• Sonuç bulunamadı

Đstihdamın Đktisadi Faaliyet Kollarına ve Meslek Gruplarına Göre Dağılımı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

2) Türkiye’de işsizliğin fazla artmadığı gibi bir sonucun ortaya çıkmasının diğer bir nedeni de özellikle kırsal kesimden göç eden nüfusun hiçbir sosyal güvence olmadan seyyar

3.2.1.5. Đstihdamın Đktisadi Faaliyet Kollarına ve Meslek Gruplarına Göre Dağılımı

Đstihdamın sektörel dağılımı ile iktisadi faaliyet kollarına göre dağılımı arasında büyük benzerlikler söz konusudur. Ekonomik gelişme ile birlikte, istihdamın yapısı büyük ölçüde değişmekte ve işgücü üretimi belli dallarından diğerlerine kaymaktadır. Tarım, ormancılık ve balıkçılık gibi temel ekonomik faaliyetlerin insan gücü ihtiyaçları, teknolojik gelişmenin de etkisi ile azalmaktadır. Đstihdamda, tarım ve tarımla ilgili iktisadi faaliyet

143

E. Yasemin Uyar Bozdağlıoğlu, “1990’dan Günümüze Türkiye’de Đşgücü Piyasası Ve Đstihdamın Yapısının Analizi”, Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli Đktisadi ve Đdari Bilimler Fakültesi Đktisat Bölümü, Aydın, 2005, http://www.akademikbakis.org/sayi11/makale/bozdaglioglu.doc,04/12/2006.

144Şerife T. Özşuca, Esneklik ve Güvenlik Đkileminde Türkiye Emek Piyasası, Đmaj Yayınevi, Ağustos,

dalları önemini yitirirken, sanayi ve hizmet sektörüne yönelik iktisadi faaliyet alanları ön plana çıkmaktadır145.

Sanayi sektöründe, iktisadi faaliyet alanları ön plana çıkmasına rağmen özellikle 2002 ve 2003’te gerçekleşen yüksek oranlı büyümeyle uyumlu bir istihdam artışı gözlenememiştir. 2000 yılı öncesinde yüksek enflasyon ve makroekonomik dengesizliklerin belirlediği bir ortamda faaliyet gösteren firmalarda ciddi verimsizlikler birikmiştir146. 2001 krizi, firmalar açısından bu verimsizlikleri ortadan kaldırmak doğrultusunda bir baskı yaratmış ve sanayi sektöründe ciddi istihdam kayıplarına yol açmıştır147. 2002 yılında başlayan iyileşme dönemi ile makroekonomik istikrarın sağlanması, enflasyon düşmesi, TL’nin değer kazanması, firmaları rekabete yönlendirerek verimlilik artışlarına neden olmuştur (Tablo 3.7).

Tablo 3.7: Çalışan Başına Verimlilik (Yüzde Değişim)

Yıllar I. Dönem II. Dönem III. Dönem IV. Dönem

2003 5.5 3.1 8.9 11.9

2004 10.9 14.2 6.4 2.2

2005 3.6 3.8 - -

Kaynak: Suat Özeren, “2001 Krizi Sonrası Ekonomik Büyüme, Đstihdamdaki Gelişmeler

ve Beklentiler”, Ekonomik Büyümenin Dinamikleri ve Đstihdam: Kaynaklar ve

Etkiler, Editör: Bilin Neyaptı, Türkiye Ekonomi Kurumu, Ankara, 2006, s. 242.

