• Sonuç bulunamadı

D ESER ÜZERÜNDEKİ MALİ HAKLARIN MİRAS YOLUYLA İNTİKALİ F.S.E.K mad 63, “Bu kanunun tanıdığı mali haklar miras yoluyla intikal eder.

Mali haklar üzerinde ölüme bağlı tasarruflar yapılması caizdir” şeklindedir. Kanunun bu düzenlemesi göstermektedir ki, eser sahibinin mali hakları miras hükümlerine konu olabilecektir. Bunun için, ölümün veya ölüme denk tutulan ölüm karinesi (M.K.

288

mad. 31) veya gaiplik kararının (M.K. mad. 32) verilmesi hallerinin mevcut olması gerekmektedir. Uygulanmasında ise, Medeni Kanunun miras hükümlerini düzenleyen 495 ile 682. maddelleri arasında yer alan hükümler esas alınacaktır289.

1. Mali Hakların Terekede Bulunması

Eser sahibine bağlı mali haklar, eser sahibinin kişiliğine bağlı yönleri bulunmasına rağmen, esas itibariyle iktisadi değer taşıyan ve eser sahibinin malvarlığına dahil mali nitelikli haklardır. Bu nedenle, eser sahibinin ölümüyle birlikte onun terekesine dahil olarak mirasçılara intikal ederler290. Tereke, mirasbırakanın ölümü ile mirasçılarına geçen hukuki ilişkilerin tümüne denmektedir291. Terekenin içine, mirasbırakan eser sahibinin gayrimenkul-menkul mal varlığı, alacak ve borçları ve gayri maddi niteliğe sahip fikri haklarının mal varlığı özelliği bulunan mali hakları da girmektedir. Bu mali haklar yukarıda da incelendiği gibi işleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, temsil hakkı, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve pay ve takip hakkıdır. Bu mali haklar, eser sahibinin ölümü ile mirasçılara geçmekte ve terekede yer almaktadır.

Eser sahibinin ölümünden sonra mali haklara sahip olacak mirasçılar, manevi haklar da olduğu gibi F.S.E.K.’ de sayılmamış, bu kişiler M.K. mad.495 vd. ile düzenlenen yasal mirasçılar ve mad. 502 vd. ile düzenlenen ölüme bağlı tasarruf ilgilileri olacaktır.

2. Eser Üzerindeki Mali Haklarda Yasal Mirasçılık

Yasal mirasçılık, kan bağına dayanan, sözleşmeye dayanan ve uyrukluk ilişkisine dayanan yasal mirasçılık olmak üzere üçe ayrılmaktadır. M.K. mad. 495- 498 maddeleri arasında kan hısımlarını, M.K. 499-500 maddelerinde sözleşmeye dayanan yani, sağ kalan eş ve evlatlığı, son olarak da M.K. mad. 501’ de devletin mirasçılığını düzenleme konusu yapılmıştır.

289 ÖZEL, s.147. 290 EREL, s.245. 291

İNAN, Ali Naim-ERTAŞ, Şeref-ALBAŞ, Hakan, Miras Hukuku, Seçkin Yayıncılık, 5. Bası Ankara 2004, s.63.

a. Eser Sahibinin Kan Bağına Dayanan Yasal Mirasçıları

Medeni Kanun, “Kan Hısımları” başlığı altında yasal mirasçıları altsoy, ana ve baba, büyük ana ve büyük baba olarak düzenlemiştir. Zümre sistemini kabul eden M.K., zümreleri üçe ayırmış ve bu zümreler mirasbırakan esas alınarak belirlenmiştir. Buna göre;

- 1. zümre; mirasbırakanın altsoyudur. Mirasbırakandan önce ölen her altsoyun yerini her derecede halefiyet yoluyla onun altsoyu alacaktır (M.K. mad. 495). Aynı zamanda, evlilik dışında doğmuş ve soybağı, tanıma veya hakim hükmüyle kurulmuş olan çocuklar, baba yönünden evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olacaklardır (M.K. mad. 498)

- 2. zümre; 1. zümre olamaması halinde, mirasbırakanın ana-babasıdır. Ana-babası eşit olarak miras hakkına sahip olup, ana-babanın mirasbırakan eser sahibinden önce ölmeleri halinde yerlerini her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları almaktadır. (M.K. mad. 496)

