• Sonuç bulunamadı

2.2. Bilimin Doğası

2.2.2. Bilimin Doğası Öğretim Yaklaşımları

2.2.2.1. Açık-Düşündürücü (Doğrudan-Yansıtıcı) Yaklaşım

Öğrencilerin bilimin doğasıyla ilgili görüşlerinin (Küçük, 2006, s. 17), öğretim ve değerlendirme sürecinin (Bilican, 2014, s. 24) planlanması ile geliştirilebileceğini savunan bu yaklaşımda, öğrencilere bilimin doğası kavramlarına ilişkin düşünme, sorgulama ve çıkarımda bulunma fırsatı verilir (Çetinkaya, 2012, s. 24). Özellikle 2000’li yıllardan sonra ortaya çıkan oldukça yeni bu yaklaşımın bilimin doğası etkililiği konusunda umut verici olduğu (Kaya, 2005, s. 101) ifade edilmektedir.

Bilimin doğası öğretiminde kavramların ve ilgili unsurların öğrencilere açık ve planlı biçimde öğretildiği bu yaklaşımda, öğretim süreci sonunda öğrenilen konularla ilgili bir derin bir düşünme süreci ve tartışma ortamı da hedeflenmektedir. Bu şekilde öğrenmelerin kalıcı hale getirilebileceği ve bilimin doğası boyutlarının öğretiminin etkili bir biçimde gerçekleştirilebileceğini gösteren bir dizi çalışma mevcuttur. Aşağıda bu çalışmalardan örnekler sunulmuştur.

Abd-El-Khalick (2002) yaptığı çalışmada ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine Rutherford deneyleri ile atomik yapı konularının öğretimi bağlamında, bilimin doğasının bazı önemli

50

yönlerini kazandırmayı amaçlamıştır. Açık-düşündürücü yaklaşım kullanılarak yapılan öğretim etkinliğinde, masa tenisi toplarıyla Rutherford deneyine benzer bir deney düzeneği hazırlanmıştır. Etkinliğin uygulanması sonucunda öğrencilerin bilimin doğasının birçok boyutunda gelişim gösterdikleri tespit edilmiştir.

Abd-El-Khalick (2005) bilim felsefesi dersinin fen öğretmen adaylarının bilimin doğasına ilişkin görüşlerine, bilimin doğasının öğretimi hakkındaki algılarına ve bilimin doğasına yönelik öğretim planlarına etkisini araştırmıştır. Açık-düşündürücü yaklaşımın uygulandığı fen öğretim yöntemleri dersine lisans ve lisansüstü eğitim gören 56 öğrenci katılım göstermiştir. Ayrıca 10 katılımcı bilim felsefesi dersine de katılmıştır. Araştırma sonunda bilim felsefesine katılan öğrencilerin bilimin doğası anlayışlarının daha uyumlu olduğu ve boyutlara ilişkin daha derin anlayışlara sahip oldukları sonucuna varılmıştır.

Khishfe ve Lederman (2006) iki farklı açık-düşündürücü öğretim yaklaşımının öğrencilerin bilimin doğasını anlamalarına etkisini araştırmışlardır. Araştırmaya katılan ve 9. sınıfa devam eden 42 öğrenci, iki gruba ayrılarak öğretim gerçekleştirilmiştir. Bütünleşik açık- düşündürücü öğretim yaklaşımı kullanılan grupta, bilimin doğası eğitimi küresel ısınmayla ilişkilendirilerek verilirken; bütünleşik olmayan doğrudan-yansıtıcı öğretim yaklaşımı kullanılan grupta bilimin doğasının özel olarak vurgulandığı bir dizi etkinlik yolu ile fen içeriğine dağıtılarak verilmiştir. Toplam 6 hafta süren uygulamada, öğrencilerin görüşlerini ölçmek için açık-uçlu sorular ve yarı yapılandırılmış görüşmeler kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, açık-düşündürücü öğretim yaklaşımının öğrencilerin bilimin doğası anlamalarını geliştirdiğini göstermektedir. Bütünleşik yaklaşımın, bütünleşik olmayan yaklaşıma kıyasla çok az miktarda da olsa daha fazla gelişime yol açtığı saptanmıştır.

