• Sonuç bulunamadı

Birleşmiş Milletlere üye devletleri arasında yer alan Türkiye, imza attığı uluslararası sözleşmelerle çocuklara farklı yetenek, ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda eğitim vermeyi de taahhüt etmiş durumdadır. Bu durum, ülkemizi uluslararası hukuk düzleminde üstün yeteneklilere farklılaştırılmış özel eğitim hizmeti sunmada sorumlu taraf hâline getirmektedir. İlgili mevzuat incelendiğinde üstün yeteneklilerin eğitimini tarif eden ve destekleyen maddelerin bulunduğu görülmüştür. Aşağıda tanılamaya yönelik hükümler ele alınmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Anayasamızın üçüncü bölüm Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler Başlığı altında bulunan 42. Maddesinde ‘– Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.’ denilerek devlete tedbir alma yükümlülüğü getirilmektedir.

1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, 14/06/1973 tarihli 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun Türk Millî Eğitiminin Temel İlkeleri adlı ikinci bölüm başlığı altındaki;

Madde 5- Millî eğitim hizmeti, Türk vatandaşlarının istek ve kabiliyetleri ile Türk toplumunun ihtiyaçlarına göre düzenlenir.

III- Yöneltme:

Madde 6- Fertler, eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirilirler.’ Denilerek üstün yeteneğe sahip çocukların bu kapasite ve yeteneklerinin tespiti ile bunları geliştirip en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak için eğitim programı oluşturma görevini devlete vermektedir.

Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 25/08/2011 tarihli 28054 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe giren 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin “Görevler” kenar başlıklı 2’nci maddesinin “e” bendinde, Millî Eğitim Bakanlığına, özel yetenek sahibi kişilerin bu niteliklerini koruyucu ve geliştirici özel eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak ve uygulanmasını koordine etmek görevi verilmiştir.

İlköğretimde Yöneltme Yönergesi, İlköğretimde Yöneltme Yönergesinin, 10. maddesinde Şube rehber öğretmenin yapacağı işler başlığında; i) Üstün yetenekli öğrenciler ile özel eğitime gereksinimi olan öğrencilerin belirlenmesi ve yöneltilmelerinin sağlıklı yapılabilmesi için -varsa- okulundaki rehberlik ve psikolojik danışma servisi, yoksa bağlı bulunduğu rehberlik ve araştırma merkezi ile işbirliği yapar.’ Denilerek, özel eğitime muhtaç çocuklara uygun bir yönlendirme yapılmadığı durumlarda yaşanabilecek olumsuz durumları engellemek amacıyla rehberlik ve psikolojik danışma servislerine duyulan ihtiyacın önemi vurgulanmaktadır. 573 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 06/06/1997 tarihli 23011 Mükerrer sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe giren Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin amacı, özel eğitim gerektiren bireylerin Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları ve Temel İlkeleri doğrultusunda, genel ve mesleki eğitim görme haklarını kullanabilmelerini sağlamaya yönelik esasları düzenlemek olarak açıklanmıştır. Kanun Hükmünde Kararname, özel eğitim alması gereken bireyler ile onlara doğrudan veya dolaylı olarak sunulacak eğitim hizmetlerini; hizmetleri sağlayacak okul, kurum ve programları düzenlemektedir. Özel yetenekliler de özel eğitim

gerektiren bireyler grubundadır. Kararname’ye dayanılarak; özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin, Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları ve Temel İlkeleri doğrultusunda genel ve mesleki eğitim görme haklarından yararlanabilmelerini sağlamaya yönelik usul ve esasları düzenleme amacıyla 31/05/2006 tarihli 26184 sayılı Resmî Gazete ’de Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. En son (Değişiklik: 21.7.2012 / R.G.: 28360) yılında değişiklik yapılmıştır.

Yedinci maddesinde eğitsel değerlendirme ve tanılamayı içerir.

‘MADDE 7 – (1) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde, eğitsel amaçla bireyin tüm gelişim alanındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları belirlenerek en az sınırlandırılmış eğitim ortamına ve özel eğitim hizmetine karar verilir.’ denilerek, özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin mümkün olduğunca akranlarıyla aynı ortamda eğitim almasının önemi vurgulanmıştır.

(2) Bireyin eğitsel değerlendirme ve tanılaması rehberlik ve araştırma merkezinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından nesnel, standart testler ve bireyin özelliklerine uygun ölçme araçlarıyla yapılır. (Değişik ikinci cümle:RG-14/3/2009-27169) Tanılamada; bireyin özürlü sağlık kurulu raporu ile zihinsel, fiziksel, ruhsal, sosyal gelişim özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri, eğitim performansı, ihtiyacı, eğitim hizmetlerinden yararlanma süresi ve bireysel gelişim raporu dikkate alınır.’ denilerek, tanılama sürecinde dikkate alınması gereken hususlar açıklanmıştır. Özel yeteneklilerin tanılama sürecinde ise BİLSEM seçimleri sırasında her yıl uygulanan takvim çerçevesinde oluşturulan komisyonlar bakanlığın yönlendirmeleri çerçevesinde hareket etmektedirler. Bu seçim sürecinin dışındaki zamanlarda ise okulların ve ailelerin rehberlik ve araştırma merkezlerine başvuruları sonrasında yukarıdaki hususlar dikkate alınarak özel yetenekli öğrencilerin tanılamaları yapılmaktadır.

