• Sonuç bulunamadı

Ḳazirgi Ḳazaḳ Tili-Morfologiya’da Kelimenin Yapısı ve Oluşma Yolları Biçimbirimler Hakkında Açıklama Biçimbirimler Hakkında Açıklama

2.1. Şekil Bilgisi Hakkında Genel Bilgiler

2.2.1. Ḳazirgi Ḳazaḳ Tili-Morfologiya’da Kelimenin Yapısı ve Oluşma Yolları Biçimbirimler Hakkında Açıklama Biçimbirimler Hakkında Açıklama

Eserde, bu baĢlık altında Ģekil bilgisinin temel unsuru olan biçimbirimler hakkında açıklama yapılmıĢtır.

Yazar, her kelimenin kendine ait yapısının olduğunu, kelimenin bu yapı sayesinde bir bütün olarak vazife gördüğünü belirttikten sonra, kelimenin Ģekil bilgisel yapısının çeĢitli olduğunu ifade etmiĢtir. Bu çeĢitliliğin, kelimenin yapısının çeĢitliliği ile; kelimenin yapısının çeĢitliliğinin ise parçaları ile iliĢkili olduğunu ifade ederek konuyla ilgili Ģöyle bir örnek vermiĢtir:

“Ġaşıḳtın tili – tilsiz til „AĢığın dili dilsiz dil‟ (Abay) cümlesindeki til, tili, tilsiz kelimeleri cümle gereğince değiĢtirilerek kullanılır. Bu değiĢim ise bu kelimelerin

til, tili, tilsiz Ģeklindeki dıĢ görünüĢlerinden açıkça fark edilmektedir. Bunların

112

birine –i (til-i), birine –siz (til-siz), eklenmiĢtir. Böylece bir kelime üç farklı Ģekilde kullanılmıĢtır (til, tili, tilsiz).

Bu kelimenin üç Ģekilde olmasıyla bağlantılı olarak anlamsal özellikleri de vardır. Burada til denilen kök parça kelimenin esas sözlük anlamına sahiptir. tili kelimesindeki –i parçası kelimeyi üçüncü Ģahsa (ġaşıḳḳa) ait kılmıĢtır. –siz parçası (tilsiz) kelimeye „olmayan‟ anlamı yüklemiĢtir.” (s. 23).

Bu örneğin ardından eserde biçimbirim Ģu Ģekilde tanımlanmıĢtır:

“Kelimenin sözlüksel ve dilbilgisel anlamlarını bildiren bu Ģekildeki parçalar biçimbirim (morfema) diye adlandırılır.

Biçimbirimin kendine ait anlamı (içeriği) ve kendine ait ses Ģekli vardır. Yani biçimbirim diye kelimenin kendine ait anlamı olan en küçük parçasına deriz.” (s. 24).

Eserde biçimbirimler, öncelikle kök biçimbirim (tübir morfema) ve ek biçimbirim (ḳosımşa morfema) olmak üzere iki temel kısma ayrılmıĢtır. Kök biçimbirimin kelimenin parçalara ayrılamayan en küçük kısmı olduğu ve kelimenin esas sözlük anlamını bildirdiği ifade edilmiĢ, cümleler Ģöyle devam ettirilmiĢtir:

“Kök biçimbirim kendi baĢına anlam olarak da görev olarak da bağımsız olarak bulunabilir. Böyle durumda kök biçimbirimin anlamı ile kelimenin anlamı aynı olur. Örneğin bas, til, jol, kel, jür biçimbirimlerini ele alırsak hepsi kök biçimbirimdir ve hepsi kendi baĢına kelime olabilme vasfına sahiptir.” (s. 24).

