• Sonuç bulunamadı

Ad26.COV2-S (JNJ-78436735) aşısı: On yıl önce, Boston'daki Beth Israel Deaconess Tıp Merkezi'ndeki araştırmacılar, Adenovirus 26 veya kısaca Ad26 adlı bir virüsten aşı

POSTANALİTİK VE POST-POSTANALİTİK SÜREÇ

A NOVEL DESIGN AND MANUFACTURING APPROACH OF INTEGRATION PCR MACHINE PC MODELLING

7. Ad26.COV2-S (JNJ-78436735) aşısı: On yıl önce, Boston'daki Beth Israel Deaconess Tıp Merkezi'ndeki araştırmacılar, Adenovirus 26 veya kısaca Ad26 adlı bir virüsten aşı

yapmak için bir yöntem geliştirdiler. Johnson & Johnson, Ad26 ile Ebola ve diğer hastalıklar için aşılar geliştirmiştir ve şimdi koronavirüs için bir aşı yapmıştır. Aşının, maymunlar üzerinde yapılan deneylerde koruyucu etkisi olduğu saptanmıştır. Johnson

& Johnson, Faz I-II denemelerini Temmuz ayında başlatmıştır. Johnson and Johnson'dan Janssen Vaccines & Prevention BV araştırma amaçlı SARS-CoV-2 aşısı adayı, Ad26COV-S, JNJ-78436735, COVID-19 aşısı için büyük ölçekli, çok ülkeli Faz III denemesi olan ENSEMBLE çalışmasını başlatıldığını duyurdu.

8. Bacillus Calmette-Guerin aşısı, tüberküloza karşı bir koruma olarak 1900'lerin başında geliştirilmiştir. Avustralya'daki Murdoch Çocuk Araştırma Enstitüsü, aşının kısmen koronavirüse karşı koruma sağlayıp sağlamadığını görmek için BRACE adlı bir Faz III denemesi yürütmektedir.

Şu ana kadar bu aşılar içerisinde genel kullanım için onay almış olan henüz bulunmamakla beraber bazıları belli popülasyonlarda ve belli durumlarda kullanım için sınırlı onay almıştır. Bunlar Çin Ordusunda kullanılmak üzere onay alınan CanSino Biologics’in Ad5-nCoV COVID-19 adenovirüs aşısı, erken kullanım için onay alan Rusya’nın Sputnik V aşısı, Sinovac Biotech’in inaktive CoronaVac aşısı, Birleşik Arap Emirlikleri’nde onay alan Sinopharm’ın geliştirmesine katkıda bulunduğu (Wuhan ve Pekin) iki aşıdır (7,8,12).

Kaynaklar:

1. Amanat F, Krammer F. SARS-CoV-2 Vaccines: Status Report. Immunity.

2020;52(4):583‐9.

2. https://en.wikipedia.org/wiki/COVID-19_vaccine 3. https://coronavirus.jhu.edu/map.html

4. Gao Q, Bao L, Mao H, Wang L, Xu K, Yang M et al. Rapid development of an inactivated vaccine candidate for SARS-CoV-2 [published online ahead of print, 2020 May 6]. Science. 2020;eabc1932. doi:10.1126/science.abc1932.

5. Callaway E. The race for coronavirus vaccines: a graphical guide. Nature. 2020;

580(7805):576‐7.

6. Thanh Le T, Andreadakis Z, Kumar A, Gómez Román R, Tollefsen S, Saville M, et al.

The COVID-19 vaccine development landscape. Nat Rev Drug Discov.

2020;19(5):305‐6.

7. https://www.nytimes.com/interactive/2020/science/coronavirus-vaccine-tracker.html 8. https://www.coronavirustoday.com/coronavirus-vaccines

9. https://www.cdc.gov/vaccines/basics/test-approve.html

10. https://www.fda.gov/patients/drug-development-process/step-3-clinical-research 11. Zhang J, Zeng H, Gu J, Li H, Zheng L, Zou Q. Progress and Prospects on Vaccine

Development against SARS-CoV-2. Vaccines (Basel) 2020;8(2):E153.

