• Sonuç bulunamadı

2.1 AKTİF ÖĞRENME

2.1.2 Aktif Öğrenmenin Temel Düşünceleri

1. Öğrenen öğrenme sürecinin aktif bir öğesidir: Öğrenen, yeni duyduklarını, gördüklerini öncekilere ekler. Bilgiyi örgütleyerek, sınıflayarak, hipotezler geliştirip onları sınayarak ve yorum yaparak işler. Sonunda gerçekleşen öğrenme, öğrencinin bilgiyi işleme yöntemlerinden ve önceki öğrenmelerinden etkilenmektedir. Öğrenen yalnız strateji kullanımında değil, yeni bilgileri öncekilerle ilişkilendirmede

de etkindir. Öğrenen, var olan şemaları kullanarak yeni bilgiyi yapılandırır (Açıkgöz, 2009: 44-45).

2. Öğrenme birikimli bir süreçtir: Aynı konuşmayı dinleyen kişilerin dinlenen tümcelerden farklı anlamlar çıkarması bunun en büyük kanıtıdır. Bunda en büyük etken kişilerin geçmiş yaşantılarındaki farklılıktır. Öğrenilenler bellekte şemalar halinde saklanır. Şema bireyin belli bir konuda sahip olduğu bilgilerin tümüdür. Bu bilinenin basit bir toplamı değil, öğreneni düşündüren dinamik yapılardır. Her zaman önceden öğrendiklerimizi yeni öğrendiklerimizden anlam çıkarmada kullanırız. Öğrenme süreci birikimlere dayalı olduğuna göre, okuldaki öğrenme-öğretme süreçlerinde öğrencilere yeni öğrendikleri ile öncekileri karşılaştırma, aralarında bağ kurma, onlar hakkında düşünme fırsatları verilmelidir (http://www.genbilim.com) (Çevrimiçi, 10.01.2011).

3. Öğrencilerin öğrenme kapasiteleri artırılabilir: İnsanların öğrenme kapasiteleri durağan değildir, eğitim yoluyla artırılabilir. Bu nedenle eskiden olduğu gibi öğrencileri öğrenme yetenekleri ya da düzeylerine göre gruplayarak eğitmek günümüzde kabul gören bir yaklaşım değildir. Bu yaklaşım izlendiğinde herhangi bir nedenle öğrenme sürecinde geri kalan ve öğrenme güçlüğü çeken öğrenciler gereksinim duyduğu yardımı alamaz ve hep geri kalmaya mahkûm olur. Oysa öğrenci, bir yandan bir konu alanına özgü bilgi ve becerileri öğrenirken; diğer yandan öğrenmeyi, etkili düşünmeyi öğrenmesi de sağlanabilir. Aktif öğrenme teknikleri öğrenene bu fırsatları sağlayacak biçimde tasarlanmıştır.

öğrenci eski öğrendiklerinden kopuk yeni bir bilgi edinecek ve bunu var olan şemaların içine yerleştirmek için ayrı bir çaba sarf edecektir. Böyle durumlarda öğrenciler birbirinden kopuk bu bilgileri ezberleyerek sınavlarda tekrarlamak zorunda kalacaktır. Ve bu şekilde edinilen bilgiler bir süre sonra unutulacaktır. Öğrenci öğrenme malzemesi üzerinde ne kadar çok konuşur, yazar, okur, gözler, değerlendirir ise o kadar iyi öğrenir (Açıkgöz,2009: 48).

5. Kalıcılık için öğrenilenlerin kullanılması gerekir: Son yıllarda kalıcı öğrenmeyi sağlamak için sadece konuyu anlatmak yerine işin içine çocuğun duygularını da katmak gerektiği anlaşılmıştır. Çünkü öğrenmenin %20 oranında zihinsel, % 80 oranında ise duygusal olduğu anlaşılmıştır (http://www.yesilirmakgazetesi.com) (Çevrimiçi, 10.01.2011).

‘‘Bilgiler gerekli bile olsa, kullanılmadıkça o bilgilerin incelikleri fark edilmez. Geleneksel olarak öğrenme öğretme süreçleri; (a) öğrenciye yeni malzemenin sözlü ya da yazılı anlatımı, görsel araçlarla sunumu, (b) öğrencinin dinlemesi, not alması ya da çok fazla düşünmeyi gerektirmeyen mekanik bazı alıştırmaların yapılması, (c) sınav vb. durumlarda öğrenilenlerin çoğu zaman aynen tekrarlanması işlemlerinden oluşan bir kısır döngüye benzer’’ (Açıkgöz, 2009: 48).

