• Sonuç bulunamadı

6. Sanal Diplomasinin Yapısal Belirlenimi

6.2. Sanal Diplomasi ve Maddi Alt Yapı Belirlenimi

6.2.2. Ağ Ekonomisi

117

gerçekleşmektedir. İletişim ağları kapitalist sistemin işleyişini ve yürütülen politikaların ihtiyacını karşılayacak şekilde örgütlenmektedir.

118

ülkelerinde borsanın toplam değerinin yarısını aşacak düzeylere gelebilmiştir (Ertürk, 2002: 199).

Ağ ekonomisinde meta değeri kazanan enformasyon ölçek ekonomisine dayalıdır. Enformasyonun üretimi arttıkça maliyetler düşmektedir, enformasyon üretiminin hacmi küçüldükçe maliyetler artmaktadır. Üretim maliyetine göre dağıtım maliyeti daha büyük ölçeği kapsar hale gelmektedir (Başaran, 2005b: 44).

Enformasyon teknolojisinin ilk kopya üretimi yüksek maliyetlidir. Daha sonraki kopyaların yeniden üretimi ise oldukça az bir maliyetle gerçekleşmektedir. Maliyet, ürünün ulaştığı tüketici sayısına bağlı olarak hızla azalmaktadır (Başaran, 2005a:

241).

Ağ ekonomisine ait ürün, hizmet ve işlemlerden elde edilen gelirler sayısal ağları yapılandırmaktadır. Dolayısıyla iletişim ağları üzerinden akan enformasyon bir meta değerine sahiptir ve piyasa mekanizmasına tabidir. Ağ ekonomisinde kârı çoklaştırma, sermaye birikimi, metalaşma, rekabet gibi kapitalizmin temel mantığını oluşturan faktörler işlemeye devam etmektedir. Kapitalist üretim tarzının teknolojik yapılanma ve toplumsal ilişkileri biçimlendirdiğini ifade eden Mike Wayne (2010:

141), yeni iletişim teknolojilerinin üretimin kapitalist tarzı içerisinde bir konum edindiğini söylemektedir. İletişim teknolojilerinin işleyişi üretim güçlerinin gelişimine, hiyerarşik ve rekabetçi yapıdaki üretim araçları sahipliğine bağlıdır.

İletişim teknolojileri kapitalizmin toplumsal ilişkilere yayılımını genişletmektedir (Wayne, 2010: 144-146).

119

Yeni iletişim teknolojileri kapitalist sistemde piyasanın serbest işleyişine hizmet etmektedir. François B. Simard’a göre (2006: 355) günümüzde ağ örgütlenmesine dayalı bir ekonomi yönetimi gerçekleşmektedir. Simard (2006: 352-353) yeni iletişim teknolojileri ile şirketlerin daha esnek ve dinamik, akışkan bir yapıya kavuştuğunu, kâr ve üretim hacmini arttırdığını, organizasyon maliyetini düşürdüğünü söylemektedir.

Arz edilen malların rasyonel uyum içinde pazarlanacağı alt yapıyı oluşturan ağ teknolojisi şirketler arası koordinasyonun gelişmesine katkıda bulunmuştur. Ağ yapılanması taleplere daha anlık karşılık veren bir piyasayı olanaklı kılmış, üretici ve tüketiciler arasındaki iletişimi aracısız hale getirmiştir (Simard, 2006: 357).

Simard (2006: 359-360) ağ ekonomisinde belirli aktörlerin merkezi yönetiminde işleyen hiyerarşik bir yapılanma olduğunu ifade etmektedir. Piyasadaki hakim aktörlerin stratejik önceliklerine göre şekillenen ağ teknolojisi piyasa içerisindeki rekabette avantaj sağlamak için stratejik olarak kullanılmaktadır. Kâr artırımı, hedef kitle ve taleplerin tespiti, şirket profilinin geliştirilmesi, üretim ve dağıtım pratiklerinin yürütülmesi ağ teknolojisinin diğer kullanım alanlarıdır.

