• Sonuç bulunamadı

3.4. KENTSEL HAKLARA ĐLĐŞKĐN GÜVENCE MEKANĐZMALARI

3.4.2. Đdari Yoldan Koruma

Yerel yönetimler üzerindeki idari denetim; iç denetim kapsamında kendi örgütleri, birimleri, işlemleri ve hesapları üzerinde kendileri tarafından yapılan denetim ve devletin yaptığı dış denetim olarak iki başlık altında ele alınabilir. Bu bağlamda, devletin yerel yönetimler üzerindeki denetimi, anayasaya ve yasalara uygunluk denetimi ve yerel düzeyde alınan kararların ya da yapılan etkinliklerin, yerinde olup olmadıklarını, toplum yararına uygun düşüp düşmediğini denetlemeyi içine alan yerindelik denetimi olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır (Akpınar, 2006:96).

Đdari denetim, bir başka deyişle, yönetsel denetim, yönetimin etkinliğini, daha iyi ve doğru biçimde işlemesini sağlamaya yönelik bir çeşit oto kontrol sistemi başka bir deyişle idarenin kendi kendisini denetlemesidir (Karanfiloğlu, 2000:9). Đdari denetim, idarenin yapmış olduğu işlem ve eylemlerin idari kuruluşlar tarafından denetlenmesidir. Bu denetim, aynı kamu tüzel kişiliği içinde yer alan iki merciden

kamu tüzel kişisi ya da organı tarafından denetlenmesi biçiminde de olabilir. Đdari denetimin birinci denetim şekli, iç denetim olarak da adlandırılan hiyerarşik denetimidir. Đdari denetimin ikinci şekli ise, dış denetim olarak da adlandırılan vesayet denetimidir (Yıldırım, 2005:257).

Đdari denetim, bizzat yönetimin kendisi tarafından yapılmakta olan denetim türü olup yürütme içinde yer alan organlar tarafından, yönetsel ve hukuki sonuçlar doğuracak şekilde yönetsel usullere göre denetlenmesidir. Denetim yetkisi yasa ile verilir ve denetim mutlak surette yasaya dayanır. Yasalar tarafından verilen denetim yetkisi: mali denetim, düzenleyici işlemlerin tasdiki, memurların plan proje ve

kararların uygun görülmesi gibi kararları kapsar (Karanfiloğlu, 2000:9).

Kentsel haklara güvence sağlamak açısından önemli olduğu düşünülen denetim türleri aşağıda genel hatlarıyla açıklanmıştır:

Hiyerarşik Denetim: Yöneten yönetilen ilişkisinin olduğu her toplumsal ve

yönetsel örgütte hiyerarşi bulunmaktadır. Ast-üst biçiminde örgütlenmiş, hiyerarşik yapıya sahip olan her kamu kurum ve kuruluşu, yasal bir dayanağa gerek olmaksızın üste; emri altındaki personelin işlemlerini denetleme imkânı veren, hiyerarşik denetim sistemini kullanmaktadır (Akpınar, 2006:89). Merkezden yönetim sisteminin bir sonucu olarak doğup gelişen bu denetim şeklinde üst, astın hukuki işlemini yerindelik ve kanunlara uygunluk açısından denetlemektedir. Đç Yönetsel Denetim olarak da adlandırılan hiyerarşik denetim, yerel yönetimlerin kendi içyapısı içinde cereyan eden yönetsel denetimdir. Bu gün her kamu tüzel kişisinin iç bünyesinde bir de hiyerarşinin ve hiyerarşik denetimin varlığı görülür (Karanfiloğlu, 2000:11)

Vesayet Denetimi bir başka tanımlamayla Dış Yönetsel Denetim: Yerinden yönetim kuruluşlarının kendileri dışındaki başka bir yönetsel kuruluş tarafından yasaların öngördüğü sınırlar içerisinde eylem, işlem ve tasarrufları üzerinde merkezi yönetim tarafından gerçekleştirilir (Gözübüyük ve Akıllıoğlu, 1993:290). Vesayet denetimi aynı zamanda “idarenin bütünlüğü” ilkesinin doğal bir sonucudur

vesayet denetimi çoğu zaman ilgili yerinden yönetim kuruluşlarının organları, görevlileri ya da işlemleri üzerinde yapılmakta olan bir denetim türüdür. Ve yerinden yönetim kuruluşlarının organları veya görevlileri üzerindeki vesayet denetimi, çoğunlukla organların ya da görevlilerin seçimleri, atanmaları, seçimlerin onaylanması, görevlerine son verilmesi seklinde yapılmaktadır (Gözübüyük ve Akıllıoğlu, 1993:291).

Yerel otoritenin kendi tüzel kişiliği dışındaki makamlar tarafından yapılan dış yönetsel denetim üç şekilde gerçekleştirilmektedir: a) Yönetsel vesayet, b) Đkili görev yoluyla denetim, c) mali yardım yoluyla denetim (Karanfiloğlu, 2000:11).

Anayasanın 127. maddesine göre yerel yönetimler üzerinde merkezin uyguladığı vesayet denetiminin amaçları; yerel hizmetlerin, idarenin bütünlüğü ilkesine uygun olarak yürütülmesini, kamu görevlerinde birliğin sağlanmasını, toplum yararının korunmasını ve yerel gereksinmelerin gereği gibi karşılanmasını sağlamaktır (Akpınar, 2006:96).

