• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4: İNGİLİZ ESİRLERİ’NİN BULUNDUĞU KAMPLAR

4.1. İngiliz Esirleri’nin Bulunduğu Anadolu Kampları

4.1.2. Afyonkarahisar

Afyonkarahisar, Anadolu’nun batısında bulunan demiryollarının kesişme noktasındaki bir şehirdi. Şehir, konumu itibariyle esirlerin en çok uğradığı merkezlerin başında gelmekteydi hatta merkezi toplama kampı konumundaydı.584 Buraya demiryolu vasıtasıyla gelen esirler, ya burada esaret hayatı yaşamaktaydı ya da başka kampa nakledilmekteydi. Durum her ne olursa olsun denilebilir ki Anadolu’da bulunan İngiliz esirleri en az bir kez burada bulunmuşlardı.

Kızılhaç heyeti tarafından ilk kez 28-29 Kasım 1916 tarihleri arasında ziyaret edilen Afyonkarahisar, deniz seviyesinde 1008 m yüksekte ve ovadan 200 m yükselen bir kayanın ayaklarında kurulmuştu. Kızılhaç heyetinin Afyonkarahisar kampını ikinci ziyareti, Nisan 1918’de gerçekleşmişti.585

Savaşın başladığı ilk günlerden itibaren faaliyette olan kampta, İngiliz ve Fransız subaylar ile İngiliz, Fransız, Hintli ve Rus askerler mahkûm edilmişti.586 Kamp komutanlığını Kızılhaç heyetinin ziyaret ettiği dönemde Binbaşı Müslüm Bey yürütmekteydi587. Savaşın sonlarına doğru kamp komutanlığına Yarbay Ziya Bey getirilmişti588.

Subaylar ve askerlerin bir arada tutulduğu Afyonkarahisar’da Kızılhaç heyetinin kampı ziyaret ettiği döneme kadar 2.300 esir vardı. Kampta, 2 İngiliz askeri doktor ile 2 Hintli diş hekimi yardımcısının da dahil olduğu 67 İngiliz subayı ile birlikte 9 Fransız subayı da bulunmaktaydı. Subayların hizmetinde görev alan 29 İngiliz, 2 Hintli ve 1 Fransız emir eri vardı.589

584

FO, 383/453/114320, Parcels to British POW in Turkey, Lt.-Col. C. Corbould Warren to Lady Burgholere, 31.06.1918.

585

FO, 383/453/110625, Condition of POW Camps in Turkey, The Netherland Minister at Constantinople to Foreign Office, 07.08.1918.

586

FO, 383/227/78842, British Prisoners in Turkey, G.R.M. to Mrs. B., 26.04.1916; FO, 383/453/115015, Report

on Treatment of British POW in Turkey, Prisoners of War Department, House of Lords to Houses of Parliament,

11.10.1918.

587

KHT, s. 25.

588

FO, 383/529/2625, Report on Visits of Inspection Made by Dr E Menten to The Camps of Afion Kara

Hissar, Magnesia, Kedos And Angora, The Netherland Minister at Constantinople to British Legation, The Hague,

17.02.1919.

589

138

Subaylar ve emir erleri haricinde kampta 482 İngiliz, 223 Hint, 26 Rus ve 6 Fransız askeri bulunmaktaydı. Çanakkale cephesindeki mücadelelerin devam ettiği bir dönemde 17 Nisan 1915 tarihinde batırılan İngiliz E-15 denizaltısının 27 kişiden oluşan mürettebatı ile 31 kişilik Avustralya denizaltısı AE2 ve Fransız Mariott denizaltılarının mürettebatları da bu kampta tutulmuştu.590 Bir diğer Fransız denizaltısı olan Zephire’nin 13 kişilik mürettebatı da diğer denizci esirlerle birlikte Mayıs 1915’te Afyonkarahisar’a getirilmişti.591