Ağ ekonomisinde yeni iletişim teknolojileri şirketler açısından yatırım değerine sahiptir. H. William Melody’e göre (2001: 310) yeni iletişim teknolojileri mekan ve zaman kısıtlaması olmaksızın veri yönetme olanağı sağlamakta, kaynakların dağıtımını kolaylaştırmaktadır. Ancak Melody piyasa odaklı araştırmalarda yer alan daha fazla enformasyonun piyasa verimliliğini arttırdığı

120

yönündeki basit kestirimci savunuyu eleştirmektedir. Melody, esasında yürütülen politika ve düzenlemelerin (deregülasyon, özelleştirme) piyasaların verimliliğini arttırmaya yönelik olduğunu belirtmektedir.

Fülberth (2011: 265) ise deregülasyon, özelleştirme gibi politikaların uygulanmaya konduğu neoliberal kapitalist dönemin 1974 ve sonrasında başladığını belirtmektedir. Neoliberal dönemde yatırım, üretim ve dağıtımın uluslararasılaştığını, devletleştirme politikaları ve kamusal harcamaların azaldığını belirten Fülberth (2011: 270) enformasyon teknolojisinin, üretim, iletişim, yönetim ve dağıtım alanlarına hakim olduğunu söylemektedir.

Medya şirketlerinin yeni iletişim teknolojilerini kullanma sürecinde oluşturdukları monopol/ oligopol piyasalar ağ yapılanmasını sorunlu hale getiren bir diğer boyuttur. Ben H. Bagdikan’a göre (2004: 58) yeni iletişim teknolojileri ve internet ağı üzerinde küresel boyutta faaliyet gösteren çokuluslu medya şirketlerinin tekel/ oligopol mücadelesi söz konusudur. Bagdikan’a göre (2004: 3) piyasaya hakim olan ve sayısal alt yapı ile hizmet sunan sınırlı sayıda çokuluslu medya şirketi bulunmaktadır. Hiyerarşik yapılanmalı çokuluslu medya şirketleri az sayıda olduğu için piyasadan yeterince ve yüksek düzeyde pay alabilmektedir. Medya şirketleri politik hedeflerine ulaşmak için yeni iletişim teknolojilerine yatırım yapmakta ve siyasilere karşı lobi faaliyetlerinde bulunmaktadırlar (2004: 25).

John Bellamy Foster ve Robert W. McChesney (2011: 61-63) uygulanan neoliberal politikaların ağ piyasasında tekel oluşumlara, şirket birleşmelerine yol

121

açtığını söylemektedirler. Piyasalar az sayıda büyük şirket ve az kural mantığıyla çalışmaya başlamıştır. Örneğin ABD’de internet piyasasını AT&T, Verizon gibi birkaç şirket yönetmektedir.

Çokuluslu şirketler piyasada yeni birikim alanları oluşturarak iletişim ağları endüstrisinde hakim güç haline gelmiştir. Medya sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin birleşmesi iletişim ağları üzerinde gücün yoğunlaşması anlamına gelmektedir. Melody (2001), Bagdikan (2004), Foster ve McChesney (2011) çalışmalarında uluslararası piyasaların çokuluslu tekel şirketler tarafından şekillendirildiğini ve bu şirketlerin tekel gücünü arttıracak düzenlemelerin alınması için uğraş verdiklerini belirtmektedirler. McChesney’e göre (1998: 27) ticari iletişim sistemi küresel kapitalist neoliberal sistemde yükselmektedir. Küresel kapitalist sistemin maddi alt yapısı uydu ve sayısal teknolojiyle desteklenmiştir. Sınırlı sayıda çokuluslu şirket küresel iletişim sistemine hakimdir.

