• Sonuç bulunamadı

İncelemiş olduğumuz defterde alacak-verecek davaları ile ilgili 98 adet kayıt bulunmaktadır. Bu davalar çeşitli sebeplerle borç alınıp, bu borcun ödenmemesi ya da borcun inkâr edilmesiyle ilgili kayıtlardır. Bu davaların çoğu hayvan veya mal satışı sonrasında yaşanan anlaşmazlıklardan kaynaklanmaktadır. Örneğin, Karye-i Zengi’den Selamet bin Kastamali, Karye-i Çeltik’ten Şenlik bin İlyas’a 150 gün vade ile 160 akçaya bir müd405

buğday vermiştir. Şenlik ise aldığı buğdayı harman vadesiyle aldığını iddia etmiştir.406Bir başka kayıtta, yine buğday satışında bu kez

buğday miktarı ile ilgili anlaşmazlık çıkmıştır. Kayıtta, Karye-i Karasevinç’den İmirşah Fakih ve oğlu Reyhan, Sinan bin Derviş’e iki müd arpa satmıştır. Fakat satış bedelini alamadıklarını iddia etmişlerdir. Sinan ise iki müd arpa karşılığında, iki müd buğday verdiğini söylemiş, İmirşah ve Reyhan’ın buğdayı almadıklarına dair yemin etmelerini istemiştir. Bu kişilerin, kâh aldık kâh almadık şeklinde konuşmaları kayıtta halt-ı kelâm olarak nitelendirilmiştir.407

İmirşah ve Reyhan hakkında nasıl bir ceza verildiği bilinmemektedir yalnız men’ edildikleri sicil olunmuştur.

Alacak davalarında borcun inkâr edilmesi sıklıkla geçen bir durumdur. Bal ve yağ gönderirim diyerek koyun bahasından akçasını alan kişinin bunu inkâr etmesi408

, at satışını inkâr eden at sahibi409

, borç alan kadının inkâr ederek şahitlerin makbul olmadığını iddia etmesi410, lahana akçasından iki altın alacağı olduğunu iddia eden

kişiye, vasînin itiraz etmesi411..gibi kayıtlar örnek gösterilebilir.

404 KŞS 2 / 148-2.

405 Sicilde hacim ölçü birimi olarak kullanılan müd, yaklaşık 20 kileye tekabül eder. Buğdayda 513,12kg, arpada yaklaşık 445 kg gelmektedir. Walter Hınz, İslam’da Ölçü Sistemleri. Marmara Üniversitesi Yayınları, s.57-58. 406 KŞS 2 / 283-4. 407 KŞS 2 / 321-4. 408 KŞS 2 / 280-6. 409 KŞS 2 / 92-4. 410 KŞS 2 / 126-5. 411 KŞS 2 / 125-2.

104

İncelemiş olduğumuz defterde, kadınların mahkemelerde etkin olduğunu kanıtlayan kayıtlara da rastlamaktayız. Osmanlı Devleti’nde yaşayan kadınlar, Avrupalı kadınlardan farklı olarak evlendikten sonra da servetinin denetimini elinde tutabiliyordu. Ayrıca kadın buluğa erip, reşit olunca hukuksal kimlik kazanıyor, yani bir haksızlığa uğradığında mahkemeye başvurabiliyor, tabi başkaları da ondan şikayetçi olabiliyordu. Örneğin, Paşalu adındaki kadın, altın zincirini sattığı için Kurd bin Abdullah’dan şikayetçi olmuştur.412 Bir diğer kayıtta Masûme adındaki kadın, kendisi evde yok iken Ümmü’nün kızına beş top keten bez, bir altın arkıye, 26 akça kıymetli alaca yastık satmıştır. Ümmü ile Masûme arasındaki dava Müslümanların araya girmesiyle beş filoriye sulh bulmuş, iki filoriyi alan Masûme, üç filori alacağını tescil ettirmiştir.413

Bundan sonraki kayıtlar ticaret ile uğraştığı anlaşılan Masûme’nin aynı zamanda iyi bir tüccar olduğunu göstermektedir. İleriki kayıtlarda Abdi bin Yahya’dan üç altına, üç top keten bezi alan Masûme, Ümmü’nün kendisine olan 3 filori borcunu, Abdi’ye vermesini sağlayarak para havalesi yapmıştır.414

1571 Kasım ayına ait bir kayıtta ise Nefise adındaki kadın, vefat eden Latif Çelebi’de asl-ı mal 900 akça ve muameleden 1000 akça hakkı olduğunu iddia etmiştir. Bu iddiayı inkâr eden vasî, şahitlerinde şehadetiyle, asl-ı mal 900 akça, 100 akçada muameleden toplam bin akça borcu olduğunu bildirmiştir.415