Afyonkarahisar’a getirilen bu denizcilerin bir kısmı kamplara gelişlerinden kısa bir süre sonra Ankara’ya sevk edilmişti.592 15 Nisan 1916 tarihi itibariyle kampa getirilen denizcilerden sadece 12 kişi burada kalmıştı.593

1915 yılı sonlarına gelindiğinde kampta bulunan İngiliz esirlerinin sayısı 225’e ulaşmıştı.594 İlerleyen dönemde kampta bulunan İngiliz subay sayısı artarken asker sayısında azalma yaşanmıştı. 1918 yılı bahar ayında burada 100 İngiliz ve 120 Rus subayı vardı.595 Ağustos 1918’e gelindiğinde kampta 125 İngiliz subayı, 14 kıdemli subay, 191 er ve 77 emir eri yaşamaktaydı ancak 200 kişilik yeni bir grubun trenle gelmesi bekleniyordu596.

Kampta bulunan subaylar ve askerlerin yaşam koşulları birbirinden farklıydı ancak bu durum sadece Osmanlı Devleti’ne özgü değildi. Buna benzer şartlar savaşan tüm

590

FO, 383/227/81180, Treatment of British Officers at Afion Kara Hissar, Sub. Lieut R.N.R. Geoffrey FitzGerald to H.M.S. “Europa”, 29.04.1916.

591

FO 383/92/95052, British Prisoners of War in Turkey, Sir Edward Grey to Mr. Page, 19.07.1915.

592

FO, 383/92/201909, Treatment of British Prisoners in Turkey, 14.11.1915.

593

FO, 383/453/112271, Financial Straits of Officer POW in Turkey, S. T. Bell to Prisoners in Turkey Committee, 31.08.1918.

594 FO, 383/92/149077, Treatment of British Prisoners, American Embassy in Constantinople to American Embassy in London, 12.10.1915.

595 FO, 383/453/115015, Report on Treatment of British POW in Turkey, Prisoners of War Department, House of Lords to Houses of Parliament, 11.10.1918.

596 FO, 383/529/2625, Report on Visits of Inspection Made by Dr E Menten to The Camps of Afion Kara

Hissar, Magnesia, Kedos And Angora, The Netherland Minister at Constantinople to British Legation, The Hague,

139

devletler için geçerliydi. Kampa gelen subaylara bir üniforma, bir çift bot ve iki iç çamaşırı verilmişti.597

Subaylar, 7 farklı evde tutulmuştu. Bu evlerden dördü şehrin biraz dışında olup ortak bahçesi vardı. Diğer üç ev ise şehrin merkezinde aynı sokak üzerindeydi. Dört evin ortak bahçesi durumundaki alanın uzunluğu 33-50 metre arasındaydı ve şehir merkezindeki evlere göre daha konforluydu çünkü bu evler güneş gören ferah bir alandaydı598.

Binaların durumuna ilişkin herhangi bir şikayet yoktu, temizliği tatminkardı çünkü evler askerler tarafından peyderpey tamir edilmişti. Evlerde bulunan mobilyalar, subaylar tarafından alınmıştı. Zaman zaman evlerde yakacak odun sıkıntısı çekilmekteydi. Yazın bu eksik bir sorun oluşturmasa da kışın son derece önemliydi599. Kızılhaç heyetinin ziyaretinin gerçekleştiği dönemde subayların sağlık durumları iyiydi ve o ana kadar herhangi bir ölüm olayı gerçekleşmemişti. Kampın açıldığı ilk dönemlerde subayların yemeği yerel bir lokantadan günde iki kez getiriliyordu ancak maliyetlerin artması üzerine bu uygulamadan vazgeçilmişti.600 Bunun yerine emir erlerinin şehirden gerekli gıdaları temin ederek subayların istekleri doğrultusunda yemek hazırlamaları kararlaştırıldı. Emir erlerinden ikisi muhafız eşlinde her gün pazara giderek ihtiyaç duyulan malzemeleri temin ederdi.601

Kampın açıldığı ilk dönemlerde esirlerin günde iki saat dışarıda gezinmelerine izin verilmekteydi ancak ilerleyen dönemde bu uygulamadan vazgeçilmişti.602 Bunun yerine subayların haftada iki defa gruplar halinde dışarı çıkmalarına müsaade edilmekteydi.

