• Sonuç bulunamadı

II. KURAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ÇALIġMALAR

2.6. Toplum Destekli Polislik ve Örgütsel Kültür

2.6.3. Örgüt Kültürünün Öğeleri

Örgüt kültürü tanımlamalarında dikkat çeken bir husus bu tanımların birçoğunda kültürün öğelerinin temele alınmasıdır. Bu açıdan örgüt kültürü, çalıĢanların paylaĢtıkları normlar, değerler, anlayıĢlar ve temel varsayımları ile bunların temsil ettiği semboller, hikâyeler, kahramanlar, sloganlar ve törenler olarak kabul edilmektedir.

Literatürde bilim adamlarının tanımları incelendiğinde örgüt kültürün en bilinen öğelerinin üç seviyede yer aldığı veya üç katmandan oluĢtuğu noktasında bir görüĢ birliği olduğu söylenebilir (Schein, 2010, s. 14-15; Daft, 2000, s.86; Lewis, 1998, s.254- 255 ). Bunlar:

112

b) Duygular, inançlar ve değerlerden oluĢan ve gözlemlenebilen öğeler aracılığıyla anlaĢılabilen öğeler.

c) Temel varsayımların oluĢturduğu doğrudan gözlemlenemeyen çekirdek değer öğeleridir.

Örgüt kültürü ile ilgili literatürde örgüt kültürün öğeleri ile ilgili en çok kabul görmüĢ ve kökleĢmiĢ modellerin baĢında Schein'ın modeli gelir. Schein (2010, s.22) örgüt kültürü katmanlarını -ki bunlar örgüt kültürü oluĢturan öğeleri içerir- bir buz dağı metaforuyla açıklar. Buna göre üç katmandan oluĢan örgüt kültürünün, görülebilen katmanı, bireyler tarafından ―üretilen nesneler (artifacts)‖ olup, davranıĢ biçimlerinden, teknolojiye kadar gözlenebilir nesnelerdir. Orta katman, ―değerlerden‖ oluĢmakta ve çalıĢanlar tarafından paylaĢılan fakat gözlemlenemeyen yargıları içermektedir. En alt katmanda ise ―temel varsayımlar‖ vardır. Bunlar bireyin zihninde yer etmiĢ olan ve insanın hem kendi benliği, hem de çevresiyle kurduğu iliĢki ağının doğasını, karakterini yansıtan ancak gözlemlenemeyen üçüncü katmandır (Schein, 2010, s.23).

Bu düzeyler arasında niteliksel bir bağ ve karĢılıklı iliĢki vardır. Önemli yapısal değiĢimlere gitmek için değiĢimleri kökten yani temel varsayımlar düzeyinden baĢlatmak gerekir. Örgüt kültürünü, temel değiĢimlerin tetikleyici öğesi olarak kabul etmek gerekir (Machavariani, 2010, s.2-3).

ġekil 6. Kültürün Düzeyleri

Yapı (artifacts/ gözlenebilir öğeler): Örgüt kültürünün yüzeyinde yapı (artifacts) bulunur. Somut göstergeler arasında fiziki çevrenin unsurları, binalar, ofis yerleĢimi, teknoloji ve ürünler, kullanılan dil, giyim ve yerleĢim tarzı, duygusal tepkiler,

Yapı (Gözlenebilir Öğeler)

Değerler

Varsayımlar

Gözlenebilir örgütsel yapı ve süreçler

Stratejiler, amaçlar, felsefe

Farkında olunmayan, inançlar, algılar, düĢüncele

113

örgüt hakkında mit ve hikayeler, açık hale gelen değerler, adetler ve törenler yer alır. Ayrıca, örgüt Ģemaları, davranıĢı etkileyen iĢ süreçleri ve iĢ prosedürleri de göstergeler seviyesinde irdelenebilir (Schein, 2010, s.23-30).

Bir örgüte ilk defa giren insanlar, kültürün bu seviyesinin farkına varırlar ve ilk izlenimleri bu seviyedeki gözlemlerinden kaynaklanır. Schein‘a (2010, s.23-24) göre bu seviyedeki kültür öğelerini (örgütün sahip olduğu yapıyı) gözlemlemek kolaydır fakat anlamlandırmak zordur. Sadece gözlenebilen öğelere bakılarak derin varsayımlar hakkında yorum yapmak sakıncalıdır. Çünkü ister istemez yapılan yorumlar, yorum yapanın kendi duygularını ve tepkilerini yansıtacaktır.

