• Sonuç bulunamadı

Özel Yetenekli Çocukların Sorunları

ÖZEL EĞITIM ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖZEL YETENEKLILER VE SORUNLARINA

1.2. Özel Yetenekli Çocukların Sorunları

Eğitim sisteminin amaçlarından en önemlisi tüm çocukların doğuştan sahip olduğu öğrenme potansiyelini maksimum düzeye çıkartmaktır.

Erken çocukluktan itibaren çocuğu tanımak, çocuğun kapasitesini bilmek ve eğitim sağlamaya çocuğun ihtiyaç duyduğu noktadan başlamak bu noktaları önemli kılmaktadır (Chan, 2001). Bu araştırmada, özel yetenekli çocukların sorunları incelenirken sosyal-duygusal ve akademik sorunlar şeklinde iki kategoride incelenmiştir.

Aynur Gıcı Vatansever 134

.

Şekil 3: Özel yetenekli bireylerin kişilik özellikleri

1.2.1.Sosyal-Dugusal Sorunlar

Depresyon: Özel yetenekli çocukların eğitsel ve sosyal ihtiyaçları bireysel olarak karşılanmadığı durumlarda bu çocukların depresyon ve intihar eğilimi içinde oldukları gözlenmektedir (Mash ve Barkley, 2014).

Zihinsel gelişim özellikleri yaşıtlarına göre ahlaki ve duygusal açıdan gelişmiş olmaları, eş zamanlı olmayan gelişim sergilemeleri özel yetenekli çocukların akranlarından daha fazla depresyona yatkın olmalarının sebepleri arasında bulunmaktadır (Gürlen, 2018; Özyaprak ve Deringöl, 2013). Zihinsel olarak oldukça gelişmiş olan özel yetenekli çocukların, olayları daha çok irdeledikleri ve daha çok eleştirel düşündükleri bilinir. Bu durum yaşanan olaylara çözüm üretemedikleri anlarda onları depresyona itmektedir (Gross, 2007).

Mükemmeliyetçilik: Özel yetenekli çocuklar, sadece kendi ilgi alanları ve başaracakları konularla ilgili mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olmayıp, aileleri ve öğretmenlerinden de yapabileceklerinin üstünde performans bekler ve hayatlarında yüksek standartlar belirlemektedirler (Cutts ve Moseley, 2004; Silverman, 1994). Mükemmeliyetçilik eğilimi bu tarz çocukların kişiliklerinin merkezinde yer aldığından zorlayıcı problemlere yol açabilirler. Bu eğilimi gösteren çocuklar mükemmel olduklarını işitme ihtiyacı duymaktadırlar. Bu ihtiyaç onları başarıya götürebileceği gibi, çevresindeki insanlar açısından yersiz beklentilere, hayal kırıklığına ve memnuniyetsizlik duygusu içinde sürekli çaba sarf etme eğilimine sürükleyebilmektedir (Ataman, 2004)

Aşırı Duyarlılık: Özel yetenekli çocuklar duygusal gelişimleri ile ilgili farklı duyarlılık alanlarına bağlı olarak sorunlar yaşamaktadırlar.

Özel yetenekli çocukların yaşadıkları duyarlılık alanları psikomotor, duyusal, hayal gücü, duygusal ve zihinsel olarak sınıflandırılmaktadır (Fronseca, 2011).

Akran ilişkileri: Özel yetenekli çocuklar ya da fark edilmedikleri için tanı almamasına rağmen üstün özelliklere sahip olan çocuklar duygusal olarak daha hassas olduklarından motivasyon, stres, uyum, depresyon ve hatta intihar gibi sorunlara sahip olmaktadırlar. Bu çocukların arkadaş ilişkileri normal gelişim gösteren çocuklara göre farklılık göstermekte olduğundan kendilerine uygun arkadaş bulamadıkları ortamlarda kendilerini yalnız hissetmektedirler (Leana-Taşçılar, 2018). Özel yetenekli çocukların kabul görmeleri ve dışlanmamaları, yaratıcılık-liderlik gibi özelliklerin rahatça ortaya koyup geliştirebilmeleri açısından aile ve akran arasındaki sosyal ilişkileri ayrıca önemli kılmaktadır (Silverman, 1993).