Alacak davaları arasında kadınların bizzat mahkemeye gelerek ifade verdiği de görülmektedir. İlk kayıtta Yusuf bin Hızır İlyas, Hızır Şah adındaki kişide 15 altın alacağı olduğunu sicil ettirmiştir. Eğer alacağı verilmezse hapse gireceği hükm olunmuştur. Bir sonraki kayıtta borçlu olan Hızır Şah’ın zevcesi mahkemeye gelerek, “zikr olan akçayı târîh-i sicilden otuz güne varınca ben teslîm ideyim mâla ben kefilim” şeklinde ifade vermiştir.416

Hak arama örneklerinin yanında haksızlığa uğrayan kadınlarda bulunmaktadır. Haksızlığa uğrayan Nefise’nin hakkını ise Şehrî adındaki kadın savunmuştur. Konya’da mîr-âb amili olan Hasan bin Hamza, Nefise’ye 25 altın borç vermiş, karşılığında evin bana rehindir demiştir. Hasan kendi

412 KŞS 2 / 56-3. 413 KŞS 2 / 146-4. 414 KŞS 2 / 147-2, 148-2. 415 KŞS 2 / 161-5. 416 KŞS 2 / 208-4, 209-6.

105

kefilini şahid göstererek evi almış, borcunu ödemediğini iddia ederek kadını haps ettirmiştir. Şehrî, mahkemede “dul hatuna zulmdür ‘âmilin şâhidi kendinin kefîlidir cümlemüzün ma’lûmudur” şeklinde ifade vermiştir.417

Bazı alacak davalarında ise kişinin sağlığında borç aldığı ancak öldüğü için borcun ölen kişinin mal varlığından karşılanması gerektiğine dair kayıtlar bulunmaktadır. Hızır bin Ramazan, vefat eden Ali Bali’nin yetimlerine vasi olan Mevlana Sinan Halife İbn Hacı’dan, Ali Bali’nin sağlığında iken 4300 akça bana borcu vardı şeklinde dava etmiştir. Vasînin inkâr etmesine karşın şahitlerin şehadeti üzerine Hızır’ın alacağı olduğu tescil edilmiştir.418

İncelemiş olduğumuz defterde diğer kayıtlara göre sayı bakımından fazla olan Kurd Bey’in alacak davalarıdır. Kurd Bey, Kars Sancağı beyi iken Kıbrıs Seferi sırasında Magosa muharebelerinde şehid düşen kişidir. Sicilde Kurd Beg’in muhallefatı, mirasçıları, borçları ve alacakları ile ilgili kayıtlar toplamda 19 adettir. Kurd Beg’in şehid olmasından sonra Kurd Beg’in borçlu olduğu kişilerde dava açmıştır. Seydi Gazi, merhum Kurd Beg’in yevmi dört akça ile ulufecisi olduğunu, altı aylık ulufesini almadığını bildirmiştir.419

Diğer bir kayıtta Kurd Beg’in cebecilerinden Piri bin Hüseyin, Mehmed bin Ümmet, Pirli bin Durmuş yevmi beşer akça hesabı üzere üçer aylık ulufemiz vardır iddiasıyla dava açmıştır.420 Bir başka kayıtta ise Kurd Beg’in katırcılarından, Hamza bin İskender ve Şehsuvar bin Mustafa yevmi beşer akça hesabı üzerinde üç aylık ulufelerini istemiştir.421

Vefat eden kişinin borcu olacağı gibi alacağı da bulunabilir. Buna ilişkin bir kayıtta vefat edenin kardeşleri Yakup Çelebi ve Veli Çelebi, İstanbul’da vefat eden kardeşlerinin, Mahmud Çelebi’den 3000 akça alacağına karşılık, 1200 arpa ve arpa bahasından 1600 akça ve 200 akça nakid alarak hesaplaştıkları tescil edilmiştir.422

417 KŞS 2 / 140-1. 418 KŞS 2 / 119-2. 419 KŞS 2 / 197-1. 420 KŞS 2 / 198-2. 421 KŞS 2 / 198-3. 422 KŞS 2 / 77-5.

106

Alacak davalarında alacağın bir kısmından ferâgat edildiği de görülmektedir.423

1571 Temmuz ayına ait bir kayıtta Oruç bin Mahmud’un kız kardeşi Turpâşâ ile evli, Göçeri vefat etmiştir. Göçeri’nin babası Hasan, Oruç’a verdiği ortalu at ve 10 altını geri almak, Turpâşâ’ya da eşyasını alıp gittiği için dava açmıştır. Açılan dava sonucunda, Oruç, borcuna karşılık 400 akça verebilmiştir. Hasan, alacağının kalan kısmından ferâgat etmiştir.424

Bazı alacak davalarında sulh olunduğu da kayıtlarda belirtilmiştir. Karye-i Hatun’dan Ömer bin Küçük, Karye-i Ladik’den Kademlü bin Hacı İvad’dan bir guruş ile yirmibeş akça alacağı olduğunu iddia etmiştir. Kademlü borcu inkâr edince araya Müslümanlar girerek alacak davası 50 akçaya sulh olmuştur.425