(3) Eğitsel değerlendirme ve tanılama; eğitimin her tür ve kademesindeki geçişler ile bireylerin eğitim performansı ve eğitim ihtiyaçları dikkate alınarak veli ya da okulun/kurumun isteği üzerine gerektiğinde tekrarlanır.’ Denilerek, öğrenciler için alınan kaynaştırma, destek eğitim odası vb. kararların kademe geçişlerinde ve

öğrenci performansındaki değişikliklerde değerlendirilerek yenilenmesi gerekliliği vurgulanmıştır.

(6) (Değişik:RG-14/3/2009-27169) Eğitsel değerlendirme ve tanılama hizmetlerine ilişkin bilgi işlem hizmetleri, Bakanlıkça geliştirilen RAM Modülü üzerinden yapılır.

49. maddesinde RAM tanımı ve görevi anlatılmaktadır. ‘MADDE 49 – (1) Rehberlik ve araştırma merkezleri; özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitsel değerlendirme, tanılama, izleme ve yönlendirme hizmetlerini yürüterek birey için en az sınırlandırılmış eğitim ortamını önerir, birey ve ailesine destek eğitim ile rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri sunar.’

Yönetmeliğin 6’ıncı maddesinde özel eğitimin temel ilkelerinden, 28’inci maddesinde destek eğitim odasından, 43’üncü maddesinde üstün yetenekli bireylerin eğitimi için açılan kurumlardan (BİLSEM) bahsedilmektedir. Yönetmeliğin 68’inci ve sonraki maddelerinde özel eğitim ihtiyacı olan bireylere eğitim gördükleri okullarda verilmesi gereken eğitim programlarına ilişkin esaslara yer verilmiştir.

Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesi, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin üstün yetenekli bireylerin eğitimi ile açılan kurumlara ilişkin 43’üncü maddesinde belirtilen kurum bilim ve sanat merkezleridir.

Şubat 2007 tarih ve 2593 sayılı Tebliğler Dergisi’nde yayımlanan, üstün yetenekli çocukların eğitim ve öğretimini doğrudan ilgilendiren tek düzenleme Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesidir. Yönergenin amacı; okul öncesi ile ilk ve ortaöğretim çağındaki üstün yetenekli çocukların/öğrencilerin bireysel yeteneklerinin farkında olmalarını ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak olarak belirtilmiştir.

Mevcut yasal düzenlemeler içerisinde doğrudan üstün yetenekli çocukların eğitim ve öğretim faaliyetlerini ilgilendiren tek düzenleme olan Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesidir. Fakat Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesinin dayanağı durumundaki Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin üstün yetenekli bireylerin eğitimine ilişkin maddelerinin kanuni dayanakları bulunmamaktadır. Kanun koyucu tarafından üstün yetenekli bireylerin eğitimine ilişkin 54 yıl önce çıkarılmış olan “15/2/1956 tarihli ve 6660 sayılı Güzel Sanatlarda Fevkalade İstidat Gösteren Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkında Kanun” halen yürürlükte

olmakla birlikte, yalnız güzel sanatlarda üstün yetenekli bireylerin yurt dışındaki eğitimini kapsamaktadır. Bu yasadan 1978 yılına kadar toplam 17 kişilik dar bir çevre yararlanmıştır. Bu tarihten sonra da uygulanmamıştır. Sonuç olarak Cumhuriyet tarihimizde üstün yetenekli bireylerin eğitimine ilişkin, söz konusu Kanunun dışında, yürürlükte olan herhangi bir yasal düzenleme söz konusu değildir (MEB İç Den. Rap, 2010).

Bu konuyla ilgili bir soru önergesine, MEB Strateji Geliştirme Başkanlığının TBMM’ye sunduğu 30646425/610/40886 sayılı cevap yazısında üstün yetenekli bireylerin eğitimini iyileştirmeye yönelik ‘Üstün Yetenekli Bireyler Strateji ve Uygulama Planı 2009-2013’ün hazırlanması sonrasında 2593 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanarak yürürlüğe giren Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesine göre hizmet veren Bilim ve Sanat Merkezlerinin Kuruluş ve İşleyişine İlişkin Usul ve Esaslar ile ilgili Yönerge yürürlükten kaldırılıp yeniden düzenlenerek Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne ekleneceği belirtilmektedir.

Ancak hala böyle bir düzenleme yapılmamış olup MEB tarafından 2007 yılında yayınlanan Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesinin güncellenmesi tamamlanmıştır (MEB, 2015). Bu Yönerge, 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun, 30/5/1997 tarihli ve 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 31/5/2006 tarihli ve 26184 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne dayanılarak hazırlanmıştır.