Ek biçimbirim, köke eklenerek ona yardımcı anlamlar yükleyen biçimbirimler olarak tanımlandıktan sonra bu biçimbirimlerin kendi içinde yapım ekleri (jurnaḳtar), çekim ekleri (jalġawlar) ve yardımcı kelimeler (ḳosalḳı sözder) olmak üzere üç kısma ayrıldığı ifade edilmiĢtir. Ardından bu biçimbirimlerin özellikleri Ģu Ģekilde anlatılmıĢtır:

“Bu biçimbirimlerden yapım ekleri olarak adlandırılan türü kelime oluĢturmak için kullanılır; yardımcı kelime olarak adlandırılan kelime türleri ise kelime öbekleri ve birleĢik kelimeleri yapmak için kullanılır. Çekim ekleri olarak adlandırılan türü ise yapım ekleri ile yardımcı kelimeler vasıtasıyla oluĢturulan bağımsız ve birleĢik kelimeleri birbiriyle iliĢkilendirmek için kullanılır. Ek biçimbirimler hakkındaki malumatlar kelime türleri kısmında belirtilmiĢtir. Ek biçimbirimlerde anlamsal bağımsızlık da Ģekilsel bağımsızlık da olmaz. Çünkü ek biçimbirimin kendine ait bağımsız bir anlamı olmadığı için bu biçimbirim kökten bağımsız olarak kullanılmaz. Ek biçimbirim tek baĢına kullanılmaz, köke eklenerek onun etkisiyle değiĢir. Bu nedenle bir biçimbirimin birçok türünün olması mümkündür. Örneğin: attı kisi, sütti suwır, sawwlı ingen, elewli mӓsele,

maldı şarwa, bilimdi adam öbeklerindeki –tı, -ti, -lı, -dı, -di parçaları bir

113

Yazar, bu bilgilerin ardından biçimbirimlerin kendine ait vasıflarını anlatmıĢtır. Bu vasıfları madde madde iĢlemiĢtir.

Birinci olarak kök biçimbirimler ile ek biçimbirimlerin birbirinden farklı olduğunu, onların iliĢkisinin belli kurallar sistemine göre olduğunu, kök biçimbirim ile ek biçimbirimin birbirini seçerek eklendiğini belirten yazar, ek biçimbirimlerin köklerin belli türlerine eklendiğini ifade etmiĢtir.

“Örneğin: -pa; -saŋ (jaḳpa, jaḳsaŋ) biçimbirimlerini sadece fiillere (jatpa, aytpa,

jaḳsan, aytsaŋ); –m, -da, -dan (jolı, jolda, joldan) biçimbirimlerini ise sadece isimlere

ve onların kurallarına uygun olarak ekleyebiliriz, aksine ekleyemeyiz.” (s. 26).

Yazar, ikinci olarak, hangi biçimbirim eklenirse, kaç biçimbirim eklenirse eklensin kök biçimbirimin Ģekil yönünden değiĢmediğini ek biçimbirimlerin ise kök biçimbirimin özelliğine uygun olarak değiĢtiğini ifade etmiĢ; aytıladı, aytılar, aytılġandıḳtan,

aytılmaḳşı, aytıŋlar, aytısıŋdar; kütile, kütiledi, kütilgendikten, kütilmekşi, kütiŋder, kütisiŋder örneklerini vermiĢtir.

Biçimbirimlerin üçüncü vasfı olarak bir biçimbirimin hangi köke veya kaç köke eklenirse eklensin onların hepsine aynı, genel bir anlam yüklemesini göstermiĢtir.

“Örneğin jat, sat, ayt, ḳaḳ, şaḳ gibi fiillerin, jol, awıl, asuw, ḳalam, maydan gibi isimlerin kök anlamları baĢka baĢkadır. Onlara eklenen bir ek biçimbirim bunlara kendine ait genel bir anlam ekler. Yani aytsa, satsa, oḳısa, jatsa, şaḳsa kelimelerindeki –sa biçimbirimi bu köklerin hepsine Ģart anlamı; jolım, awlım,

ḳalamım, asuwım kelimelerindeki –ım biçimbirimi köklerin hepsine birinci Ģahsa

ait iyelik anlamı katmıĢtır.” (s. 27).