Etiketlenme: Çocukların özel yetenekli olarak etiketlenmeleri uzmanların alana yönelik ortak bir dil kullanabilmeleri ve çocukların eğitsel ihtiyaçlarının bireysel farklılıkları göz önünde alınarak karşılanabilmeleri açısından önemli olmakla beraber çocuklar açısından etiketlenme durumu incelendiğinde bazı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Özel yetenekli çocuklar akranları tarafından dışlanıp yalnızlık durumuna maruz kalma ile karşı karşıya kalabilmektedirler (Baker, 1997). Ayrıca etiketlenmiş olan çocuk kendisinin özel yetenekli olmasından dolayı ders çalışmak ve ödev yapmak gibi akademik sorumluluklarını yerine getirmeme hakkına sahip olmak gibi yanlış bir düşünceye kapılarak dolayısıyla beklenmedik başarısızlıklarla yüz yüze kalmaktadırlar (Saranlı ve Metin, 2012). Bu çocuklar akademik sınırlarını zorlamaya teşvik edilmezlerse özel yetenekli ancak düşük başarı ve düşük motivasyonlu bireyler olarak toplumda yerlerini alacaklardır (Ataman, 2014).

1.2.2. Akademik Sorunlar

Beklenmedik başarısızlık: Düşük başarı, ortalamanın altında olan bir başarı türü iken; beklenmedik başarısızlık sahip olunan potansiyelin altında gösterilen başarısızlıktır. Zeka düzeyi olarak %2’lik üst dilime giren fakat başarı testlerinde %15’lik üst dilimin altında performans gösteren özel yetenekliler, akademik başarısızlık göstermektedir (Sak, 2010). Özel yetenekli öğrenciler okulun ilk yıllarında çalışmadan da başarılı olabilmektedirler. Bu durum onların zaman yönetimi, programlı çalışma ve çalışma stratejisi geliştirme gibi özyönetim becerilerini edinmelerine engel olmaktadır (Camcı-Erdoğan ve Leana-Taşçılar, 2014;

Sak, 2010).

Müfredat-Öğretmen: Özel yetenekli öğrenciler, öğrenme potansiyelleri açısından akranlarına göre öğrenme hızı, öğrenme derinliği ve ilgiler

Aynur Gıcı Vatansever 136

.

konusunda farklılık göstermektedirler. Bu öğrenciler, normal eğitim programları yoluyla öğrenememekte, geniş kapsamlı eğitim imkanları ve hizmetlerine ihtiyaç duymaktadırlar. Bu bağlamda özel yetenekli çocukların öğretmenlerinin çocuğu fark etme, öğrenme ihtiyaçlarını ortaya çıkarma gibi konular açısından kritik önemi bulunmaktadır (Levent, 2010;

Renzulli ve Reis, 1985).

Çalıştıkları alana ilişkin yeterli mesleki bilgi ve becerisi olmayan öğretmenlerin mesleki motivasyonları azalmaktadır (Güleç-Aslan, 2014).

Özel eğitim öğretmenliğinde okuyan öğretmen adayları mezun olduklarında özel yetenekli öğrenci grubunun da dahil edildiği özel gereksinimli öğrencilerle çalışacaklar ve kapsayıcı öğretim sürecinde özel gereksinimli öğrencilerle çalışan farklı alandaki öğretmenlerle iş birliğine dayalı destek eğitim hizmetleri kapsamında rehberlik/danışmanlık edeceklerdir.

İleride diğer öğretmenlere liderlik ve rehberlik edecek yeterli mesleki bilgiye sahip olması beklenen özel eğitim bölümü öğretmen adaylarının özel yetenekli öğrencileri algılayışları ve yaşadıkları problemlere yönelik olarak görüşlerine ulaşılmasının önemli olduğu düşünülmektedir. Bu araştırmanın sonuçlarının öğretmen adaylarının özel yeteneklilere yönelik lisans düzeyinde almış oldukları bir zorunlu ve bir seçmeli ders içeriğinin zenginleştirilmesinde etkili olacağı varsayılmaktadır.