Geleneksel ve yeni medyanın sahipliği el değiştirse de iletişim piyasasında az sayıda büyük şirketin hakimiyeti devam etmektedir (Ritzer, 2010: 303). George Ritzer’e göre (2010: 304) Newscorp, Microsoft, Google, Yahoo gibi büyük şirketler halihazırda başarılı olan veya başarılı olma potansiyeli taşıyan web sitelerini satın alma peşindedirler. Örneğin Microsoft 2007’de Facebook’un bir bölümünü satın almış, Yahoo’yu denetimi altına alma girişiminde bulunmuştur. Google şirketi, Facebook ile rekabet edebilmek için Orkut, Linkedln, hi5, Friendster, Plaxo ve Ning gibi şirketlerle işbirliği yapmaya başlamıştır. Ritzer (2010: 306) küresel yeni

122

medyanın çokuluslu şirketlerin etkisi altında kalmasını tepeden, yani yukardan aşağıya küreselleşmenin bir biçimi olarak betimlemektedir.

Michael Dawson ve John Bellamy Foster (2003: 70-71) sınırlı sayıdaki şirketin teknoloji ve iletişim sistemleri üzerinde kontrol mücadelesine dikkat çekmektedir. Dawson ve Foster’a göre (2003: 76-77) sayısal teknoloji sermaye birikimi sağlamanın, kârı arttırmanın, piyasadan daha fazla pay almanın yönetsel araçlarıdır. Yeni iletişim teknolojileri sermayenin yoğunlaşmasına ve merkezileşmesine olanak sağlamaktadır.

Birleşmeler ve satın almalar yoluyla tekel haline gelen şirket oluşumları ağlara ait pazar sistemini kontrol etmektedirler. Dawson ve Foster’ın (2003: 71) belirttiği gibi 19. yüzyılın geleneksel fiyata dayalı rekabetinin yerini günümüzde piyasadaki yoğunlaşmalarla birlikte tekelci rekabet tarzı almıştır.

Özellikle iletişim ağları sahipliğinde ABD’li şirketlerin üstünlüğü bulunmaktadır. ABD’nin 1996-2007 yılları arasındaki verilere göre G7, OECD ve Euro-zone ülkelerinden çok daha fazla enformasyon teknolojisine yatırım yaptığı saptanmıştır (Byrnjolfsson ve Saunders, 2010: 51). Erik Byrnjolfsson ve Adam Saunders (2010: 21) yeni iletişim teknolojilerinin üretim artışında rolü olduğunu ve bu nedenle şirketler açısından stratejik değere sahip olduğunu belirtmektedirler.

Enformasyon teknolojisi üretiminin ve büyük hacimli çokuluslu şirket varlığının ABD kaynaklı olduğunu söyleyen Oliver Boyd-Barret (2006: 23) ise

123

iletişim ağlarının ABD tarafından yönetildiği görüşündedir. Boyd Barret’e göre (2006: 23) iletişim ağları piyasası belirli birtakım yapısal unsurları taşımaktadır:

 İçerik üretiminde ve iş örgütlenmesinde Amerikanlaşma

 Pazar yönelimli ticarileşme

 Piyasa çıkarlarını koruyan rekabet düzeni

 Sahiplik yapısındaki yoğunlaşmalar

 Şirket yapısında birleşme ve satın almalar yolu ile konglomerleşme

 Yöndeşme

 Birden çok ortaklı şirketlerin kontrolüne dayanan piyasa demokrasisi

 Deregülasyon politikaları

 Sayısallaşma

 Eşik bekçilerinin yayılımı

 Özelleştirme politikaları

Boyd-Barret (2006: 24) Dünya Bankası, IMF, G7 gibi kuruluş ve birliklerin serbest ticaret, sermaye ve enformasyon akışını teşvik ederek, çokuluslu şirketlerin önündeki ticari engelleri kaldırarak küresel ölçekte iletişim düzenini belirlediklerini ifade etmektedir. İçerik üreticileri (Google, Yahoo vd.), servis sağlayıcılar (Mozilla, Explorer vd.) enformasyon piyasasını biçimlendiren başat eşik bekçileridir. Devlet ve girişimcilere ait küresel ticari ve finans etkinlikleri iletişim teknolojileri ile desteklenmektedir (Boyd- Barret, 2006: 28).

