• Sonuç bulunamadı

AB Ülkelerinde Tevkifat Uygulamasının Değerlendirilmes

AVRUPA BİRLİĞİ VE BAZI ÜLKELERDE KDV TEVKİFATINA TABİ İŞLEMLERDE İADE UYGULAMALAR

3.4. AB Ülkelerinde Tevkifat Uygulamasının Değerlendirilmes

Ülkelerin, bireylerin ve kurumların yatırım ve üretim kararlarını cezbetmeye ve üretim faktörlerini ve özellikle sermaye dolaşımını etkilemeye çalışması uluslararası vergi rekabetine sebep olmaktadır. Küreselleşme ile birlikte sermayenin ülkeler arasında serbestçe dolaşımı her şeyden önce ülkelerin vergi sistemleri ve vergi politikaları etkilenmektedir. Uluslar arası alanda ülkeler ulusal vergi politikalarını yabancı sermayeyi çekecek şekilde düzenlemeye başlamışlar, vergi politikalarını rekabet aracı olarak kullandıkları bir süreç içerisine girmişlerdir (Kılıç, 2009: 70).

Avrupa Birliği ülkeleri de vergi politikalarının rekabet aracı olarak kullanıldığı bu sürece katılmış ve 1990’lı yıllarda başlayıp 2000’li yıllarda da devam eden vergi reformları ile vergi sistemlerinin daha basit ve anlaşılır olması amacını gütmüşlerdir. Yapılan vergi reformları ile Estonya gibi birliğe sonradan dahil olan bazı Avrupa Birliği ülkelerinde vergi yükü dolaysız vergilerden dolaylı vergilere doğru kaydırılması hedeflenmiştir.

Örnek olarak vergi gelirlerinin GSYİH’ya oranlarının özetlendiği verilerden anlaşıldığı gibi 2004 yılında dolaylı vergilerin GSYİH’ya oranı yüzde 12.4 iken 2006 yılında yüzde 13.7 yükselmiş aynı dönemde dolaysız vergilerin GSYİH’ya oranı yüzde 8’den yüzde 7.1’e düşmüştür.

Yine vergi reformları çerçevesinde kurum kazançları üzerindeki yükleri azaltma eğilimine girmişler bu amaçla kurumlar vergisi oranlarını düşürmüşlerdir. Örneğin yine Estonya’da 2004 yılında yüzde26 olan kurumlar vergisi oranı her yıl yüzde 1 azaltılarak 2011 yılında yüzde 18‟e düşürülecektir. Almanya’da da 1998 yılında yüzde 45 olan kurumlar vergisi oranı 2008 yılında yüzde 15’e düşürülmüştür (Kılıç, 2009: 71-72).

Ülkelerin en önemli vergi kaynakları arasında yer alan KDV hakkındaki en güncel çalışmalardan biri olan OECD’nin “Tüketim Vergisi Eğilimleri 2016” adlı raporu, geçmişten bugüne KDV’nin gelişimini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Adı geçen raporda yer aldığı üzere; KDV uygulaması yıllar içerisinde tüm dünyaya yayılmış, ülkelerin uyguladığı KDV oranları günümüze yaklaştıkça yükselmiş ve böylece KDV, toplam vergi gelirleri içerisinde sürekli

41

yükselen bir trend göstermiştir. Günümüzde KDV’nin toplam vergi gelirleri içerisindeki payı %20 gibi oldukça yüksek bir oran ile ifade edilmektedir. Yine KDV’nin GSYİH’ye oranı neredeyse %7’ye yükselmiştir (Artar, 2017: 1424).

Tüm bu bilgiler ışığında, ülkelerin bütçe gelirlerinin vazgeçilmez bir unsuru haline gelen KDV’nin gün geçtikçe öneminin arttığını ve gelecekte de bu önemin artarak devam edeceğini söylemek mümkündür.

Genel olarak bir çok AB ülkesinin vergi oranlarının düşürülmesi ile sonuçlanan vergi reformlarına gittikleri görülmektedir. Ancak bu reformlar AB ülkelerinin aralarında vergi rekabeti yaşanmasına sebep olmuştur. Örneğin AB içinde faiz gelirlerinin vergilendirilmesi konusunda önemli bir teşvik rekabeti yaşanmış ve bu yüzden vergilendirilmesinde güçlüklele karşılaşılmıştır. Bazı ülkelerin bu alanda önemli vergi kayıpları yaşamaları söz konusu olmuştur. Faiz geliri üzerindeki vergi yükünün farklı olması, rekabet şartlarını etkileyebilmekte ve tasarrufların faizler üzerindeki verginin düşük olduğu ülkelere kaymasına sebep olmuştur.

