• Sonuç bulunamadı

Örtük Program

Belgede BARTIN ÜNİVERSİTESİ (sayfa 45-50)

32

olarak kabul etmek, herhangi bir sahne sanatının hak ettiği bir inceleme, yardım ve destek seviyesini gerektirir. Esner okulların öğretmenlere hizmet eden yerler olması gerektiğini ifade eder, böylece okullar aynı zamada öğrencilere hizmet edebilen kurumlar haline gelebilir. Okul değerlendirme uygulamaları, öğrenciler ve öğretmenler için gerçekten nelerin önemli olduğunu tanımlar. Okullar, yalnızca öğrencileri puanlama yöntemi olarak değil, öğrencilerin becerilerini geliştirebilmek için öğrencilerin ne kadar iyi yaptıklarını bulmanın bir yolu olarak değerlendirmeye yaklaşmalıdırlar. (Eisner, 1991, 67-81)

Gazali’nin Estetik Eğitim Çalışmaları: Gazâlî, İhyâ-u Ulumi’din (2013) adlı eserinde, ilmin en büyük faydasının, insanları kötü huylardan arıtıp saadete ulaştıracak güzel huylarla süslemek olduğunu söyler ve bunu ilim öğrenmenin gayesi olarak gösterir. Gazâlî’ye göre okul, çocuğun kalbine öğrenim yoluyla “İyi insanlara karşı sevgi ve muhabbet tohumunun ekildiği yerdir. Bu bağlamda Gazali öğretmenin güzel davranışları ile öğrencisi ile olan ilişkisini değerlendirmiş ve önemine dikkat çekmiştir (Çelikel, 2006, 41).

Aksiyolojinin estetik boyutunun eğitime uygulanması nasıl gerçekleşir sorusuna çeşitli yanıtlar verilebilir. Hepimizin kabul edeceği gibi, güzellik derecemiz bireyin algısının kalitesine göre kişiden kişiye değişiklik gösterir. Eğitim kalitesi, büyük oranda bir eserin veya kültürün bir parçasına takdir etmemize yardımcı olmaktadır. Öğrencilerin karar vermelerinde onlara yardımcı olmaya yönelik olarak, "estetik" olanın değerlendirilmesi şarttır. Estetik değerler insan ilişkilerinin temellerini belirleme, bireysel bütünlük, sosyal uyum ve birliğinin sınırları belirleme ve bu sınırların aşılmasını önerme konusunda geniş bir çerçeve sunar ve böylece insan yaşamını zenginleştirici kararların daha kolay biçimde verilebilmesinde rol alır.

33

çalışması ve tanımlanma şekli, aynı zamanda felsefi yaklaşımımızı yansıtır. Program geliştirme, planlama, uygulama ve değerlendirme süreci eğitim programına dönüşen süreç olarak tanımlanabilir. Felsefe bilgelik sevgisi demektir; gerçeği araştırır, yaşamın genel ilkeleri arar. Eğitim programı gerçek hayatta bilginin pratik kullanımında yardımcı olur, hayatı, dünyadaki gerçekleri ve fikirleri anlamamıza yardım eder. Bu nedenle eğitim programı felsefenin dinamik yüzü olarak adlandırılabilir. Eğitim programı, öğrencilerin davranışlarının değiştirilmesi için yöntem ve aynı zamanda araç olarak kullanır. Felsefe öğretmenler ve program planlamacısının öğrencilerin davranışlarını değiştirmeye yönelik temel ve yeni yollar bulma sürecinde yardımcı olur. Aynı zamanda öğretim yöntemlerini daha iyi kullanabilmek için yeni yöntemleri keşfetmeye ve sınıf ortamında nasıl başvuracağımıza yardım eder. Bu sürecin sonunda da öğrencinin programın başarısını başka bir deyişle öğrenme çıktılarını değerlendirmek için yeni yollar ve yöntemler sağlar.

Eğitim programı geniş kapsamlı bir kavramdır ve bu nedenle farklı ve çeşitli yorumlamaları ve tanımlamaları bulunmaktadır. Geleneksel olarak program tanımının okulda öğretilecek eğitim hedefleri ve içeriğin bir listesiyle sınırlı olmasına karşın, son yıllarda dünyada yaşanan hızlı gelişmelerin ve küreselleşmenin de etkisiyle anlamı veya yorumunun tüm deneyimleri ve yaşam alanını kapsayacak şekilde genişlemekte olduğu görülmektedir. Print (1989, 3)'e göre, eğitimciler “programı farklı şekillerde tanımlamaktadırlar” çünkü onun farklı görevlerini yerine getirmektedirler. "Program"

sözcüğü, "yarış dersi" anlamına gelen Latince bir kökten türetilmiştir. Doğan ve Semerci’nin (2016,285) Demirel’den aktardıklarına göre eğitim programı teriminin ortaya çıkışı şu şekilde açıklamaktadırlar; “Eğitim programı kavramı, milattan önce birinci yüzyıla kadar uzanan bir kavram olup milattan önce birinci yüzyılda Roma’da yarış arabalarının üzerinde yarıştığı oval biçimindeki koşu pistine latince (curriculum) “koşu yolu” dendiğini, bunun zaman içinde eğitim programı (curriculum) “izlenen yol” anlamında eğitimde de kullanıldığını ifade etmektedir.” Print’in (1989, 3) aktarımına göre eğitim programı kavramının tanımlarından bazıları aşağıda belirtilmiştir. Buna göre;

