• Sonuç bulunamadı

2.1 AKTİF ÖĞRENME

2.1.7 Aktif Öğrenme Ortamı

2.1.7.2 Aktif Öğrenmede Öğretmen

Geleneksel olarak ‘‘öğretmen’’ denildiğinde sınıfın önünde durarak olayları kontrol eden, konuşmaların çoğunu yapan, bilgi aktaran, soru soran, değerlendiren, cezalandıran, ödüllendirilen, gösteren, kaynaklık eden, kısacası; sınıfta en aktif, en baskın olan ve sürecin bütün sorumluluğunu kendisi taşıyan kişi akla gelmektedir.

Kuşkusuz öğrenme sürecinin sorumluluğunun öğrencide olması, öğretmenin sorumluluğunun bittiği anlamına gelmemelidir. Bu, öğrencilerin her istediğini yapması, öğretmenin sürece karışmaması anlamında değildir. Aktif öğreten öğretmenin gelenekselden farkı; kendi kararlarını uygulamak yerine öğrencilere yön göstermek, önerilerde bulunmak, gerekli durumlarda açıklama yapmak, fikir vermek, rehber olmak ve onların gelişimlerini gözlemektir (Açıkgöz, 2009: 34).

Öğrenciler bilmedikleri konularda tamamen doğru sonuca götürecek kararları alması çok zordur. Öğrenciler işte bu noktada öğretmenlerinin öneri ve yönlendirmelerine gereksinim duyar. Öğretmen bunu, öğrencinin öğrenmesiyle ilgili kararlar için seçenekler sunarak, öğretimsel amaçlardan sapıldığında önlem alarak, öğrencilere takıldıkları yerleri açıklayarak yapar. Öğrencilere öğrenme süreci ile ilgili fikirler verir. Öğrenmek için ne yapması, nelere dikkat etmesi gerektiğini öğrenciye öğretir. Öğrencilerin dikkatini önemli noktalara ve inceliklere çeker (Uysal, 2007: 63).

Aktif öğrenme yöntem ve tekniklerini uygulayacak öğretmenlerin öğretimde yeniliğe gidebilmesi için gerektiği görülebilir. Çünkü geleneksel öğretim yöntemlerini uygulayan öğretmenlerin öğretimde yeniliğe gidebilmesi için alışıldık kimliklerden sıyrılmaları gerekir. Öğrenme yaşantılarının seçimi işini planlamış bir öğretmen, eğitim durumlarının düzenlenişi sırasında öğretimin etkili olmasında tekniklerin rolünü ve iş görülerini dikkate alarak

Öğretmen ne öğreteceğinin ve nasıl öğreteceğinin bilincinde olmak zorundadır. Yaratıcılığını kullanarak, gerekli öğretim yöntemlerini iyi belirlemelidir. Kullanılan öğretim tekniklerinin uygun olması, öğrenme-öğretme sürecinde bir zorunluluktur. Öğretmen, eğitimin duyuşsal boyutuna ne kadar hizmet edebiliyorsa, öğrencisini öğrenme etkinliğine o kadar çok yaklaştırıyor demektir (Güçlü, 2007: 58).

Öğretmenlerin çalışmalarını dikkatle planlamaları amaçlarına kısa yoldan verimli bir şekilde ulaşmalarını sağlar. Eğitim ve öğretim işinin de verimli olabilmesi için planlamanın önemi oldukça büyüktür. Göreve yeni başlayan öğretmenler için bu husus oldukça zordur. Dersin işlenişi için gereken sürenin belirlenmesi, dersin dağılması ve amaçtan uzaklaşmasına engel olur. Bundan dolayı öğretmen zamanı planlamasına yardımcı olmak için planına gereken önemi vermelidir (Güçlü, 2007: 58-59).

