• Sonuç bulunamadı

Aile ve Aşiret Derneklerinin Rehberlik ve Sosyalleştirme İşlevi

I. BÖLÜM

3. ARAŞTIRMA BÖLGESİNDE MODERNLEŞME TEMAYÜLLERİ

3.3. Şanlıurfa Aile ve Aşiret Dernekleri

3.3.2. Aile ve Aşiret Derneklerinin İşlevleri

3.3.2.3. Aile ve Aşiret Derneklerinin Rehberlik ve Sosyalleştirme İşlevi

Toplumsallığın temel bir biçimi olan dayanışma ağları, sosyalizasyon ve örtülü bir katılım işlevi görür (Melucci, 1999:82). Aile ve aşiret derneklerinin sağladığı işlevlerden bir diğeri de üye ve onların yakın çevrelerine sağladığı kentsel ortamlardaki yeni koşullara yönelik rehberlik ve sosyalleştirme fonksiyonudur. Dernek aracılığıyla kent hayatının yeni ve bilinmedik değer, rol ve davranış mekanizmaları karşısında mensuplara rehberlik yapılırken aynı zamanda kentsel değerlerin benimsenmesi konusunda da dernekler, sosyalleştirici bir görev üstlenmektedir. Böylece büyük çoğunluğu gecekondu semtlerinde ikamet eden veya yerleşim yeri olarak daha nitelikli yerlerde oturup kent hayatına adaptasyon güçlüğü bulunan bu kitlenin gecekondu dışındaki dünya ve kent hayatı ile ilişkileri bu yolla sağlanmaktadır. Nüfus cüzdanı olmayanlara kimlik çıkarma, resmi nikahı olmayanların nikah işlemlerinin yapılması tapu, sağlık ocağı, okula kayıt, muhtarla ve kamu kuruluşları ile ilişkilerde rehberlik; aile derneklerinin kırsal alandan göçle kentte gelen veya yeni yerleşmiş kimselere sağladığı en temel hizmetlerdir.

Dernekler, kırsal alandan göçle kente gelen kimselerin birçok sorunuyla yakından ilgilenmektedir. Bunların başında eğitim ve eğitim hizmetlerinden yararlanma gelmektedir. Çocukların okula kaydı ve maddi durumu olmayanlara yer, iaşe, dershane ve burs temini dernek yöneticileri veya onların kamudaki mensupları tarafından yürütülmektedir. Bu bağlamda SODES projeleri üzerinden risk grubunda olan öğrencilere üniversite sınavına hazırlık kursları da açılmaktadır. Mersavi ailesi derneğinin lise son sınıf ve mezun öğrencilere yönelik üniversite sınavına hazırlık merkezi eğitimle ilgili SODES projesi kapsamında gençlere hizmet veren böyle bir kuruluştur. Dernek başkanı, derneğin kuruluş amacını; kırsal kesimde veya kenar mahallelerde dezavantajlı olan gençlerin önünü açmak ve bunları eğitime kazandırmak