- 3. zümre; ilk iki zümrenin olmaması halinde, mirasbırakanın büyük ana ve büyük babalarıdır. Bunlar da eşit olarak mirasçı olurlar. Mirasbırakandan önce ölen her mirasçının yerini halefiyet yoluyla kendi altsoyu alacaktır (M.K. mad. 497).

b. Eser Sahibinin Sözleşmeye Dayanan Yasal Mirasçıları

Bu tür mirasçılık, sağ kalan eşin yasal mirasçılığı ve mirasbırakan ile evlatlık292 ilişkisinin kurulması ile gerçeklesen evlatlığın yasal mirasçılığıdır.

Sağ kalan eşin mirasçı olabilmesi için, mirasbırakan eser sahibinin ölümü anında tamamlanmış ve devam eden geçerli bir evliliğin bulunması gerekmektedir293. Sağ kalan eş, birlikte mirasçısı olduğu zümreye göre mirasbırakana farklı oranlarda mirasçı olmaktadır. M.K. mad. 499 uyarınca;

1-Mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte biri,

2-Mirasbırakanın ana ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa mirasın yarısı,

292

ŞAKİR, Berki, “Türk Hukukunda Evlat Edinme ve Evlatlığın Mirası’, AÜHF,1952, C.IX, S. 3-4.

293

3-Mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.

Sözleşmeye dayanan yasal mirasçılığın bir diğeri ise, M.K. mad. 500’ de düzenlenen evlatlığın mirasçılığıdır. Şartı ise, evlatlık ilişkisinin hakim kararı ile kurulması gerekliliğidir (M.K. mad. 315). M.K. mad. 500 “Evlatlık ve altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlat edinen ve hısımları, evlatlığa mirasçı olamazlar” şeklinde düzenlenmiştir. Eğer evlatlık ilişkisi kurulmuşsa, evlatlık eser sahibinin ölümü ile diğer kan hısımı mirasçılar gibi mirasçı olacaklardır. Ancak evlatlık eser sahibi olursa, evlat edinen evlatlığın ölmesi ile onun yarattığı eser üzerindeki mali hakka sahip olamayacak, miras yoluyla mali hak kendisine intikal etmeyecektir294.

c. Eser Sahibinin Uyrukluğa Dayanan Yasal Mirasçılığı

M.K. mad. 501 ile, mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirasının devlete geçeceğini düzenlenmiştir. Kan bağına ve sözleşmeye dayanan yasal mirasçıların olmaması ve eser sahibinin ölmeden ölüme bağlı tasarrufla iradi mirasçı belirlememesi halinde, mirasbırakanın uyruk bağı olan devlete mirasçı sıfatı tanınmaktadır.

3. Eser Üzerindeki Mali Haklarda İradi Mirasçılık

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, eser sahibine mali haklar üzerinde ölüme bağlı tasarruf yapma imkanı tanımıştır. F.S.E.K. mad. 63/2 açıkça “mali haklar üzerinde ölüme bağlı tasarruflar yapılması caizdir” diyerek eser sahibine iradi mirasçılık olan ölüme bağlı tasarruf yapma imkanı getirmiştir. Ölüme bağlı tasarruf, bir kişinin hukuki sonuçlarını ölümünde etki doğuracak şekilde yaptığı hukuki işlemlerdir295. Eser sahibi, eseri üzerindeki mali haklarını ölüme bağlı tasarrufa konu edebilir. Bu hak sadece eser sahibine tanınmış olup, ölüme bağlı tasarruf yapma hakkının kişiye bağlılığı karşısında, temsilci tarafından kullanılması dahi mümkün değildir.

294

İNAN-ERTAŞ-ALBAŞ, s.150.

295

Ayrıca ölüme bağlı tasarruf, kanunun öngördüğü şekil kurallarına, emredici hukuk kaidelerine, ahlaka ve adaba aykırı olmamalıdır.