12. https://clinicaltrials.gov/ website; WHO 13. https://www.bmj.com/content/370/bmj.m3270

Tek Tıp, Tek Sağlık, Tek Dünya Levent ALTINTAŞ

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı, Ankara

Özet

“Tek Tıp, Tek Sağlık, Tek Dünya” son yıllarda önemi daha iyi anlaşılan ve disiplinler arası çalışma gerektiren bir kavramdır. Bu kavram sağlıklı bir evren oluşturmak için, beşeri ve veteriner tıbbının birlikte hareket etmesi gerektiğini ileri sürer. Gerçekten de, hayvan hastalıkları insanlık tarihi boyunca büyük felaketlere yol açmıştır. Hatta şu günlerde yaşadığımız olağanüstü durumun da kaynağı zoonoz bir etkendir. Tüm bunlara rağmen;

günümüzde “Tek Tıp” ya da “Tek Sağlık” kavramı, yeterince destek görmemektedir.

Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir insan için; önce sağlıklı bir hayvan ve sağlıklı bir çevre şarttır.

Bu nedenle, “Tek Sağlık” yaklaşımına farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 3 Kasım günü

“Tek Sağlık Günü” olarak kutlanır.

Bu sunum kapsamında, kısaca “Tek Tıp, Tek Sağlık, Tek Dünya” kavramı, tarihsel sürecine de değinerek özetlenmeye çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Tek dünya, tek sağlık, tek tıp, zoonoz.

One Medicine, One Health, One World Abstract

The concept of “One Medicine, One Health, One World”; it is a concept whose importance has been better understood in recent years and requires interdisciplinary study. This concept suggests that human and veterinary medicine must act together to create a healthy universe. Indeed, animal diseases have caused disaster havoc throughout human history. Even, the source of the emergency we are experiencing nowadays is a zoonotic factor. Still, despite all this today, the concept of "One Medicine" or "One Health" is not supported sufficiently. It should not be forgotten that for a healthy person; first, a healthy animal and a healthy environment are essential. Today, it is celebrated as "One Health Day" on 3 November every year in order to raise awareness for a single health approach.

Within the scope of this presentation, the concept of “One Medicine, One Health, One World” will be summarized by referring to its historical process.

Keywords: One health, one medicine, one world, zoonosis.

Giriş

“Tek Tıp, Tek Sağlık, Tek Dünya” yaklaşımı; özellikle son yıllarda önemi daha da iyi anlaşılan ve mutlaka disiplinler arası çalışma gerektiren bir kavramdır. Aslında kökeni 1800’lü yıllara dayanan bu kavram; özellikle son yıllarda zoonoz hastalıkların (omurgalı canlılardan insanlara ve insanlardan da omurgalı canlılara geçebilen hastalıklar), gerek insan, hayvan ve çevre sağlığı üzerinde gerekse uluslararası ekonomi ve ticaret üzerinde oluşturmuş olduğu olumsuz etkiyle birlikte daha da önem kazanmış ve yeniden gündeme gelmiştir. Elbette; sürekli

değişkenlik gösteren günümüz dünyasında; özellikle bulaşıcı ve salgın hastalıkların kontrol altına alınması için gösterilen çabalar ve yaban hayatı ile evcil hayvanlar ve insanlar arasındaki hastalıkların potansiyel hareketliliği de, “Tek Tıp, Tek Sağlık, Tek Dünya” kavramının öneminin anlaşılmasında etkili olmuştur.

“Tek Tıp” insan-hayvan-çevre üçgeninde bulaşıcı hastalıklara odaklanan, toplum sağlığına hizmet eden ve aynı zamanda zoonoz nitelikli hastalıklara karşı disiplinler arası yaklaşımı gerekli kılan bir kavramdır ve gelişmiş ülkelerde insan sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre sağlığı ile birlikte “Tek Sağlık Yaklaşımı” olarak da nitelendirilir.

“Tek Sağlık” ise; hem insan sağlığı hem de hayvan sağlığı alanında görev alan beşeri hekimler, veteriner hekimler ve diğer sağlık personelini kucaklayacak şekilde geniş kapsamlı bir kavram olup, halk sağlığı açısından tehdit oluşturan zoonotik hastalıkların kontrolü ve yayılımının önlenmesi üzerine yoğunlaşan bir yaklaşımdır.

