• Sonuç bulunamadı

Ahî Ahmed Şah’ın Mezar Taşı

5. AHÎLERE AİT MENKUL ESERLER

5.1. Ahî Ahmed Şah’ın Mezar Taşı

Envanter No: 892

Ölçüleri: Yükseklik: 58 cm.Genişlik: 47 cm. Kalınlık: 10cm. Cinsi: Mermer

Tarihi: 13.yy Metni: -

Genel Tanım: Ahî Ahmed Şah’a ait kitabeli mezar taşıdır. Sathî zemin oyma tekniğinde, şahîde taşı olarak iki figürün işlendiği mezar taşının üst kısmı kırıktır. Şahide kompozisyon olarak gayet sade ve dingin bir anlatıma sahiptir. Beyaz mermerden sathi kabartma tekniğiyle işlenen figürler, tek sıra bordür içerisine yerleştirilmiştir.

Bu mezar taşının yaklaşık 1/6’lık bir kısmı üst taraftan kırılmış olmasına rağmen, figürlerin genel tanımlamalarına engel teşkil etmemektedir. Taşın kırık kısmı tamamlandığında üç dilimli yüzeyin varlığı görülür. Bunun üzerine kompozisyonun yüzeye merkez teşkil eder mahîyette yerleştirildiği, doluluk ve boşluk oranının gözetildiği görülmektedir.

Değerlendirme:

Bu mezar taşının yaklaşık 1/6’lık bir kısmı üst taraftan kırılmış olmasına rağmen, figürlerin genel tanımlamalarına engel teşkil etmemektedir. Taşın kırık kısmı tamamlandığında üç dilimli yüzeyin varlığı görülür. Bunun üzerine kompozisyonun yüzeye merkez teşkil eder mahîyette yerleştirildiği, doluluk ve boşluk oranının gözetildiği görülmektedir. Kompozisyonda iki ana figür görülmekte olup, dönem giysileri içinde verilmektedir. Figürlerden biri iskemle üzerinde oturur vaziyette, diğeri ise ayakta durmakla beraberbirbirlerine yakın pozisyondadırlar. Alıcı kuşun tam olarak cinsi belirlenememekle beraber298 “kuşbeği”299 kolunu dirsekden kaldırarak alıcı

298 Karamağaralı bahsi geçen alıcı kuşu “şahîn” olarak tanımlamaktadır. Bkz. Karamağaralı, B., age, 1992, s.3.

299 Kuşbeği: Başvezir anlamı da taşımaktadır. Taşağıl, A., “İnak”, DİA., İstanbul, 2000, C:22, s.256; Kuşçu: Alıcı kuşları eğitip bu hayvanlarla avlanan kişi; Bürkütçü: Kartalı eğitip onunla avcılıkta uzmanlaşan kişi. Münüşkör: Herhangi bir alıcı kuş ve kartalı eğitmede ve avlanmada uzman avcı anlamındadır. Bkz. Güngör, A., “Kırgızlar’da Karatalla Avcılık Geleneği”, A.Ü. Türkiyat

Aaraştırmaları Enstitüsü Dergisi, Erzurum, 2014, S:51, s.321-322. Geniş bilgi için Bkz. Esin, E.,

kuşun pençelerinden koruyan meeley/kolkap/eldiven üzerinde hem kuşu tutmakta hem de başında dilimli börk taşıyan “çırak”ın çenesini sol eliyle okşamaktadır. Alıcı kuşun profilden verilen pozisyonunda, gözü bağlı değil yani, “tomogo”sunun takılı olmadığı görülmektedir. Ayağında ise ayağına bağlanan bağ/boo da yoktur. Bu emareler ise bürkütçünün işinin ehli olup, bürkütün iyi eğitimli olduğuna delalet etmektedir. Bu durum ise Ahîliğin terbiye anlayışıyla usta-çırak ilişkisinin ikonografisi olarak okunabilir. Bu ikonografik ifade, çırağın hem kendisinin hem de ustasının “şed”dinden tutmasıyla pekişmektedir. Şeddinden tutması tarîkine girdiğinin, intisabın delilidir, “destini destime vergil” lafzının göstergesidir.

Ahî Ahmet Şah’a ait olan mezar taşını Eyice, müze kayıtlarına göre Konya’daki rum kilisesinden bulunarak müzeye getirildiğini ifade eder300.