Değerler: Örgüt üyeleri için temel değerler, onu diğer örgütlerden ayırt eder, kiĢiliğini ortaya koyar. Örgütün sahip olduğu değerler vasıtasıyla çalıĢanlar kiĢilik ve özellik kazanırlar. MüĢterek hedeflere ulaĢmak için çalıĢanları daha çok motive etmesi paylaĢılan değerlerin etkinliğini ve etkililiğini ortaya koyar (Deal ve Kennedy, 1982, s. 22).

Değerler ―iyi nedir‖, ―kalite ne demektir‖, ―mükemmelliği ne tanımlar‖, ―ne önemlidir‖ sorularına cevap verir. Değerler, davranıĢlara kaynaklık eden ve onları doğrulamaya, yanlıĢlamaya ve yargılamaya yarayan anlayıĢlardır (BaĢaran, 1991, s. 243).

Değerler örgüt üyelerine; bir durumun iyi ya da kötü, doğru veya yanlıĢ olduğu gibi örgütün ahlaki yapısıyla ilgili olan kuralları ve ölçütleri aĢılar. Örgüt üyeleri, neyin önemli olduğunu, istekleri, tercihleri ve arzu edilen durumları değerler sayesinde öğrenir (Terzi, 2000, s.69). Değerlerin örgütler üzerindeki belki de en önemli iĢlevi örgüt üyelerine yön tayin edici özelliğidir (Güney, 2009, s.33).

Her örgütün kendine has değerleri vardır. Örgütü oluĢturan bireyler bu değerler çerçevesinde oluĢturulan ortak paydaya göre hareket etmektedirler. Yapılan araĢtırmalara göre baĢarılı örgütlerin baĢarısında kendilerine has bu değerlere önem vermesi yatmaktadır (Yıldız, 2006, s.7-8).

Temel Varsayımlar (Gizli Sayıltılar): Bir probleme iliĢkin çözüm yolu sürekli olarak etkili oluyorsa, bir süre sonra bu çözüm sorgulanmadan doğru olarak kabul edilmeye baĢlar. BaĢlangıçta değerlerle ve önsezilerle desteklenmiĢ olan hipotez zamanla tartıĢılmaz ―gerçek‖ haline gelir (Schein, 2010. 27).

114

Kültürün bu boyutu, örgüt çalıĢanları tarafından tartıĢmasız kabul edilir ve örgütsel yaĢamın bilinçdıĢı boyutlarında saklıdır. Bowers ve Flinders‘a göre kültürel örüntüler bireyler tarafından tartıĢmasız kabul edilen bir dünya görüĢü olarak deneyimlenir (Stolp ve Smith, 1995, s.39‘dan Akt. IĢık, 2010, s.17).

Temel varsayımlar örgüt kültürünün en derinlerinde yer alan, örgütün üyelerinin davranıĢlara yön veren ve önemli Ģeyleri nasıl anlamlandıracaklarını belirleyen, sıkı sıkıya benimsenen inançlardır. Varsayımlar, ―derinlerde saklı‖, kiĢi ya da grupların davranma, düĢünme ve hissetme söyleĢilerinin referans çerçevesini oluĢturan, bilinç dıĢı düzeyde ĢekillenmiĢ ilkelerdir. Temel varsayımlar bir zihinsel harita, düĢünce dünyası oluĢturmakta ve bu oluĢumla birlikte örgüt içerisindeki bireyler hazır yol haritası ile rahat etmektedir. Aksi durumlarda karmaĢalar ortaya çıkmakta ve üyeler tedirgin olmaktadır (Schein, 2010, s.29).

Schein (2010, s. 31-32) örgüt kültürünün en derin katmanının, üyelerinin farkında olmadan uydukları ve bağlılık gösterdikleri temel varsayımlardan oluĢtuğunu ileri sürer. Kültürün en üst katmanını yüzeyde yer alan ve görülebilen, iĢitilebilen somut göstergeler oluĢturmaktadır. Her iki katmanın arasında ise, ne yapılması gerektiğini belirleyen değerler ve inançlar yer alır.