“Tek Dünya” kavramı ise; öncelikle yerel uygulamalardan başlayarak sırasıyla ulusal, uluslararası ve sonuçta da evrensel ölçekte olacak şekilde, insan, hayvan ve çevre sağlığının optimal koşullara ulaştırılması için ilgili disiplinlerin birlikte çalışması ve işbirliğini ifade eder ve bu birliktelik sonucunda da Dünya Sağlığı’nın korunmasını amaçlar.

Günümüzde insanlarda görülen hastalıkların yaklaşık %60’ının zoonotik karakterde olduğu; bu hastalıkların sayısının 1950’li yıllarda 86, 1970’li yıllarda 150 civarında iken, 2000’li yıllarda 200’lü rakamlara ulaştığı ve bu sayıya her geçen gün yenilerinin eklendiği;

insanlarda yeni çıkan hastalıkların da yaklaşık %75’inin ya da diğer bir ifade ile yeni çıkan her 4 hastalıktan 3’ünün hayvansal kaynaklı olduğu; özellikle son otuz yılda olmak üzere insanlarda karşılaşılan hastalıkların yaklaşık %75’inden fazlasının yeni veya yeniden önem kazanan (Covid-19, KKKA, Kuduz, SARS, Ebola Hemorajik Ateşi, BSE, Kuş gribi, Batı Nil Virusu, Maymun Çiçeği, Tüberküloz gibi) zoonoz kökenli hastalıklar olduğu; günümüzde her 10-15 dakikada bir insanın kuduz hastalığından ve toplamda da her yıl yaklaşık 2,7 milyon insanın zoonotik hastalıklardan öldüğü; yine gıda kaynaklı enfeksiyonların da büyük oranda (%90’dan fazlasının) hayvansal kökenli gıdalardan kaynaklandığı ve bugün potansiyel biyoterör ajanı olarak kullanılan etkenlerin %80’inin zoonoz karakterli patojenlerden oluştuğu da konunun öneminin açıklanmasında faydalı olacak, bilinmesi gereken gerçeklerdir.

Aslında hayvan hastalıkları, her dönemde insanlık tarihi boyunca büyük felaketlere yol açan en önemli sorun kaynağı konumunda olmuştur. Örneğin; 17. yüzyıl Avrupa’sında insanlarda görülen veba salgını sonucunda Avrupa Birliği ülkeleri neredeyse haritadan silinme noktasına kadar ulaşmış; 18. yüzyılda görülen Sığır Vebası hastalığına bağlı gelişen salgınla da tarım ve ekonomi çalışamaz hale gelmiştir. Şu günlerde yaşamış olduğumuz pandemi kaynaklı olağanüstü durumun kökeninde de zoonoz nitelikli bir etkenin olduğunu da unutmamak gerekir.

Günümüzde görülen hastalıkların yayılmasında rol oynayan vektör, rezervuar veya mikroorganizmalar için ülke sınırlarının bir engel oluşturmaması ve bağlamda uluslararası seyahatlerin ve ticari bağlantıların artması, plansız şehirleşmenin yaygınlaşması, dünya genelinde yoksulluğun artması, ekosistemde görülen değişimler, açığa çıkan salgın hastalıklarda yalnızca insan olgularından hareket edilmesinin hastalığın eradikasyonunda oldukça yetersiz kalması ve insanların bilinen zoonoz hastalıklar içerisinde yalnızca %3’ünde rezervuar olması gibi bulgular da, bu bağlamda oldukça önemlidir. Bu sebeple; insanların sağlıklı olabilmesi için, öncelikli olarak hayvanların sağlıklı olması bir gerekliliktir.