“Ralph Tyler (1949), programı "Okul tarafından planlanmış ve okul tarafından eğitim hedeflerine ulaşması için yönlendirilen öğrencilerin öğrenimi için tüm etkinlikler"

olarak tanımlamaktadır. Taba (1962) eğitim programını genelde amaç ve özel hedeflerden oluşan; içerik seçimi ve organizasyonunu, öğretmenin öğretim etkinlikleriyle ilgili belli davranışlarını ortaya koyan ve sonuçların değerlendirilmesi içeren etkinlikler süreci olarak

34

tanımlamaktadır. Wheeler (1967) göre okul rehberliği altında öğrenene sunulan planlı deneyimleri ifade etmektedir”.

Bu aşamada "örtük program" kavramına atıfta bulunarak, eğitime etki eden program geliştirme çalışmalarında dikkate alınması gereken önemli bir kavram olan örtük program kavramına ele almamız uygun olacaktır. Günümüzde çeşitlenen ve karmaşıklaşan insan ihtiyaçlarının karşısında eğitim seçenekleri de neredeyse sınırsız bir imkâna kavuşmuş durumdadır. Seddon'a göre (Print, 1989: 5) "örtük program, eğitimin sonuçlarına götüren, eğitimcilerin açıkça amaçlamadığı süreçlerin sonuçlarını ifade eder. Bu sonuçlar, açıkça belirtilmediği için, öğretmenler sözlü ya da yazılı hedef listelerinde belirttilmediği gibi, ders listeleri, okul politikası belgeleri ya da öğretim programı projeleri gibi bildirimlerde de yer almamaktadır.”

Bilimde yaşanılan hızlı değişme her alanda olduğu gibi eğitim alanında da kendini göstermektedir. Toplumun çeşitli yönlerden kalkınmasında ve bireylerin gelişiminde önemli bir role sahip olan eğitim sisteminin, üç temel öğesi vardır. Bunlar; öğrenci, öğretmen ve Eğitim programıdır. Eğitim ve okul söz konusu olduğunda genel olarak öğretmenler planlanan resmi öğretim programı kastetmektedirler. Fakat öğrenciler yazılı olmayan bir öğretim programı ile de karşılaşmaktadır (Wren, 1999, 15). Öğrenciler okullarda sosyalleşirken yalnızca akademik kazanımlar elde etmezler bununla beraber onlara kendileri ve başkaları ile ilgili fikirler de aktarılır (Wideman, 1973, 9).

Sekil. 2.4: Posner’in program türleri (Araştırmacı tarafından Posner’in çalışmasından geliştirilmiştir.)

Resmi

Gayri Resmi

Extra Geçersiz

Örtük

35

Şekil 2.4:’de belirtildiği gibi detaylı olarak incelendiğinde okullarda beş tür program olduğundan bahsedildiği görülmektedir. Akbulut ve Arslan’ın (2016,169) Posner, LeBlannc, Hubbard ve Giroux ‘dan aktardığına göre bunlar resmi program, gayri resmi program, extra program, geçersiz program ve örtük programdır (Posner, 1995). Geçersiz program müfredattan önemsiz oldukları için çıkarılan konuları kapsarken, extra program öğrencilerin katıldığı zorunlu olmayan ama eğitimlerine katkıları olan etkinliklerdir (LeBlanc, 2007). “Örtük” terimi değerlendirilirken kimileri eğitimin zararlı ve kasıtlı olarak gizli tutulan tarafı yorumunu getirirken kimileri de eğitimin farkına varılmamış, ortaya çıkarılmamış yönü şeklinde yorumlarlar (Hubbard, 2010,271). Resmi program tanımlanmış kazanım ve hedefleri içerirken, örtük program ise sosyal ilişkiler ya da öğretmen tarafından aktarılan değerleri içerir (Giroux, 2001).

Eğitim programı konularını ele alan çeşitli çalışmalar vardır, özellikle sonuçları ile örtük program günümüzde öne çıkmaktadır. Örtük programın tanımını sosyolog Philip Jackson 1968’de “sınıfta yaşam” adlı kitabında yapılmıştır. Jackson’a göre örtük program, iş, otorite ve sosyal kurallarla ilgili okulda verilen mesajları içerir. Örtük program, öğrencilerin toplumla uyumlu olması için sadık olma, itaat etme gibi olgularının öğretim aracı olarak tanımlanır (Jackson, 1968, 117). Ona göre örtük program kavramının eğitim ortamında var olan açık veya kapalı değerlere, davranışlara ve normlara işaret ettiği ifade edilmektedir. Jerald (2006,56) örtük programın farkında olmadan iletilen tutumları, bilgileri ve davranışları ifade eden ve toplumdaki herkesin hayatının bir parçası olan kelimeler ve eylemlerle dolaylı olarak aktarılan bir kavram olduğunu ifade eder.Posner ‘de (1995, 33) bu programın her zaman okul yönetimi tarafından tanınmasa ya da farkına varılmasa da öğrencilerin üzerinde resmi programdan daha etkili olabileceğini ifade etmiştir.

