• Sonuç bulunamadı

2.2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.2.5. Örgütsel Adalet ile İlgili Yurt İçi Araştırmalar

Kaba (2018) özel okullarda gerçekleştirdiği ve nepotizm ile örgütsel adaletin bireysel performans üzerindeki etkilerini araştırdığı çalışmada, örgütsel adalet ile bireysel perfromans arasında olumlu yönde anlamlı ilişkiler olduğu saptanmışken, nepotizm bireysel performansa olumsuz etkilemektedir. Diğer bir deyişle, yüksek nepotizm algısı öğretmenlerin performanslarını düşürücü etki yapmaktadır.

Mammadova (2018) ‘örgütsel adaletin işgören motivasyonu üzerindeki etkileri’ amaçlı araştırmasında Özel Uğur Okullarında görevli işgörenlerden [öğretmen, temizlik personeli, idari personel, yemekhane personeli… ] elde ettiği verilere dayalı olarak adalet algısı ile motivasyon düzeyi arasında pozitif yönlü anlamlı ilişkiler olduğu sonucuna ulaşmıştır. Adalet algısı yükseldikçe, motivasyon düzeyi de yükselmektedir.

Çiçek Sağlam ve Emir (2018) de ilkokul ve ortaokul öğretmenlerinin örgütsel adalet algıları ile motivasyon düzeylerini araştırmışlardır. Araştırma bulgularına göre, öğretmenlerin örgütsel adalet algıları yüksek düzeyde bulunmuştur. Cinsiyet ve kıdem değişkenleri açısından bakıldığında, kadın öğretmenlerin ve kıdem düşük öğretmenlerin daha olumlu bir algıya sahip oldukları ancak farkın anlamlı olmadığı, ayrıca, örgütsel adalet algısının öğrenim düzeyi değişkenine göre alt boyutlarda ölçek genelinde anlamlı biçimde farklılaştığı, farkın Önlisans ile Lisans grubu arasında ve Lisans ile Lisansüstü arasında olduğu bulunmuştur. Öğrenim düzeyi yükseldikçe, örgütsel adalet algısının daha olumluya doğru bir seyir izlediği gözlenmiştir. Öğretmenlerin örgütsel adalet algıları ile motivasyon düzeyleri arasında pozitif yönlü orta düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmaktadır.

Taşlıyan, Hırlak, Çiftçi ve Yılmaz (2017), biri İç Anadolu ve biri de Akdeniz bölgelerinde bulunan iki üniversitede gerçekleştirdikleri araştırmada, farklılık yönetimi, örgütsel adalet ve örgütsel özdeşleşme arasındaki ilişkileri incelemişlerdir. Elde edilen bulgulara göre, kurumlarda görev yapan işgörenler arasındaki farklılıkların yönetilme düzeyi hem örgütsel adalet algılarını hem de özdeşleşme algıları üzerinde etkilidir. Diğer bir ifadeyle, farklılıklar iyi yönetildiğinde, akademisyenlerin daha olumlu örgütsel adalet algılarına sahip olabilecekleri ve örgütsel özdeşleşme düzeylerinin iyileştirilebileceği düşünülebilir.

Tekin ve Akyol (2017) lise öğretmenlerinin ve okul yöneticilerinin, öğretmen değerlendirme konusundaki örgütsel adalet ile ilgili görüşlerini inceledikleri nitel çalışmada, “adalet”, “örgütsel adalet” ve “değerlendirme sürecinde adalet” başlıkları altında sorular yöneltmiştir. Araştırma bulgularına göre, okul müdürleri ve öğretmenlerin adalet kavramına bakışları benzerlik göstermektedir. Her iki grubun adalete bakış noktaları açısından ‘eşitlik, değer verme, hakkaniyetli olma’ ortak noktalar olarak tanımlanmaktadır. Okul yöneticileri, ders dağılımında adil olduklarını ifade etmekteyken, öğretmenler kendilerinden dönüt alınmadan yapılan değerlendirmelerin ‘aslında pek de adil olmadığını’ düşünmektedirler. Araştırmanın bir diğer bulgusu da okul yöneticilerinin adaletli olmak için, özellikle ders dağılımları ve görevlendirmeler konusunda, çaba sarf ettikleri, bununla birlikte öğretmen algılarının tam tersi yönde bulunmasıdır. Her iki grubun da ortak düşüncesi, değerlendirme konusunda sabit kriterlerin belirlenmesi olarak ifade edilmiştir.