597

FO, 383/227/81180, Treatment of British Officers at Afion Kara Hissar, Sub. Lieut R.N.R. Geoffrey FitzGerald to H.M.S. “Europa”, 29.04.1916.

598

KHT, s. 26.

599

FO, 383/529/2625, Report on Visits of Inspection Made by Dr E Menten to The Camps of Afion Kara

Hissar, Magnesia, Kedos And Angora, The Netherland Minister at Constantinople to British Legation, The Hague,

17.02.1919.

600 FO, 383/227/81180, Treatment of British Officers at Afion Kara Hissar, Sub. Lieut R.N.R. Geoffrey FitzGerald to H.M.S. “Europa”, 29.04.1916.

601 FO, 383/453/115015, Report on Treatment of British POW in Turkey, Prisoners of War Department, House of Lords to Houses of Parliament, 11.10.1918.

602

140

Ayrıca subaylar, haftada bir kez muhafız eşliğinde birbirlerini evlerinde ziyaret edebilmekteydiler. Dışarı çıkışlar, belirli bir sistematiğe göre düzenlenmediği için bazen subaylar bundan hoşnut olmayabiliyordu. Subaylar, vakit geçirmek için kendilerine oyun ve kitap okuma alanı da oluşturmuşlardı ayrıca burada amatör tiyatro gösterileri de yapabilmekteydiler.603

Dini ihtiyaçların giderilmesi hususunda devlet, Osmanlı vatandaşı olan bir papazı bu kamp için görevlendirmişti.604

Subaylar kendilerine sunulan imkanlardan kimi zaman hoşnut olmasalar da esir askerlere göre daha rahat bir hayat sürmekteydiler.605 Afyonkarahisar’da tutulan esir askerler, Ermeni Kilisesi’yle bir Ermeni okuluna ve bir Müslüman okuluna (medrese) yerleştirilmişti.

Tamamı İngiliz ve Fransız askerlerinden oluşan güçten düşmüş, çalışamayan ve iyileşme sürecinde olan esirler, kalenin bulunduğu tepenin kuzeydoğusundaki yamaçta gölgeliklerle çevrilmiş binalarda kalmaktaydılar. Esirlerin kaldığı binalardan olan kilisenin zeminine tahta döşenmiş, duvarları ise taştan yapılmıştı. 13 x 28 x 15 boyutlarında olan kilisede 120 asker kalmaktaydı. Kilisedeki ayin eşyalarının bulunduğu 4 x 9 x 5 ebatlarındaki odada 10 asker kalmaktaydı. Odanın karanlık bir bahçeye açılan küçük bir penceresi vardı.606

Okul’un zemini tahtadan olup duvarları kireçle sıvanmıştı. 11 x 13 x 4.50 boyutlarındaki bir odasında 60 asker yaşamaktaydı. Okul ve kilise gayet havadardı ama temizlik hakkında yapılacak çok şey vardı. Ayrıca bit gibi haşeratlar üzerine de şikâyetler vardı.607

603

FO, 383/453/117667, Treatment of British POW in Turkey, Presented to Parliament by Command of His Majesty, 20.11.1918.

604 FO, 383/92/201909, Treatment of British Prisoners in Turkey, 14.11.1915.

605

FO, 383/227/69657, British Interests in Turkey, The Netherland Minister at Constantinople to Foreign Office, 11.04.1916.

606

KHT, s. 27.