4. Mirasın Açılması ve Mali Hakların İntikali

Eser üzerindeki mali hakların malvarlıksal niteliği gereği mirasla geçişi mümkün olup, F.S.E.K. mad. 63/1 “Bu kanunun tanıdığı mali haklar miras yoluyla intikal eder” hükmünü içermektedir. Miras aktif ve pasifiyle, taşınır, taşınmazın yanı sıra alacak ve haklarıyla birlikte mirasbırakanın ölümüyle açılır. Bu nedenle, mali hakkın intikali eser sahibini ölümü ile mümkündür (M.K. mad. 575/1). Bunun yanında ölüme eş tutulan gaiplik kararının [gaibin sonradan ortaya çıkması ihtimaline göre mirasçıların teminatı şartıyla (M.K. mad. 584-588)] verilmesi de Medeni Kanunda özel düzenleme ile mirasçılara mali hakların intikalini sağlayacaktır.

Eser sahibi mirasbırakanın, sağlığında yaptığı mali haklara yönelik kazandırmalar, paylaştırmalar ve tasarruflar terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir (M.K. mad. 575/2). Mali hakkın vasiyet olunması halinde mirasın açılması anındaki durumuna göre teslim olunur (M.K. mad. 518).

Miras, malvarlığının tamamı için mirasbırakanın son yerleşim yerinde açılır (M.K. mad. 576).

Eser sahibinin mirasının açılması ile, mirasçıları eser üzerindeki mali hakları kullanabilecek, yapılan tecavüzlere karşı koruyabilecek, tazminat isteyebileceklerdir. (F.S.E.K. mad. 21-25). Örneğin, eser sahibinin mirasçıları tarafından F.S.E.K. 21., 22., 23. ve 24. maddelerindeki mali haklarının ihlal edildiğine dair açılan dava sonucunda maddi tazminata hükmedilebilecektir. Yargıtay bir kararında296 “eser sahibinin murisleri tarafından “Papatya” adlı tangonun izinsiz olarak ve özgün şeklinin bozularak kullanılması ve yapılan reklamın tüm televizyon kanallarında yayınlanmasının eser sahibinin murislerinin mali haklarına zarar verdiğini” belirterek tazminata hükmetmiştir.

Ancak bir kimsenin mirasbırakanın yakını olması, mirasçısı, vasiyet alacaklısı olması onun mirası kazanması için yeterli olmaz. Kanun belli şartların varlığını

296

aramıştır. M.K. mad. 577-583 arasında üç şart aranmış olup bunlardan ilki, mirasçının veya vasiyet alacaklısının veya mirasçı atananın mirasbırakanın ölümü anında sağ olmasıdır (M.K. mad. 580/1). Kanunun aradığı ikinci şart, miras hak ehliyetine sahip olmaktır. Mirasçı olabilmek için son şart ise, mirastan yoksun bulunmamaktır. MK. mad. 578’ de sınırlı olarak sayılan mirastan yoksunluk nedenlerinden birinin, mirasçılar tarafından kasıtlı olarak hukuka aykırı bir şekilde oluşturulması, bu kişilerin mirasçılık sıfatının ve haklarının miras açıldığı anda son bulmasına neden olacak, ölmüş kabul edileceklerdir297. Ancak bu durum, alt soyunun mirasçı olmasını engellemez.

Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler (M.K. mad. 605). Mirasın reddi altsoyun mirasçılığını engellemeyeceğinden, eser sahibinin ölümü ile mirasçı mirası red ederse halefiyet yoluyla altsoyu eser sahibinin mirasçısı olacaktır.

Mirasçının, miras payına düşen mallar üzerinde tek başına malik olabilmesi, taksimin yapılmasına bağlıdır. Taksime kadar tereke, iştirak halinde mülkiyet ile tüm mirasçılarındır. Mirasçıların mirası kazanmaları için herhangi bir işleme, tescile, kayda, izine gerek yoktur. Bu nedenle, miras red edilmediği sürece miras kabul edilmiş sayılır298.

Mirasbırakan eser sahibinin, paylaşmanın nasıl yapılacağına dair ölüme bağlı tasarrufta bulunmuş olması halinde, saklı paylara zarar gelmemek koşuluyla, bu iradeye uyulacaktır. Ayrıca tüm mirasçıların anlaşarak paylaşımı yapmaları mümkündür (M.K. mad. 646). Aksi durumlarda ise, M.K. ilgili hükümlerine (M.K. mad. 640 vd.) başvurulacaktır.