• Sonuç bulunamadı

Asker Ailelerine Yapılan Yardımlar

AİLE KURUMUNA YÖNELİK SOSYAL HİZMETLER

4. Eşlerin, Evliliğin Gidişatını Etkileyecek Kişisel Problemlerine Çözüm Bulmaya Yönelik Rehberlik: Hz Peygamber, evli çiftlerin özel sorunlarıyla

2.5. Asker Ailelerine Yapılan Yardımlar

Devlet adına savaşa giden askerlerin ailelerin desteklenmesi ve korunması da sosyal hizmetin önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Asker aileleri açısından iki türlü zorluk söz konusudur. Bunlardan birincisi, askerlik süresince ailenin asker ferdi için, savaşta olmasının getirdiği risklerden dolayı duyulan hayati endişe, ikincisi ise, eve gelir getiren kişinin uzun süre evden ayrı kalmasının sonucu olarak ailenin içine düştüğü ekonomik sıkıntılardır. Ayrıca, baba eksikliğiyle ortaya çıkacak otorite boşluğunun, çocukların gelişimi üzerinde meydana getireceği olumsuzluklar da söz konusudur. İşte bu ailelere yönelik hem psikolojik hem de ekonomik desteğe yönelik       

102 Abdürrezzâk San’ânî, Musannef, IX, 511. 103 İbn Ebî Şeybe, Musannef, XI, 188.

104 Bu konuda Hz. Peygamber (28049) ve Hz. Ömer’in uygulamaları için bkz. İbn Ebî Şeybe, Musannef, XI, 85.

105 İbn Ebî Şeybe, Musannef, XI, 187. 106 İbn Ebî Şeybe, Musannef, XI, 87.

sosyal hizmet, hem devletin hem de toplumun görevidir. Günümüzde buna askerî sosyal

hizmet adı verilmektedir.107

Hz. Peygamber döneminde orduyu oluşturan birlikler gönüllü askerlerden oluşmaktaydı. Cihada çıkmaktaki temel hedef Allah’ın rızasını kazanmaktı. Mazereti olmadan seferlere katılmayanlar ise kınanmaktaydı. Gönüllü askerler orduya katılmakta, savaş bittiğinde de ailelerinin yanına dönerek gündelik hayatlarına bıraktıkları yerden devam etmekteydiler. Maaş alamadıkları gibi birçoğu savaş teçhizatını da kendileri temin etmek durumunda kalıyorlardı. Durumu iyi olmayanlara ise zenginler yardımcı olur, onları baştan aşağı donatırlardı. Örneğin Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Talhâ b. Ubeydullah, Abdurrahman b. Avf gibi sahabîler, fakir askerlerin donanımını sağlayan zenginlerden bir kaçıdır. Hz. Peygamber döneminde olduğu gibi Hz. Ebû Bekir döneminde de gönüllü askerlik yöntemi devam etmiştir. Komutanlara ve askerlere herhangi bir ücret ödenmemiştir. Zira ileri düzeyde örgütlü bir devlet yapılanması olmadığından beytülmâldan düzenli maaş ödenmesi mümkün değildi. Ancak işini, kazancını bırakıp belirli bir süre evinden uzaklaşan askerlere ve ailelerine ekonomik olarak desteklemek gerekiyordu.

Kur’ân’da, İslâm ordularının ilk büyük savaşı olan Bedir Savaşı sonrasında bu probleme çözüm getirilmiş,108 elde edilen malların beşte biri (humus) ayrıldıktan sonra geriye kalan kısım askerler arasında eşit bir şekilde dağıtılmıştır. Daha sonraki seferlerde de elde edilen ganîmet gelirlerinden askerlere pay verilmesi, asker aileleri için önemli bir destek kaynağı olmuştur. Bu da hem askerlerin moral olarak desteklenmesini sağlamış hem de asker aileleri ekonomik sıkıntıya düşmekten kurtarılmışlardır. Ayrıca Hz. Peygamber, kendisinin askeri seferlere çıkmadığı durumlarda asker ailelerine destek olmuş, problemleriyle ilgilenmiştir. Mesela, babası Uhud Savaşı’nda şehid düşünce yetim duruma gelen Bişr b. Akrabeyle ilgilenmiş ve hatta himaye teklif etmiştir.109 Kendisinin seferlere çıktığı zamanlarda da asker ailelerinin desteklenmesi işini, yerine görevlendirdiği sahâbîler yapmıştır. Hz. Peygamber’i her konuda örnek alan sahabîler de bu konuda hassas davranmışlardır.       

