• Sonuç bulunamadı

2. ÂŞIK KUL MANSUR'UN ŞİİRLERİNİN İNCELENMESİ

2.2. Dil ve Üslûp Özellikleri

2.2.2. Üslûp Özellikleri

2.2.2.1. Şiirlerinde Kullandığı Atasözleri, Deyimler, Özdeyişler

Atasözleri, deyimler ve özdeyişler şairler tarafından Türk Halk Edebiyatı’nın sıkça başvurulan unsurlarıdır. Verilmek istenen bir düşünce bu unsurların kullanılmasıyla daha güçlü şekilde anlatılır. Kısa ve öz anlatımın temel ilke edinildiği halk edebiyatı eserlerinde uzun anlatımdan kaçınmak ve toplum hafızasında yer edinmek amacıyla bu yapılar kullanılmaktadır. Âşıklar bu yapıları sıklıkla kullanan

önemli icracılardandır. Çünkü olanlar halk yaşantısını bilen ve halkın diliyle konuşan kişilerdir.

Kul Mansur da şiirlerinde, halk edebiyatının bu önemli yapılarını şiirinde daha iyi anlaşılmak için kullanır. Böylece şiirlerini daha güçlü hale getiren Kul Mansur akıcılığı da sağlamış olmaktadır. Onun şiirlerinde mahalli deyimlerin yanında ulusal deyimler de kullanılmıştır. Bu bakımdan Kul Mansur’un şiirlerini incelemeye çalışacağız.

2.2.2.2. Atasözleri

Atasözleri bir toplumun duygu, düşünce, inanç ve kültür yapısını anlatır. Atasözleri, kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmeyen anonim sözlerdir. Bu sözler topluma mal olmuş, toplum tarafından benimsenmiş ve yüzyılların düşünce ve mantık sisteminden geçerek günümüze ulaşmış kısa ve özülü sözlerdir.

Doğan Aksan atasözü için, “Çoğunlukla bir cümle biçiminde oluşarak bir yargı

anlatan, kimi zaman ölçü ve uyakla, söyleyiş açısından daha etkili olmaya yönelen sözlerdir.” şeklinde bir tanımlama yapar. (Aksan, 1998: 38) Âşık Kul Mansur’un şiirleri

incelendiğinde atasözlerine geniş bir yer verdiği görülecektir. Böylece, şiirinde vermek istediği mesajları daha güçlü bir şekilde ifade etmiştir.

İyi haber tez duyulmaz (2/3: 3) (Kötü haber tez duyulur)

Mevlâm dert vermişse vardır dermanı (253/3: 1) (Derdi veren Allah dermanını da verir)

Kuzu gitmez bir kurdun gerisinden (340/2: 2) (Kurt ile kuzu dost olmaz)

Dünyadan beş arşın bezle gitmişim

Cihan bana tapulansa ne yazar (337/4) (Kefenin cebi yoktur)

Durmadan konuşan dilde yalan var (334/1: 2) (Çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz)

Nazlı yarim senden gelen zararın

Neresinden dönsem kârdır sevdiğim (239/1) (Zararın neresinde dönülürse kardır)

Boz yılanı deliğinden çıkaran

Bir tatlı söz değil midir efendim? (232/2) (Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır)

2.2.2.3. Deyimler

Kul Mansur’un eserlerinde kullandığı önemli unsurlardan biri de deyimlerdir. Şiirlerinin en can alıcı noktalarında başvurduğu bu yapılardır. Çünkü sosyal eleştiri yaptığında ve herhangi bir durumdan sitemde bulunduğunda asıl anlamlarından uzaklaşmış olan bu kalıplaşmış ifadelere başvurur. Çünkü “Deyimler asıl anlamlarından

uzaklaşarak yeni kavramlar meydana getiren kalıplaşmış sözlerdir. İki veya daha çok kelimeden kurulu bir çeşit dil ifadesi olan bu sözler duygu ve düşüncelerimizi, dikkati çekecek biçimde anlatan isim, sıfat, zarf, basit ve birleşik fiil görünüşlü gramer unsurlarıdır.” (Elçin, 2003: 642)

Attan eşeğe binilmez (9/3: 2) Feleğin çarkı olmasa (9/1: 2) Dünyaya kin bağlamazdım (10/1: 1) Yollarını gözlemezdim (10/3: 1) Ölüm son durak olmasa (10/4: 4) Aklımı başımdan aldı (11/2: 1) Bir sevdaya düştüm kaldım (11/4: 3) Derdine dert eklediğin (18/3: 2) Gözüm kaldı yollarında (23/1: 1) Bir gün varda beş gün darda (29/3:1) Uğruna canım veririm (31/4: 3)

