• Sonuç bulunamadı

2.1. CUMHURİYET ÖNCESİ TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ

2.1.1. Üç Tarz-ı Siyaset Ekseninde Türkçülüğün Doğuşu

Osmanlı İmparatorluğu’nda gerileme döneminde devletin içinde bulunduğu güç koşullardan sıyrılabilmesi için aydınların etrafında yoğun tartışmalar ortaya çıkmıştır. Bu süreçte Türklüğün benimsenmesi ve milliyetçilik fikrinin yayılması, Osmanlı’da millet sistemini oluşturan diğer ulusların milliyetçi hareketlerinin ardından ortaya çıkmıştır. Özellikle gayrimüslimlerin milliyetçi hareketleri karşısında Osmanlı kimliği ön plana çıkarılmaya çalışılmış, bunun ardından millet sistemi içerisindeki Müslümanlara yönelik İslam’a başvurulmuş ve bunun da başarısızlığı karşısında Türklükte çare aranmaya başlanmıştır.155

Avrupa’dan yayılan milliyetçilik akımı, Osmanlı topraklarına ilk olarak Yunan İsyanı ile ulaşmıştır. Milliyetçi isyanların yanı sıra yenilgi ile biten savaşlar sonucu toprak kayıpları ülkede aydınları bir çözüm arayışına yönlendirmiş, devlet nasıl kurtarılır? sorusuna önce Osmanlıcılık ile yanıt aranmıştır.156 İmparatorluk içindeki tüm etnik grupların üzerinde bir Osmanlı kimliği yaratma ve buna paralel olarak Osmanlı milleti ortaya çıkarmaya yönelik Osmanlıcılık, devletin menfaatleri doğrultusunda gelişen bir fikir akımı olmuştur. Tanzimat dönemi ile birlikte taraftar toplayan Osmanlıcılık, ülkedeki etnik grupların Batı desteğini alarak bağımsızlık

154 Emre Yıldırım, “Türkiye’de Milliyetçilik ve Milli Kimlik: Türkçülüğün Keşfi ve Ulus-Devletleşme

Sürecinde Türk Milli Kimliği”, The Journal of Academic Social Science Studies, Sayı 28, 2014, s. 74.

155 Özgür Bayraktar, Ülkücü Harekette Bölünme: Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisi,

Ankara: Gece Kitaplığı, 2017, s. 28.

48

hareketlerine girişmesi dikkate alındığında; ülke içindeki iç çekişmeleri durdurmak ve dış baskıları hafifletme amacı taşımıştır.157

İmparatorluğu ayakta tutmak için aydınlar arasında tartışılan üç akım olan Osmanlıcılık İslamcılık ve Türkçülük Yusuf Akçura tarafından Üç Tarz-ı Siyaset olarak adlandırılmıştır. Akçura, Üç Tarz-ı Siyaset’inde Türkçülüğü şöyle özetlemiştir:

“Türk birliği ilkin Osmanlı İmparatorluğu’nda Türklerin, Türk olmadıkları halde az

çok Türkleşmiş olanların ve ulusal vicdandan yoksun olanların bilinçlendirilmesi ve Türkleştirilmesi ile başlayacaktır. Sonra, Asya kıtasıyla Doğu Avrupa’da yayılmış olan Türklerin birleştirilmesine geçilerek azametli bir siyasal milliyet meydana getirilecektir”158

Devletin kurtuluşunu Türklerin birliğinde gören Türkçülük, Türk milletini yükselme amacı taşıyan bir siyasi görüş olarak nitelendirilmiştir. Osmanlı’nın resmi ideolojisi olarak görülebilecek Osmanlıcılık ise ülke toprakları içerisinde yaşayan farklı dil, din ve etnik kökene sahip grupların tek bir millet olarak kabul edilmesine dayanmıştır. Ancak başta Ziya Gökalp olmak üzere Türkçüler bu düşünceyi yanlış bulmuşlardır. Millet kavramı, Türkçülere göre sadece ırkın, kavmin, coğrafyanın veya politikanın birliğinden oluşan değil, dil, din, ahlâk ve kültürel açıdan birliği gerektiren birleştirici ve yüceltici bir kavram olarak değer taşımaktadır.