Günümüzde toplum sağlığı kapsamında sağlık ocakları ve aile hekimliği nasıl ki beşeri hekimliğinin başlangıcını oluşturuyorsa; koruyucu hekimlik ilkeleri kapsamında, Veteriner Halk Sağlığı hizmet birimleri de toplum sağlığı ve korunmasında Veteriner Hekimliğin ilk basamağını oluşturur. Bu bağlamda Toplum Sağlığı ve Veteriner Halk Sağlığı arasında birbiri ile sıkı sıkıya kenetlenmiş bir işbirliği olmalıdır. Günümüzde verilen Halk Sağlığı hizmetlerinin de; hem enfeksiyöz hastalıklarının değişen epidemiyolojisi hem de buna sebep olan küresel faktörlerin de dikkate alınarak değerlendirilmesi ve mutlaka multidisipliner olarak verilmesi gerekir. Ayrıca, dünya genelinde gözlenen nüfus artışı ve buna bağlı olarak ihtiyaçlarda görülen artış (özellikle hayvansal gıda ihtiyacı gibi); şehirleşme ile endüstriyel ve teknolojik ilerlemeye bağlı olarak oluşan yeni sorunlar; ilerleyen teknoloji ile birlikte uluslararası ulaşımın kolaylaşması; insan ve hayvanlarda hastalık oluşturabilen mikroorganizmalarda gelişen ilaç direnci; dünya genelinde görülen iklim değişiklikleri; insanların ekosistem ve yaban hayatı üzerinde oluşturdukları olumsuz etkiler gibi sorunlar da “Tek Sağlık” yaklaşımını bir gereklilik haline getirmiştir. Bu sebeple, Halk Sağlığı alanında başarının; beşeri ve veteriner hekimlerin ulusal ve uluslararası düzeyde yapacakları işbirliğine bağlı olması, günümüzün bir gerçeğidir.

Bu bilgiler ve yaşanan son gelişmelerle birlikte, özetlenecek olursa; temelleri 1800’lü yıllara dayanan “Tek Tıp/Tek Sağlık Yaklaşımı” günümüzde yeniden gündeme gelmiş ve önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Bu noktada “Tek Sağlık” ifadesi daha ziyade bulaşıcı hastalıklar üzerine odaklanmış, halk sağlığına insan, hayvan ve çevre üçgeni üzerinden bakan bir yaklaşım iken; “Tek Sağlık Kavramı” ise, hastalık epidemiyolojisi bağlamında topluma bilinç kazandırmak ve böylelikle toplum sağlığının kalitesini iyileştirmek amacıyla koruyucu stratejiler oluşturmayı hedefleyen bir kavram olarak nitelendirilebilir. Bu sebeple, günümüzde tek sağlık yaklaşımını tüm dünyaya anlatmak, farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 3 Kasım günü “Tek Sağlık Günü” olarak kutlanır. Tek sağlık yaklaşımının etkinliği; özellikle veteriner hizmetleri ve halk sağlığı hizmetleri olmak üzere sosyal bilim, çevre ve yaban hayatı ile ilgilenen kurumlar arasında daha fazla sektörel denge ve işbirliği kurulması ile sağlanacaktır.

Tarihçe

Tek sağlık kavramı aslında yeni bir tabir olarak kabul görse de, temelleri oldukça eskiye dayanır. Çevresel faktörlerin insan sağlığı üzerindeki etkileri ve halk sağlığının temiz bir çevreye bağlı olacağı hipotezi; Yunan hekim Hipokrat tarafından yazılan “Havada, Suda ve Yerde” isimli metinlerde dahi geçer.

1700’lü yıllarda ise, İtalyan hekim ve aynı zamanda Dr.Vet.Hek. Epidemiyolog Giovanni Maria Lancisi; insanlarda ve hayvanlarda, fiziksel çevrenin hastalığın yayılmasındaki rolünü araştırmıştır. Lancisi aynı zamanda, insanlarda sıtma hastalığının önlenmesi amacıyla cibinlik ve sineklik kullanılması ile bataklıkların kurutulması gerekliliğinin ilk savunucularından olduğu gibi, sığırlarda sığır vebası kontrolünde çalışmalar yapan araştırmacıların da öncülerindendir. Lancisi’yi takiben 1700’lü yıllarda Fransa’da ilk Veteriner Fakültesi, Claude Bourgelat tarafından kurulmuş ve Avrupa’da insan ve hayvan sağlığı arasındaki etkileşimlere yönelik resmi bir eğitim sistemi uygulamaya konulmuştur. Bu dönemlerde gerçekleştirilen Fransız Devrimi ile birlikte; insan, hayvan ve çevre sağlığının birbirleriyle bağlantılı olduğu fikri yeniden canlanmış ve Alexandre Parent-Duchâtelet ve Louis-René Villerme tarafından, halk sağlığı uzmanlığı alanı gündeme getirilmiş ve ilerleyen süreçte de bu alanda veteriner hekimlik uzmanlık alanının gelişmesine aynı bilim adamları katkı sağlamışlardır.