607

141

Okulda ısınmak için yalnızca sobalar vardı ve bu sobalar kış için yeterli olmayabilirdi. Yaz aylarında bir araba yüklü odun, 3,5 kuruşa satılırken kış ayı geldiğinde fiyat, 12 kuruşa çıkmaktaydı. Geçen kış ayında bir eşek yükü odun, 120 kuruşa dahi satılmıştı. Kilise ve yakınındaki binalarda kalan esirler, sabah ve akşam yemeğini hazırlama karşılığında odun almaktaydılar. Çay ve özel yemek pişirme karşılığında esirlere daha fazla odun verilmesi de mümkün olabilmekteydi. Kış ayları Afyonkarahisar’da sert geçtiği için yakacak son derece önemliydi608.

Askerler hasırların üzerine konulan Türk şiltelerinde uyuyorlardı ama örtünmek için yeterince yorgan yoktu. Tuvaletler Türk tipi olup 4 tanesi kilisede, 9 tanesi de okulda bulunmaktaydı. Tuvaletlerin temiz olduğu söylenemezdi ama su, bol miktarda vardı609. İçme suyu kaliteli ve yeterli miktardaydı. Subaylar kendileri için getirttikleri yaklaşık 9 lt su için 2,5 kuruş ödemekteydiler610.

Esirlerin kullanımına açık olan 15 x 26 ve 11 x 20 ebatlarında iki adet avlu vardı. Esirler istedikleri taktirde günlerinin tamamını burada geçirebilmekteydiler. Çok düzenli olmamakla birlikte esirlerin kamp dışına çıkmalarına da müsaade edilmekteydi.611

Esirler yemeklerini kendileri yapmaktaydılar. Günlük olarak tükettikleri ana yemek bulgur, sebze çorbası ve etti. Yemeklerin kalitesi tatminkar olmakla birlikte, miktarı özellikle et konusunda kısıtlıydı. İngiliz esirleri günde 110-150 gr dana eti alırken, Hintliler koyun eti almaktaydı. Esirlerin tükettiği ekmek son derece kaliteli olup günlük istihkakları 900 gr.dı.612 15 Nisan 1918’teki menü; sabah kahvaltısında 2 yumurta, ekmek ve sıcak su; akşam yemeğinde çorba, et, sebzeler, lezzetli bir yumurta, soğan ya

608

FO, 383/529/2625, Report on Visits of Inspection Made by Dr E Menten to The Camps of Afion Kara

Hissar, Magnesia, Kedos And Angora, The Netherland Minister at Constantinople to British Legation, The Hague,

17.02.1919.

609

KHT, s. 27.

610 FO, 383/529/2625, Report on Visits of Inspection Made by Dr E Menten to The Camps of Afion Kara

Hissar, Magnesia, Kedos And Angora, The Netherland Minister at Constantinople to British Legation, The Hague,

17.02.1919.

611

KHT, s. 27.

612

142

da benzeri bir şey. Para yerine geçen çekler alındığında ilave olarak öğlen yemeği verilmekteydi. Ayrıca ekmeğin üzerine sürmek için reçel de alınabilirdi.613

Esirlerin kullanabileceği üniformalar her daim temin edilememekte, bu nedenle çoğunlukla sivil kıyafet kullanılmaktaydı614. Gerekli kıyafetlerin temini için esirler yardım kuruluşlarından ya da ailelerinden destek almaktaydı. Kampta bir terzi çalışmaktaydı ve bir Singer dikiş makinesi Rezerve Fonundan satın alınmıştı. Kunduracı olarak çalışan kişi; deri, ip ve çeşitli aletler talep etmekteydi615.