Aktif öğrenme ortamlarında öğretmenler, öğrencilere doğru zamanlarda doğru adımlar atabilme konusunda rehberlik ederler. Aktif öğrenme ortamlarını hazırlayan öğretmenlerin üzerinde çalıştıkları en önemli soru,

‘‘Gerçek yaşamda var olan sorun ve olayları çözebilmek için, öğrencilerimin üretici yeteneklerini kullanarak, bir bilgi ve beceri temeli oluşturmalarına nasıl yardımcı olabilirim?’’ olmalıdır.

Öğretmenler özellikle derslerinde mantıksal sorgulama tekniklerini çok iyi kullanarak öğrencilerin yüksek düşünme becerilerinin gelişimine destek olurken, araştırma ve bilgiye ulaşmaya dayalı hazırladıkları öğrenme etkinlikleri ile öğrencilerinin yenilikçi, üreten, sıra dışı düşünen birey olmalarına da yardımcı olurlar. Öğretmenler etkili bir planlama sürecinin sonunda, öğrencilere yine onların düşünme ve öğrenme hitap eden seçenekler sunarak, öğretimsel amaçlardan sapıldığında önlem alarak, öğrencilere takıldıkları yerleri

motivasyon anlarındadır. Doğru zamanda doğru motivasyonu yakalayan öğrenciler, kendi öğrenmelerinin sorumluluklarını da alırlar. Çünkü ne için öğrendiklerinin farkındadırlar. Aktif öğrenme ortamlarında öğretmenlerin elleri hep öğrencilerinin üzerindedir. Ancak bu, baskın olmak için değil, güç, enerji ve öğrenme için gerekli olan heyecanı verebilmek içindir. Aktif öğrenme ortamlarında öğretmenler bazen öğrenciler karmaşık bir öğrenme işiyle boğuşurken tıkandıkları yerde bir kaynak ya da başka bir çözüm yolunu denemelerini önererek devreye girer (Yavuz, 2005: 25-26).

‘‘Mc Combs ve Whisler (1997)’e göre aktif öğrenme sınıflarında öğretmen;

1. Öğrenme aktivitelerini öğrenciler için anlamlı olan konular etrafında organize eder.

2. Öğrencilerin kavramsal ve analitik düşünmesini teşvik eden karmaşık öğrenme aktiviteleri sağlar.

3. Öğrencilerin kritik ve yüksek düzey düşünme becerileriyle anlamalarını geliştirmelerine yardım eder.

4. Öğrencilere kendi hızlarında yapabilecekleri proje ve iş seçme fırsatı sağlar.

5. Öğrencilere farklı yaşta, kültürde ve yetenekte olan öğrencilerle iş birliği yapma fırsatı sağlar.

6. Öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun çeşitli öğretim strateji ve yöntemleri kullanır.

7. Öğrencilerin kişiliğine ve kültürüne uygun öğrenme aktivitelerini düzenler.

8. Öğrencileri karar verme sorumluluk alma konusunda cesaretlendirir.

9. Öğrenciyi dinler ve görüşüne saygı duyar.

10. Öğrencinin ilerlemesini izler ve öğrenciye geri bildirim sağlar. 11. Standart ve alternatif değerlendirme şekilleri kullanır.

12. İş birliği sağlayan, sorumluluğu paylaşma ve ait olma duygusunu ortaya çıkaran karışık grupların uygulamalarını kullanır’’ (Akt. Şahiner, 2008: 35).

Öğretmen öncelikle öğrenci beklentilerini karşılamak amacıyla öğrenmeye yönelik sorular sormalı, daha sonra dersi geliştirmek için öğrencinin ilgisini çekmeli, daha sonra anlama ve kalıcılığın artmasını sağlamalı, ayrıca öğrencilerin derse katılımına ve güdülenmesine yardımcı olmalıdır. Öğrencilerin ders öncesi hazırlık yapması istenerek sınıf içi öğretim etkili kılınmalıdır.