TL’nin değer kazanması ve yurtiçi faizlerdeki göreli azalma sermayenin fiyatını düşürmüş ve bu da sermaye yoğun yatırımların artmasına neden olmuştur. Rekabet baskısı karşısında ticarete konu olan malları üreten firmalar, çalışanlarının sayısını azaltmışlardır. Bu olumsuz rekabet koşulları nedeniyle birim istihdam yaratmanın maliyeti artmış ve buna bağlı olarak da yaratılacak katma değer küçülmüştür. Rekabet edilen ülkelere göre yerli emeğin daha pahalı hale gelmesi (reel ücretlerin azaldığı durumda) emek yoğun sektörlerin rekabet gücünü azaltmıştır. Bu durum yüksek büyümeye karşın istihdamın yeterince artmamasının nedenlerindendir. Özel imalat sanayi sektörü, kurdaki gelişmelerin yarattığı

145

E.Yasemin Uyar Bozdağlıoğlu, “1990’dan Günümüze Türkiye’de Đşgücü Piyasası ve Đstihdamın Yapısının Analizi”, Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli Đktisadi Ve Đdari Bilimler Fakültesi Đktisat Bölümü, 2005, http://www.akademikbakis.org/sayi11/makale/bozdaglioglu.doc,04/12/2006.

146

Devlet Planlama Teşkilatı, 2004 Yılı Katılım Öncesi Ekonomik Programı, DPT, Ankara, Kasım 2004, s. 3., http://www.dpt.gov.tr/files/Kep30112004.pdf, 28/05/2007.

147 Suat Özeren, “2001 Krizi Sonrası Ekonomik Büyüme, Đstihdamdaki Gelişmeler ve Beklentiler”, Ekonomik Büyümenin Dinamikleri ve Đstihdam: Kaynaklar ve Etkiler, Editör: Bilin Neyaptı, Türkiye

rekabet baskısına, çalışan kişi başına kazançlardaki reel artışı düşürerek, çalışan sayısındaki artış hızını yavaşlatmak suretiyle kişi başına verimlilik artışını hızlandırarak (Tablo 3.7) ve kayıt dışı istihdamı artırarak cevap vermeye çalışmıştır148.

Sanayi satmak ya da stokta tutmak için de olsa her halükârda ortada bir üretim artışı olmuştur; fakat buna eşlik etmesi gereken istihdam-ücret gelirleri-banka kredileri ters yönde hareket etmiş. Ayrıca sanayi dört dönem boyunca satamadığı malları üretmeye, stoklarını arttırmaya devam etmiştir. Çünkü daralma dönemlerinde sanayide envanter yıkımı olmasından dolayı, resesyondan çıkışta da stok üretimi bir süre için olağan zamanlara göre daha yüksek seyretmektedir. Bunun da nedeni; sanayi kriz öncesindeki optimum stok seviyesine dönmek zorunda olmasıdır. Fakat 2002 yılında üretilen stok miktarı şaşırtıcı ölçüde yüksek, ve yukarıdaki mekanizmayla açıklanması 149. Ticarete konu olan malları üreten sektörler bu gelişmelerin etkisinde olmakla birlikte, büyüme-istihdam ilişkisine yönelik ekonominin bütününe dair bir analiz yapıldığında (Tablo 3.8), istihdam artış oranlarında özellikle 2001-2003 yıllarında gözlenen (-) değerlerden yola çıkarak büyümenin istihdam yaratamadığını söylemek mümkündür. 2001 krizinin reel ekonomi ve istihdam üzerinde meydana getirdiği daralma etkisi 2003 yılından itibaren kapasite kullanım oranlarındaki yükselme, yeni yatırımlarda gözlenen artış ve bunlara bağlı olarak büyümenin hızlanması ile birlikte giderilmiştir.

Tablo 3.8: Üretim Faktörlerinin Büyümeye Katkıları (%)

Yıllar Sermaye Birikimi Đstihdam Artışı TFV Artışı

1990-2000 73.3 23.5 3.3 2001-2003 87.3 -23.0 35.6 2003 52.2 -10.7 58.5 2004 28.7 15.9 55.4 2005 25.2 31.9 42.9 2006 33.4 30.8 35.8 2007 38.8 30.3 30.8

Kaynak: Devlet Planlama Teşkilatı, 2004 Yılı Katılım Öncesi Ekonomik Programı,

DPT, Ankara, Kasım 2004, http://www.dpt.gov.tr/files/Kep30112004.pdf, 28/05/2007.