Bu çalıĢmada örgüt kültürünü oluĢturan öğeler boyutunda Schein‘nın üç katmanlı modeli temele alınmıĢ ve inançlar, değerler, normlar, gizli sayıltılar, metafor ve semboller, hikayeler ve mitler, liderler ve kahramanlar, törenler, adetler, dil örgütsel kültürün öğeleri olarak ele alınıp, açıklanmıĢtır.

Normlar: Normlar genel olarak örgüt içinde uyulması gereken kuralları nitelemektedir. Bu kurallar yazılı değildirler ve açık olarak dile getirilmeyebilirler (Sabuncuoğlu ve Tüz, 1998, s.39). Normlar örgütün kültürel değerleri baz alınarak geliĢtirilen, üyelerin büyük bir çoğunluğu tarafından benimsenen ve desteklenen davranıĢ kuralları ve ölçütlerdir. ĠĢgörenlerin örgüt içinde nasıl davranacağını, nasıl iliĢkide bulunacağını ve baĢkalarıyla nasıl iletiĢimde bulunacağını gösterir (BaĢaran, 1991, s.36).

Özetle normlar örgüt içerisinde yer alan bireylerin davranıĢ biçimlerini belirleyen kurallardır. Belirli bir durumla ilgili olarak insanların ne yapması ya da yapmaması, ne söylemesi ya da söylememesi gerektiğini gösterirler. Değerlere göre normlar daha somutturlar (Ruçlar, 2013, s.12) Normların tekrar etmesi değerlerin

115

oluĢmasına ve uzun süre tekrar edip, nesilden nesile aktarılması ise varsayımlara neden olmaktadır (Schein, 2004, s.125).

Ġnançlar: Ġnanç, kiĢinin bir konu veya nesneye ait algı ve bilgilerinin toplamıdır. BirĢeyin zihinde uyandırdığı anlama inanç denmektedir (Erkmen, 2010, s. 50). Ġnançlar gerçeğin doğasına iliĢkin bireyin sahip olduğu bilgileri içerir (Bozkurt, 1996, s.91).

Ġnanç, bireyin bir konu veya objeye ait algı ve bilgilerinin devamlı bir örgütüdür. Ġnanç, birĢeyin ifade ettiği anlamların toplamı, bireyin obje hakkındaki bilgisinin tamamıdır. Bireylerin inançları arasındaki benzerlik ne kadar fazla ise, o bireylerin oluĢturduğu toplumun inançları o ölçüde güçlü ve yaygındır, inançlar bir toplumun devamlılığını sağlar (Erdoğan, 1997, s.132). Aynı Ģekilde bir örgüt içindeki bireylerin inançları ne kadar birbirine benzer olursa, o örgütün inançları o derecede güçlüdür ve kültürünün devamlılığını sağlar (Erkmen, 2010, s. 51).

Törenler: Tören, özel bir olay için bir araya gelen, bireyler tarafından yapılan planlanmıĢ bir etkinliktir. Bu aktiviteyle örgütün amaçlarına, değer ve normlarına özenle hizmet etmiĢ olan kimselerin baĢarıları anlatılarak, örgüt üyesi diğer bireylere aktarılır. Bu kiĢiler ödüllendirilerek, övgü ve saygı ile yad edilerek diğer üyelere rol model olmaları amaçlanır (Leblebici ve Karasoy, 2009, s. 283).

Törenlerin en önemli iĢlevi örgüt üyelerini bir araya getirerek ortak değerlerin yaĢatılmasını sağlarken, dıĢ çevreye de kültürün varlığına dair mesajlar vermektir (Terzi, 2000, s.69). Törenler sayesinde örgüt üyeleri arasında, kültürel değerler paylaĢılır ve yeni üyelere aktarılır (ġiĢman, 1994, s.43). Tören ve toplantıların önemli iĢlevlerinden biri de örgüt içinde sosyalleĢmenin sağlanması ve üyelerin zihinlerinde var olan örtük bilgi ve deneyimlerin paylaĢılacağı resmi olmayan bir ortam sunmasıdır. Adetler: Adetler "Kültürel kalıp ve değerleri kuvvetlendirmek için yapılan törensel, örgüt içerisinde tekrarlanmıĢ ve alıĢılmıĢ eylemlerdir" (Terzi, 2000, s.70). Adetler örgüt içerisinde yer alan bireylerin algılarını ve davranıĢlarını etkileyebilmek için zaman zaman tekrarlana gelmiĢ ve standardize olmuĢ eylemlerdir. Örgüt tarafından belirlenmiĢ bir atmosferi oluĢturmak ve doğru değer ve düĢünceleri ifade etmek için dikkatlice uygulana gelmiĢ faaliyetlerdir (Alvesson ve Sveningsson, 2008, s. 38).