Esirlerden birkaçı kendilerinden sorumlu muhafız subayından hoşnut olmayıp birkaç şikayette bulunmuştu. Bu konu, Harbiye Nezareti’ne iletilmişti. 616

Esirlerin ayda 4 satırdan oluşan 4 adet kart yazma hakkı vardı. Yazılan bu kartların esirlerin ailelerine ulaşması ya da ailelerinden kendilerine gelmesi noktasında bazı şikayetler vardı. Esirler, postaların kendilerine düzenli ulaşamadığını söylemekte hatta bazıları, paketlerin ellerine geçene kadar hasar gördüğünü iddia etmekteydi.617

Amerikan Büyükelçiliği; para, kıyafet, çamaşır vb. malzemelerin teminiyle ilgilenmekteydi. Kampa ulaşan eşyaların dağıtım işi, esirler arasından seçilen Yarbay Warren tarafından yapılmaktaydı.618 Yarbay Warren, sadece Amerikan Büyükelçiliğinden gelen yardımların dağıtımıyla ilgilenmiyordu zira kampta bulunan esirlerin aileleri ve esirlerin bağlı oldukları birliklere ait çeşitli fonlar da farklı dönemlerde ve miktarlarda yardımlar göndermekteydi. Yardım fonlarından ön plana çıkanlar; Duke of Wellington’s Regiment, Royal Flying Corps ve Bedfordshires’ dır.619

613 FO, 383/453/112271, Financial Straits of Officer POW in Turkey, S. T. Bell to Prisoners in Turkey Committee, 31.08.1918.

614

KHT, s. 27.

615

FO, 383/529/2625, Report on Visits of Inspection Made by Dr E Menten to The Camps of Afion Kara

Hissar, Magnesia, Kedos And Angora, The Netherland Minister at Constantinople to British Legation, The Hague,

17.02.1919.

616

KHT, s. 28.

617

FO, 383/227/126425, British Prisoners of War in Turkey, C.M. Wilson to War Prisoners Fund, 30.06.1916. s. 4.

618

FO, 383/453/114320, Parcels to British POW in Turkey, Lt.-Col. C. Corbould Warren to Lady Burgholere, 31.06.1918.

619

FO, 383/227/126425, British Prisoners of War in Turkey, C.M. Wilson to War Prisoners Fund, 30.06.1916. s. 5.

143

Bu fonlar aracılığıyla gelen malzemelerin dağıtımı hızlı bir şekilde yapılmaktaydı ancak özellikle para havalelerin kampa ulaşmasında gecikmeler yaşanabilmekteydi.620 Bu gecikmeler özellikle savaşın sonu yaklaştıkta daha da önem kazanmaktaydı çünkü enflasyon nedeniyle esirlere gelen paraların alım gücü düşmekte kur farklılıkları oluşmaktaydı.621

Ermeni kilisesi ve okulu haricinde kullanılmayan bir medresede kalan esirler de vardı. Esirler arasından çalışabilecek durumda olanların seçildiği, sağlığı idare eder derecede olanların kaldığı bu binada 95 İngiliz, 105 Hintli ve 26 Rus kalmaktaydı.

Esirlerin kaldığı odaların zemininde döşeli herhangi bir malzeme yoktu ve odalarda ısınma sorunu vardı. Esirlerin gezinti için kullanabildikleri 45 x 62 ve 15 x 26 ebatlarında iki büyük bahçe vardı.622

Çalışma için her gün iki esir grubu oluşturulmaktaydı. 75 kişiden oluşan birinci grup, demiryolu yapımında çalışırken623 30 kişiden oluşan ikinci grup okul yapımında kullanılmaktaydı. Esirlerin çalıştığı şantiyeler, kamptan 30 dk uzaktaydı. Esirlerin yaptığı iş zor olmasa da esirler, çalışma süresinin uzunluğundan şikayetçiydiler. Sabah 5’te başlayan iş, bir saatlik mola ile akşam 5’e kadar devam etmekteydi. Esirler, bu şantiyelerde yapmış oldukları çalışmanın karşılığında günlük 1 kuruş ücret almaktaydılar. Ancak kimi esirler bazen paralarını zamanında alamadıklarını söylemekteydiler. Bu tarz şikayetler olsa da medresede kalanlar, kilisede kalan esirlerle aynı muameleye tabi tutulmaktaydı. Ermeni kilisesinde kalan askerlerin büyük bölümü güçten düşmüş ve iş yapmaları zordu. Tıp diploması olmamasına rağmen Hint ordusunda görevli bir şirürji uzmanı, sağlık kontrolü için her gün onları ziyaret etmekteydi. Afyonkarahisar’da esirler arasında bulunan iki İngiliz askeri doktoru, esirler üzerinde mesleklerini icra etmek için izin istemişse de buna müsaade