Tanımlara bakıldığında örtük programın amaçlarının sosyal gelişim alanı ile ilgili olduğu görülmektedir. Öğrencilerin okulla ilgili tutumları, duyguları, sosyal hayattaki alışkanlık ve değerlerinin şekillenmesi örtük programın hedefleri arasındadır (Ercan, Yüksel ve Özkaya, 2009). Bu yüzden Akbulut, örtük programı hayat okulunun kuralları olarak özetler (2011, 21). Vallance (1983, 15) da örtük programı, okulların akademik çıktıları dışında kalan hedefleri şeklinde ifade etmektedir. Diğer yandan Meighan (1981, 56) ise öğrencilere derslerde görmedikleri fakat okulda karşılaştıkları durumlarla baş etmeyi öğreten bir araç olarak görür. Tüm bunlar ele alındığında okulun öğrencilere dolaylı yoldan edindirdiği şeyler olarak da tanımlanabilir (Eisner, 1985, 4). Bir başka deyişle eğitim

36

sisteminin kasıtlı olmadan aktardıkları da denilebilir (Miller ve Seller, 1990, 4). Chalufi'ye (1996, 96) göre, örtük program öğrencilerin ve öğretmenlerin okullarda sahip oldukları ancak belirli ders programlarında şart koşulmayan planlanmış ve planlanmamış çeşitli deneyimlerle ilgilidir. Chalufi (1996, 96 - 97) örtük programın üç kategorisini tanımlar:

Mikro örtük program, Çoğunlukla ders ortamında öğretmen ve öğrencilerin ilişkileri ve etkileşimleri ve öğrencilerin kendileri arasındaki etkileşimi ifade eder.

Orta düzey (Mezo) örtük program; okulda dersler dışında geçer. Bir okuldaki öğretme dinamiklerini etkileyen etmenler şunlardır: Öğretmenlerin kişilikleri ve diğerleriyle olan ilişkileri; sınıf engelleri karşısında öğrencilerin kişilikleri ve ilişkileri; ebeveynlerin ve toplum liderlerinin etkisi; çevredeki toplulukların niteliği ve program dışı etkinlikler.

Makro örtük program, ulusal düzeyde baskın olan etkenlerde kendini göstermektedir:

Ulusal düzeydeki programlar, Hükümet politikaları, eğitim sisteminin ekonomik kontrolü belirli hedeflere ulaşmak hedeflendiğinden burada önemli bir faktördür.

Wren (1999, 25) örtük programın okulun hedeflerinin desteklenmesi amacı ile politikalar, okul ortamı ve programların şekillendirilmesi olduğunu belirtirken, kısaca okul kültürü olduğunu da öne sürmüştür. Okul kültürünün tanımını öğretmenlerin tutum ve davranışları, iletişim, öğrenci katılımı olarak niteleyen Halstead ve Taylor da (2000, 21) bu fikri desteklemişlerdir. Mariani (1999) programı buz dağına benzetmiş ve örtük programın buz dağının suyun altındaki tarafı olduğunu vurgulamıştır. Bu bağlamda örtük program değerlerin aşılanması, siyasal toplumsallaşma, itaat ve uyumlu olmaya yönelik yetiştirme, geleneksel sınıf yapısının sürdürülmesi gibi işlevleri yerine getirmiş olur. Otorite, kontrol, itaat ve hiyerarşi ile ilgili güçlü mesajlar vermektedir (Takala, Hawk ve Yannis, 2001, 23).

Eğitim sisteminde yapılan düzenlemeler, programlarda yer aldığı ölçüde başarı kazanabilir.

Programlar ulaşılacak amaçları, bu amaçlara ulaşabilmek için seçilecek ve belli ilkelere göre düzenlenecek içeriği, uygulanacak yöntemleri, destekleyici araç-gereçleri, amaçlara ne kadar ulaşılabildiğini gösteren değerlendirme ölçütlerini kapsamaktadır (Gözütok, 2004, 44). Bu nedenle eğitim sisteminde yapılacak değişiklikler program geliştirme çalışmalarına dayandırılmalıdır. Çünkü öğretmen eğitiminden ders kitabına, sınıf yönetiminden uygulanacak öğretim yöntemine ve ne tür bir vatandaş yetiştirmek istediğiniz sorularının

37

cevabını açık ya da gizli bir şekilde uygulanan programlarda bulmak mümkündür (Akbaba, 2004, 112).

Belgede BARTIN ÜNİVERSİTESİ (sayfa 45-50)