Koenig, Schen ve Bao (2012) bilimsel okuryazarlık ve problem çözme dersi kapsamında öğretmen adaylarının bilimin doğası anlayışlarının geliştirilmesini hedeflemişlerdir. Toplam 86 öğrencinin katıldığı araştırma 10 hafta süre ile yürütülmüştür. Açık-düşündürücü bilimin doğası öğretimi yaklaşımı kullanılan araştırmada bilimin doğasının 5 boyutunu ölçmeyi amaçlayan 19 sorudan oluşmuş likert tipi bir ölçek literatürden alınarak kullanılmıştır. Araştırma sonucunda katılımcıların bilimin sosyal değerlere bağlı doğası ile yaratıcı ve değişken doğasına yönelik görüşlerinde önemli ilerlemeler meydana gelmiştir. Bilimin teori yüklü doğası ile kültürel etkilere açıklığı boyutlarında gelişmeler meydana gelmesine rağmen anlamlı farklılık oluşmamıştır.

51

Erdoğan ve Köseoğlu (2015) kimyasal denge konusunun öğretimi için açık-düşündürücü öğretim yaklaşımına uygun bir öğretim dizini geliştirmişler ve bu öğretim dizininin öğrencilerin bilimin doğası anlayışlarına etkisini araştırmışlardır. Açık-düşündürücü öğretim dizinini içeren bu araştırmaya 11. sınıfta öğrenim gören 15 öğrenci toplam 12 ders saati boyunca katılım göstermiştir. Uygulama sürecinde işbirlikçi bir ortam içerisinde öğrencilerin süreci bizzat yaşamaları ve kendi düşüncelerini ortaya koyarak tartışmaları sağlanmıştır. Bir durum çalışması olarak tasarlanan araştırmada yazılı geri bildirim formu, anket ve görüşme gibi veri toplama kaynakları kullanılmış ve bu kaynaklar nitel analiz yöntemleri ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda açık-düşündürücü bilimin doğası öğretiminin, öğrencilerin bilimin doğası anlayışlarını bilimin yaratıcı doğası boyutu haricinde %50’den fazla geliştirdiği bulunmuştur. Araştırmacılar bilimin yaratıcı doğası boyutundaki düşük artışın, araştırmanın başında bu boyuta ilişkin anlayışın iyi düzeyde olmasından ileri geldiğini düşündüklerini ifade etmişlerdir.

Önen-Öztürk (2015) açık-düşündürücü yaklaşımla uygulanan bilimin doğası etkinliklerinin, öğretmen adaylarının bilimsel araştırmanın doğasına yönelik görüşlerine etkisini araştırmıştır. Araştırma 8 hafta boyunca 23 fen öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiş ve kayıt altına alınan veriler içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda uygulanan öğretimin, bir boyut haricinde öğretmen adaylarının bilimsel araştırmanın doğasına ilişkin görüşlerinde bir değişime neden olmadığı bulunmuştur. Ek olarak öğretmen adaylarının bilimsel araştırma ile ilgili birçok kavram yanılgısına sahip oldukları tespit edilmiştir. Ağlarcı, Sarıçayır ve Şahin (2016) açık-düşündürücü bilimin doğası öğretiminin, kimya öğretmen adaylarının bilimin doğası görüşlerine etkisini araştırmışlardır. Durum çalışması deseninin kullanıldığı araştırmaya 22 öğretmen adayı katılım göstermiştir. Veri kaynaklarını VNOS-C formu ile görüşmelerin oluşturduğu araştırmada, veriler içerik analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Uygulamadan önce öğretmen adaylarının büyük çoğunluğunun bilimin doğasına ilişkin olarak naif anlayışları ve kavram yanılgıları olduğu, açık-düşündürücü bilimin doğası öğretim yaklaşımının kullanılmasının ardından öğretmen adaylarının bilimin doğası anlayışlarının gelişim göstererek bilgili düzeyine ulaştığı tespit edilmiştir. Araştırmacılar bilimin ampirik, sübjektif ve yaratıcı doğası ile sosyal-kültürel etkileşim boyutlarında önemli gelişimler meydana geldiğini ancak bilimin değişebilir doğası ile teori ile kanun arasındaki farkın anlaşılması boyutlarındaki gelişimin sınırlı kaldığını ifade etmişlerdir.