Demirdağ (2017) örgütsel adalet, örgütsel güven ve yıldırma davranışlarını ücretli öğretmenlerin algıları üzerinden incelediği araştırmasında, örgütsel adalet algısını ‘Katılıyorum’ düzeyinde olduğu, cinsiyet değişkeni açısından anlamlı farklılığın ortaya çıktığı ve kadın öğretmenlerin daha olumlu algıya sahip oldukları, kıdem değişkeni açısından da örgütsel adalet algıları arasında anlamlı fark bulunduğu ve 7 yıl ve üzeri kıdeme sahip öğretmenlerin okul yöneticilerini daha olumlu ve adil algıladıkları saptanmıştır. Örgütsel adalet algısı ve yıldırma davranışları arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Şahin ve Kavas (2016) öğretmenlerin örgütsel adalet ile örgütsel bağlılık düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla gerçekleştirdikleri araştırmada, öğretmenlerin hem örgütsel adalet hem de örgütsel bağlılık düzeylerini ‘Yüksek Düzeyde’ bulgulamıştır. Ayrıca, örgütsel adalet algıları ile örgütsel bağlılık düzeyleri arasında pozitif yönlü yüksek düzeyde istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler olduğu saptanmıştır.

Akdeniz (2016) sağlık sektöründe gerçekleştirdiği araştırmada, örgütsel adalet ile işgören mutluluğu arasında pozitif yönlü, orta düzeyde ve anlamlı ilişkiler olduğu sonucuna ulaşmıştır. Hiyerarşik regresyon analizi bulguları da örgütsel adaletin işgören mutluluğunu anlamlı biçimde pozitif yönlü olarak etkilediği (= .51, p<.001), ayrıca paternalist liderliğin işgören mutluluğuna etkisinde örgütsel adaletin tam aracılık rolü üstlendiği görülmüştür.

İren (2015) ilkokul öğretmenlerinin örgütsel adalet algıları ile mesleki motivasyon düzeyleri arasındaki ilişki üzerinde durduğu araştırmasında, öğretmenlerin örgütsel adalet algısının ve mesleki motivasyon düzeyleri açısından farklı demografik değişkenlere göre anlamlı bir farklılaşma olup olmadığını araştırmıştır. Bulgulara göre, örgütsel adalet algısı yalnızca etkileşimsel adalet altboyutunda cinsiyet değişkenine göre, erkekler lehine, anlamlı biçimde farklılaşmaktadır. Ayrıca, öğretmenlerin örgütsel adalet algısı ve mesleki motivasyon düzeyi ilişkisi arasında yüksek düzeyde, pozitif ve anlamlı bir ilişki saptanmıştır.

Aydın (2015) öğretmenlerin örgütsel adalet algıları ile işe yabancılaşma algıları arasındaki ilişkiyi araştırdığı çalışmasında 397 öğretmenden veri toplamıştır. Araştırma bulgularına göre, ilkokul ve ortaokul öğretmenlerinin işe yabancılaşma algıları “nadir”

düzeyde ve örgütsel adalet algıları “orta” düzeyde olarak saptanmıştır. Ayrıca, bulgular örgütsel adalet algısı ile işe yabancılaşma arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığını işaret etmektedir.

Batman (2015) araştırmasında öğretmenlerin örgütsel adalet algıları ile iş tatmin düzeyleri arasındaki ilişki üzerinde durmaktadır. İlişkisel tarama modelindeki araştırmada 191 okul öncesi öğretmeninden elde edilen veriler üzerinden analizler neticesinde elde edilen bulgulara göre öğretmenlerin görev yaptıkları kurumlardaki iş ve işlemlere ilişkin örgütsel adalet algıları iş doyumu düzeylerinin yordayıcısıdır.

İşleyici (2015) öğretmenlerin örgütsel adalet ve örgütsel sessizlik düzeylerini tespit etmek amacıyla gerçekleştirdiği araştırmasında elde edilen bulgulara göre örgütsel adalet ve örgütsel sessizlik algıları arasında yaş, cinsiyet, kıdem, yöneticiyle çalışma yılı ve mezun olunan okul türü değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık olmadığı ortaya çıkmıştır. Örgütsel adalet ile örgütsel sessizliğin alt boyutları arasında orta düzeyde ve anlamlı ilişki saptanmıştır.

Kasapoğlu (2015) öğretmenlerin işe yabancılaşma düzeyleri ile örgütsel adalet algılarını çeşitli değişkenler açısından incelenmesi ve örgütsel adalet algılarının, işe yabancılaşma düzeylerini yordayıp yordamadığının belirlenmesini amaçlayan araştırmasında örgütsel adalet alt boyutlarından ikisi [işlemsel adalet ve etkileşimsel adalet] algılarının

güçsüzlük ve yalıtılmışlık biçimindeki işe yabancılaşmayı açıklamada önemli bir etkisinin

olduğunu gösteren bulgulara ulaşılmıştır.