Enformasyon teknolojisi şirketleri yeni iş örgütlenmeleri, yeni iş alanları, yeni pazarlar yaratarak kapitalist ekonomi içindeki yerini almıştır (Başaran, 2005b: 40).

124

Şirketler sanal pazarın hakim oyuncuları haline gelebilmek için küresel iletişim ağlarına sahip örgütlenme biçimleri kurmaktadırlar. Şirketler açısından ağların kullanılması ekonomik etkinliği arttırmanın alternatif bir yolu olarak kabul görmektedir. Teknoloji, şirketler tarafından rekabetin önündeki engelleri kaldırmakta bir araç olarak kullanılmaktadır. Yeni iletişim teknolojileri ile sermaye küresel düzlemde daha rahat hareket etme olanağı bulmuştur. Funda Başaran’a göre (2005b:

41-42) örneğin internet denilen yeni iletişim ortamının etkileşim ve gözlem/ izleme kapasitesi tüketim ekonomisinin kullanımına sunulmaktadır. İnternet 1997’den itibaren reklam ajanslarının üzerinde kampanya ve stratejiler belirlemeye çalıştığı bir alan haline gelmiştir.

Ağ ekonomisine ilişkin bir değerlendirme yapılacak olunursa, şirketler mekan ve zamanı denetleme olanağı verdiği için ağı örgütleyebilmektedirler. Şirketler kendilerine faaliyet alanı yaratırken, alanı bir bütün halinde sermaye için ‘kullanım değeri’ haline getirmeye çalışmaktadırlar. Bu nedenle ağ ekonomisinde başatlığını koruyan kontrol-hakimiyet olgusunu daha yakından ele almak gerekmektedir.

Ekonomik olanla siyasal olan ayrışmadığına göre, bu hakimiyet siyasal olanın hakimiyetine de yönelmiş demektir.

Küresel ağ yapılanması sınıfsal ilişkilerden yalıtık değildir, sermaye sınıfı tarafından ticari kaygılarla yönetilmektedir. İletişim ağları sermaye birikim sürecinin yanında, güç ilişkilerinin, iktidar yapılarının ve toplumsal eşitsizliklerin yeniden üretilmesinde rol üstlenmektedir. Meiksins Ellen Wood’un (2003: 56-58) belirttiği gibi yeni teknolojiler, daha önceki teknolojik değişiklikler gibi yeni sömürü

125

metotlarının ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Üretici ve yönetici sınıfların ideoloji ve pratikleri yeni iletişim teknolojileri aracılığıyla toplumsal yaşamın her alanına nüfuz etmektedir.

Kapitalist pazardaki genişleme, politik olanın gelişiminden bağımsız değildir.

Sermaye çıkarlarının karşılanmasını sağlayan bir ekonomi politik sistem uygulamaya konmaktadır. Günümüzde toplumsal ilişkilerin ardında duran ekonomi politik sistemin sanal kapitalizm olduğunu ifade eden Dawson ve Foster’a göre (2003: 83), aktör ve birimler arasında güç mücadelesi yaşandığı için yeni teknolojiden özellikle kimlerin yararlandığı açığa çıkarılmalıdır. Yeni iletişim teknolojileri ile şirketler daha yüksek kâr oranları ve pazar payları elde etmekte, daha fazlama birikime ulaşmaktadır. Böylece meta fetişizminin daha geniş bir evreni yaratılarak kapitalizmin çelişkileri çözülmemekte, tersine derinleşmektedir (Dawson ve Foster, 2003: 83-84).

Görüldüğü üzere üretim tarzı, sahiplik, tekelleşme, ticarileşme, deregülasyon politikaları ağ ekonomisini irdeleyen teorisyenlerin yöneldiği temel meselelerdir. Ağ ekonomisinin işleyişinin sanal diplomasi uygulamalarının yapısal belirleyeni olduğu söylenebilir.