620

KHT, s. 28.

621 FO, 383/453/112271, Financial Straits of Officer POW in Turkey, S. T. Bell to Prisoners in Turkey Committee, 31.08.1918.

622 KHT, s. 28.

623

FO, 383/227/87240, Escape of British Prisoners from Turkey, American Embassy in Constantinople to Foreign Office, 25.04.1916.

144

edilmemişti. Esirlerin sağlık hizmetlerinde yararlanılmasına 1918 yılının ortalarından itibaren başlanacaktı.624

Hastalara çadırdan kurulmuş hastanelerde bakılmaktaydı. Esirler, tahtalar üzerine yerleştirilmiş içersine ot doldurulmuş minderler üzerinde uyumaktaydılar. Hastanenin temizliği tatminkardı ve ama bazı odalar yeterince ısıtılamamıştı. Hastaneden sorumlu hekimin belirttiğine göre yatan esirler arasındaki hastalıklar: sıtma, dizanteri, tehlikeli sıtma, kronik bağırsak yangısı, kaşeksi, düzensiz ateş, nefrit ve halsizlikti.625

Subayların bulunduğu bölümden Binbaşı S. Haughton, I.K.S. ve Yüzbaşı Startin, subayların tedavileriyle ilgilenmekteydi. Bu kişilerin subayların bulunduğu bölümdeki evlerden birinde 21.07.1918’de 9 yataklı bir özel hastane açmasına izin verildi. Hastanenin masrafları, Rezerv Fon tarafından ödenmekteydi.626

Bu özel hastane öncesinde bütün vakalar, Türk hastanesine gitmek zorundayken hastane açıldıktan bir ay sonrasında tedavi edilen vaka 18’di. Tedavi edilenlerin hepsi Gelebek’ten yeni gelenlerdi ve içlerinden 4 kişi ölmüştü. Bunlar haricinde, Gelebek’ten yeni gelenlerden en az 10 tanesi Türk hastanesinde hayatını kaybetmişti627.

Afyonkarahisar’da tutuklu bulunan Yüzbaşı Coxon, kendisine yeterli malzemenin sağlanması durumunda628 - ki bu malzemelerin ya İstanbul’dan ya da deniz yoluyla İskenderiye’den getirilmeleri gerekiyor - gerekli bütün işleri yapmaya gönüllüydü. Ancak temel sorun, malzemelerin tedariki meselesiydi. Osmanlı yetkilileri, İzmir’de kendine daha yeni iş kurmuş olan Richard de Jong ile bir anlaşma yapmıştı. Bu anlaşmaya göre Richard de Jong bütün malzemeleri kendisi tedarik etmek şartıyla seyahat ücreti dahil günde 10 kuruş yevmiye karşılığında Afyonkarahisar’a gidip Yüzbaşı Coxon’un altında çalışacaktı. Bu antlaşmaya ilaveten Yüzbaşı Coxon ile Richard de Jong’un Afyonkarahisar’daki işlerini bitirdikten sonra Gediz’e gitmeleri de

624

KHT, s. 28.

625

KHT, s. 28.

626 FO, 383/529/2625, Report on Visits of Inspection Made by Dr E Menten to The Camps of Afion Kara

Hissar, Magnesia, Kedos And Angora, The Netherland Minister at Constantinople to British Legation, The Hague,

17.02.1919.