‘‘Geleneksel öğretim yöntemi öğrenciye öğrendiklerini kullanma fırsatları vermez. Öğrenci öğrendiklerini yalnızca sınavlarda kullanır ve ihtiyacı bitince unutur. Aktif öğrenme süresini yaşayan öğrenciler ise öğrendikleri her bilgiyi kullanır ve bilgiden hareketle yeni ürünler hazırlar’’ (Yavuz, 2005: 18).

‘‘Aktif öğrenme yöntemlerinin kullanıldığı derslerde öğrencilere bireysel potansiyellerini zorlayan deneyimlerde sunulur. Bu deneyimler bilinçli olarak bireyi üst düzey düşünmeye sevk ederek kapasitesinin gelişimine katkılar sağlamaktadır. Bu uğraştırıcılık gerektiren çalışmalar öğrencide merak ve ilgi uyandıran anlamlı ve işlevsel öğrenme deneyimlerine de yol açabilir’’ (Güçlü, 2007: 56).

6. Etkileşim İnsanı ve Beyni Geliştirir: Etkileşim olmadan bireyin, toplumun gelişmesi ve çocukların insanı insan yapan özellikleri kazanması olanaksızdır. Aslında öğrenme içsel ve kişisel bir süreçtir. Ancak, sosyal etkileşim olmadan gelişme olmaz. Öğrenme yaşantıları bir çevre içinde gerçekleşir. Çevredeki düşünceler, beklentiler öğrenme sürecini etkiler. Sosyal etkileşim bu sürecin etkililiğini artırmaktadır. Zaten en basit öğrenmeler bile karşılıklılık içinde gerçekleşmektedir (Açıkgöz, 2009: 50-51).

Aktif öğrenme ortamlarında etkileşim esastır. Aktif öğrenme temelli hazırlanan derslerde kullanılan öğretim yöntemleri çoğunlukla öğrencilerin birbirleri ile etkileşimine imkân tanıyan yöntemlerdir. Bu yöntemler öğrencilerin birbirlerinden öğrenmelerine de katkı sağlamaktadır (Yavuz, 2005: 19).

7. Aktif öğrenme derslerinde öğrencilerin öğrenme sürecinin doğrudan içinde bulunması öğrenci motivasyonuna önemli katkılar sağlar: Aktif öğrenme deneyimlerine katılan öğrencilerin kendini öğrenim sürecinin içinde görmesi öğrencinin öğrenmeye ve kendine bakışını etkiler (Güçlü, 2007: 57).

8. Öğrenmede ezber değil anlam önemlidir, farklı kişiler farklı biçimlerde öğrenir: Eğitimimiz sırasında gereksiz birçok bilgiyi öğrenmek zorunda kalmışızdır. Tarih coğrafya bilgileri, sert ünlüler, çarpım tablosu ezberlediklerimizden bazılarıdır. Bu gibi bilgileri ezberlemek zorunda kalsak bile böyle durumların sayısı fazla değildir. Öğrenmede önemli olan, anlamdır. Eğitimin amacı doğal bilgi olmalıdır. Ezberleyen kişi, daha önce karşılaşmadığı bir durumla karşılaşınca ne yapacağını bilemez. Bilgileri üst üste kaydederek bir konu öğrenilememektedir. Bu nedenle insan öğrenmesi, bir dizi bilgiyi ezberlemenin ötesine geçip; akıl yürütme, problem çözme, bilgiyi işleme ve yeniden üretme gibi sınırlara ulaşmalıdır. Herkesin kendine özgü bir öğrenme biçimi vardır. Görseller okuyarak, işitseller dinleyerek daha iyi öğrenir. Kimileri iyi yapılandırılmış kaynakları ve etkinlikleri tercih ederken, diğerleri bağımsız çalışmayı, açık uçlu problemleri çözmeyi araştırmayı tercih edebilir. Önemli olan, öğretimi öğrencinin öğrenme biçimine uygun hale getirmektir. Aksi takdirde öğrencilerde güvensizlik, düş kırıklığı, bıkkınlık, gibi duygularla ortaya çıkan disiplin suçu vb. olumsuzluklar gözlenmektedir. Geleneksel sınıflarda öğretimi öğrencinin öğrenme biçemine uydurmak olanaksızdır. Bu nedenle, öğrenme seçeneklerinin sunulduğu aktif öğrenme yöntemlerine gereksinim vardır (Açıkgöz,2009: 56-57).