107 Bu konunun geniş şekilde ele alındığı çalışma için bkz. Laser, Julie Anne, “Klinik Sosyal Hizmet Bağlamında Asker Aileleriyle Çalışma (Askeri Sosyal Hizmet)”, Çev. İmdat Artan, http://www.

psikososyalhizmet. com/6/cmsw.pdf, (ET: 20.10.2015).

108 Enfâl, 8/41.

109 Bkz. İbn Abdilber, Yûsuf b. Abdullah en-Nemerî (463/1071), el-İstîâb fî Ma’rifeti’l-Ashâb, tsh. Âdil Mürşid, Amman, 2002, s. 87; İbnü’l-Esîr, İzzeddin Ebû'l-Hasen Ali b. Muhammed (Ö. 630/1232),

Üsdü’l-Ğâbe fî Ma'rifeti's-Sahâbe, Thk. Ali Muhammed Muavvid-Âdil Ahmed Abdülmevcûd, I-VIII,

Mesela, Uhud Savaşı’nda şehid olan Hz. Hamza’nın yetim kızını himaye etmek konusunda bazı sahabîler adeta yarışa girmişlerdi.110 Bu durum Hz. Ömer'in dîvânları kurup askerliği zorunlu hale getirmesine kadar devam etmiştir.111 Sosyal hizmetler açısından önemli olan ve Hz. Peygamber’in başlattığı, asker ailelerine destek uygulamaları, Hz. Ömer döneminde zirveye çıkmıştır.112

Değerlendirme

Her dönemde birey ve toplum için daima çok önemli bir yere sahip olan aile, bireyin kişiliğinin oluştuğu ilk ve en önemli kurumdur. Aile kurumu, çocuğun kişiliğinin gelişmesi ve birey olarak toplum yaşamının kalitesine etki etmesi bakımından önem taşımaktadır. Birey, bağımlı olduğu çocukluk döneminde fiziksel ve ekonomik desteğini aileden almakta; yetişkin yaşamı için ihtiyaç duyduğu tüm fikirleri, değerleri, yaşadığı toplumun kültürünü ve toplumun belirlediği/beklediği cinsiyet rollerini ailede kazanmaktadır. Yani birey, her türlü kimliğini ailede kazanır. Özetle aile kurumu, üyelerinin gıda, bakım, korunma gibi fizyolojik; sevgi, şefkat, güven, önemseme gibi duygusal ihtiyaçlarını karşılar; öğrenme ve yetişme olanakları sağlar. Aile kurumu, aynı zamanda, bireyleri aracılığı ile toplumu etkiler ve toplumdaki değişimlerden etkilenir. Tek cümleyle özetlemek gerekirse; aile kurumu, güçlü bir sosyal yapının oluşması, bireyin kişiliğinin gelişmesi ve toplum yaşamının kalitesine etki etmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bütün bu etkilerinin sonucunda aile, sosyal hizmetlerin önemle üzerinde durduğu bir kurum niteliğindedir.

Bu anlamda, birey ve toplumuyla güçlü bir sosyal organizasyon oluşturmayı hedefleyen İslâm, aile kurumuna önem vermiş ve evliliği teşvik etmiştir. Kur’ân, bekarların evlendirilmesini teşvik etmiştir. Hz. Peygamber, böyle önemli bir kurum olan aileye hassasiyetle eğilmiş, ailenin sağlam temeller üzene kurulması, gelişmesi, sağlamlaşması için her türlü desteği vermiştir. Bu çerçevede Hz. Peygamber evliliği       

110 Olayın ayrıntısı için bkz. Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, VII, 597-598.

111 Hz. Ömer tarafından 15/636 yılında kurulan dîvân, askerin sayılarını ve isimlerini kayıt altına alarak,

maaş/atâ’ miktarlarını tayin etmek, takdir edilen miktarı zamanında ödemek gibi görevleri ifa etmekteydi.