olarak açıklarken ilk olarak SODES projesini ailedeki gençler için düşündüklerini ancak talebin artması ile birlikte kentteki tüm dezavantajlı gençleri kapsama aldığını ifade etmektedir (D.K, 31.12.2012). Dersahane müdürünün verdiği bilgilere göre; 2008-2009 eğitim-öğretim yılında hizmete giren merkez; 350 başvuru içinden 125, 2009-2010 yılında 400 başvuru içinden 125 ve 2010-2011 yılında ise 400 başvuru içinden sınavla eleme yöntemi ile 125 öğrenci almıştır. Daha sonra yoğun talep üzerine erkeklerin servis hizmeti iptal edilmiş (kızlar halen servis hizmeti almaktadır) öğrenci kontenjanı 19 kişi daha arttırılarak 144 kişiye çıkarılmıştır. 2011-2012 eğitim öğretim yılında dershaneye 600 kişi başvurmuş, eleme sonucu 240 kişi alınmıştır. Dershanede verilen etüt ve eğitimler sonucunda 277 civarında öğrenci ön lisans ve lisans bölümlerine yerleşmiştir. SODES projesinin yenilenmesiyle 2012-2013 eğitim öğretim yılında 240 öğrenci halen bu fırsattan yararlanmaktadır (Y.Y, 25.12.2012). Mersavi derneği ayrıca SODES projesi kapsamında yaptırdığı bilgisayar laboratuarında, Şanlıurfa İŞKUR Müdürlüğüyle işbirliği halinde öğrencilere günlük harçlık verilmesi, eğitmenin sigorta ve ücretinin temininin sağlanması karşılığında bilgisayar kursu açmış, ihtiyaç sahibi kimselerin bu imkandan yararlandırılması sağlanmıştır. Diğer derneklerden binaları uygun olanlar da resim, yabancı dil, müzik, okullara yönelik takviye amaçlı ders vd. kurslar tertip etmektedir. Görüşme yapılan Bezki, Mirdesi, Öncel, Atmanlar ve Modanlılar derneği mensuplarının aktardığına göre derneklerde, eğitim, rehberlik ve kültürlenme merkezli sohbet ve seminer formatında bilgilendirme toplantıları yapılmaktadır. Seminer ve sohbetlerde bazen aile ve aşiret içinde eğitimli, bilgili kişiler bazen de dışarıdan uzman kimseler aktif rol almaktadır. Örneğin Karakeçi Derneği web sayfasında yer alan bir habere göre; insanlar arasında sosyal iletişimi kuvvetlendirmek ve diyalogu geliştirmek adına Harran üniversitesi Radyo Televizyon Bölümü Öğretim Görevlisi Aziz İlgazi tarafından ‘İnsan ilişkileri’ adlı bir konferans düzenlendiği belirtilmektedir. Dernek başkanı M. Reşit Akıl; “Düzenlenen konferans ile akrabalarımızın, kamu kurum ve kuruluşlarında işlerini takip ettikleri sırada devlet memurlarıyla iletişimlerini kuvvetlendirmek veyahut da kendi aralarında iletişimlerini güçlü tutmak adına böyle bir program düzenledik. İleriki zamanlarda bu tür sosyal etkinlikler yapmaya devam edeceğiz” demektedir.57

Toplantılarda kent hayatı, güncel siyasi mevzular, dini ve örfi meseleler, kan davası, berdel, kuma geleneği, beşik kertmesi, amca çocukları evliliği, çok çocukluluk, karı koca ilişkileri, sosyal ilişkiler gibi birçok konu ele alınmaktadır. Bir yönüyle bu seminerlerde aşiret ve geleneğin içindeki eleştiri konusu olan toplumsal uygulamalar anlatılırken (kan davası, berdel, örfi miras vb.) diğer yandan din, siyaset, kent hayatı gibi konularla bir tür medenileşme süreci yaşanmaktadır. Örneğin bazı dernekler düzenli olarak haftada bir gün toplanıp söz konusu gelenek ve tarihsel uygulamaları tartışmakta, bazısı da dini kitapları düzenli olarak okuyup takip etmektedir. Gözlemlerimiz ve görüşmelerden elde ettiğimiz kanaate göre yerel, ulusal hatta bazen küresel sosyal ve siyasal meseleler bile sohbetlerde müzakere edilmekte bilhassa seçim öncelerinde siyasi yönlendirme ve propaganda önemli bir etkileşim konusu olmaktadır. Bu durum, sosyalleşme ve kentsel koşullara intibak bakımından derneklerin fonksiyonelliğini pekiştirmektedir.

Dernek binalarının eğitim ve bilgilenme mekanı olarak kullanılmasının yanı sıra çeşitli aktiviteler açısından da merkezi bir önemi vardır. Köyde, misafirlerin ağırlandığı ve ev halkının da kullandığı köy odalarının hem özel hem de kamusal bir niteliği vardır (Yalçın-Heckmann, 2002). Köy odasının kamusal ve dar grupsal anlamda özel nitelikleri benzer işlevlerle şehirde dernek binalarında yeniden üretilerek devam ettirilir. Kimi zaman misafir ağırlama, kimi zaman toplu yemek ikramları, eğlence, ibadet, sohbet, toplanma ve buluşma mekanı olarak binaların kullanımı kırsaldaki bu kolektif paylaşımların devamı olarak sürmektedir. Bu anlamda dernekler, doğal aşiret yapısında görülen geleneksel davranış ve ritüellerin bir kısmının şehirde devamının sağlanmasına aracılık yapmaktadır. Örneğin aşiret yapısında görülen yas tutma, dinsel törenler, anma ve eğlence gibi birçok uygulama şehirde biçimsel değişimlere uğramakla birlikte varlığını devam ettirir. Bu bağlamda taziye, düğün, sünnet, kandil, bayramlaşma gibi etkinlikler dernekler tarafından dikkate alınmakta buna yönelik buluşma ve toplantılara öncülük edilmektedir. Aile ve aşiret üyeleri arasındaki bağları güçlendirme ve dayanışmayı pekiştirmek amacıyla aile dernekleri söz konusu anma ve kutlama gün/gecelerinde değişik etkinlikleri organize etmekte veya bizzat ev sahipliği yapmaktadır. Ev sahipliği ile birlikte kent koşullarına bağlı olarak çeşitli normlar da