Karşılaştırmalı hekimlik ve Tek Sağlık kavramının kurucularından olarak kabul edilen Alman hekim ve patolojist Rudolf Virchow; 19. yy sonlarında “Zoonoz” terimini ortaya sürmüş ve “Ben sadece şunu bilirim ki; veteriner tıbbı ile insan tıbbı arasında bir ayrım yoktur, olmamalıdır da zaten, bir alanda elde edilen deneyim diğer alanın gelişmesini destekleyecektir”

ve “...hayvan ve insan hekimliği arasında bölünemez hatlar vardır - ki öyle de olmalıdır”

ifadeleri ile Tek Tıp/Tek Sağlık kavramının öncülüğünü yapmıştır. Virchow’a göre; beşeri hekimlik ile veteriner hekimliği arasında sınırları belirleyen kesin bir çizgi yoktur ve hatta böyle bir çizgi olmamalıdır. “Tek Hekimlik = Tek Tıp = Tek Sağlık” diye de nitelenebilen bu anlayış, pek çok bilim adamı tarafından da destek görmüştür. Bu görüşü; Virchow’un öğrencilerinden biri olan Kanada kökenli insan hekimi ve karşılaştırmalı tıbbın savunucusu Sir William Osler

“Veteriner Tıbbı ile İnsan Tıbbı birbirini tamamlamaktadır ve bu yaklaşım Tek Tıp Konsepti olarak algılanmalıdır” şeklinde geliştirmiştir. Bunu takiben 1947 yılında ABD’nde CDC bünyesi altında Veteriner Halk Sağlığı Bölümü ve 1949 yılında da DSÖ bünyesinde Veteriner Halk Sağlığı bölümü kurulmuştur. İlerleyen süreçte, Vet.Hek. Epidemiyolog Parazitolog W.

Calvin Schwabe tarafından “Veteriner Hekimliği ve İnsan Sağlığı” adında bir ders kitabı yayımlanmış ve böylelikle beşeri ve veteriner tıbbı arasında bir ayrım olmadığı fikri vurgulanmıştır. Veteriner Epidemiyolojinin babası olarak kabul edilen Schwabe, aynı zamanda

“Tek Tıp” teriminin de isim babası olarak kabul edilir.

1996 yılında; Dr.Vet.Hek. Gary M. Tabor, Dr.Vet.Hek. Alonso Aguirre, Dr.Vet.Hek.

Mary Pearl, Dr. Eric Chivian, Dr. Paul Epstein, Vet.Hek. David Sherman, Vet.Hek. Mark Pokras ve Vet.Hek. Gretchen Kauffman tarafından “Koruyucu Tıp” uygulaması başlatılmıştır.

Bu bağlamda olacak şekilde insan, hayvan ve çevre sağlığını birleştirme amacıyla, yeni bir kurumsal odak olarak; Tufts Üniversitesi’ne bağlı Cummings Veteriner Fakültesi ile Harvard Üniversitesi’ne bağlı Tıp Fakültesi Sağlık ve Küresel Çevre ve Eko Sağlık Merkez Birliği tarafından “Koruma Tıbbı: Uygulamada Ekolojik Sağlık” (Koruyucu Tıp Konsorsiyumu) kurulmuştur. Bu konsorsiyum, tek sağlık uygulamalarını ilerletmek için kurulan birden çok-örgütlü ve birden çok-disiplinli ilk kuruluş olarak da kabul edilir.

“Tek Sağlık” ifadesi ise ilk kez; Rick Weiss tarafından Washington Post gazetesinde 7 Nisan 2003 yılında kaleme alınan Ebola kanamalı ateşi hakkındaki yazısında, Dr.Vet.Hek.

