• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM: RİSK

2.2 Asimetrik Enformasyon

2.2.1 Asimetrik Enformasyon Sebebiyle Ortaya Çıkan Problemler

2.2.1.2 Ahlâkî Zaafiyet (Moral Hazard)

İktisadî mübadelelerde bazen bir grup, asimetrik enformasyonun ortaya çıkardığı iktisadî kayıpları ortadan kaldırmak veya azaltmak için, bir mukavele üzerinde diğer grupla anlaşabilir. Eğer bu mukavele, taraflardan veya mübadeleye katılanlardan birinin, diğer tarafa zarar veren, öceden tahmini mümkün olmayan bir faaliyet gerçekleştirmesine sebep oluyorsa, bu gibi hâllerde ahlâkî zaafiyetin mevcût olduğu ifâde edilebilir.85

Bir grup tam olarak sigorta edildiğinde ve sınırlı bir enformasyona sahip bir sigorta şirketi tarafından doğru bir şekilde gözetim (monitoring) yapılmadığında, sigorta edilen grup, bir kazanın meydana gelme ihtimâliyetini arttıran bir faaliyet gerçekleştirebilir. Bu hâdisede ortaya çıktığı gibi, bir kişinin veya grubun, sigortalı oldukları için ferdî veya grup davranışlarını bir menfaate yönelik değiştirebilme ihtimâliyetleri ahlâkî zaafiyet olarak bilinen meseleye bir misâl teşkil eder.

Ahlâkî zaafiyet kavramı, sadece sigorta meselesine değil, fakat ayni zamanda istihdâm sağlayan müteşebbisler ve yöneticiler, çalışanlarının davranışlarını gözetim altında tutamadıklarında, kabilîyetlerinin altında performans gösteren işgücü meselesine de tatbîk edilmektedir. Bu hâl ise “işten kaytarma” olarak adlandırılmaktadır. Hattâ ahlâkî zaafiyetin, sigorta ve istihdâm gibi meselelerinin de ötesinde, kaynakların optimal dağılımını bozduğunu ifâde etmek lâzım gelir.86

84 Pindyck, - Rubinfeld, a.g.e., s.604-605.

85 Baye, a.g.e., s.445.

86 Pindyck,- Rubinfeld, a.g.e., s.606.

Kilometre talebini gösterdiği farz ve kabul edilsin. Araba kullanmanın marjinal faydasını tasvir eden talep eğrisi, bazı kişiler araba kullanmanın mâliyeti arttıkça alternatif nakil vasıtalarını tercih edecekleri için menfî eğimlidir. Başlangıçta, araba kullanmanın mâliyetinin sigorta mâliyetini ihtiva ettiğini ve sigorta şirketlerinin, katedilen kilometreyi tam ve doğru olarak ölçebildiğini farzedelim. Bu durumda ahlâkî zaafiyet sözkonusu değildir ve arabadan sağlanan hizmetin marjinal mâliyeti MC doğrusu ile temsil edilmektedir. Sürücüler, arabayı daha fazla kullanmanın sigorta primlerini ve böylece araba kullanmanın toplam maliyetini arttıracağını bilirler. Verdiğimiz misâlde, kilometre başına mâliyet sabit farzedilmiştir. Meselâ, araba kullanmanın mâliyeti kilometre başına 1.50 YTL ise, sigorta mâliyeti 50 kuruş iken, sürücü haftada 100 km yol yapacaktır.

Ahlâkî zaafiyet meselesi, sigorta temsilinde sigorta şirketleri, ferdî araba sürme alışkanlıklarını kayda alıp denetleyemediği zaman ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı sigorta primi katedilen kilometreye bağlı olmamaktadır. Bu gibi hâllerde, sürücüler karışacakları herhangi bir kazanın mâliyetinin, ferdî olarak onların her birine sadece ihmâl edilebilir kısmı düşecek şekilde, büyük bir gruba yayılacağını farz ve kabûl

87 Pindyck, - Rubinfeld, a.g.e., s.607.

ederler. Onların sigorta primleri, katettikleri kilometrelerle birlikte değişmediği için MC' marjinal mâliyet doğrusu tarafından tasvir edildiği üzere ulaşımın ilâve bir kilometresi 1.50 YTL’den ziyâde 1.00 YTL olacaktır. Katedilen kilometre miktarı 100’den 140’a sosyâl olarak müessir olmayan bir seviyeye yükselecektir.

Ahlâkî zaafiyet sadece davranışları değiştirmekle kalmaz, fakat ayni zamanda iktisaden müessir olmayan neticelere yani kaynakların optimal olmayan dağılımına yol açar. Böylesi müessir olmayan neticeler, sigorta edilen fert, davranışının mâliyetini veya faydasını, sosyâl mâliyet veya faydadan farklı olarak idrâk ettiği için ortaya çıkar. Şekil 2.7’deki araba kullanma misâlinde, araba kullanmanın müessir seviyesi, marjinal fayda (MB) ve marjinal mâliyet (MC) eğrilerinin kesişmeleri neticesinde teşekkül etmektedir.