dernekler tarafından değiştirilmektedir. Şanlıurfa’da taziyelere giderken-özellikle kırsalda- yardımlaşma amaçlı götürülen yağ, şeker, pirinç gibi gıda maddeleri sosyal ilişkiler bağlamında önemli bir göstergedir. Örneğin Karakeçi Derneği web sayfası duyuru kısmında aşiret büyüklerinin aldığı kararla bütün Karakeçililerin taziyelerinde şeker, pirinç gibi ikramların kaldırıldığı ilan edilmiştir.58

Böylece kırsal kültüre ait bir uygulama kent koşullarının getirdiği yeni sosyal ilişkiler gereği dönüştürülmüş olmaktadır.

Şanlıurfa sosyal hayatında önemli bir dayanışma normu olan taziyede bulunma, yemek yapma derneklerde de kültürel bir pratik olarak sürdürülmektedir. Bu bakımdan tüm aile dernekleri açısından ölen kişi için düzenlenen taziyeye ev sahipliği yapmak veya taziyede bulunmak çok önemli bir aktivite olarak kabul edilmektedir. Birçok dernek yöneticisi, faaliyet olarak ilkin bir taziye evi yapmak gibi bir amaç edindiklerini belirtmiştir. Derinlemesine yapılan mülakatlarda dernek mekanlarının taziye evi olarak kullanıldığı görüşmecilerce belirtilmiştir. Öncel Ailesi Yardımlaşma Ve Dayanışma Derneği yöneticisi şunları aktarmıştır; “ihtiyaç olduğunda derneğimizin yerini üyelerimizin taziyesi için tahsis ederiz. Sadece taziye değil kandilleri de mümkün olduğu kadar kutlamaya çalışırız. Örneğin Peygamber Efendimizin doğum günü olan Mevlit kandilini kutlamak üzere dernekte mevlit okuttuk. Üyelerimizle kaynaşma sağladık” (M.Ö, 31.12.2012). Taziye ile birlikte kutsal gün/gecelerin de dernek tarafından önemsendiği, üyelerin bu yöndeki eğilimlerinin hesaba katıldığı görülmektedir. Bunun yanı sıra, binaları bulunan dernek yöneticileri de derneklerinin taziye evi işlevi gördüğünü ifade etmiştir. Modanlılar dernek yöneticisi, Ramazan ayında dernekte yaklaşık 400 aile mensubuna iftar yemeği verdiklerini belirtmiştir (A.A, 25.12.2012). Yine dernek binasının düğün ve sünnet törenleri için kullanımı da söz konusudur. Özellikle düğün ve sünnet törenleri için yer sorunu yaşayan üye ve aile mensuplarına dernek tarafından mekan tahsisi yapılmaktadır. Atmanlar Sosyal Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği başkanı; “düğün salonu tutmaya imkanı olmayan veya taziyelerde yeri bulunmayan mensuplarımıza dernek binasında misafirlerini ağırlama ve yemek ikram etmek üzere binanın kullanılması konusunda

yardımcı oluruz” (M.Y, 31.12.2012. diye ifade etmiştir. Dernek binaları ayrıca dini bayram günlerinde mensupların bayramlaşması için de kullanılmaktadır.