148 Suat Özeren, a.g.e., 2006, s. 242.

149 Selim Somçağ, “Ekonomi 2002’de Büyüdü mü?”, http://www.selimsomcag.org/tr/articles.asp?ID=52,

Tablo 3.8’den de görüleceği üzere 2005 yılında sermaye birikiminde geçmiş yıllara göre azalma gözlenmesine rağmen, istihdam artış oranlarında %100’ün üzerinde bir artış olduğu görülmektedir. Ancak bu artışın hangi alanlarda ve ne miktarda olduğunun da incelenmesi gerekmektedir.

2001 sonrası bahsi geçen büyüme ile birlikte Tablo 3.9’da yer alan işgücü piyasasında yaşanan gelişmelere bakıldığı zaman, gerçekleşen istihdam artışının büyük bir kısmını tarım dışı istihdamın oluşturduğu gözlenmektedir. Ülkenin istihdam sorununa büyük kaynak teşkil eden söz konusu istihdam düzeyinin 2002 ve 2003 yıllarında önemli bir değişiklik göstermediği, bununla birlikte yine bu istihdam türünün 2004 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yüksek büyümenin de etkisiyle artış eğilimine girdiği görülmektedir.

Tablo 3.9: Đşgücü Piyasasındaki Gelişmeler

2002 2003 2004/1 2004/2 2005/1 2005/2 2005 2006 Çalışma Çağı Nüfusu (Bin Kişi) 48.041 48.912 49.482 49.694 50.452 50.695 50.826 51.668 Đşgücüne Katılma Oranı (%) 49.6 48.3 45.9 49.2 46.8 49.3 48.3 48.0 Đstihdam Düzeyi (Bin Kişi) 21.354 21.147 19.902 22.188 20.838 22.721 22.046 22.330 Tarım 7.458 7.165 6.412 7.820 6.230 7.266 6.493 6.088 Tarım Dışı 13.896 13.982 13.490 14.368 14.608 15.455 15.553 16.242 Đşsizlik Oranı (%) 10.3 10.5 12.4 9.3 11.7 9.2 10.3 9.9

Kaynak: Suat Özeren, “2001 Krizi Sonrası Ekonomik Büyüme, Đstihdamdaki Gelişmeler ve Beklentiler”, Ekonomik Büyümenin Dinamikleri ve Đstihdam: Kaynaklar ve

Etkiler, Editör: Bilin Neyaptı, Türkiye Ekonomi Kurumu, Ankara, 2006, s. 243.

Büyüme ile istihdam arasındaki ilişkinin gecikmeli yapısı nedeniyle yüksek büyümenin tarım dışı istihdam üzerindeki etkisi 2004 yılından itibaren görülmeye başlamıştır. Tablo 3.9’dan 2004 ve 2005 yıllarının ikinci çeyrekleri arasındaki bir yıllık dönemde tarım dışı istihdamın %5.5 oranında arttığı izlenebilmektedir. 2004 yılının üçüncü çeyreğinde büyüme hızında başlayan yavaşlamanın, büyüme-istihdam arasındaki

ilişkisinin gecikmeli yapısı da dikkate alındığında ise150, büyümedeki yavaşlamanın 2005’in ikinci çeyreğinde istihdam düzeyi üzerinde ortaya çıkan olumsuz etkisi yani işsizlik oranlarını artışmış olduğu gözlenmektedir. 2006 yılına gelindiğinde ise, artan nüfusa karşılık işsizlik oranında geçen yıla oranla kısmi azalma yaşandığı görülmekle birlikte bu sorunun giderilebilmesi için, istihdam yaratma kapasitesi yüksek olan sektörlerde yavaşlatma yoluna gidilmesi uygun olacaktır.