Buna mukabil, ahlâkî zaafiyetin mevcût olduğu hâllerde, fertlerin algıladıkları marjinal mâliyet cârî mâliyetten daha düşük olurken, hafta başına katedilen kilometre miktarı (140) da, marjinal faydanın marjinal mâliyete eşit olduğu müessir seviye (100)’den daha yüksek olur.88

2.2.1.2.1 Ahlâkî Zaafiyetin Üstesinden Gelmek

2.2.1.2.1.1 Denetim (Supervising) veya Gözetim (Monitoring) Yapmak

Gözetim kavramı istihdâm konusunda “işten kaytarmanın önüne geçme” bahsiyle açıklanabilir. İşletmeciler, umûmîyetle sabit ücret ödemesi veya saat başına ücret ödemesi yapmaktadırlar. Kendilerine sabit maaş ödenen çalışanlar, eğer istihdâm edenler kaytarma faaliyetleriyle ilgili denetleme veya gözetim yapamıyorlarsa, sözkonusu çalışanların sıkı çalışmak için müşevvikleri azalacaktır. Eğer yönetici, işgücüne çalıştığı saat kadar ödeme yapar ve fakat onların ne kadar çalıştıklarını gözetleyemezse, çalışanlar kaydettikleri çalışma saatlerinin toplam miktarını şişirebilecekleridir. Bir firma, kesif olarak işgücünün denetimini (supervising) veya gözetimini (monitoring) yapmak sûretiyle, böylesi işten kaytarmaları azaltabilecektir.

Denetim veya gözetim yapmak, asimetrik enformasyonu, bundan kaynaklanan gizlenen

88 Pindyck, - Rubinfeld, a.g.e., s.606-607.

davranışları (hidden action) ve bunun da neticesinde teşekkül eden ahlâkî zaafiyeti (moral hazard) ortadan kaldırmaktadır. Eğer çalışanların bu şekilde denetimini ve gözetimini yapmanın mâliyeti yeterince düşükse, firma dikkatli bir şekilde gözetim yaparak, kaytarmayı önlemek ve çalışanlarını sıkı çalıştırmak için bu mâliyete katlanacaktır. Firmalar, gözetim yapmanın mâliyetini düşüren pek çok değişik tecrübelere sahip olabilmektedirler. İşe saat kaçta geldiğini ve ayrıldığını göstermesi için, çalışanların imzâ föyüne imzâ atmalarının ötesinde teknolojik bir âletin konularak onların giriş kartlarını her giriş çıkışlarında göstererek kendilerini ifşa etmeleri zarûrîyeti ve onların iş eforunu veya çalışma gayretlerini kaydetmek üzere video kameraların kurulup tesis edilmesi, firmaların işgücünün performansını denetlemek ve gözetlemek amacıyla sermâye kullanma teşebbüslerine misâl olarak verilebilir.89

ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, yöneticilerin yaklaşık olarak üçte ikisi, çalışanlarının e-postalarını veya telefon konuşmalarını kaydetmekte, bilgisayar dosyalarını incelemektedir. Gözetim yapmayı kullanan firmaların dörtte biri, bunu çalışanlarına bildirmemektedir. Gözetim yapma usûllerinin payları; aranan telefon numaralarının çetelesini tutmak (tallying) ve bu aramaların süresini kaydetmek (%37), e-postaları stoklamak ve incelemek (%15), bilgisayar dosyalarını stoklamak ve incelemek (%14), telefon konuşmalarını teybe almak ve incelemek (%10) olarak tespit edilmiştir. Ayrıca gözetim yapmak ve gözetim altında bulundurma (surveillance) faaliyetlerinin, en yaygın olarak, firmaların %81’inin bu teknikleri kullandıkları finansal sektörde gerçekleştirildiği de tespit edilmiştir.90

Şirketler, tüm çalışanlarını her zaman gözetim altında tutmaktan ziyâde genellikle seçtikleri, gözetim altında bulundurulmasında fayda mülahaza ettikleri çalışanları kontrol noktaları kullanmak sûretiyle tâkip ederler.

Bununla birlikte bazı işlerde gözetim yapmak verimliliği azaltır ve mâliyet-müessir (cost effective) değildir. Gözetim yapmak çalışanların moralini azaltır ve bu da

89 Perloff, a.g.e., s.688.

90 Perloff, a.g.e., s.688-689.

verimliliğin azalmasına dönüşür. Yine ABD’de yapılan bir araştırmada, bir dönem Northwest Havayolları’nın, lavaboları çalışanların buralarda kaytarmalarını önlemek için kapalı tutmasından sonra, yeni yönetimin bu politikayı ortadan kaldırmasıyla (ve bunun gibi pek çok değişiklik yapmasıyla) birlikte verimliliğin arttığı tespit edilmiştir.91 Tüm bu anlatılanlara mukabil, eğer çalışanlar faaliyetlerinin büyük kısmını büro dışında yürütüyorlarsa gözetim yapmak umûmîyetle pratik değildir. Seyahat ederek çalışma arttıkça çalışanları gözetim altında tutmak büyük ölçüde zorlaşmaktadır.

Doğrudan gözetim yapmak çok mâliyetli olduğunda, firmalar gözetim yapma faaliyetine duyulan ihtiyacı azaltmak üzere çeşitli mâli müşevvikler kullanabileceklerdir. Bu müşevviklerin her biri, iyi davranışın sergilenmesi için alınan rehineler gibi bir fonksiyon görmektedirler. Bu müşevvikler, tahvil vermek, taksitli ödemeler sağlamak ve (genellikle yüksek bir seviyede olan) müessir ücret olabilmektedir. Kaytarırken veya diğer arzulanmayan faaliyetler üzerindeyken yakalanan çalışanlar, sadece işlerini kaybetmezler, fakat ayni zamanda işletmenin elinde tuttuğu rehine anlamındaki müşevviklerden de vazgeçmiş olurlar. Buna göre, daha değerli bir rehine, firmanın menfî davranışları caydırmak için gözetim yapmaya daha az ihtiyaç duymasına sebep olacaktır.92