627

KHT, s. 28.

628

145

öngörülmüştü ancak Başkumandanlık Vekaleti tarafından buna müsaade edilmedi. Gerekli dişçilik malzemelerinin tedarikinden sonra görev, Yüzbaşı Coxon’a teslim edildi629.

Kızılhaç heyetinin ziyaret ettiği tarihe kadar dizanteri, sıtma, kronik bağırsak yangısı ve tifüsten ölenlerin sayısı 151 idi. Ölenler, Hıristiyan mezarlığına defnedilirken630 cenazeye 4 mahkum eşlik etmekteydi. Mezarlıkta gömülü olanların her biri için ayrı bir haç dikilmemişti.631

1916 yılı itibariyle Afyonkarahisar kampındaki esir hareketliliği: giriş yapan esir sayısı 1.179, çıkış yapan sayısı 891, mevcut sayı 120 ve ölen sayısı 168’di.632

Mart 1916’da Stoker, Price ve Cochrane isimli üç subay Afyonkarahisar kampından kaçtı. Stoker, AE2’nin komutanıydı. Price, E15 denizaltısında teğmendi. Cochrane, 4 Eylül 1915’te ele geçirilen E7’nin komutanıydı. İzmir ya da Antalya yolunu kullanarak kaçtığı düşünülen bu kişiler içerisinde Cochrane, biraz Türkçe de biliyordu. Doğrulanmamış bir raporda, kaçan bu esirlere Enver Paşa tarafından kampa gönderilen diş doktoru bir Türk subayının yardım ettiği ifade ediliyordu.633

Bu kaçış hadisesi Afyonkarahisar kampı için yeni düzenlemeleri beraberinde getirdi. Öncelikle kamp komutanı değiştirildi ve geride kalan esirler için yeni düzenlemelere gidildi. Esirlerin konakladıkları bölgelerdeki yaşantılarına daha fazla dikkat edilmeye başlandı, kamp dışına yapılan gezintiler sınırlandırıldı, dışarıdan yapılacak alışveriş için sabit kişiler belirlendi. Bu düzenlemeler belirli aralıklarla gevşetilmiş ya da daha da

629

FO, 383/529/2625, Report on Visits of Inspection Made by Dr E Menten to The Camps of Afion Kara

Hissar, Magnesia, Kedos And Angora, The Netherland Minister at Constantinople to British Legation, The Hague,

17.02.1919.

630

FO, 383/453/115015, Report on Treatment of British POW in Turkey, Prisoners of War Department, House of Lords to Houses of Parliament, 11.10.1918.

631

KHT, s. 29.

632 KHT, s. 29.

633

FO, 383/227/87240, Escape of British Prisoners from Turkey, American Embassy in Constantinople to Foreign Office, 25.04.1916.

146

sıkılaştırılmıştı. Bu değişimlerdeki temel etken, esirlerin yaşadıkları bölgelerdeki davranışlarıydı.634

Esirlerin davranışları ve savaş ortamının oluşturduğu psikolojik yapı dikkate alınarak esirler için yeni bir düzenleme yapılmıştı. Savaş mahkûmları teftiş kumandanı olarak görev yapan Albay Yusuf Ziya Bey imzalı 18 Mayıs 1918 tarihli bir belge ile esirlerin durumlarını iyileştirmek için halihazırdaki uygulamalara ek yeni geçici kararlar alınmıştı.635

Alınan bu kararlar, kamp komutanlığı tarafından uygulanmaya başlayınca esirler açısından yeni bir dönem başlamıştı. Eskiye göre içinde bulundukları durumdan daha fazla hoşnut olan esirler; belirli günlerde kriket ve futbol oynuyor, kır gezilerine çıkıyorlardı. Aylığı 5 pound’a piyano kiralayan esirler, belirli aralıklarla konser tertip ediyorlardı.636