Bunlara ilaveten tarım dışı istihdamın iktisadi faaliyet dallarına göre dağılımına bakıldığı zaman (Tablo 3.10) da Türkiye'deki istihdamın sektörel dağılım açısından da sorunlu olduğu gözlenmektedir. Tarım sektörünün ekonomideki payının ortalama olarak %40 seviyesinde olmasından dolayı sektör istihdamda halen en yüksek paya sahiptir. Üretimdeki payı ise %13'tür151. Tablo 3.10’da ülkemizin son 5 yılında ekonomik faaliyet koluna göre istihdam edilenlere ait rakamlar yer almaktadır.

Tablo 3.10: Ekonomik Faaliyet Kollarına Göre Đstihdam Edilenler

Y ıl T ar ım M ad en ci li k Đm al at S an ay i E le k tr ik G az & S u Đn şa at T ic ar et U la şt ır m a H ab er le şm e M al i K u ru m la r T o p lu m H iz m et le ri S o sy al & K iş is el H iz m et le r 2001 8089 98 3581 95 1110 3737 1034 697 3083 2002 7458 120 3731 103 958 3980 1004 697 3303 2003 7165 83 3663 100 965 4052 1022 738 3359 2004 7400 104 3801 83 1029 4179 1100 786 3308 2005 6493 119 4084 79 1171 4547 1131 871 3551 2006 6088 128 4186 93 1267 4730 1163 1011 3665

Kaynak: Türkiye Đstatistik Kurumu, Hanehalkı Đşgücü Anketi, http://www.iskur.gov.tr/mydocu/Rosetta/Gazi%20%C3%BCnv-

ROSETTA%20PLANININ%20ANAL%C4%B0Z%C4%B0%20VE%20T%C3%9CRK% C4%B0YE.doc, 10/04/2007.

150 Suat Özeren, “2001 Krizi Sonrası Ekonomik Büyüme, Đstihdamdaki Gelişmeler ve Beklentiler”, Ekonomik Büyümenin Dinamikleri ve Đstihdam: Kaynaklar ve Etkiler, Editör: Bilin Neyaptı, Türkiye

Ekonomi Kurumu, Ankara, 2006, s. 242-243.

151

Veriler incelendiği zaman 2001 yılına göre 2002 yılında inşaat, ulaştırma ve mali kurumlar haricindeki faaliyet alanlarının hepsinde bir artış yaşanmıştır. Bu artış 2003 yılında tüm alanlarda, 2004 yılında ise özellikle tarım, ticaret, sanayi ve inşaat sektöründeki artışlar olmuştur. Genel anlamda ekonomik faaliyet kollarına göre istihdam yıllar ve alanlar bazında dalgalı bir seyir izlemiş olsa da özellikle tarım ve elektrik sektörü hariç 2005’ten bu yana sektörlerin tamamında ve özellikle de hizmet sektöründe önemli artışlar kaydedilmiştir.

Tablo 3.10’a göre, hizmet sektörlerinde istihdam artışı, üretim sektörlerine göre çok yüksektir. Đşgücünün en az faaliyet gösterdiği sektör, “madencilik ve taş ocakçılığı” ile “elektrik, gaz ve su işleri” ilgili iktisadi faaliyet dalları olmuştur. Ekonomik gelişmenin etkisiyle, istihdam edilen işgücü miktarları açısından iktisadi faaliyet dalları arasındaki oranlar zamanla azalma göstermektedir. Buna karşın Türkiye’de tarım, imalat ve hizmetler iş gücünün iktisadi faaliyete göre en fazla istihdam edildiği sektörler olmaktadır152.

Kentsel ve kırsal ayrımda ekonomik faaliyet koluna göre istihdam incelendiği zaman, işini kaybeden veya işten ayrılan işsizlerin önemli bir bölümünü özellikle kentlerde imalat sanayiinde çalışanlar oluşturmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye’de işsizlik sorununun çözümünde imalat sanayiinde yaratılacak yeni istihdam olanaklarının önemi büyüktür153.