52

Wong, Firestone, Ronduen ve Bang (2016) açık-düşündürücü öğretim yaklaşımın temel alındığı çevrimiçi bilimin doğası öğretiminin, fen ve matematik öğretmenlerinin bilimin doğası kavramlarının değişimine etkisini araştırmışlardır. Çevrimiçi olarak tasarlanan ve bir öğretim yılı boyunca sürdürülen öğretim sürecine toplam 21 öğretmen katılmıştır. Araştırmacılar iki farklı form ile öğretmenlerin bilimin doğası kavramlarına yönelik veri toplamışlardır. Araştırma sonucunda, açık-düşündürücü öğretim yaklaşımının, öğretmenlerin bilimin doğası kavramlarını anlamlı biçimde değiştirdiği bulgusuna ulaşılmıştır. Ayrıca öğretmenin branşının ve öğretmenlik deneyiminin kavramların değişiminde anlamlı bir değişim oluşturmadığı da saptanmıştır.

Yukarıdaki yapılan alıntılar ve alanyazındaki yapılmış çalışmaların büyük bölümü açık- düşündürücü bilimin doğası öğretim yaklaşımının; bilimin doğası görüşlerini, anlayışlarını ve inanışlarını geliştirmede etkili bir yol olduğunu ortaya koymaktadır. Bilimin doğası anlayışları bir bütün olarak düşünüldüğünde yapılan öğretimin genel anlamda bir gelişmeye yol açtığı ancak boyutlar bazında düşünüldüğünde her boyutta aynı etkiyi oluşturmadığı görülmektedir. Çalışmalarda gündeme getirilen yaklaşımın etkililiğine karşın açık- düşündürücü öğretim yaklaşımının, bilimin doğasının bazı alt boyutlarında yeterince etkili olmadığı dikkat çekmektedir. Özellikle teori ile kanun arasındaki farkın, açık-düşündürücü öğretim yaklaşımının sürece entegre edilmesine rağmen öğrenciler tarafından yeterince anlaşılamadığı, bazı çalışmaların (Küçük, 2006, s. 199-209, 2008; Damlı Pervan, 2011, s. 158; Yalçınoğlu ve Anagün, 2012; Ağlarcı, 2014, s. 217) önemli bulgularındandır. Yapılan araştırmaların genellikle öğretim yaklaşımlarının karşılaştırılması veya açık-düşündürücü öğretimin etkililiğinin sınanması şeklinde ilerlediği düşünüldüğünde, öğrencilerin bilimin doğası anlayışlarını her bir boyut için geliştirecek etkinliklerin önemi ortaya çıkmaktadır. Öğrencilerin günlük hayatlarına transfer edebilecekleri sağlam ve tutarlı inanışlar geliştirmelerinde yardımcı bağlamların oluşturulmasının, ilgili problemin çözümünde etkili bir yol olabileceği düşünülmektedir (Turgut, Akçay ve İrez, 2010). Bu nedenle mevcut araştırmada, literatürde vurgulanan bu eksikliğin giderilmesine öncü bir rol üstlenebileceği düşünülen bir bağlam ile katkıda bulunmaya çalışılmıştır.