramış taleplere yeni bir süre kazandırmaz. Bunun gibi, bir talep, üç yıldan önce zamanaşımına uğruyorsa kendi süresine tâbi olur; yoksa geri kalan süre üç yıla kadar uzamaz.

Özel zamanaşımının başlangıcı birleşme kararının ilânı tarihidir Alacak bu tarihten sonra muaccel olursa, muacceliyet anı başlangıç tarihi kabul olunur.

5. SONUÇ

6102 sayılı Kanunda yer alan birleşme ile ilgili düzenlemeler ticari hayata fay-da sağlayacak birleşmeleri teşvik edici niteliktedir. Mülga Kanuna nazaran fay-daha anlaşılır ve mevcut problemleri ortadan kaldıran bir anlayışla ele alınan birleşme

konusu, ilham aldığı yabancı kaynaklardan esinlenmesinin yanısıra ülke gerçekle-rini de göz ardı etmeden günün ihtiyaçlarına göre düzenlenmiştir.

Birleşme halinde her ortağa, birleşme kararından itibaren iki ay içinde, söz konusu işlemlere katılan şirketlerden birinin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, uygun bir denkleştirme akçesinin saptanmasını isteme hakkı tanınmıştır. Böylelikle denkleştirme, bir kanun yolu olarak öngö-rülmüş ve davanın açılması ve müdahil olunması kolaylaştırılmıştır.

Ayrıca alacaklıların korunması birleşmenin hukukî geçerlik kazanmasından sonra ortaya çıkar. Bu sebeple, alacaklılara geçerlilikten itibaren üç ay içinde, birleşmeden önce doğmuş alacaklarını güvence altına alınmasını isteme hakkı ta-nınmıştır. Buna göre, devrolunan şirketin borçlarından birleşmeden önce sorumlu olan ortakların sorumlulukları birleşmeden sonra da devam eder.

KAYNAKÇA

Ağaoğlu, Cahit (2012), “Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda Şirket Birleşme Ve Devralmalarında Teminat Ve Denkleştirmeler” Marmara Üniversitesi Hu-kuk Fakültesi Dergisi, 18, 2 (2012).

Kendigelen, Abuzer (2011), Türk Ticaret Kanunu-Değişiklikler, Yeni-likler ve İlk Tespitler. İstanbul.

T.C. Yasalar (14.02.2011). 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu. Ankara : Resmi Gazete (27846 sayılı)

SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ ÜZERİNDEN REKLAM

Outline

Benzer Belgeler