Bahsi geçen mezar taşını ilk defa Mendel, Ahmed Şah adlı bir sultana ait olduğunu söyleyerek kimlik tespitinde bulunmuştur.301Konya’nın ileri gelenlerinden “Sultanü’l- Fetâ” (gençlerin/yiğitlerin sultanı) ünvânını taşıyan ve 17 Şevval 697 (M. 9 Şubat 1298)’de öldürülen Ahî Ahmed Şah olduğunu Meriç’de desteklemektedir302.

Meriç’in bu görüşü, Ahî Ahmed Şah’ın Mevlâna Celâleddin Rumi (ö. 1273) ve Sultan Veled (ö. 1312) zamanının tanınmış Ahîlerinden olması onun hem tarihi yaşam aralığını doğrulamakta hem de dönemin ileri gelen Ahîlerinden olmasıyla paralellik arzetmektedir.

Cimri Hadisesi olarak da bilinen olay, Karamanoğlu Mehmed Bey’in (1261- 1277) Eşrefoğlu ve Menteşe Beyliği’yle yapmış olduğu ittifak sonrasında II. İzzettin Keykavus’un oğlu olarak gösterdiği Alaeddin Siyavuş’u tahta çıkardığı hadisedir, tarih ise 9 Zilhice 677 (M. 23 Nisan 1279)’dur303. Cimri hadiseseinde Ahîlerin liderleri

452; Kuşçuluk Türkler’de hatırı sayılır derecede önem arz etmekte hatta Melik Şah bu spora öyle tutkuyla bağlıydı ki ava çıkarken her zaman yanında kişisel gözlemlerini ya da o gün vuku bulan olayları kaydettiği bir defter taşırdı. Bkz Rice T.T., age., s.95.

300 Eyice S., “Kırşehir’de H.709 (=1310) Tarihli Tasvirli Bir Türk Mezartaşı”, Reşit Rahmeti Arat

İçin, Ankara, 1966, s.219.

301 G. Mendel, “Anadolu’da Selçuk Abideleri”, Yeni Mecmua, S:19, 1917, s.372; Mendel makalesinde mezar taşının kitabesinden bahsetmemesine rağmen isim zikretmiştir. Karamağaralı ise makalesinde silinen kitabeden “Ahmed” ve “şa” kelimelerinin seçilebildiğini belirtmektedir. Bkz. Karamağaralı, B., “Sivas ve Tokat’taki Figürlü Mezar Taşlarının MAhîyeti Hakkında”, Selçuklu Araştırma Dergisi, Ankara, 1970, S:1, s.101-102.

302 Meriç, R., M., “Akşehir Türbe ve Mezar Taşları”, Türkiyat Mecmuası, İstanbul, 1936, S:5, s.205. 303 Sevim, A., “Keyhüsrev III”, DİA., Ankara, 2002, C:25, 2002, s.351.

olarak Ahî Ahmed ve Ahî Ahmed Şah görünmektedir. Yeni Sultana biat etmişlerdir304. 1291 senesinde vuku bulan olayda Moğol prensi Geyhatu’yu Konya’yı alma düşüncesinden gene Ahî Ahmet Şah vazgeçirerek bu tehlikeyi savuşturmuştur305. Yine 1291’de Konya’nın Germiyanlara karşı savunulmasında Ahîler başlıca rolü üstlenmişlerdir306. Bir iki senelik fark Miladi/Hicri farkından kaynaklanıyor olabilir ama genel hattıyla olayların, Ahî Ahmed Şah’ın tarihi yaşam aralığını vermesiyle örtüştüğü görülmektedir.

Sanat tarihi açısından, Anadolu’da görülen figürlü mezar taşlarının geneli XIV. Yüzyıla tarihlendirilmektedir307. Aynı yüzyıl içerisinde bulunmasından dolayı da Meriç’in ifadelerinde tutarlılık görülmekte, dolayısıyla müzede bulunan mezar taşınınAhî Ahmed Şah’a ait olması muhtemeldir. Bu insan ve hayvan figürlü mezar taşları Afyon, Seyitgazi, Akşehir, Konya ve Kırşehir’de görülmektedir.308 Akşehir’de mebzul miktarda olduğu309 Ahşehirli sanatkârların bu konuda mahîr olduğu ve Konya’ya yakınlığı sebebiyle, mezar taşının buradan sipariş edilerek yaptırıldığı düşünülebilir. Akşehir’de bu derece figürlü mezar taşlarının yaygın olması ve bu hususun Kırşehir ile paralellik arzetmesi310Cacabey’in zulmünden kurtulan kılıç artıklarının Akşehir’e sığınması ile bağlantılı olabileceğini akla getirmektedir.