Sektörel bazda konuyu incelerken dikkate almamız gereken diğer bir konu da kamu ve özel sektör istihdamıdır. 1980’li yılların başlarından bu yana uygulanmakta olan yeni ekonomik politikalar neticesinde kamu sektörünün imalat sanayileri içinde sahip olduğu pay 1980 yılında %36 iken bu rakam 2000 yılında %11’e düşmüştür (290 bin çalışandan 125 bine düşmüştür154). Kamu sektörü, maden (%32), gıda (%29), kağıt, kağıt ürünleri ve baskı sanayinde (%24) de kayda değer bir yere sahiptir155.

2000 yılı itibariyle bir kamu kurumunun ortalama istihdam kapasitesi 473 iken özel bir kurumun ortalama kapasitesi sadece 93 ile sınırlı kalmıştır. Özel sektör bünyesinde yer alan küçük ve orta ölçekli işletmeler (10-149 kişi istihdam eden), kağıt, kağıt ürünleri ve baskı, ahşap ve ahşap ürünlerinin %55’ini, kimyasal ve fabrika ürünleri, makine, malzeme, donanım, taşımacılık malzemeleri sanayisinin %41’ini, ametal mineral ürünlerin %45’ini,oluşturmaktadır. Đşyeri durumuna göre istihdam edilenler ise Tablo 3.11’deki gibidir.

152

Bozdağlıoğlu, a.g.m., 2005.

153

Hacer Ansal ve diğerleri, Türkiye Emek Piyasasının Yapısı ve Đşsizlik, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı Yayını, Đstanbul, 2000, s. 119.

154Đmalat sektöründeki veriler 10 kişiden daha az çalışanı istihdam eden özel mikro işletmeleri

kapsamamaktadır.

155

Tablo 3.11: Đşyeri Durumuna Göre Đstihdam Edilenler (000)

Türkiye Erkek Kadın

2004 2005 2006 2004 2005 2006 2004 2005 2006

Toplam 21.791 22.046 22.330 16.023 16.346 16.520 5.768 5.700 5.810

Kamu 2.960 3.043 3.019 2.342 2.367 2.306 618 676 713

Özel 18.831 19.003 19.311 13.861 13.979 14.214 5.150 5.024 5.097

Kaynak: Devlet Đstatistik Enstitüsü *Mayıs Dönemi, Türkiye Đstatistik Kurumu

http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=597, 10/06/2006.

Kamu sektörü, istihdam yaratılması için büyük bir kaynak teşkil etmektedir. 2004 yılında kamu sektöründe istihdam edilenler 2 milyon 910 bin kişidir. 2005 yılı Mayıs ayı HĐA sonuçlarına göre ise Türkiye genelinde 3 milyon 031 bin kişi kamu sektöründe, 19 milyon 690 bin kişi de özel sektörde istihdam edilmektedir. Kamu sektörünün toplam istihdam içerisinde sahip olduğu pay kentte (2 milyon 278 bin kişi) kırsal kesimden (752 bin kişi) daha yüksektir. Kamu sektöründe istihdam edilen erkek sayısı (2 milyon 336 bin kişi) kadın sayısından (694 bin kişi) daha fazladır 156.

Sektörde durum bu şekilde iken, işgücünün meslek grupları itibarıyla yapısında meydana gelen değişmelere bakıldığında, ülkemizin bütününde sosyal değişmelere yol açtığı söylenebilir. Đstihdamın meslek gruplarına göre dağılımının incelenmesi, ülkenin ekonomik ve sosyal durumunu açık bir şekilde yansıtması nedeni ile önemlidir. Gelişmiş ekonomiye sahip ülkelerde, kazanılması orta ve uzun süreli eğitim sonunda mümkün olan meslek sahiplerinin toplam işgücü içindeki oranı yüksek olduğu halde, gelişmekte olan ekonomilerde bu oran düşüktür157. Bu nedenle bir ülkenin sosyal kalkınmasının sağlanabilmesi için yeterli sayıda sosyal hizmet çalışanın olması gerektiğini söylemek mümkündür.