Çetin, Özgan ve Bozbayındır (2015) çalışmalarında öğretmenlerin örgütsel adalet ile örgütsel sinizm algılarını belirlemeyi amaçlamışlardır. İlköğretim okullarında görev yapan 285 öğretmen ile gerçekleştirilen ilişkisel tarama modelindeki çalışmada, öğretmenlerin örgütsel adaletin boyutları ve örgütsel sinizm algıları arasında negatif ve anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Öğretmenlerin işlemsel ve etkileşimsel adalet algıları örgütsel sinizmi anlamlı bir şekilde yordarken, dağıtımsal adaletin örgütsel sinizmi anlamlı olarak yordamadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Güzel ve Ayazlar (2014) otel işletmeleri işgörenlerinin örgütsel adalet ve örgütsel sinizm algılarının işten ayrılma niyetine etkisini araştırmışlardır. Analizler sonucunda örgütsel adalet, örgütsel sinizmi ve işten ayrılma niyetini negatif yönde etkilemektedir. Örgütsel adalet algısı yükseldikçe, sinizm ve işten ayrılma niyeti azalmaktadır. Sinizmin

duyuşsal boyutu dağıtımsal ve etkileşimsel adalet algısından negatif yönde etkilenirken; davranışsal sinizm altboyutu dağıtımsal ve etkileşimsel adalet algısından negatif, işlemsel adaletten ise pozitif yönde etkilenmektedir. İşgörenlerin işlemsel adalet algıları işten ayrılma niyetini negatif yönde etkilemektedir; diğer bir deyişle, işlemsel adalet algısı arttıkça, işten ayrılma niyeti azalmaktadır.

Aküzüm (2014) ilişkisel tarama modelinde gerçekleştirdiği araştırmada örgütsel adalet ve örgütsel sinizmin öğretmenlerin örgütsel bağlılık düzeyleri üzerindeki etkisini araştırmıştır. Araştırma bulgularına göre, örgütsel sinizm ve örgütsel adalet örgütsel bağlılık için anlamlı yordayıcılar olarak bulunmuştur. Örgütsel adalet algısı yükseldikçe bağlılık düzeyi artarken, sinizm algısı arttıkça bağlılık düzeyi azalmaktadır. Ayrıca örgütsel sinizm, örgütsel bağlılık ve örgütsel adalet arasında kısmî aracılık rolü oynamaktadır.

Kaya (2014) Konya ili merkez ilçelerinde resmi ilkokullarda görev yapan yöneticilerin görüşlerine göre sergiledikleri etik liderlik davranışları ile örgütsel adalet algıları arasındaki ilişki düzeyinin belirlenmesini amaçlamıştır. Araştırmada, betimsel nitelikte ilişkisel tarama modeli kullanılmış ve toplam 350 okul yöneticisinin görüşüne başvurulmuştur. Okul yöneticilerinin sergiledikleri etik liderlik davranışları ile örgütsel adalet algısı ve alt boyutları arasındaki ilişki pozitif yönde ve yüksek düzeyde bulunmuştur. Yapılan regresyon analizi sonuçlarına göre, etik liderliğin örgütsel adaleti orta düzeyde ve anlamlı olarak yordadığı tespit edilmiştir.

Tan (2014) ilkokul öğretmenlerinin örgütsel adalet ve örgütsel sessizlik algıları arasındaki ilişki üzerine odaklandığı araştırmada, örgütsel adaletin örgütsel sessizliğin anlamlı bir yordayıcısı olduğu sonucuna ulaşmıştır. İlkokul öğretmenlerinin işlemsel adalet algısı, dağıtımsal ve etkileşimsel adalet algısından daha olumlu olarak bulunmuştur. Ayrıca, örgütsel adalet alt boyutları arasında anlamlı ilişkilerin saptandığı, örgütsel adalet ve örgütsel sinizm arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişkinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre, okul yöneticilerinin öğretmenlerin örgütsel sessizlik düzeylerini düşürmeleri ve etkililiğin artırılması için dağıtımsal ve etkileşimsel adalet uygulamalarına da önem vermeleri önerilmiştir.

Kuru Çetin (2013) ortaöğretim okulları yöneticilerinin ve öğretmenlerinin birbirlerini nasıl etkilediği ve örgütsel adalet türlerine yönelik algılarını belirlemeyi

amaçlamıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğretmenler yöneticileri etkilerken en çok aralarındaki arkadaşlık bağlarını kullanma, pazarlık yapma ve diretme taktiklerini kullanmaktadırlar. Okul yöneticileri, örgütsel etkileme taktiklerinden arkadaşlık, pazarlık, başkaları ile koalisyon yapma ve diretme taktiklerini yüksek düzeyde kullanmaktadırlar. Öğretmenlerin ve yöneticilerin örgütsel etkileme taktikleri örgütsel adalet alt boyutlarından sırasıyla en iyi dağıtımsal adalet, işlemsel adalet ve etkileşimsel adalet tarafından yordamaktadır.