Ahî Ahmed Şah, bir iskemle üzerinde oturur pozisyonda, süslü elbiseler içerisinde, tavrı ve duruşu ile karşıdakine sevgi gösterisi içerisinde bulunduğu gayet açık bir biçimde görülmektedir.311Ahî Ahmed Şah’ın süslü elbiseler içerisinde verilmesi yine onun, dönemin önde gelen Ahîlerinden olduğunu işaret eder.

304 Bayram, M., Selçuklular Zamanında Konya’da Dinî ve Fikrî Hareketler, İstanbul, 2008, s.53- 54.

305 Cahen, C., “İlk Ahîler Hakkında”, (Çev: Mürsel Öztürk), Belleten, 1986, C:50, S.197, s.595; Bu tehlikeyi savuşturmasının arkasında Moğol siyasiti gütmeleri olabilir. Karamanoğlu Mehmed Bey’in bir vakit Konya’dan ayrıldığı sırada şehri almak isteyen Moğollar safında yer almış ve Karamanoğullarına kale kapılarını kapatmışlardır. Bkz. Bayram, M., age., 2008, s.53-54; İnkıraz halinde olan bir devletin yönetimi hayli güçtür, ancak Moğol siyaseti güderken de Kayseri’de kardeşlerine yaptıklarını sîneye çekmek veya Caca Bey’in Ahî Evren’i öldürdüğünü unutmak akla yatkın gelmemektedir. Tarihi vesikalarla izahata muhtaçtır.

306 Turan, N.S., “Selçuklu ve Osmanlı Anadolusu’sunda Ahîliğin Sosyo-Ekonomik Gelişim Süreci”,

Sosyal Siyasat Konferansları Dergisi, 2007, S:52, s.164.

307 Karamağaralı, B., age., 1992, s.8. 308 Karamağaralı, B., agm., 1970, s.75.

309 Örnekler için Bkz. Benli, Y., Akşehir'de Bulunan Süslemeli Türk Mezar Taşları, Selçuk Ü. Yayınlanmamış Y.L. Tezi,1992.

310 Eyice, Kırşehir Koru Mezarlığında insan tasvirli mezar tasvirleri ile Akşehir tipi mezar taşları arasında doğrudan irtibat kurmaktadır. Bkz. Eyice S., agm., 1966, s.210.

Eyice, yüzü tahrip olduğu için seçilemeyen, bizim çırak olarak düşündüğüz şahsı, yetişkin bir adam olarak düşünmekte ve nisbeten ufak tasvir edilerek Ahî Ahmed Şah’ın büyüklüğünü kinaye babında böyle bir tasarıma gidildiğini belirtmektedir312. Durum Eyice’nin ifadesi doğrultusunda düşünüldüğünde cesâmetli şahsın Ahî Evran- ı Veli olduğu ve nisbeten küçük tasvir edilen kişinin ise Ahî Ahmed Şah olması gerekir. Biz de bu nokta da Karamağaralı313 gibi düşünüyor ve elinde bürküt tutan şahsı Ahî Ahmed Şah olduğunu savunuyoruz.

“Babaîlerin ve Ahîlerin merkezi Kırşehir’de, Bektaşî pirlerinden Sarı Saltuk gibi büyük mutasavvıflar yetiştiren Akşehir’de, Ahî şeyhlerine hürmet edilen Konya’da, Bektaşilerin ikinci merkezi Seyitgazi’de, karşılaşılan figürlü mezar taşları tarikat mensuplarının, Ahîlerin veyahut onların ortamının eseridir.”314 Karamağaralı’ya ait olan bu ifadelerin somut bir göstergesi de Ahî Ahmed Şah’a ait olan mezar taşıdır.

312 Eyice S., “Kırşehir’de H.709 (=1310) Tarihli Tasvirli Bir Türk Mezartaşı”, Reşit Rahmeti Arat

İçin, Ankara, 1966, s.220.

313 Karamağaralı, B., “Anadolu’da XII-XVI. Asırlarda Tarikat ve Tekke Sanatı Hakkında”, Ankara

Üniversitesi İlAhîyat Fakültesi Dergisi, Ankara, 1976, S:21, s.249.

Çizim No:1 Ahi Ahmed Şah’a Mezar Taşının Çizimi (S.Başkan’dan)

5.2. Mihmandar Mustafa Baba’nın Mezar Taşı