William Karesh'in “İnsan, evcil hayvanlar ya da yaban hayatı tek başına ele alınamaz. Sadece bir sağlık var ve hastalıkların çözümleri herkesin farklı düzeylerde birlikte çalışmalarını gerektirir” şeklindeki görüşlerine yer vermesiyle gündeme gelmiştir. 2004 yılında ise Dr.Vet.Hek. William Karesh, Vet.Hek. Robert Cookand, Dr Vet.Hek. Steve Osofsky tarafından dünya çapında olacak şekilde “Tek Dünya-Tek Sağlık” temalı bir dizi konferans başlatılmıştır.

Bu etkinlikler, “Tek Dünya-Tek Sağlık” üzerine Manhattan İlkeleri’nin yayımlanması ile sonuçlanmıştır. Bu bildiride, insan ve hayvan sağlığını korumaya yönelik olarak 12 prensip benimsenmiş ve belirlenen bu amaca yönelik ortak çalışmalar yapmak için beşeri ve veteriner hekimlere çağrıda bulunulmuştur.

2007 yılında Dr. Roger Mahr (Amerikan Veteriner Hekimler Derneği Başkanı) ile Dr.

Ronald Davis (Amerikan Tıp Derneği Başkanı)’in bir araya gelmesi ile ilk defa insan ve hayvan sağlığı toplulukları düzeyinde bir birliktelik sağlanmıştır. Dr. Davis öncülüğünde Amerikan Tıp Derneği’ne resmî bir “Tek Sağlık” çözümüne geçilmesi yönünde öneride bulunulmuş ve bu öneri Haziran ayında oy birliği ile kabul edilmiştir. Benzer şekilde Amerikan Veteriner Hekimler Derneği tarafından da bir “Tek Sağlık Girişimi Görev Gücü” kurulmuş ve 2008 yılı Temmuz ayında Amerikan Tıp Derneği’nin çözümüne benzer bir sağlık kararı almıştır.

İlerleyen dönemde Dr. Roger Mahr’ın önderliğinde Tek Sağlık Girişimi Görev Gücü, “Tek

Sağlık Komisyonu” ismi altında görevini sürdürmüştür ve günümüzde de merkezi Iowa Devlet Üniversitesi’ndedir.

Bu gelişmeleri, 2008 yılında Avrupa Veteriner Hekimleri Federasyonu tarafından “Tek Sağlık: Sağlıklı Hayvan = Sağlıklı İnsan” teması ile kutlanan Avrupa Veteriner Hekimler Haftası, 2009 yılında CDC bünyesinde açılan “Tek Sağlık Ofisi” takip etmiş ve 2010 yılında da WHO, FAO ve OIE tarafından yayımlanan ortak bir bildiri ile “Tek Sağlık” yaklaşımı, disiplinler arası işbirliğiyle sağlanabilecek bir kavram olarak kabul edilmiştir.

Ülkemizdeki Durum

DSÖ’nün katkılarıyla 1978 yılında düzenlenen 31. Dünya Sağlık Asamblesi’nde alınan kararlar uyarınca, aralarında ülkemizin de bulunduğu “Akdeniz Ülkeleri Zoonoz Kontrol Programı” oluşturulmuş ve bu programdan yola çıkılarak da 1991 yılında Sağlık Bakanlığı ve o zamanki adı ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından “Türkiye Zoonoz Milli Komitesi” kurulmuştur. Bu komite 2018 yılından itibaren de Türkiye Zoonotik Hastalıklar Milli Komitesi olarak çeşitli faaliyetlerde (protokoller, alt kurullar ve Türkiye Zoonotik Hastalıklar Eylem Planı oluşturulması gibi) bulunmuştur.