Akçura’ya göre Osmanlıcılığın bir Osmanlı milleti yaratma ülküsünü hayata geçirememesinin nedeni, imparatorluk içindeki kimliklerin hiçbirinin bunu gerçekten istememesidir. Müslümanlar ve Türkler altı yüz yıl hâkimiyet altındaki reaya ile hukuken aynı dereceye inecekleri gerekçesi ile bu akıma sıcak bakmamışlardır.159 Akçura’ya göre Osmanlıcılık fikrini Gayri-Müslimler de hiçbir zaman benimsememiştir.160 Balkan savaşlarındaki Osmanlı Devleti'nin karşılaştığı manzara Osmanlılık idealinin imkânsızlığı yolundaki görüşleri pekiştirirken, Osmanlıcılıktaki aşırılık Türkçülüğün doğuşuna etki eden bir başka faktör olmuştur.161

Tüm bunlarla beraber ilk dönemler içerisinde Türkçüler, kültürel açıdan Osmanlıcılığın etkisini de sürdürmüşlerdir. Dolayısıyla temel olarak yeni bir devlet kurmaktan ziyade, Türk-Müslüman kimliğini devam ettirerek Osmanlı Devleti’ni bir

157 Tuba Şengül, “Siyasi Düşünce Akımları ve Tarih Ders Programlarındaki Düşünsel Değişim (1908-

1930)”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt 40, Sayı 1, s. 73.

158 Yusuf Akçura, Üç Tarz-ı Siyaset, Ankara: Lotus Yayınları, 2005, s. 35-36. 159 Akçura, a.g.e., s. 18.

160 Akçura, a.g.e., s. 50.

49

ulus devlet haline getirmeye odaklanmışlardır. Dolayısıyla Türkçülüğü savunurken, bu fikri İslami unsurlarla desteklemişlerdir. Bunlarla beraber Rusya’dan göç eden Türk aydınlar, milliyetçilik bilicine daha erken varmışlardır.162

1860’lı yıllara kadar, Osmanlıcılık karşısında İslam dünyasını birleştirmeyi ve İslami bir ‘ulus“ yaratmayı amaçlayan İslamcılık da devletin kurtuluşu için temel siyasal ideolojilerden biri kabul edilmiştir. İlk olarak bir ahlak hareketi olarak başlayan İslamcılık, daha sonra İslam Birliği fikrini savunmaya doğru evrilmiştir. İlk olarak Basiret gazetesi yoluyla kendisine taban bulan İslamcılık, Mehmet Akif Ersoy, Musa Kazım, Şemsettin Günaltay ve Sait Halim Paşa gibi isimler tarafından da desteklenmiştir.163

II. Abdülhamit’in daha sonra siyasi ideal olarak kabul ettiği İslamcılık, dinlerinden bağımsız olarak, Osmanlıcılığın insanlar arasında eşitlik vurgusuna da karşı çıkmıştır. Ayrıca Balkan topraklarının kademeli olarak bağımsızlığını kazanan coğrafyalardan göç eden Müslüman halkı, kalan Osmanlı topraklarında çok daha fazla İslami nüfus ortaya çıkmıştır. Bu nedenle İslamcılık imparatorluğun elinde kalan topraklarda tebaanın tanımlanması gerektiğini, farklı dini ve kültürel toplumların ortak bir kimlik ile birleştirilmesine çalışmıştır. Bu niteliği itibariyle İslamcılık sivil bir milliyetçilik anlayışı kabul edilmiştir.164 Bununla beraber İslamcılık, tüm Müslümanları hilafet çatısında altında toplamak istemesine rağmen, Arapların ve Arnavutların ayrılıkçı hareketleri nedeniyle tamamen başarısızlığa uğramıştır.

1908’de II. Meşrutiyet döneminde Osmanlı'nın kurtuluşu için Osmanlıcılık ve İslamcılığın bir çare olamayacağının anlaşılması ile Türk unsurların temel alındığı Türkçülük daha fazla ön plana çıkmaya başlamış ve daha fazla taraftar toplamıştır. Bu dönem ile beraber İttihat ve Terakki tarafından da desteklenmeye başlanan Türkçülük, özellikle örgütlenme ve Türkçü yayınlar ile ideolojik olarak güçlenmiştir. Aynı yıllar içerisinde Türkçenin merkezi ve resmi dil olmasına yönelik çalışmalar ve Türk milliyetçiliğinin açıklanmasına yönelik çabalar önemli gelişmeler olarak kabul edilmiştir.165

162 Y. Ziya Bölükbaşı ve Gökberk Yücel, “Cumhuriyet’in Ötekisi Olarak Geleneksel Milliyetçilik ve Türk

Ocaklarının Kapatılması”, Akademik Bakış Dergisi, Sayı 26, Eylül Ekim 2011, s. 7.

163 Yavuz Çilliler, “Modern Milliyetçilik Kuramları Açısından 19. Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu Fikir

Akımları”, Akademik İncelemeler Dergisi, Cilt. 10, Sayı. 2, 2015, s. 56.

164 Çilliler, a.g.e., s. 57.

165 Erdi Aksakal, “Modernist Milliyetçi Kuramlar Işığında Türk Milliyetçiliğine Bakış”, Atatürk Üniversitesi

50