Alanyazında özel eğitim bölümünde okuyan öğretmen adayları ile yapılmış çalışmalar incelendiğinde adayların görüş ve deneyimlerine başvurulduğu özel gereksinim konuları üstün zeka (Bayar, Arslan ve Avcı-Doğan, 2020) ve otizm spektrum bozukluğu olduğu sonucuna ulaşılmaktadır (Güleç-Aslan, 2014). Özel eğitim bölümünde okuyan öğretmen adayları ile özel yetenekliler ve üstün zekaya yönelik yapılmış alandaki ilk çalışma olan Bayar ve arkadaşları (2020) çalışmalarında öğretmen adaylarının henüz özel yeteneklilere ilişkin bir ders almamış olmalarını önkoşul kabul etmişler ve ilgili konuda öğretmen adaylarının ders almadan önceki üstün zeka kavramına yönelik algılarını incelemişlerdir.

Özel yetenekli öğrencilerin veya üstün zekanın algılanmasına yönelik alanyazında yapılmış olan diğer branşlardaki öğretmen / öğretmen adaylarının görüşlerinden toplanan verilerle yapılan çalışmalara bakıldığında okulöncesi eğitimi (Duran ve Dağlıoğlu, 2017; Yoleri, Tetik ve Çetken, 2018), Bilsem öğretmenleri (Çetinkaya ve İnci, 2019; Özsoy, 2014), sınıf öğretmenliği (Bulut, 2018), psikolojik danışmanlık ve rehberlik (Güçyeter, 2018) ve farklı branşlar birlikte (örn.: PDR, Sınıf, Fen bilgisi, Okulöncesi, İngilizce, Türkçe) (Akkanat, Kutlu-Abu ve Gökdere, 2018;

Ata, Duran ve Metin, 2020; Aytekin, Sarıca ve Aytekin, 2014; Camcı-Erdoğan ve Güçyeter, 2019) olmak üzere pek çok branşa dayalı çok yönlü sonuçlara ulaşan çalışmalar olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Buradan hareketle alandaki ilk çalışma olacak olan özel yeteneklilere yönelik ders

almış olan özel eğitim öğretmenliği öğretmen adaylarından özel yetenekli öğrencilere ve sorunlarına yönelik elde edilecek bulgular lisans derslerine ve özel yetenekli bireylere yönelik algılarına yönelik alanyazına farklı bir bakış açısı kazandıracak olmasından dolayı bu çalışmanın oldukça önemli olduğu düşünülmektedir.

Bu araştırmanın amacı özel eğitim öğretmenliği öğretmen adaylarının özel yetenekli bireylere ve özel yetenekli bireylerin yaşadıkları sorunlara yönelik geliştirmiş oldukları metaforları belirlemektir. Bu genel amaç doğrultusunda şu sorular araştırmanın alt amaçlarını oluşturmaktadır:

1. Özel eğitim öğretmenliği bölümü öğretmen adaylarının özel yetenekli çocuk kavramına yönelik geliştirdikleri metaforlar nelerdir?

2. Özel eğitim öğretmenliği bölümü öğretmen adaylarının özel yetenekli çocuk kavramına yönelik geliştirdikleri metaforların oluşturduğu kavramsal kategoriler nelerdir?

3. Özel eğitim öğretmenliği bölümü öğretmen adaylarının özel yetenekli çocukların yaşadıkları sosyal-duygusal ve akademik sorunlara yönelik geliştirdikleri metaforlar nelerdir?

4. Özel eğitim öğretmenliği bölümü öğretmen adaylarının özel yetenekli çocukların yaşadıkları sosyal-duygusal ve akademik sorunlara yönelik geliştirdikleri metaforların oluşturduğu kavramsal kategoriler nelerdir?

2. YÖNTEM