Hikayeler ve Mitler: Hikayeler ve efsaneler önemli birer kültür taĢıyıcısıdırlar. Hikayeler bugünü geçmiĢe bağlar ve mevcut uygulamalara açıklama ve meĢruluk kazandırır (Gürsan, 2008, s. 7). Terzi (2000, s.71)'ye göre mitler "eleĢtirilmeden kabul

116

edilen tecrübe edilmemiĢ inançlardır. Mitler, sahte bir inanç olmayıp, bir örgüt için ayırt edici tarihi efsaneleri ve hatıraları kapsamaktadır" Ģeklinde tanımlanmaktadır. Mitler genel olarak geçmiĢte örgüte fayda sağlamıĢ kahramanların olağan üstü hikâyelerinden oluĢur. Bunların doğruluğu tartıĢılmaz ve sorgulanamaz.

Semboller: Semboller örgütün görünen yüzünü oluĢturmaktadır (Barutçugil, 2004,

s.211). Kültür, büyük ölçüde bir semboller sistemidir. Semboller örgütler için anlam ifade eden ―Ģeylerdir‖ ve örgüt kültürünün göstergeleridirler. Sözcükler, Ģekiller, giysiler, dil, örgüt üyelerinin duygularını güçlendiren, onları eyleme geçiren, aynı zamanda dıĢ çevreyi uyaran her Ģey birer semboldür (Pettigrew, 1979, s. 575). Örgütler sembolleri sayesinde inançlarını, mitlerini ve değerlerini yansıtabilirler ve dıĢ çevreye kurumsal kimliklerini tanıtabilirler (ġiĢman, 1994, s.41).

Özetle semboller örgüt için anlamı olan nesnelerdir. Semboller o örgüt için göründüğünden daha büyük bir anlam içerir. Semboller olmadan örgüt kültürünün pek çok temel norm ve değeri örgüt üyelerine iletilemez (Erkmen, 2010, s.68).

Liderler ve Kahramanlar: Kahramanlar, örgütün en yüksek düzeydeki ideallerini gerçekleĢtiren ve bu ideallere kiĢilik kazandıran bireylerdir. Her örgütün içinde, o örgüt için önem taĢıyan ve diğer üyelere de örnek teĢkil eden kahramanlar mevcuttur. Yönetim en iyi performans gösteren ve dikkat çeken elemanlarını, kahramanlar haline getirirken vermek istediği mesaj açıktır: ―Bu insanlara bakın, onlar gibi olun, siz ka- zanırsınız‖. Sık sık tekrarlanan hikayeler ve örgüt kahramanlarına iliĢkin efsaneler kültürü derinleĢtirir (Kreitner ve Kinicki 1992, 707-709 Akt.Erkmen, 2010, s.66).

Kahraman güçlü bir kültürün fikirlerini, özünü ve davranıĢ kalıplarını temsil eden figür olarak örgüt içinde kilit bir rol oynar. Kahramanlar, örgüt üyesi bireylerin takip etmesi için bir rol modeldir. (Daft, 2000, s. 89).

Dil: Dil kültürün paylaĢılması, geliĢmesi ve gelecek nesillere aktarılması bakımından örgüt için çok önemli bir unsurdur. Dil kültürlerde tarihselliği meydana getirerek sürekliliği olanaklı kılar. Kültürlerin oluĢumunda büyük rol oynayan dil, tıpkı milletlerde farklılık gösterdiği gibi çeĢitli gruplar üzerinde de farklılıklar gösterir. Örgütün kendine özgü bir Ģekilde kullanmakta olduğu dil, kültürün algılanmasında ve paylaĢılmasında etkili olmaktadır (Özkalp ve Kırel, 1998, s.180).

117