Yazar dördüncü vasıf olarak bir kök biçimbirime duruma göre birçok ek biçimbirim eklenebilmesini iĢlemiĢtir. Ek biçimbirimlerin dilin kendi içindeki kurallara uygun olan belli bir sistem ile eklendiğini belirterek Ģu örneği vermiĢtir: “Örneğin

sawınşılarımızdaġı kelimesinin kök biçimbirimi saw, ilk olarak –ın, ikinci olarak –şı,

üçüncü –lar, dördüncü –ımız, beĢinci –da, altıncı –ġı biçimbirimleri eklenmiĢtir.” (s. 27).

Bu bilgilerin ardından eserde kök biçimbirim ile ek biçimbirim arasındaki temel farklar Ģöyle dile getirilmiĢtir:

“Böylece kök biçimbirim ile ek biçimbirim arasındaki en temel fark Ģudur: Kök biçimbirimin anlamında birinci olarak kesinlik, ikinci olarak bağımsızlık vardır.

114

Ayrıca o anlam doğrudan kökün kendine aittir. Ek biçimbirimin anlamında birinci olarak genellik ikinci olarak da bağımlılık vardır. Bu genel anlam sadece kelimenin yapısında ortaya çıkar. Buna uygun olarak kök biçimbirim dilin kendine ait görünüĢü olarak tek baĢına vazife görebilir. Ek biçimbirim bağımsız olarak bulunamaz. Sadece kelimenin yapısında kullanılır.” (s. 27-28).

Ardından biçimbirimlerin sistemli yapılar olduğu ifade edilerek cümleler Ģöyle sürdürülmüĢtür:

“Örneğin sıfat-fiilin –ġan (-ḳan, -gen, -ken), zarf-fiilin –ġalı (-ḳalı, -geli, -keli) ekleri sadece fiil köklerine eklenir (barġan, aytḳan, kelgen, ketken; aytḳalı,

körgeli, jetkeli). Ġsimlere (isim, sıfat, sayı adı) eklenmez. Aksine –şıl (-şil)

isimlere eklenerek (sawıḳşıl, ӓnşil, ḳımızşıl) sıfat türetir. –m (-ım, -im) eki fiilden isim türetir (bilim, uyım, toyım, tözim). ӓkeŋ (baban), aġaŋ (ağabeyin) ḳalamıŋ (kalemin) kelimelerindeki –ŋ (-ıŋ, -iŋ) ekleri isimleri dinleyen (ikinci Ģahıstaki) kiĢilere ait kılar. analar, iniler, kölder kelimelerindeki –lar (ler, tar, ter, dar,

-der) kelimeyi kiĢiye bağlamaz. Bir veya birden fazla olduğunu bildirir. Örneğin jılḳı, jılḳışı, jılḳışılıḳ kelimelerinin kökü aynı olmakla birlikte üçünün sözlük

anlamı farklıdır. jılḳı – mal, jılḳışı – ona bakan kiĢi, jılḳışılıḳ - sürü bakma iĢi.” (s. 28).

Bu bilgilerin ardından yazar, anlam ve vazifelerine göre kelimeden kelime veya tür türeten eklerin (biçimbirimlerin) yapım ekleri (jurnaḳtar) diye; kelime ile kelimeyi bağlayan eklerin ise çekim ekleri (jalġawlar) diye adlandırıldığını belirtmiĢ, bu iki grup arasında farklar olduğunu ifade etmiĢ, cümlelerini Ģöyle sürdürmüĢtür:

“Yapım ekleri ile çekim eklerinin birbirinden ayrılan tarafları vardır. Bu fark yapım ekleri ile çekim eklerinin anlamlarında değil iĢlevlerindedir. Örneğin çekim ekleri cümle içindeki kelimelerin arasındaki iliĢkileri bildirir. Yapım ekleri ise bu iliĢkiyi bildirmez. Sadece eklendiği kelimelere yeni sözlük anlamları verir.” (s. 29).

2.2.2. Praktikalıḳ Ḳazaḳ Tili’nde Kelimenin Yapısı ve Oluşma Yolları