• Sonuç bulunamadı

A. Enerji: Şirketler, Hatlar ve Hazar Havzası

1. ABD’nin Enerji Güvenliği

“Enerji güvenliğinin” standart, herkesçe kabul gören bir tanımı bulunmamaktadır.

Uzmanların çoğu, enerji güvenliğini, uluslararası kriz veya çatışma hali de dâhil olmak üzere, bir devletin hayati gereksinimlerinin karşılanmasına ilişkin yeterli seviyede ekonomik enerji kaynağının güvence altına alınması olarak tabir etmektedir. Basitçe söylemek gerekirse, Dış İlişkiler Konseyi bünyesindeki Çalışma grubu tarafından açıklandığı şekliyle, “enerji güvenliği, devamlı ve kesintisiz olarak güvenli ve ekonomik enerji tedarikidir”. Pratikte, enerji güvenliğinin temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik olarak yeterli enerji kaynaklarının tedarik edilmesinin yanı sıra üretim noktasından son tüketiciye kadar herhangi bir engelle karşılaşılmadan teslimatın gerçekleştirilmesini kapsadığı anlaşılmaktadır.18

Bu bağlamda, yukarıda vurguladığımız üzere, Orta Asya bölgesi için enerji güvenliği, enerji kaynaklarının taşınması sorunu ve ulaşım güzergâhlarının çeşitlendirilmesi ile ilgili iken, büyük oranda19yabancı tedarikçilere bağlı olan ABD için ise enerji güvenliği, enerji kaynaklarına serbestçe ulaşma imkânına doğrudan bağlıdır. Bu yüzden ABD’nin dışarıdan gelen petrolün güvence altında olması gerekliliği öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. 2001 yılının Mart ayında Cumhurbaşkanı George W. Bush “Enerji

16Michael T. Klare, “Energy Security”, Paul D. Williams, (der.), Security Studies: An İntroducion, London

; New York, Routledge, 2008, s. 484.

17Blank, U.S. Military Engagement with Transcaucasia and Central Asia, s. 1.

18A.g.m., s. 484.

19U.S. Department of Energy, Energy Information Administration verilerine göre, ABD ihtiyacı olan petrolün % 52’sini dışarıdan ithal etmektedir.

175 güvenliği dış politika önceliğimiz olmalı ve ulusal politikamızın temel öğeleri açısından belirleyici olmalıdır” demişti.20

Ulusal petrol ihtiyacını karşılamak ve sorunsuzca ulaşma olanağı, birçok ülke için önemli olmakla birlikte, ABD için ayrı bir önem teşkil etmektedir. Zira ABD dünyanın toplam enerji kaynağının yaklaşık dörtte birini tüketmektedir. Ülke içi ihtiyacını karşılamak için ABD’nin günde 7,5 milyon varil petrol ve petrol ürünlerini ithal etmesi gerekiyor.21 Büyüyen nüfusu ve güçlü ekonomisi ile ABD’nin önümüzdeki yıllarda dünyanın ihtiyaç duyduğu ek enerji gereksiniminde önemli bir dilimi oluşturması beklenmektedir. Bu nedenle, enerji güvenliği sorunu Washington’da önemli bir politika sorunu haline gelmiştir ve en yüksek düzeylerde tartışma ve çalışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. 2001 yılın Şubat ayında, Cumhurbaşkanı Bush ülkenin uzun vadedeki enerji gereksinimlerini gözden geçirmek ve ülkenin hayati ihtiyaçlarının önümüzdeki yıllarda da karşılanmasını sağlamaya yönelik bir strateji geliştirmek üzere Ulusal Enerji Politikası Geliştirme Grubu’nu- NEPDG (National Energy Policy Group) kurmuştur. Bush’un da belirttiği üzere “bu stratejinin hedefleri açıktır, Amerika’daki evler, işyerleri ve sanayi işletmeleri için herhangi bir kesinti olmadan ekonomik enerji kaynağı sağlamaktır”.22NEPDG tarafından hazırlanan National Energy Policy adlı raporda bu hedef açıkça ortaya konulmuştur.

16 Mayıs 2001 tarihinde yayınlanan ve Cheney Raporu olarak anılan belgenin merkezi içeriği, ABD’nin önümüzdeki 25 yıl içerisinde artan enerji ihtiyacını güvence altına almayı hedefleyen bir konsept niteliğindedir. Söz konusu rapor enerji kaynaklarının korunması ile ilgili olarak bazı önerilerde bulunmaktadır, ancak asıl önerileri Birleşik Devletlerin enerji ithalatını genel olarak artırmaya yöneliktir.23

29 Temmuz 2005’de ABD Kongresi tarafından kabul edilen ve son on yılın ilk kapsamlı kanunu olan enerji yasasında (Energy Policy Act) aynı şekilde ABD’nin dışarıya

20Klare, “Energy Security”, s. 483.

21National Energy Policy. Report of the National Energy Policy Development Group. Mayıs 2001, s. X.

22Klare, a.g.m., s. 486.

23Michael Klare, “United States: Energy and Strategy", Le Monde Diplomatique, Kasım 2002. Makalenin Türkçesi için, < http://www.kozmopolit.com/Irakspecial/MTKlaretr1.html>

176 bağımlılığının azaltılması gerektiği üzerinde durulmaktadır. Söz konusu yasada ulusal yenilenebilir yakıt standardıyla verimlilik standartlarının yaratılmasından yeni hidroelektrik santrallerin teşvik edilmesi ile yeni teknolojilerin geliştirilmesi için yapılacak AR-GE projelerine kaynak ayrılmasına kadar çeşitli öneriler sunulmaktadır.