Taziye, düğün gibi yas ve eğlence törenleri; aile veya aşiret mensuplarına belirli davranış kalıpları yükler. Bu ritüeller aynı zamanda aile ve aşiretlerin kendilerini kamuya sunduğu mekanlarda gerçekleşir. Çünkü ekonomik, toplumsal siyasal ve ahlaki boyutları olan akrabalık sistemi, bireyin toplum içindeki yerini ve buna uygun davranış kodlarını da belirler. Akrabalık sisteminde, gündelik yaşam içinde bireyin ekonomik, sosyal ve politik konularda nasıl davranacağına ilişkin kurallar bellidir ve bunlar bireye belirli bir ideoloji eşliğinde sunulur. Bireyin kimden destek alabileceği (özellikle kolektif saldırı ve savunma durumunda), ekonomik olarak yapması gereken zorunlu yardımlar (kan bedeli gibi), sıkıştığında kimden borç alacağı ve olağanüstü durumlarda takınması gereken ahlaki duruş akrabalık sistemine göre belirlenir (Ökten, 2009a:304). Bölgede ailenin/aşiretin toplumsal gücü ve prestiji törene katılan kitlenin büyüklüğü, gelen misafirlerin kimliği, itibarı, sunulan ikram ve takılan takılar hatta taziyeye gelenlerin sayısı gibi ölçütlere göre değerlendirilir. Bundan dolayı dernekler, gerek mekan tahsisi ve gerekse tören/taziye süreçlerine katılma, katkıda bulunma konusunda bu gelenekselliği hassasiyetle sürdürmektedir.

Haberleşme ve kültürlenmenin diğer bir boyutu derneklerin gayet faal oldukları kitle iletişim araçlarının kullanımında ortaya çıkmaktadır. Birçok dernek kendi aile ve aşiret adını taşıyan web sayfası (blog, sosyal ağ sayfası v.b de dahil) kullanarak bilgilenme ve haberleşmeyi sağlamaktadır. İncelenen web sayfalarında genel olarak göze çarpan ilk şey aşiretin şeceresi ve tarihsel geçmişiyle ilgili bilgilerdir. Diğer yandan dernek heyetinin il protokolü ile yaptığı ziyaret ve görüşmeler, kamuoyuna yönelik basın açıklamaları yer almaktadır. İnternet sayfaları, aile ve aşiret içindeki haberleşme ağı işlevi de görmektedir. Taziye, doğum, hastalık ve düğün ilanları bu sayfalar üzerinden yapılırken söz konusu sayfalar aynı zamanda bir iç kamusal alan oluşturmaktadır. Derneğin resmi ve doğal mensuplarının karşılıklı fikir alışverişinde bulunduğu sitelerde; haber, fikir ve olaylarla ilgili görüş, eleştiri ve öneri ileri sürülen sanal bir ortam sunmaktadır. Bu sayfalar da kültürlenme ve kimlik aidiyeti konusunda etkileşim ve dönüşüm bağlamında önemli katkılar sağlamaktadır.

Görüldüğü gibi aile ve aşiret dernekleri bir yandan topluluğun ihtiyaç duyduğu sosyal bağları güçlendirip geleneksel birtakım uygulamaları dönüştürerek devam ettirirken diğer yandan mensuplarını kente adapte etme, onlara aracılık/arabuluculuk ve rehberlik etme işini yüklenmektedir. Derneklerin bu tür faaliyetleri bilinçli olarak devam ettirmesi kırsaldan göç eden ve halen kente entegre olamamış kesimler açısından birincil ilişkilerde yatan samimilik ve dayanışmacı duygu ihtiyacının karşılanmasına yöneliktir. Dolayısıyla aile dernekleri tampon bir işlev konumunda iki boyutlu bir yapı görünümü vermektedir. Birincisi mensuplarından kır kökenli olanların kırsal kültüre ait psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını bir yönü ile kentte karşılarken (cemaatsel değerler; güven, samimiyet, dayanışma, yüz yüze ilişkiler, örf ve adetler v.b) İkinci olarak; aynı zamanda bunların kentsel süreçlere katılımına ön ayak olmakta onların uyumunu kolaylaştırıcı faaliyetlerde bulunmaktadır. Böylece aile dernekleri, kente yeni gelenler için sosyalleştirici bir rol alırken, önceden yerleşen aile mensupları için de aile/aşiret aidiyetini -ki bu kan veya soy bağına dayalıdır- unutmamasını sağlayarak geleneksel ortak kimlik algısını yeniden güçlendirmeye yardımcı olmaktadır. Kent ortamında güven ve dayanışma ihtiyacını karşılayarak tampon bir kurum statüsünde adeta sığınak olan bu derneklere bireyler, kolayca yönelmekte, kendini daha rahat tanımlayacak bir kimliğe bürünmektedir.