“Tek Tıp, Tek Sağlık, Tek Dünya” bağlamından hareketle 2009 yılında TVHB Merkez Konseyi ve TTB Merkez Konseyi tarafından yapılan ortak bir deklarasyon ile “Tek Dünya-Tek Sağlık” yaklaşımının önemi vurgulanmış ve zoonoz hastalıklar gibi ortak konularda birlikte hareket etme anlayışı ortaya konmuştur. 2014 yılında, o zamanki adıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 20.01.2014 tarih ve 71037622-010.06.02-2663 sayılı “Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Hayvan Hareketleri Kontrolü” konulu Genelgesi ile ‘‘Tek Sağlık’’ yaklaşımına dikkat çekilmiş ve bu alanda başarının elde edilmesinde veteriner hekimlere düşen görev ve yükümlülükler hakkında bilgi verilmiştir. Bu bağlamda özellikle hayvan sağlığı, hayvan refahı, halk sağlığı ve gıda güvenliği konuları üzerinde durulmuştur. Genelge ile hayvan sağlığı ve dolayısıyla da halk sağlığını korumak amacıyla; özellikle ihbarı mecburi hastalıklar olmak üzere, hastalıklarla mücadele kapsamında 2014 yılı için Bakanlık tarafından belirlenen mücadele programına da detaylı bir şekilde değinilmiştir. Yine TVHB, EKMUD ve ilgili bakanlıkların da katılımı ile Zoonotik Hastalıklar Sempozyumları, Türkiye’deki zoonotik hastalıklar ile ilgili kongreler, çalıştaylar ve diğer faaliyetler de zaman zaman düzenlenmiştir.

Paydaşlar

“Tek Tıp, Tek Sağlık Kavramı” içerisinde görev alabilecek paydaşlar arasında; insan hekimleri, veteriner hekimler, epidemiyologlar, halk sağlığı uzmanları, biyoinformatikçiler, biyologlar, orman-su ürünleri ve ziraat mühendisleri ile elbette politikacılar yer almalıdır. Bu yaklaşımın temeli, beşeri ve veteriner hekimliğinin birlikte hareket etmesidir. Bu bağlamda;

doktorlar, veteriner hekimler, diş hekimleri, hemşireler, diğer sağlık personeli ve çevre ile ilgili disiplinler arasında sıkı bir işbirliği olması beklenir. Böylelikle; yerelden başlayarak, önce ulusal ardından da uluslararası ve sonuçta evrensel anlamda insan, hayvan ve çevre sağlığı için optimal şartların oluşturulması amacıyla ilgili disiplinlerin birlikte çalışması ve yapacakları işbirliği ile de Dünya Sağlığı’nın korunması amaçlanmıştır (Şekil 1).

Şekil 1. Tek Sağlık Şemsiyesi.

Bu hedefe ulaşmak için; Tıp, Veteriner Hekimliği ve Halk Sağlığı Eğitim kurumlarının eğitimde entegrasyonu sağlanmalı; konuya ilişkin profesyonel yayınlar, konferanslar, çalıştaylar yapılmalı ve sağlık örgütleri arasında bir iletişim geliştirilmeli; türler arası hastalık aktarımları üzerinde araştırmalar yapılmalı; türler arası hastalıkların kontrolü ve önlenmesinde yeni teşhis yöntemleri, ilaç ve aşıların geliştirilmesi ve değerlendirilmesi konusunda sektörler arasında bir işbirliği sağlanmalı; insan hekimleri, veteriner hekimler ile diğer tüm sağlık bilimleri arasındaki işbirliği ile hayvan ve insan sağlığının gereksinimleri sağlanmalı; bilimsel araştırmaları destekleyen kurum ve kuruluşlara bağlı “Tek Sağlık” alanına yönelik araştırma destek programları oluşturulmalı; veteriner tıbbı, insan tıbbı ve halk sağlığı okulları arasındaki

Bu hedefe ulaşmak için; Tıp, Veteriner Hekimliği ve Halk Sağlığı Eğitim kurumlarının eğitimde entegrasyonu sağlanmalı; konuya ilişkin profesyonel yayınlar, konferanslar, çalıştaylar yapılmalı ve sağlık örgütleri arasında bir iletişim geliştirilmeli; türler arası hastalık aktarımları üzerinde araştırmalar yapılmalı; türler arası hastalıkların kontrolü ve önlenmesinde yeni teşhis yöntemleri, ilaç ve aşıların geliştirilmesi ve değerlendirilmesi konusunda sektörler arasında bir işbirliği sağlanmalı; insan hekimleri, veteriner hekimler ile diğer tüm sağlık bilimleri arasındaki işbirliği ile hayvan ve insan sağlığının gereksinimleri sağlanmalı; bilimsel araştırmaları destekleyen kurum ve kuruluşlara bağlı “Tek Sağlık” alanına yönelik araştırma destek programları oluşturulmalı; veteriner tıbbı, insan tıbbı ve halk sağlığı okulları arasındaki