Ülkemizde yapılan istatistiklere bağlı olarak 2000 yılında tarım dışı istihdamda en yüksek paya sahip meslek grubunu kadın-erkek toplamında %44.1 ile tarım dışı üretim faaliyetinde çalışanların ve ulaştırma makinelerini kullananların oluşturduğu sonucuna varılmaktadır. Müteşebbisler, direktörler ve üst kademe yöneticileri %3.7 pay ile sonuncu sırada gelmektedir. Đlmi ve teknik elemanlar, serbest meslek sahipleri ve bunlarla ilgili mesleklerin istihdam içindeki aynı yıldaki payı %17.1’dir. Bu grubun payının on yıl gibi

156 http://www.iskur.gov.tr/mydocu/3. Genel %20 Kurul %20Raporu.doc, 22/06/2006.

157 Sedat Murat, Prof.Dr.Nusret Ekin’e Armağan, TÜHĐS (Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu Đşverenleri Sendikası) Yayını, Yayın No: 38, Ankara, 2000, s. 330.

uzun sayılabilecek bir süre içinde marjinal bir artış göstermesi Türkiye’de istihdamın halen düşük nitelikli olduğunu göstermektedir. Son on yıl içinde erkek istihdamının mesleksel bileşiminde dikkate değer bir değişme ortaya çıkmamıştır158. Bu olgu bir bakıma ekonomimizde dikkate değer yapısal dönüşümlerin olmadığının dolaylı bir göstergesi olarak ele alınabilir. Tablo 3.12’de program öncesi ve sonra yılları kapsayan Türkiye geneli toplamında meslek gruplarına göre istihdam edilenlerin oranları yer almaktadır.

Tablo 3.12: Đstihdamın Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (2000-2004) (%)

Yıllar A* B* C* D* E* F* G* H* Erkek (%) 7.0 2.9 5.0 13.2 10.7 26.8 33.7 0.7 2000 Kadın (%) 10.1 0.8 8.8 4.2 5.5 59.6 10.4 0.6 Erkek (%) 6.9 3.4 5.3 12.9 11.8 26.3 32.6 0.8 2001 Kadın (%) 9.8 0.7 8.4 4.1 5.4 61.5 9.4 0.7 Erkek (%) 7.5 4.1 5.2 13.9 11.5 24.6 31.8 1.4 2002(**) Kadın (%) 10.7 1.0 7.5 4.7 5.5 60.0 9.5 1.1 Erkek (%) 8.2 4.0 4.9 13.7 12.1 23.4 32.5 1.2 2003(**) Kadın (%) 11.3 1.1 9.1 5.5 6.0 57.2 8.9 0.9 Erkek (%) 8.5 3.9 4.8 13.5 12.5 23.2 32.7 0.9 2004(**) Kadın (%) 11.7 1.3 9.8 5.6 6.6 55.6 8.6 0.8

Kaynak: Devlet Đstatistik Enstitüsü, Türkiye Đstatistik Yıllığı 2002,Yayın No: 2779,

Ankara, 2002, s. 252., (**) DĐE, Türkiye Ekonomisi Đstatistik ve Yorumlar, Ocak-Mart, Ankara, 2004, s. 146-147.,

*A: Đlmi ve teknik elemanlar, serbest meslek sahipleri vb., B: Müteşebbisler, direktörler ve

üst kademe yöneticileri, C: Đdari personel ve benzeri çalışanlar, D: Ticaret ve satış personeli, E: Hizmet işlerinde çalışanlar, F: Tarımcı, hayvancı, ormancı, balıkçı ve avcılar,