Anayasamızın 74. maddesinde yer alan dilekçe hakkı, kentli hakları ile ilgili olarak başta yerel yönetim makamlarına ve merkezi idare makamlarına başvurmayı içermektedir. Özellikle insan hakları boyutunda merkezi idare bakımından bir takım idari mekanizmalar işletilmektedir. Bu mekanizmalar ise, TBMM Dilekçe Komisyonu, TBMM Đnsan Haklarını Đnceleme Komisyonu ve Başbakanlık Đnsan Hakları Başkanlığıdır. Ayrıca taşra teşkilatlanmasında ise, il ve ilçe insan hakları kurulları oluşturulmak suretiyle insan haklarının gereği gibi korunması amaçlanmıştır.

Önceki bölümlerde kentli haklarını genel anlamda, insan haklarının kente düşen boyutu ile yaşanması olduğunu, ayrıca her üç kuşak insan haklarıyla ilgisinin olduğunu belirtmiştik. Bu anlamda kentli haklarının korunması, güvenceye alınması ya da kurumsallaşması bağlamında, başta belediyeler olmak üzere, birçok yerel kamu kurumuna dilekçe verilmekte, hatta idari yoldan korumayı sağlayan Bilgi Edinme Kanunu uyarınca da işlem yapılmaktadır.

Siyasal Denetim: Kanun yapma yetkisini elinde bulunduran yegâne organ olan yasama organı tarafından yapılan denetimdir. Siyasi denetim araçlarının çoğu, yerel yönetimler üzerinde doğrudan bir denetim olarak gerçekleştirmemektedir. Siyasal denetim, esas itibariyle yasama organının hükümeti denetlemesi biçiminde gerçekleşmektedir. Meclis denetiminde, Bakanlar Kurulu veya münferit bakanlıklar aracılığı ile esas itibariyle merkezi idare denetlenmektedir. Ancak idarenin bütünlüğü ilkesi uyarınca öteki kamu tüzelkişileri de vesayet bağı ile merkezi idare makamlarına bağlanmış bulunduklarından, bu denetim ile yerel yönetimlerin ve öteki yerinden yönetim kuruluşlarının da vesayet bağı ile bağlı bulundukları merkezi idare makamının başındaki bakan ya da Başbakan aracılığı ile denetlenmeleri mümkün olabilmektedir (Yıldırım, 2005:258).

Kamuoyu Denetimi: Đdarenin yapmış olduğu işlem ve eylemler üzerindeki denetim yollarından biri de kamuoyu denetimidir. Ancak kamuoyu denetiminin gerçekleşip, etkili olabilmesi için, kamuoyunun serbestçe oluşabilme koşullarının bulunması gerekir. Bunun için, her şeyden önce düşünceyi açıklama özgürlüğünün sınırlanmamış olması ayrıca bilgiye erişim imkânlarının da sağlanmış olması gerekir. Bununla bağlantılı olarak, bağımsız basın - yayın ve kitle haberleşme araçları bulunmalı ve başta meslek kuruluşları olmak üzere sivil toplum örgütlerinin serbestçe faaliyet gösterebilme olanakları olmalıdır. Bu koşulların yokluğu ya da eksikliği, kamuoyu denetimini ya imkânsız kılar ya da etkisizleştirir.

Yerel yönetim hizmetlerinin yerel topluluğun ihtiyaç ve taleplerine uygun olup olmadığının denetlenmesi siyasal bir olgudur. Kamuoyu ile yönetimler arasındaki ilişkiyi, denetimden ziyade, bir gözetim veya kontrol olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır. Kamuoyu denetiminde, yönetimler doğrudan bir denetime tabi tutulmayıp, dolaylı olarak kontrol edilmektedir (Karanfiloğlu, 2000:17)

Kamuoyu, tepki ve takdirlerini belirtmek için, değişiklik arz eden çeşitli araçları kullanmaktadır. Kamuoyunun en güçlü silahı seçimlerin yanı sıra yazılı ve görsel medya organlarıdır. Ayrıca siyasi partileri, baskı gruplarını, anketleri ve

anomik gösteri topluluklarını, kent konseylerini, halk meclislerini, dernekleri, STK’ları ve bürokrasiyi de saymak gerekir (Karanfiloğlu, 2000:17).

Son zamanlarda yerel halk özellikle belediyelere karşı, yürüyüş, miting, oturma eylemi, formlar, imza kampanyaları, basın açıklamaları, basın bildirileri iş, yavaşlatma eylemleri hatta belediye görevlilerine ve araçlarına saldırı şeklinde çok değişik şekilde tavrını göstermektedir.

Kamu Denetçisi (Ombudsman) Denetimi: 14.06.2012 tarihinde kabul edilen 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kanunu 29 Haziran 2012 günü 28338 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun 1. maddesinde, kanunun amacı: “Kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması

oluşturmak suretiyle, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak” olarak belirtilmiştir.

Kamu denetçiliği kurumu, idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir (6328 S.K. m.5). Ancak, Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler ile resen imzaladığı kararlar ve emirler, yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler, yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri, Kurumun görev alanı dışındadır (6328 S.K. m. 5/2).

Kamu Denetçiliği (Ombudsman) Kurumu, yasa ile kurulmuş, yönetimin dışında yer alan, halk tarafından kolayca başvurulabilen, hızlı işleyen biçimsellikten uzak ve pahalı olmayan, kamu yönetimi içindeki organların, memurların ve idarenin kötü işleyişinden mağdur olan kişiler adına bağımsız, tarafsız olarak hareket eden bir kurumdur (6328 S.K. m. 12).

3.5. KENTSEL HAKLARIN HAYATA GEÇĐRĐLMESĐ BAKIMINDAN