Şahinel (2003)’e göre aktif öğrenmenin uygulandığı bir sınıfta aktif öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrenci katılımının göz önünde bulundurulması hatta tartışmaları yapılandırabilecek ve ders sırasında öğrencilerden çeşitli şekillerde cevap alınabilecek yollardan bazıları öğrenci çiftleri oluşturma, paneller düzenleme, oyunlar oynatma, alt grup tartışmaları açma ve oy verme olarak sayılabilir (Akt. Güçlü, 2007: 58-59).

Aktif öğrenmede, öğretmene geleneksel olarak yüklenen rehberlik, güdüleyicilik, liderlik, öğretim uzmanlığı, konu alanı uzmanlığı vb. rolleri sürmektedir. Ancak bu rolleri oynayış şekli değişmiş ve bazı yeni roller ortaya çıkmıştır.

Bu bağlamda ortaya çıkan bazı öğretmen rolleri:  Kolaylaştırıcılık

 Araştırmacılık  Tasarımcılık

Kolaylaştırıcılık: Aktif öğrenmede öğrenme süreci ile ilgili kararları öğrenciler almaktadır. Kuşkusuz, bir kişinin acemisi olduğu ya da fikri olmadığı

rehberliğe ve yardıma ihtiyacı olacaktır. Öğretmenin görevi, gereksinim duyduğu yerde öğrenciye yardım etmek ve onun öğrenmesini kolaylaştırmaktır.

Yardımın biçimi de önemlidir. Öğretmen, öğrenciye seçenekleri sunarak ya da öğrencinin onları görmesini sağlayarak, konuyu basitleştirici sorular sorarak, onu konuyu kavrayacak biçimde düşündürerek yardım edebilir. O artık sınıfın önünde durarak sınıfa hükmeden kişi değil, öğrenme sürecini öğrencilerle paylaşan, aralarda dolaşarak gereksinim duyanlarla ilgilenen kişidir. Bunu öğrencilerin özerkliğini zedelemeden, yani onların kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu taşımalarına ve kendi ayakları üzerinde durmalarına özen göstererek yapar (Açıkgöz, 2009: 37).

Şekil 3: Aktif Öğrenme Ortamında Öğretmen Kaynak: Yavuz, 2005: 27

Aktif Öğrenme Öğrencinin bilgiye ulaşmasına,

bilgiyi yorumlamasına ve gerektiğinde günlük yaşamında

kullanmasına yardım eden deneyimli kişi;

Öğrencinin barısını önceden belirlenen katı ölçeklere göre değerlendiren değil, öğrenciyi kendi

gizil gücü çerçevesinde değerlendiren ve yönlendiren

iyi bir rehberdir. Öğrencinin kendi gizil gücünü

tanımasına, sergilemesine ve bunu kullanmasına yardımcı olan öncü ve yardımcı kişi;

Sınıflarda yalnızca öğrenmeye yardım eden değil, sınıfla birlikte kendisi de öğrenen bir öğrenci;

Sınıf içinde yasal düzenlemeler çerçevesinde otoritesini kuran ve kullanan değil, sınıf yönetimini öğretim etkinliklerine dönüştüren

‘‘BONNSTETTER’e göre bilginin başat kaynağı olmak yerine öğrenmeyi kolaylaştırıcı rolünü üstlenen öğretmenler:

 Yaratıcılığa değer vermeli ve öğrenciyi bu konuda cesaretlendirmeli, öğrencinin fikirlerini kabul etmelidir.

 Bireysel yaratıcılık potansiyelinin gelişmesine ilgi göstermeli ve bu ilgiyi öğrenciler için açıkça göstermelidir.

 Bireysel sınırlamaları kabul etmelidir.

 Uyarıcı ve kabul edici bir çevre sağlamalıdır.

 Kendisi ve öğrencileri için üst düzeyde beklentilere sahip olmalıdır.

 Sınıf duvarlarını sınırlar olarak görmemelidir.