Murat alıp çekip giden (33/3: 1) Körden medet beklenir mi? (34/1: 4) Vurdun sen beni sırtımdan (50/2: 1) Mecnun edip çöle salan (55/2: 3) Kendini yüksek görenlerden (60/4: 3) Baharı çevirme kışa (69/2: 2) Örmesin kader ağını (80/3: 1) Hayatını zehir ettin (90/4: 1) Tarumar ettin yuvamı (98/4: 3) Zehir etme baharımı (111/4:1) Şu koskoca dünya bana dar gibi (159/4: 2) Mazlumun hakkına el uzatanlar (205/3: 3) Kapandı kapılar yüzüme benim (206/4: 3) Tütmez oldu artık ocağım söndü (208/2: 2) Gözünün yağını yiyeyim turnam (212/1: 2) Sen nereden geldin girdin kanıma (214/2: 2) Ele avuç açar olmuş Türkiyem (216/1: 2) Kırk yılın başında bir güzel sevdim (221/1: 1) Kesildi kefenim biçildi bezim (238/4: 3) Ok atmışlar sinesinden vurulmuş (244/1: 3) Karla kaplı güvendiğim dağlarım (247/4: 3) Ayrı düştüm vatanımdan yurdumdan (251/1: 1) Hiç gözüm olmadı pulda parade (253/2: 3) Hayattan umudum kesilmiş benim (254/2: 1) Bu koca dünyayı bana dar ettin (256/1: 3) Bin defa ağlatıp bir defa güldür (258/4: 2) Yaşarken ömrümde bahar görmedim (264/1: 1) Şiirler kafayı benle bozmuşlar (265/4: 2) Ölümlerden ölüm beğen o zaman (266/3: 3) Ayağına vardı içini döktü (274/4: 2) Dışım güler içim ağlar zarınan (273/2: 1) Senin gül yüzüne biçilmez paha (276/3: 3)

Felek ocağıma incir ağacı diktikçe (281/3: 3) Düştüm yollara gurbet ellerin (305/4: 4) Güzel benim hoş laflara karnım tok (312/3: 1) Çiçeği burnunda bir gelin ağlar (327/1: 2) Genç yaşımda felek boynumu büktü (333/2: 3)

2.2.2.4. Özdeyişler

2.2.2.4.1. Başkalarına Ait Özdeyişler

Bir düşünceyi en kısa, en özlü biçimde anlatan bir veya birkaç cümleden oluşan bilgece sözlere özdeyiş denir. Özdeyişlerin atasözlerinden farkı, söyleyeninin ya da yazanın bilinmesidir. Vecizeler de tıpkı atasözleri gibi yaşanan olaylardan, gözlemlerden ve deneyimlerden çıkarılan sonuçlara, derslere dayanır.

Kul Mansur’un şiirlerinde önemli şahsiyetlere ait özdeyişler kullanılarak eserlerde anlam derinliği yakalandığı görülmektedir. Bu özdeyişlerden biri de âşığımızın şiirlerinde sıklıkla bahsettiği Hz. Muhammed’e aittir. Bu hadis, “Dünyada rahat yoktur.” şeklindedir. Çünkü bu dünya bir sınav yeridir, insanlar dünya hayatında sürekli sıkıntılara karşı mücadele vermektedir. Kul Mansur’un şiirinde bu hadis şöyle kullanılmıştır.

Bu fani dünyaya geldim geleli Yardan ufacık bir sevgi görmedim Hep ağladım diyar diyar dolaştım

Yüzümde bir tatlı sevinç görmedim (231/1)

Yukarıda değindiğimiz hadis kendisine başka bir şiirde şöyle yer bulmaktadır:

Dünyaya yoksulluk içinde geldik Yoktur ekmek ile aşımız bizim Süründük ortada perişan olduk

Âşığımızın başka bir şiirinde ise Hz. Ali’nin dünya hayatında çokça dile getirilen bir sözü kullanılmışıtır. Kul Mansur toplumun bir temsilcisi olarak bu söz doğrultusunda hareket etmektedir. İşte bu düşüncelerle bakıldığında ‘‘Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.’’ sözü şiir içerisindeki yerini güçlendirmiştir.

Saçlarım ellere yoldursalar Şu dilimi yalanla doldursalar Kul Mansur’um beni de öldürseler

Yine benim şahım Ali’dir derim (249/4)

2.2.2.4.2. Âşık Kul Mansur'a Ait Özdeyişler

Kul Mansur kendisine ait olan atasözü değerinde veciz deyişleri vardır. O, kısa ömürde kalıcı olmak için özü söylemek gerektiğine inanır. Âşığımızın şiirlerine baktığımızda düşüncelerini, kısa ve özlü bir şekilde anlattığı bilgece söylenmiş sözlere rastlarız:

Kumlu çölün suyu olmaz (2/1: 3) Boşa çıkmaz hiçbir emek (112/3: 2) Meyvesiz ağaçta kuru dal oldum (164/2: 2)

Meyve verir ağaç kuruyana dek Sürünür bir bebek yürüyene dek Şu dağların karı eriyene dek

Yağmurun toprağa ne faydası var (331/3)