Enerji yasasında ayrıca 2015 yılında enerji tüketiminin yüzde 34 artacağına ve başta Amerikan ekonomisi olmak üzere dünya ülkeleri ekonomilerinin fosil yakıtlara olan bağımlılığının artacağına da dikkat çekilmektedir.24 Burada dikkat edilmesi gereken husus, ABD’nin enerji bağımlığını azaltması aynı zamanda istediği bölgelere müdahale şansının azalması anlamına da gelmektedir. Dolayısıyla ya ABD yönetimi, enerji bağımlılığını azaltma arzusunda samimi değil, ya da asıl amacı olan büyük güçlerin/güçlenen devletlerin önünü kesme girişimlerinde etkili başka geçerli nedenler bulmak zorunda kalacaktır.

2006 yılında ABD Enerji Bakanlığı tarafından geliştirilen Stratejik Plan, enerji, çevre ve nükleer güvenliği sorunlarının çözümü için yol haritası görevi görmektedir.25Amerikanın gücünün muhafaza edilmesi, güvenilir, temiz ve fiyatı düşük (affordable) enerjiden geçtiği vurgulanan bu belgede, bunun sağlanması rekabete dayalı enerji piyasalarına, bilim teknolojilerine ve hükümetin destekleyici politikasına dayandığı dile getirilmektedir.26Bu planda da açıkladığı üzere günümüzde ABD, dışarıdan gelen petrole

% 60, ithal edilen doğal gaza da % 17 bağımlıdır. 2030’da bu rakam sırasıyla %75 ve

%21 olacaktır.27

Dolayısıyla yukarıda ele alınan ve hükümet bazında desteklenen enerji güvenliğini arttırıcı stratejileri geliştiren ABD’li idareciler uzun vadede bu bağımlılığı kırma gayreti içindedir. Ancak kısa vadede bunun mümkün olmadığı söylenebilir. Bu yüzden şu an ABD, dışarıdan gelen enerji petrol ihtiyacını batı yarımküresinin yanı sıra sırasıyla Orta Doğu, Afrika ve Avrasya bölgelerinden karşılamaktadır.

24On the Road to Energy Security. Implementing a Comprehensive Energy Strategy: A Status Report,

<http://www.energy.gov/media/FINAL_8-14_DOE_booklet_copy_sep.pdf>, (12.05.2009).

25U.S. Department of Energy Strategic Plan,

<http://www.energy.gov/media/2006_DOE_Strategic_Plan.pdf>

26U.S. Department of Energy Strategic Plan, s. 8.

27A.g.e., s. 9.

177 Şekil 3. ABD’nin Petrol ithal ettiği bölgeler.

Source: US. Department of Energy, Energy Information Administration, 2000.

Bu bağlamda ABD, Batı yarımküresi, Afrika, Hazar gibi enerji zengini bölgeler ile işbirliğini arttırmak istemektedir. Petrole ve diğer enerji kaynaklarına artan talep ışığında ABD için “müttefikleri ile işbirliğinin geliştirilmesi ve genişletilmesi, çok önemlidir”.28 Bu yüzden ABD, bu bölgede bulunan ülkelerde yatırım ikliminin iyileştirilmesi/geliştirilmesi, gerekli yatırım ve teknolojilerinin sağlanması için ilgili ülkeler ile ikili çalışmalar yürütmektedir. ABD- Kazakistan “Petrol, Gaz ve Ticari Enerji”

Çalışma Grubu ve ABD-Rus “Petrol ve Gaz” Çalışma Grubu bu işbirliğinin birer örnekleridir.29 ABD’nin enerji güzergahlarının çeşitlendirilmesi ilkesi, uygulamada ABD’nin Körfez ülkeleri, Güney ve kuzey Amerika gibi geleneksel partnerlerinin yanı sıra göreceli yeni ilgi alanı olan bölgeleriyle ilişkilerini geliştirmede kendini göstermiştir.

Bu bölgeler, Hazar bölgesiyle Sahra altı Afrika’dır.30 ABD bu ülkelerde keşiften tüketiciye ulaşana kadar tüm aşamalara destek vermekte ve ülkelerin bunun için “açık”

olmasını talep etmektedir.

Orta Asya, ABD’nin ilgisini topraklarında bulundurduğu enerji kaynakları ile çekmektedir. Avrasya içindeki ve ticari çıkarları bakımından önemli olan bu rezervler, ABD’nin küresel enerji oranı açısından ABD’nin enerji güvenliği açısından görece düşük

28National Energy Policy…, s.129.

29National Energy Policy…, s.133.

30Sultanov, a.g.e., s. 91.

178 görünse de, bu kaynaklar hem iktisadi, hem de uzun vadeli çıkar bakımından önemini korumaktadır. Orta Asya’nın petrol rezervlerinin toplam oranı, tam üretim kapasitesine ulaştıktan sonra dünya petrol tedarikinin % 5’ni oluşturacaktır. Denizlere çıkışı olmayan bölgenin petrolünün çıkışı, günümüzde üç şekilde sağlanmaktadır: Rusya üzerinden, Çin tarafına ve Hazar üzerinden tamamlanmış BTC boru hattından doğu Akdeniz yönündedir.

Hazar petrol hacminin sınırlılığı ve Avrupa ve Asya temel pazarlarına yakınlığı hesaplandığında, buradaki az miktarı ABD’ye ulaşmaktadır. Bununla birlikte belli bir önemi olan (nontrivial) enerji üreticisi olarak bu Orta Asya, küresel enerji güvenliğinde tedarik çeşitlendirme açısından katkı sağlayacaktır.31