 Etkili iletişim becerilerini geliştirme ile ilgilenmelidir.  Öğrencilerin bilgiyi uygulamalarını istemelidir.

 Bireysel potansiyeli en üst düzeye çıkarma ihtiyacını fark etmelidir.

 Öğrenilenlerden çok öğretim sürecine önem vermelidir.

 Öğrencileri bir konuda kapasitelerinin elverdiği ölçüde ileri ve derinliğine gitmeleri için uyarıcı rolünü oynamalıdır.

 Çeşitli yollara gitmeyi içeren etkinlikler ortaya koyarak öğrenenlerin durma noktasına kendilerinin karar vermesi sağlanmalıdır.

 Öğrencilerde öğrenme sürecinin sahibi olma duygusu yaratmalıdır.  Etkinliklerin planlanması ve organizasyonu ile ilgili konularda

öğrencinin seçim yapmasına ve kararlar vermesine izin verilmelidir.

 Öğrencileri bireysel gereksinimleri, amaçları ve ilgileriyle bağıntılı problemlerle uğraştırarak öğrenme deneyimlerini öğrencinin doğal merakı etrafında olacak biçimde tasarlamalıdır.

 Bireysel girişim, araştırma, sorumluluk alma ve soru sorma davranışını teşvik etmek için programları yeterince esnek

 Kaygı düzeyini azaltmalıdır.

 Problem çözme durumlarında farklı düşünmeyi teşvik etmelidir.  Öğrencilerin yanlış yapmalarına ve düzeltmeleri formüle

etmelerine izin vermelidir.

 Öğrencilerin kendi kendilerini değerlendirmelerini teşvik etmelidir (http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/501/6004.pdf)(Çevrimiçi, 08.01.201).

Araştırmacılık: ‘‘Bilginin çok hızlı değişiyor olması, her meslek insanının sahip olması gereken araştırma ve kendini geliştirme becerilerini öğretmenler için daha da önemli duruma getirmektedir. Öğretmenler, yalnızca konu alanlarındaki yenilikleri değil, aynı zamanda öğretim alanındaki yenilikleri de izlemek zorundadır. Hatta öğretim becerileri ve öğrenciler hakkında bilgi sahibi olmak, alan bilgisinden daha önemli görülmektedir. Eğer eğitim sistemleri, yaşam boyu öğrenen bireyler yetiştirecekse öğrencilerin bu konuda iyi modellere gereksinimi olacaktır. Öğrencilerin yaşam boyu öğrenme becerilerini kazanabilmeleri için öncelikle öğretmenlerin yaşam boyu öğrenen kişiler olması gerekir. Yapılan araştırmalar da kaliteli öğretmenlerin kendilerini geliştirecek bilgi ve yaşantıların arayışı içinde olduğunu ortaya koymuştur’’ (Açıkgöz, 2009: 38).

Tasarımcılık: ‘‘Gökçe (2003)’e göre öğrenene yardım ederken sunulacak önerilerin ve her öğrencinin öğrenmesinin kolaylaştırılmasının nasıl yapılacağı oldukça yaratıcı ve bilgili olmayı gerektirir. Öğretmen, öğrencilere alacakları kararla ilgili seçenekleri, bir problem çıktığında onun olası çözümlerini tasarlayıp sunmak, bu nedenle iyi bir tasarımcı olmak zorundadır’’ (Bulut, 2005: 13).

Sonuç olarak; aktif öğrenmede öğretmenin rolünün değiştiği, bu rolün süreci tasarlama ve süreç sırasında danışmanlık yapmaya dönüştüğü söylenebilir. Geleneksel olarak yöneten, açıklayan, yanıtlayan, değerlendiren

öğretmen, aktif öğrenmede öğrencilerin planlama, açıklama, yönetme rollerini teşvik eder ve daha az konuşur. Ayrıca araştırarak, kendini geliştirerek öğrenene örnek olur (Açıkgöz, 2009: 39).