Cahşiyârî ve Sûlî'ye göre Hz. Ömer'in dîvânları kurma amacı; gelirleri saymak ve orduda savaşanların

ailelerine dağıtmaktı. Geniş bilgi için bkz. Yılmaz, Metin-M. Zeki Terzi, “Klasik İslâmî Dönemde

Güvenlik Güçlerinin Maaş ve Ücretleri”, OMÜİF Dergisi, S. 26-27, ss. 215-235, 2008, s. 216-217; Bâkır, Abdulhâlık, Hz. Ali Dönemi, Ankara, 1991, s. 231. Bu uygulama, uzun seferlere çıkan askerlerin, arkalarında bıraktıkları ailelerine ilişkin geçim endişesini kafalarından silmesi, hem askerlerin kendileri hem de aileleri için önemli bir moral kaynağı olmuştur. Bu yönüyle Hz. Ömer'in uygulaması mevcut şartlar içerisinde reform niteliği taşıyan önemli bir sosyal hizmet uygulamasıdır.

112 Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’nin uygulamalarından bazı örnekler için bkz. Abdürrezzâk San’ânî,

Musannef, VII, 145; Ebû Ubeyd, el-Emvâl, 273, 293; Belâzurî, Fütûh’l-Büldân, 524; Hamidullah, İslâm Peygamberi, II, 914; H.İbrahim Hasan, İslâm Tarihi, II, 145; Bâkır, Hz. Ali Dönemi, 238.

hem teşvik etmiş, hem de evlenmek isteyenlere aynî, nakdî veya psikolojik destekte bulunmuştur. Ailenin kurulması kadar bütünlüğünün korunmasına ve güçlenmesine önem veren Hz. Peygamber, bu konuda topluma rehberlik yapmış, problemlere çözümler üretmiştir. Özellikle o dönemin toplumsal yapısında, ailenin işleyişi ile ilgili yanlış uygulamaları ortadan kaldırmaya yönelik önlemler almış ve bu yanlışların yerine doğruları yerleştirmiştir. Hz. Peygamber, en büyük problemlerden biri olan aile içi şiddete karşı ashabını uyarmış, kadınlara iyi davranılması gerektiğini vurgulamış, böylece ailelerin dağılmasını önlemiştir. Hz. Peygamber, asker ailelerine olan maddî- manevî desteği de hiçbir zaman aksatmamıştır.

Hz. Peygamber’in bütün bu sosyal hizmet uygulamalarının sonucunda sonucunda sağlam bir toplum yapısı ortaya çıkmıştır. Bu toplumda, aile üyeleri birbirlerine karşı saygı, sevgi ve merhamet çerçevesinde sağlam bir aile profili oluşturmuşlardır. Bu gün sosyal hizmetlerin hedeflediği, ancak bir türlü gerçekleştiremediği aile birliği, Hz. Peygamber tarafından en ideal şekilde hem de on dört asır önce gerçekleştirilmiştir.

Günümüzde toplumdaki değişimler nedeniyle aile kurumu maddî ve manevî pek çok sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Üzülerek belirtmek gerekir ki, modern toplumun dayattığı yaşam biçimi sonucunda artan bu karmaşa içinde, asli görevlerini sağlıklı bir biçimde yerine getiremeyen aile sayısı her geçen gün artmaktadır. Bunun sonucunda, bireylerinin sosyal, duygusal, fiziksel ve eğitim ihtiyaçlarını kendi içinde karşılayamayan, normal yaşayışını sürdüremeyen ailelerin, sorunlarının çözülmesi için bir takım hizmetlerle çeşitli yönlerden desteklenmeye, bazı meslekî yöntem ve tekniklerin uygulanması yoluyla yardıma ihtiyaçları vardır. Ancak bu yöntem ve tekniklerin, İslâmî toplum yapısına uymayan Batı medeniyetinden değil, Hz. Peygamber’in uygulamalarından yola çıkarak oluşan on dört asırlık İslâm medeniyetinden örnekler alınarak geliştirilmesi gerekmektedir. Aksi durumda, sosyal yapının temel dinamiklerinin yaşatıldığı ve korunduğu ailede çözülmeler ve dağılmalar devam edecek ve bunun olumsuz sonuçları bütün topluma zarar verecektir.

III. BÖLÜM