Çırak (2013) araştırmasında ilköğretim okulu öğretmenlerinin örgütsel adalet algılarını ve bu algıların; cinsiyet, yaş, kıdem, branş, öğrenim durumu, okuldaki hizmet süresi ve aynı müdürle çalışma süresi değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini araştırmıştır. Öğretmenlerin örgütsel adalet algısı düzeyleri araştırılmış ve öğretmenlerin görev yaptıkları okul müdürlerini “yüksek düzeyde” adil buldukları sonucuna ulaşılmıştır. Okul müdürlerinin en fazla adaletli bulunduğu alt boyut etkileşim adaleti olarak bulunmuştur.

Günce (2013) araştırmasında öğretmenlerin genel olarak örgütsel adalet algı düzeyleri “orta düzeyde” olarak saptanmıştır. Araştırmada, öğretmenlerin örgütsel adalet algı düzeyleri ile örgütsel bağlılık algı düzeyleri arasında orta derecede pozitif yönde bir ilişki olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Bulgulara göre, öğretmenlerin örgütsel adalet algı düzeyleri yükseldikçe örgütsel bağlılık algı düzeyleri de aynı yönde artmakta; değişkenlerden biri azaldıkça diğeri de azalmaktadır.

Çelik (2011) araştırmasında, ilköğretim okulu yöneticilerinin ve öğretmenlerinin örgütsel adalet algıları ile iş doyumları arasındaki ilişki üzerine odaklanmıştır. Demografik değişkenler de örgütsel adalet ve iş doyumu açısından anlamlı farklılık kaynağı olup olmadıkları ile ilgili olarak analiz edilmiştir. Araştırma bulguları, okul yöneticileri ve öğretmenlerinin örgütsel adalet algıları ile iş doyumları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, ilköğretim okulu yöneticilerinin ve öğretmenlerinin örgütsel adalet algıları, iş doyumlarını anlamlı düzeyde etkilemekte ve yordamaktadır.

Efeoğlu ve İplik (2011) çalışanların örgüte yönelik tutumlarını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen örgütsel adalet algısının örgütsel sinizm üzerindeki etkilerini tespit etmeyi amaçladıkları araştırmalarında, ilaç dağıtım firmalarında mümessil olarak

görev yapan işgörenler üzerinden veriler toplamışlardır. Bulgulara göre, örgütsel adalet algıları ile örgütsel sinizm tutumları arasında negatif yönde bir ilişki olduğu, işgörenlerin örgütsel adalete algıları azaldıkça, örgütlerine yönelik sinik tutum sergileme düzeylerinin arttığı saptanmıştır.

Özen Kutanis ve Çetinel (2010), çalışanların örgüte yönelik adaletsizlik algıları ile örgütsel sinisizm arasında bir ilişki olup olmadığını ortaya koymayı amaçladıkları araştırmada bir devlet üniversitesinin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde görevli 20 akademisyenin yer aldığı bir örneklem grubu üzerinde çalışmışlardır. Araştırma verileri yarı-yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmada, katılımcıların adaletsizlik durumunda ne gibi tepkiler geliştireceklerine yönelik sorular da yöneltilmiş; bu sorulara verilen cevaplardan Araştırma Görevlileri ve Uzmanların daha ziyade ‘boyun eğme’ ‘bir şey yapmama’ ve ‘sabretme’ gibi pasif tepkiler geliştirmelerine karşın diğer akademik kadrolardaki işgörenlerin ‘karşı çıkma’ ve ‘açıkça belirtme’ gibi daha dışa- dönük tepkiler verecekleri anlaşılmıştır. Katılımcılarla yapılan görüşmelerin içerik analizi sonuçlarına göre, akademisyenlerin genel anlamda üniversitelerindeki örgütsel adalet uygulamalarına yönelik algılarının olumlu olduğu belirlenmiştir. ‘Aşırı iş yükü’ işlemsel adalet bağlamında en öne çıkan adaletsizlik kaynağı olarak gözükmektedir. Bununla birlikte, akademisyenlerin, örgütsel sinizmin duyuşsal boyutuyla ilgili olarak ele alınan, üniversiteye yönelik duyguları incelendiğinde memnuniyet, mutluluk, işini sevmek ve iş ortamını sevmek ifadelerinin olumlu duyguların da katılımcılar tarafından ifade edildiği görülmektedir. Sinik davranışlar açısından veriler değerlendirildiğinde, en sık tekrarlanan davranışların ‘sızlanma’ ve ‘eleştirme’ olduğu sonucuna ulaşılmıştır.