Zararlı vergi rekabeti ile mücadele anlamında AB’nde sermayeden elde edilen gelirlerin etkin bir şekilde vergilendirilmesinin sağlanması amacıyla faiz gelirleri üzerinden tevkifat yapılması öngörülmüştür.

Tüm üye ülkelerde düşük oranlı bir vergi kesintisi öngörülerek bir yatırımcının diğer üye bir ülkede kendi ülkesinden daha özendirici şekilde vergilendirilmesini önlemek ve vergi idareleri arasındaki bilgi iletişimini geliştirmek gerektiği düşüncesi ile tüm üye ülkelerde tasarrufların vergilendirilmesi ile ilgili olarak bir düzenleme yapmıştır (Özdemir, 2006: 159).

Kişilerin bir işyeri açmaksızın elde ettikleri gelirleri üzerinden yapılan tevkifat ise nihai vergi niteliğinde olduğu görülmektedir. Genel olarak Avrupa Birliği ülkelerinde tam mükellefe tabi kişilerin tevkifata tabi olan gelirleri diğer gelirleri ile birlikte beyan edilmekte ve tevkif yoluyla ödenen bu vergiler mükelleflerin beyanı üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilmektedir.

42

KDV tevkifatı AB üyesi ülkeler arasında da gittikçe yaygın hale gelmektedir. Avrupa Birliği Komisyonu, 28 Kasım 2006 tarihli 2006/112/EC Konsey Direktifine (KDV Direktifi), vergisel yolsuzluklar, vergi aşınması gibi sorunlarla mücadele edebilmek için, vergi kaçırmaya müsait olduğu düşünülen bazı işlemler itibariyle geçici olarak KDV tevkifatı uygulaması getirilebilmesine imkân tanıyan bir öneriyi kabul etmiştir (Çakıcı, 2012: 27).

3.5. Diğer Bazı Ülkelerde Tevkifat ve İade Uygulamaları

Bu bölümde diğer bazı ülkelerde KDV tevkifatı, tevkifattan doğan iade ve aşamalarına değinilecektir.

Çin Halk Cumhuriyeti’nde Genel KDV oranı % 17’dir. Bazı malların satışı ve ithali % 13 oranında vergiye tabidir. Küçük ölçekteki mükellefler için ticari sektörde % 4 ve diğer sektörlerde % 6 oranı geçerlidir. İhracatta KDV oranı % 0’dır. Çin Halk Cumhuriyeti’nde ihracat ve tevkifat kaynaklı vergi iadesi uygulamasına 1985 yılında başlanmıştır. Özellikle ihracat konusunda, devlet ihracatı teşvik etmek için ihracatçılara ihraç ettikleri mallar nedeniyle yüklenmiş oldukları vergilerin bir kısmını iade etmektedir. Dünya Ticaret Örgütü’nün de kabul ettiği uygulamaya göre Çin, ülkesi dışına ihraç edilen mallar için ihracatçılara % 5 ila % 17 arasında değişen KDV iadesi yapmaktadır (Atılgan, 2005: 3).

Japonya’da KDV uygulamasının başlangıcı 1989 yılına dayanmaktadır. Genel KDV oranı %8’dir. Japonya’da 1 Nisan 2014 yılından itibaren KDV oranı %5’ten %8’e yükselmiştir. İhracat odaklı KDV iadesi başvuruları kabul edilmekle birlikte, bu uygulamanın mükellefleri teşvik etmesi amaçlanmıştır. Tevkifat uygulanan sektörler sınırlı olmakla birlikte, yerel mevzuatta belirlenmiştir. KDV iadesi süreçlerinde çok büyük bir yoğunluk yaşanmadığı söylenebilir.

43

Bir diğer OECD üyesi ülke olan Güney Kore’de KDV uygulaması 1977 yılında başlamıştır. Genel KDV oranı %10’dur. İhracat işlemlerinde oran %0 ve belirlenmiş bazı durumlar KDV’den muaftır. KDV İadesi süreci ve yasal mevzuat 01.01.2010 tarihli ‘Value-Added Tax Act’ yani yerel KDV mevzuatında belirtildiği şekilde uygulanmaktadır. KDV’de tevkifat uygulanmamakla birlikte, gelir vergisinde tevkifat uygulanmaktadır (file:///C:/Users/tuerk17/Downloads/Koreantaxation2012.pdf).

44

4.BÖLÜM

TÜRKİYE’DE KDV TEVKİFATINA TABİ İŞLEMLERDE İADE